14 Temmuz 2018

[bisikletle]Türkiye: Kommagene Krallığı (Aşkale-Bayburt)

12 Temmuz 2018, Perşembe / Aşkale – Bayburt, 77 km. (5. gün)

Erkenciyim. Sıcağa kalmamak için oyalanmadan toparlanıp 7.35 hareket saatim. Hava nefis. Bulut yok. İnsanlar çıkmış bile ortalığa. Kimi servis bekliyor, kimi arabasına biniyor. 1 kilometre kadar gittikten sonra yol ikiye ayrıldı. Düz Erzincan, sağ Bayburt–Gümüşhane diyor. Bugün yolum 75 kilometre gibi. 2400 metrelere çıkacağım, Kop Geçidi’ne. Ardından Bayburt’a iniş. 

1667 metre rakımdayım. Yol hafif bir çıkış sonrası %2 ile keyifli iniyor. Sağımda dev çimento fabrikası. Nedense bunlar da hep devdir. Bir canavar gibi yükselirler. Çirkindirler de. Çimento rengi her yerlerini kaplamıştır. Toz duman içinde yolun bekçiliğini yapmakta sanki.

Solda bir gölet vardı. Köylü tarlasında. Otlar biçilip balyalanmış, traktöre yüklenmekte. Çok güzel bir kuş uçuyordu, masmavi. Papağan mıydı acaba? Kalabalık bir karga sürüsü önümden geçiyor. Bir tarladan diğerine konmaktalar. Kimi de tellerde oturmuş etrafı kesiyor. Onlar için kahvaltı saati. Yolun durumu iyi, asfalt süper. Güvenlik şeridi bir hayli geniş. Üç şerit gibi. Trafik ara sıra benim yönümde. Yol hafif de olsa yükseliyor, %4’lerle. 13,5 kilometredeyim. Eco ile gidiyorum. Ara sıra karşı şeritten geçenler selam veriyorlar. El ve korna ile. Dağlar karşımda beni bekliyor. Oralara tırmanacağım.

Saat 8 buçuk, 17,3 kilometre gelmişim. Bir saat geçmiş. Kamyonlar önümde. Rize Çaykurspor’un otobüsü solluyor beni. Şimdi tırmanış biraz dikleşti, %6-7’lere çıktı. Terledim, yavaşladım. Minik sinekler başımın etrafında uçuşmakta. Bu musallatlardan kurtulmam lazım. Sağımda bir çay akıyor, coşkulu. Diğer yandan da kafa radyomda çalan, ve devamlı tekrar eden aynı bölümden çıkmak için kanal değiştiriyorum ama kısa bir zaman sonra ısrarla gene eskisi geri geliyor. Direniyorum ve Rolling Stones’un bir parçasını tıklıyorum: Anybody Seen My Baby. 1997 tarihli “Bridges to Babylon” albümünden. Klipte Angelina Jolie dans ettiği kulüpten kaçan bir striptizciyi canlandırmakta.


Uzakta, çok uzak değil ama, üç köpek geleni geçeni kesmekte. Beni görünce hemen yerlerinden kalkıp havlamaya başlıyorlar. Biraz tedirgin oluyorum, buraya gelmezler umarım. Karşı şeride geçiyorum. Bu tırmanış sırasında kaçamam da. Üç taneyle de baş etmek zor olabilir. Neyse, sadece havlamakla yetiniyor, sahalarından çıkınca da seslerini kesiyorlar. [e] 20,1 km/08.43/%20 harcandı. 1872 metredeyim. Yol tek şeride düştü ve %7-8 ile kıvrılarak çıkmakta. Artık Normal’e geçtim. 21 kilometre gelmişim. Geldiğim yol geride altımda kaldı. Rakım da yükselmekte. Durdum, bir kaç foto alıyorum. Sabah yediğim meyveli yoğurt da eridi gitti. Acıkmaya başladım. Cevizli sucuktan büyük bir ısırık koparayım. Kağıda keşke koydurmasaydım. Sıcaktan yapışmış sucuklara. 

[e] 24 km/09.08/%40 harcandı. Asfalt güzel, sarı şeritleri var. Tırmanış da güzel. %10’u bulmuyor bile, 8’le sürüyor. Ancak sürekli tırmanıyorum. 2304 metreye çıktım. [e] 27,4 km/09.29/%60 harcandı. Ve Kop Şehitliği uzakta belirdi bile. Ne çabuk geldim. Sürpriz oluyor. Hani daha var mı diye düşünürken gözükmesi. 

