23 Mayıs 2024

Kamil Koç Otobüsleri II

[bisikletle]Türkiye: Paflagonya’nın derinliğine doğru... turunda yaşanan bir lastik sorunu nedeniyle bisikletimi İstanbul’a geri getirmek zorunda kaldım. Kamil Koç nedense bagaj farkı istedi bu sefer. Konuyu Müşteri İlişkileri Servisi’ne ilettim. Nasıl bir yanıt gelecek merak ediyorum.

 

 

 


 











Kamil Koç Otobüsleri A.Ş.

 

Konu: Fazladan istenen bagaj parası.

 

Sayın İlgili,

 

20.05.2024 tarihinde Yozgat’tan saat 20.01’de hareket eden 34FIY810 plakalı otobüsünüzle İstanbul’a (Dudullu) geldim (PNR No: 3163149197-Güzergah TRN0164). Bir bisikletim ve 2 önde 2 arkada toplam 4 çantam vardı. Gerek muavin gerekse şoför bunların fazla bagaj olduğunu söyleyip bagaj farkı almak istediler. Halbuki 4 çanta bir araya geldiğinde 68x40x45 cm tutmakta ve 30 kg.yi geçmemekte (ek fotoda görüldüğü gibi). Ne kadar anlatmaya çalışsam ikna edemedim, konuyu uzatmamak ve seferi aksatmamak için bisikletim ve çantalarım için istenen 400- TL.yi (y.Dörtyüz) ödedim. (*)

 

Haksız yere alınan 400 liranın kredi kartıma iadesini talep etmekteyim.

 

Saygılarla,

 

Mustafa H. Dorsay 

 

 

(*) Aynı bagajla 05.05.2024 tarihinde şirketinizle Dudullu’dan Bolu’ya gitmiş, bagaj farkı istenmemişti. Ve yıllarca bu şekilde bisiklet turuna çıktığımda, gidiş gelişlerde şirketiniz fark almadı. Camiamızda Kamil Koç’u bisiklet dostu olarak tanır, ön sırada tutardık. 

 

 

 

Ek:

1. Çantaların fotosu.

2. Kredi kartı slipi.

3. Otobüs bagaj durumu.

4. Kamil Koç internet sayfası A.

5. Kamil Koç internet sayfası B.

6. Ödeme çıktısı.




















22 Mayıs 2024

İki teker üzerinde bir şehir: Kapsayıcı ve aktif ulaşımla bir yere gitme nasıl teşvik edilir?


Son on yıllık süreçte, şehir ulaşımını geliştirmenin basit bir şekilde metro veya otobüs kapasitesini artırmaktan daha fazlası olabileceği ve olması gerektiği açık hale geldi. Şehirler; üretilen sera gazı miktarı ile atmosferden temizlenen miktar arasındaki denge hedeflerini karşılamada mücadelelerine devam ederken, odak noktası artan bir şekilde hem toplu ulaşımı teşvik edecek hem de bisikletle seyahat, mobiletler, yürüme ve hafif koşu olarak tanımlanan “aktif ulaşımla bir yere gitmenin” popülerliğini genişletecek önlemlere yönelmektedir. Bu türden seyahat çok sayıda önceliğe vurgu yapan bir konudur; bu öncelikler sağlık ve refah, ekonomik fırsat, kamu güvenliği, trafik sıkışıklığı, hava kalitesi ve toplumsal kapsayıcılıktır. Her zaman kısıtlı tutulan bütçelerle, buradaki hedef bütün yaş grupları ve cinsiyetler için gerçekten kapsayıcı ve kamu desteği ve katılımını buyuran aktif ulaşımla bir yere gitme programları geliştirmektir.

