Bayramın son günü, havalar sıcakladı, sokaklar insan kaynıyor. Toplu taşımayı da beleş yaptıklarından kalabalık her yerde. Arkadaşım Aydın’la Tuzla’ya pedallayalım demiştik. Kendine geçen ay bir e-bisi almıştı, güzel de bir şey; Cube marka, Bosch motor, 85Nm tork (*), 750Wh batarya… Kutlayalım istedik, 10 buçukta Dragos Beltur’da buluşmak üzere sözleştik. Geç kalmamak için sabah 9’a 8 kala çıktım evden. Hava 23,2 °C. Bostancı üzerinden sahil yolu boyunca Beltur’a varışım 10’daydı. 30 dakika erken gelmiş oldum. Öylesine de bir kalabalık var ki, gölgede boş masa kalmamış. Arıyorum Aydın’ı, o da hazırmış, erken geleyin ben de diyor.
(*) Elektrikli bisiklet torku nedir ve ne kadara ihtiyacım var?
Kenarda beklerken boşalan bir masaya hemen atlıyorum. 15 dakika sonra da Aydın geliyor. Ehh, hazır masa bulmuşken bari kahvaltıyı burada edelim diyor ve çay kuyruğuna giriyor. Ama kuyruk ne kuyruk, yılan gibi kıvrılmış Beltur’un içinde.
Yarım saatten fazla bir zamanı Beltur’da geçirdikten sonra sahil yolundan Tuzla’ya varıyoruz. Tersanelerin oradaki lagün kenarındaki Beltur’un konumu çok güzeldir. Biraz dinlenmek üzere boş 2 koltuğa oturup etrafı izleyerek sohbetimizi sürdürüyoruz.
Buranın adı Kâmil Abduş Gölü; yaklaşık 300 hektarlık bir alan kaplayan göl, doğal ve yapay engellerle denizden ayrılmış durumdadır. Tuzla'nın kıyı kesimine tersanelerin kurulmasıyla doğal dengesi bozulmaya başlayan göl, 2001 yılına gelindiğinde tümüyle kurudu. Kuşların üreme merkezi olan göldeki tüm canlılar bölgeyi terk etti. Gölün kurumasıyla ortaya çıkan durumu düzeltmek amacıyla Tuzla Belediyesi çalışmalara başladı. Göl tabanından toprak kaldırmak suretiyle derinliği arttırılarak denizden bağlantı açılarak gölün su döngüsünü yeniden sağlamak için boğazlar yoluyla kuruyan göle deniz suyu verildi. Oluşturulan yapay adacıklarla kuşların üreme ve konaklamasına kalacak yer sağlandı… Gölün adı ise, nüfus mübadelesiyle Yunanistan'dan gelen, burada bir çiftlik kuran Kâmil Abduş’dan gelmekte. Göl, 1929 yılına kadar İstanbul'un tuz gereksinimininin karşılandığı bir tuzla olarak kullanıldığını da belirteyim.
Tuzla’nın, Türklerin egemenliğine ilk olarak geçişi Anadolu Selçuklu Sultanı Süleyman Şah ile Bizans İmparatoru Alexios Komnenos arasında 1081 yılında yapılan Dragos Suyu Anlaşması ile gerçekleşmiştir. Bu anlaşmayla Tuzla ve yöresi Anadolu Selçuklu Devleti’ne bırakıldı. Kısa bir süre sonra Bizanslıların eline geçen Tuzla ve yöresi, 1329 yılında Orhan Bey zamanında yapılan Pelekanon Savaşı sonucunda tekrar Osmanlı Devleti yönetimine geçti. 1399 yılında Bizans İmparatoru Manuel, İzmit’e kadar olan yerleri Osmanlılardan geri alınca Tuzla bir daha Bizanslıların egemenliğine girdi. Ondan sonraki yıllarda birkaç kere Osmanlılarla Bizanslılar arasında el değiştiren Tuzla, 1453 yılında İstanbul’un alınışından sonra sürekli olarak Osmanlı yönetiminde kaldı.
Mercan herhalde İstanbul’un en güzel bölgelerinden biri olsa. Hele evleri ayrı bir güzel. Yarım adanın içinden, lokantaların da olduğu bölgelerden geçerek Deniz Harb Okulu kapısına gelip giriş izni istiyor Aydın, ancak elindeki kimlikle buna imkan olmayınca sokak aralarına girip, askeri lojmanlar, gelmediğim süre içinde yapılmış olan Vesen sitesi (daha bitmemiş), tadilatta olan belediyenin Yakamoz lokantası, yıllardır duran, harabeye dönmüş hayalet villaların (2-3 tanesine şirketler yerleşmiş)… kenarlarından geçerek, karnımızın zil çalması sonucu Filiz köftecisine kapağı atıyoruz. Öyle açıkmışım ki, gereğinden fazla sipariş verip (piyaz, patates kızartması, meze, ayran) şişerek, hesabı 2’ye bölerek adam başı 570- lirayla zilin sesini kısmış oluyoruz. (…) Bu şişkinlikle acaba trenle mi dönsek düşünceleri içinde, ama pedallayalım da yakalımda karar kılıp dönüşe geçiyoruz. Ara sıra karşıdan esen kuvvetli rüzgara karşı.
Tuzla; Cumhuriyet’in ilk yıllarında Gebze’ye, 1951’de Kartal'a, 1987’de Pendik ilçesine bağlanmıştır. 1992’de ise ilçe olmuştur.
Sahil bisiklet yolu da kalabalık, kaldırımdan giden de. Bir de avare avare bisiklet yolunda dolananlar, onlara zil çalmak, uyarmak, bir de çarpışmayalım şeklinde geldiğimiz Cevizli’de Aydın’ın ayrılması, benim de Bostancı’dan metroyla dönmemle geziyi tamamlamış oluyoruz.
1982 yılında Norveçli 3 arkadaş tarafından kurulmuştu a-ha: Paul Waaktaar-Savoy (gitar ve vokal), Magne Furuholmen (klavye, gitar ve vokal) ve Morten Harket (vokal). 80'lerin ortalarında zirveye ulaşan grup, İngiltere ve ABD'de liste başı oldu ve Almanya, Fransa ve Güney Amerika gibi İngilizce konuşulmayan bölgelerde de ticari başarı elde etti, Türkiye’de de. 2023 yılında, ‘Hot 100’ün 65. yılını kutlamak amacıyla Billboard dergisi, 1958'den bu yana listede yer alan ‘Tüm Zamanların En İyi 500 Pop Şarkısı’nı listeledi ve "Take On Me" 26. sırada yer aldı…
bisikletle Tuzla/AA: Dudullu-Bostancı-Dragos-Tuzla-Bostancı-(metro) İMES-Dudullu
Tur tarihi: 9 Haziran 2025
Alınan yol: 80,26 km
Ortalama hız: 17,5 km/s
En yüksek hız: 52,4 km/s
Bisiklete biniş süresi 4 s 34 dk, dışarıda geçen süre 10 s 31 dk
En yüksek sıcaklık 33 ˚C, en düşük 20 ˚C, ortalama 27,4 ˚C
Yükselti kazancı (çıkış) 304 m, kaybı (iniş) 434 m
En düşük yükselti 3,8 m, en yüksek 145,8 m
Garmin yol bilgiler bisikletle Tuzla/AA
Relive yol bilgiler bisikletle Tuzla/AA
İlginizi çekebilir Yalova Keşif Turları: Güneyköy II, Aydos, hadi pikniğe gidiyos…, Dünya Kadınlar Günü’nde bisikletle Riva