Kop Dağı Geçidi, 2409 m. ile Türkiye’nin en yüksek geçitleri arasında. İran transit ticaret yolunu Trabzon limanına bağlaması, Trabzon’u Karadeniz bölgesinin ikinci büyük limanı yaptı. Kışın sürücülerin korkulu rüyası olan Kop Dağı’nda tünel çalışması halen sürmekte. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın sayfasından okuduklarımla: “Kop Dağı, Türkiye’nin en zengin kelebek alanlarından biridir. 10’u endemik, 37’si nadir olmak üzere 134 kelebek türünü barındırır. Diğer önemli fauna türleri sürüngen türleri, vaşak, ayı, tilki, kurt vs., Flora çeşitliliği olarak ağaç ve çalılar, otsu bitkiler..." Stachys bayburtensiz isimli endemik bir bitkinin neslinin doğada tükenme riskinin aşırı derecede yüksek olduğu belirtilmektedir.

Bayburt-Kop Savunması; Birinci Dünya Savaşında, Doğu Cephesinde Rus ordusunun durdurulmasında fevkalade önemli bir yeri olan; yalnız doğu cephesinin değil savaşın ve geleceğimizin seyrini değiştiren büyük bir mücadeledir. Şark Cephesinde savaşan 3. Ordu harekatının bilhassa ağırlık merkezini 3. Mıntıka teşkil eder. 3. Mıntıka’yı kapsayan Bayburt ve çevresindeki (Kop, Bahtlı Tepe, Ziyarettepe, Çoruh ve Masat Dereleri arasındaki Kalederesi Tepe, Kaçkar, Kırklar Tepe, Soğanlı, Yamalı, Kemer ve Zigana Dağları) savunma savaşlarını 5. Kolordu Komutanı olarak M. Fevzi Çakmak 20 Mart-15 Temmuz 1916 tarihleri arasında, tam dört ay süre ile Bayburt’tan idare etmiştir. Birinci Dünya Savaşı’nda Doğu Cephesi’nin 3. Mıntıkası’nı teşkil eden alanda top yolları ve savaş mevzileri iklim etmenleri dışında hiç bozulmadan günümüze kadar gelmiştir. Sahada savaşta kullanılmış Osmanlı ve Rus savaş malzemeleri bulunmuştur. Ayrıca muhtelif yerlerde mezar yerleri tespit edilmiştir. Saha içinde tarihi sit alanı da bulunmaktadır.

Kop Şehitleri Abidesi;1916 yılında Kop Geçidi'nde ve Çoruh Havzası'nda düşmana direnen ve bu direnişte şehit olan askerlerin anısına 1963 yılında Kop Dağı'nın zirvesine yapıldı. Kop Şehitliği'nin yapımında, genel olarak kesme taş ve yer yer beton ile mermer kullanılmıştır.

Abidenin dibinde, herhalde korucu bunlar, silahlı kişiler, çelik yelek üzerlerinde ama renkli tişörtler falan, kahramanlık pozlarıyla foto çektiriyorlar. Hani silahlar omuzda, havada, ateş eder gibi göğüste falan... Beylik duruşlar vardır ya. 

Bayburt il sınırı da buradan başlıyor. Yani Erzurum-Bayburt ayırımı. Velespiti trafik işaretine dayayıp abidenin yanına çıkıyorum. Merdivenleri çıkmak zor geliyor ayaklarıma. Abidenin altında basamaklara oturup biraz dinlenmekteyim. Foto çekmek, gelen ziyaretçilerle sohbet etmek... İstanbullu bu insanlar ve hepsi de Atatürkçü ve kandırılmamışlar. İnsan kendinden birilerine rastlayınca ne de çok seviniyor. Ve nasıl hemen yakınlaşıyor, derhal bir sohbet başlıyor.

Bayburt ve Erzurum il sınırları içinde bulunan bu kocaman alan 2016 yılında Kop Dağı Müdafaası Tarihi Milli Parkı olarak ilan edilmiş. Bundan sonrası iniş benim için. Bırakıyorum kendimi yer çekimine. Ama ne iniş. Hızlanıyor velespit. Frenlemesem 80’i geçeceğim. Sert dönemeçler var. Karşıdan gelenle karşılaştığında geniş de alamıyor içten dönmek zorundasın. Buraları da genelde taşlı oluyor. Arabaların kenara attıkları. 2 saatte çıktığım yeri 20 dakikada indim, uçarak. 2400’lü metrelerden 1857’e düştüm. Kuzey batı yönündeyim. Rüzgar karşımdan esiyor. Aşağı Kop diye küçük bir köyden geçiyorum. Yol düzeldi. Sıfır eğim. Devamlı çevirmen lazım. Bu da sıkıyor. Yoruldum da. Bir mola verme ihtiyacındayım. Bir benzinci gelse artık. Durup bir lokma daha cevizliden ağzıma atıyorum. Yedek suyu da kullanıyorum. En az iki matara lazım. Hatta bundan böyle üçe çıkartacağım. Bazen uzunca bir müddet çeşme meşme gelmiyor. Bataryamda da iki çentik kaldı. Bayburt’a götürür mü? Yanımdan bir ırmak akmakta. Tepede uçan kuşların gölgeleri asfalta düşüyor. Benimle beraber geliyorlar. Saat 10.55. 54,6 kilometre gelmişim. 20 kilometre yolum daha var. Kuzey yönündeyim şimdi. Rüzgar karşıdan esmeyi sürdürüyor. Zorluyor ama. Ve bir köprü, Çoruh nehri üzerinden geçiyorum (56,6 km/11.00). “Bir senedir görüşmüyorduk seninle. Nasılsın? Suyun halen coşkulu akıyor mu?”