 

Aktif ulaşımla bir yere gitme, bir şehrin tarihi ulaşım kararları ve önceliklerine nasıl yanıt verir? Genellikle, mevcut durum yaygın bir şekilde sıkışık yollar, üç şeritli karayolları ve otomobil, kamyon ve otobüslerin tercih edildiğini göstermektedir. Bu senaryoda, halk anlaşılır bir şekilde genellikle güvenlik, zorlu rotalar veya zayıf bir şekilde aydınlatılmış yaya geçitlerini zikretmekte ve trafiğe rağmen kendi otomobillerinden vazgeçmekte tereddüt etmektedir. Ankara, Türkiye için olan kapsayıcı bir aktif ulaşımla bir yere gitme planımız üzerine olan son zamanlarda yapmış olduğumuz çalışmamız bunun sadece bisiklet yolları yapmak ve insanlardan otomobillerini garajlarında bırakmalarını beklemek olmadığını göstermektedir.   


İlk pilot uygulama 4,75 km’yi kapsamaktadır; Ankara’daki bu proje için uzun vadeli amaç, bisikletle seyahatin bu şehirde kabul göreceğini varsayarak ileriye doğru büyük bir adım atmak ve yeni bisiklet yollarını 210 km olarak belirlemektir. Peki, çalışmamızı hangi ilkeler yönlendirdi?

 

Dinle ve öğren

 

Aktif ulaşımla bir yere gitme opsiyonlarına gerçek bir yerel ilgi uyandırmak için, bunun özellikle kemikleşmiş davranış kalıplarının üstesinden gelmesi gerekliliğini içeren yerlerde, yerel araştırma ve odak grupları oluşturmanız gerekir. Bir dinleme uygulaması üstesinden gelinecek hem genel hem de özel engelleri ortaya koyacaktır. Ankara çalışmamızda, bisikletler ve diğer taşıtlar ve yayalar arasındaki fiziki engellerin eksikliğinin üstesinden gelinecek büyük bir sorun olduğunu keşfettik. Bu durum bisikletle seyahat etmenin “alışılmamış/güvenli olmayan” bir yönden “bariz seçime” en kısa zamanda nasıl geçebileceği hakkındaki düşünme yapımızı şekillendirme üzerinden ilerleyecektir. Aynı zamanda genel anlatıya ilavede bulunmak için ana tetikleyici etkenleri tanımladık.

 

Farklı kullanıcı grupları için ustalık içeren mesajlar

 

Ankara söz konusu olduğunda, otomobil sahibi olma oranının en yüksek seviyede olduğu şehirle ve tüm ülke içerisinde kullanımı ile karşı karşıya olduğumuzu biliyorduk. Bazı bisiklet kiralama noktaları temin etmek ve ani bir değişim beklemek yeterli olmayacaktı. Yeni bir seyahat yöntemine katılım sağlamak için tüketiciyi ve onları harekete geçiren etkenleri anlamamız, onların endişelerine vurgu yapmamız, onları ikna etmemiz ve bisikletle seyahat etme önerimizi doğru konumlandırmamız gerektiğinin farkına vardık. Bu aynı zamanda farklı kullanıcı gruplarına özel bir mesaj verilmek anlamına gelmektedir. Çocuklar ve gençler, bisikletle seyahat etmenin kendilerinin boş zaman faaliyetlerini destekleyecek ve özgürlük alanlarını geliştirecek bir aktivite olduğunu görmeleri için teşvik edilebilir. Bisikletle seyahat etme, yetişkinler ve 65 yaş üstü gruplar tarafından sağlığa faydalı ve ekonomik bir seçim olarak görülebilir ve işe gitmek için kapsayıcı bir yöntem olarak algılanabilir.

 

Güvenlik anlatılacak ilk öyküdür

 

Bu iletişim stratejisinde, yerel halk üzerinde yapılan araştırma şüphecilik veya endişe gerekçelerine açıklık getirdi: Şehir, şu anki haliyle bisikletle seyahat edenler için hiç de güvenli görülmemişti; bir noktada vazgeçiş ya da motorlu taşımacılığa geçiş olmaksızın bisikletle bir noktadan bir diğerine gidilemeyeceği yönünde bir inanç vardı. Bu endişelerin ardında, Türkiye’deki yollarda yaşanan ölüm oranı yatmaktadır ve Birleşik Krallık’takinin üç katı civarındadır (2019 rakamları). 



Bisikletle seyahat edenlerin güvenliğini garanti etmek için, özellikle yüksek hızla seyredilen ve trafik hacminin olduğu yollarda, bisikletle seyahat edenler ve motorlu araçlar arasındaki etkileşimleri en aza indirecek bir bisiklet ağı tasarladık. Aynı zamanda, hangi sokakların meyil, yüzey, hız, park etme ve sokak genişliği açısından bisiklet sürmeye uygun yapıda olduğunu belirlemek için fiziki kriterleri dikkate aldık. Ankara’daki yerel sokak ağının kayda değer kesimleri, bu şehrin bütün nüfus grupları için doğası gereği bisiklet sürülebilir olarak görülebilir. Bu sokaklar dar taşıt yolları, düşük hız ve transit trafiğin olmaması ile karakterize edilmektedir. Bu bisiklet sürülebilir sokaklar, Ankara’nın bisikletle seyahat etme kültürünü oluşturmada ana rolü oynayacak ve daha resmi bir altyapıyı besleyici hat görevi görecektir.

 

Aktif ulaşımla bir yere gitme çoklu bir modeldir

 

Bisikletle seyahat etme ve aktif ulaşımla bir yere gitmeye yönelik önlemlerin uygulanmasını teşvik eden yaklaşımımızın bir parçası da bunların toplu taşımanın diğer türleriyle olan bağlantısını açıklığa kavuşturmaktı. Kullanıcılar bisiklete binme ve yürümenin diğer ekonomik bütçeli, yaygın ve güvenli taşıma opsiyonları ile nasıl bütünleştiğini kavrarken, bir geçiş yapabileceklerine dair büyük bir olasılık ortaya çıkar. Bu durum, seyahatlerini emniyet içinde tamamlayabileceklerine dair güven ihtiyacı olan 65 yaş üstü, kırılgan veya engelli yolcular için özellikle önemlidir.

 

Halk için iklim değişikliği modeli

 

Ardı sıra yapılan birçok ankette edinilen sonuca göre, üretilen sera gazı miktarı ile atmosferden temizlenen miktar arasındaki denge, karbonsuzlaştırma ve iklim değişikliği konusunda acil bir ilerleme görme isteğinde olan halk politikacıların ilerisindedir. Bu durum, halkın bu yerel ve küresel gündemde rol oynaması  açısından, aktif ve kapsayıcı seyahat programlarını konumlandırmak için açık bir fırsat olduğunu göstermektedir. Net bir şekilde, fosil yakıtlı taşıt emisyonlarının kısmen yol açtığı hava kirliliği gibi ilgili konular bu şehrin halkı için iklim değişikliğine dair daha uzak ve anlaşılması zor fikirden daha somuttur. Herkes aynı oksijeni paylaşmaktadır, bu yüzden herkes kendi seyahat davranışını değiştirerek oksijen kalitesini artırmada kendi rolünü oynayabilir.

 

Faydalarını anlatmaya devam etmek

 

2020-21 yıllarında yaşanan Covid-19 salgınının yarattığı birçok olumsuz etkinin arasında, yıllar süren hayati yatırım ve gelişimin ardından toplu ulaşım ağlarının kullanımındaki azalma önemli yer tutmaktadır. İnsanlar, hastalığın yayılımını engellemek için, toplu taşıma araçlarını ve hareket alanının kısıtlı olduğu yerleri kullanmamaları konusunda desteklendi. Aşı sunumlarının etkisini göstermeye devam etmesi, bu durumun geçici olacağını umutlu bir şekilde kanıtlamaktadır; aktif ulaşımla bir yere gitme programlarının halka sürekli anlatılması gerektiği unutulmamalıdır.   


Nihayetinde, aktif ulaşımla bir yere gitme ve kapsayıcı yolculuğun kendini satmaya başlaması için yeterince kabiliyeti olduğuna inanıyoruz. Salgın sonrasında, aktif ulaşımla bir yere gitmenin en mantıklı yöntem olup olmadığına dair yapılan bir ölçeklendirme ile yaşam, çalışma ve boş zaman faaliyetlerinin sınırlı bir muhitte bir arada var olduğu, her yerin 15 dakikalık bir mesafede yer aldığı bir muhit gibi fikirlere olan ilgide bir canlanma olmuştur. Şehir yetkilileri için, şehirlerimizde bu daha sürdürülebilir seyahat modelini teşvik etmeye çalışırken en değerli olacak konular bu hayat tarzını iyileştiren unsurlardır. 

Kaynak: ARUP



Diğer yazılar:

 

Herkesin şehri: Sürdürülebilirlik ve kapsayıcılık, Ankara şehir merkezini yeniden tasarlama vizyonunu harekete geçiriyor. 

 

Bursa akıllı şehir stratejisinin haritası-artan hareketlilik ve erişilebilirliğe uzanan akıllı bir yol.



Katkıları için Filiz’e teşekkürler.








İlginizi çekebilir EuroVelo & Bisiklet Turizmi; Türkiye'den Avrupa Bisiklet Rotaları Ağı'na dahil olan il sayısı daha da artacak, Bisiklet ve Diz Sağlığı, Bisiklete binmenin ideolojisi



16 Mayıs 2024

Kamil Koç Otobüsleri

[bisikletle]Türkiye: Paflagonya’nın derinliğine doğru... turu nedeniyle bisikletimi İstanbul’dan, başlangıç noktası olan Bolu’ya Kamil Koç otobüsleriyle taşıdım. Ancak öyle bir yolculuk yaptım ki, tam şaşılası bir durum. Hem bindiğim otobüsün durumu, hem de diğer otobüste oluşmuş olan olay. Müşteri İlişkileri Servisi’ne ilettim. Nasıl bir yanıt gelecek merak ediyorum.




 

 

 









Kamil Koç Otobüsleri A.Ş.

 

Konu; Otobüslerin durumu.

 

Sayın İlgili,

 

5 Mayıs 2024 Pazar günü İstanbul Dudullu’dan Bolu’ya 16KK039 plakalı otobüsünüzle seyahat ettim. Ettim ama bu kadar rahatsız edici bir yolculuğu Kamil Koç’la yapmamıştım. Otobüsün amortisörleri bozuk veya hiç yok ki, girdiğimiz her çukurdan çıkan ses aracın içinde patlıyor, kafamıza güm güm vuruyordu. Bu yetmedi, otobüs sola yatıyordu, kaptan sıkça durup kontrol ediyor, diğer şoför ile sanki havasını tamamlamaya çalışıyorlardı, otobüsün bir sistemiyle. Molada lastiğin havasının diğerine göre bariz daha az olduğu görülüyordu. Araçlar servis öncesi kontrolden geçirilmiyor anlaşılan ki bu aracı sefere sokmuşunuz. Bolu’ya kadar ikram da olmadı, herhalde kaldırdınız artık ikramları diye düşünüyorum.

 

Ama esas şok edici durum İzmit terminalinde görüldü. Peronda bekleşen kalabalık bir Kamil Koç yolcu grubu bizim otobüse aktarıldı. Öğrendik ki otobüslerini trafik bağlamış, çünkü şoförün ehliyeti yokmuş. İnanılacak gibi değil. Ehliyetsiz bir sürücüye nasıl bu kadar yolcuyu emanet edebiliyorsunuz?! Hiç mi kontrol edilmiyor sefer öncesi bu durumlar. Olacak iş değil! Yani trafik kontrolü olmasaydı bu araç yoluna devam edecek, bir kaza durumunda gazeteler manşet olacaktınız. Son zamanlarda kaza haberlerinde Kamil Koç otobüslerinin sıkça resimlerini görmekteyiz. İyiye gitmesi gerekirken her binişimde geriye, kötüye doğru giden bir şirket oldunuz. Herhalde artık Kamil Koç’tan vazgeçmenin zamanı geldi.

 

Saygılarla,

 

Mustafa H. Dorsay




15 Mayıs 2024

Güdül Belediyesi

[bisikletle]Türkiye: Paflagonya’nın derinliğine doğru... turu kapsamında rotam Ankara’nın Güdül ilçesinden geçti. Konaklamak için tek seçenek belediyenin Konukevi’ydi. Pek çok eksikliklerine karşın 500 lira ödeme alındı. Garipsediğim bu durumu belediye başkanına ilettim. Nasıl bir yanıt gelecek merak ediyorum.





 










Sayın

Mehmet Doğanay

Güdül Belediye Başkanı

 

Konu: Konukevi’nin durumu.

 

Avrupa Bisiklet Rotası Ağı'na (EuroVelo) Türkiye'nin dahil olması amacıyla bisikletle[Türkiye] projesi kapsamında belirlenen rota Güdül’den geçiyordu. Cittaslow olması nedeniyle ilçenin de bisiklet turizmine katılması öncelikli isteğimizdi. Gelmeden belediyenizi arayıp konaklama olanaklarını sorduğumda Konukevi’nin olduğu söylenmişti. Telefonlar edildi, geliş tarihi bildirildi ve 8 Mayıs 2024 Çarşamba günü Güdül’e varıldı. Konukevi’ne gittim, kayıt yapıldı, odaya çıkıldı ve ne göreyim: sıcak su yok, internet yok, ücrete kahvaltı bile dahil değil, ve de 500 lira. 1 kişi için istenilen ücrete şaşa kaldım. Bu ücrete, hatta altında, yakınızdaki ilçelerde kahvaltı dahil, sıcak suyu ve interneti olan konaklama olanakları mevcut. Belediye olarak hiç mi araştırma yapmıyor, bir yığın eksiği olan oda için 500 lira istemektesiniz? (*)

 

Konuyu dile getirmek üzere başkan yardımcısı Münir Beye ulaştım. Durumu ve rahatsızlığımı aktardım. Kendisi de sorunlara ilişkin bir yığın neden sıraladı, ama esas lafını sonunda etti: “Ya 500 lirayı ödersiniz ya da beğenmiyorsanız kalmazsınız.” Yani, dilimizde kaba da olsa bu durumu çok iyi anlatan bir sözcük vardır; “yersen” demeğe getirdi. Bu saatten sonra Kızılcahamam’a pedallamak istemediğimden “yedim”. Ancak Güdül adına, belediyeniz adına ve partiniz adına üzüldüm. İlçeyi bu şekliyle tanımak, hatırlamak istemezdim. 

 

Projelerle gelmiştim; ilçenin otantik özellikleri, çevrenin güzelliği ve uygunluğu, Cittaslow olması… Bunlar hepsi bisiklet turizmi, bisiklet festivali için uygun özellikler. Güdül’e hareketlilik kazandırır, gelir bırakır. Bunu değerlendirin lütfen.

 

Saygılarla,

 

 

Mustafa H. Dorsay

 

 

(*) Tüm eksikler yetmiyormuş gibi bir de tüm gece odanın tavanındaki algılayıcı sürekli bipledi, uykunun tadını kaçırdı! Yani 500 liraya ne uyuyabildik, ne de yıkanabildik!



----------



CİMER üzerinden yolladığım iletiye 23.05.2024 tarihinde yanıt verildi. Yorumunu size bırakıyorum.