İşte bu güzel bir sürpriz. Sağda bir benzinci, yanında bir kahve. Hemen yanaşıyorum. Gelsin gitsin çaylar, peş peşe 3 bardak içiyorum. Fiyatlar Erzurum’dan pahalı ama, 1 lira. Çektiğim fotoları eşe dosta yolluyor gelen yorumlara cevap vererek biraz vakit geçirip dinlenmiş oluyorum. İyi geldi ve yola devam (58 km/12.00). Çevir babam çevir. İkinci bataryayı taktığımdan, Bayburt’a da 17 kilometre kaldığından Normal’e aldım. Yönüm kuzey, müthiş bir karşı rüzgar var esen. Hız kesiyor haliyle.

Bayburt’a levhasını görmeden girmiş oldum. Merkeze ulaşmadan benzincide bir soda molası sırasında Kaya ile telefondayım: “Biz de cumartesi 6 kişi Rize’den başlıyoruz, oralardayız.” diyor.

Karayolları’ndan tanıştığım Burak Bey bana konum atmıştı. orada kalacağım. Ne var ki konum beni Devlet Hastanesi’ne getiriyor. Yoksa revirde mi yatıracak? :)) Merkezden oldukça uzakta burası. Bense Karayolları’nı merkezde sanmıştım. Ama burası da değilmiş, daha da uzakta. ÖE’de de yer yok, tek başına kalacak. Dede Korkut Şenlikleri’nden dolayı bir hafta fullermiş. Yani yani... Bir değişiklik olur, Karayolları ilk olacak, Burak Bey de yakınlık gösterdi, Misafirhane’ye pedallıyorum. [e] 78,7 km/%10 harcandı-2.

Burak Bey beni dostça karşılıyor. Çay eşliğinde tanışıyor sohbet ediyoruz. Misafirhanede büyükçe bir oda ayrılmış bana. Yerleşiyor, duş alıyor, hatta kısa programda çamaşırlarımı yıkayabiliyorum. Biraz tabletten haberlere göz atmaktayım. Pek iç açıcı değil (Ne zaman oldu ki?). Mezuniyet töreninde mizahi bir pankart açan ODTÜ’lü öğrencileri tutuklamışlar. Türkiye tarihinin en büyük maden faciası Soma davası sonuçlanmış, maden sahipleri beraat etmiş. 

Karnım açıktı, servis aracı beni merkeze bırakıyor. Geçen gelişimden bildiğim Divan Sofrası’na gidiyorum. Gene kuru ve bulgur var. Onlar yanına bazı mezeler ekliyorlar; ezme, yoğurt ve salata. Bir de ayran ve közlenmiş biberle 17 liraya çıkıyorum işin içinden.

Alınan bir çikolata ile Yemen Kahvesi’nde içilen doppio espresso (8,-) sonrası sokak aralarında dolanarak Bayburt merkezinde yürümekteyim. Geçen gelişimden aklımda kalanlar canlanmakta. Saat kulesine giden Cumhuriyet Caddesi’nde değişiklik olmuş. Ortası çiçeklenmiş, ışıklandırılmış, parke taşı döşenmiş. Tek şerit bırakılmış. Böylecene trafiğin durmadan akması sağlanmış. 

Çoruh kıyısındaki kahvelerde içilen 4 limonlu çay sonrası tekrar orada burada dolandım. Şimdi, Burak ve Kemal Beyler’le tepeden Bayburt’a bakan bir işletmede semaverde çay içiyorum. Hava burada çok serin, dondum. Garsonun ceketini alıyorum. Burak Bey çizgi romanı topluyor/biriktiriyor. Ceylan Yayınları’nın çok para ettiğini söylüyor. Hemen aklıma Serhan geliyor. Yayınevinde çalışmıştı. Elindeki serveti kötü kaçırmış. Ve artık dönme vaktinin gelmesiyle ayrılıyoruz. Arabanın içinde kaloriferi açıp ısınmak zorunda kaldık, öyle üşümüşüm ki. Ekiple sabah 9’da buluşup Soğanlı tepesine gideceğiz. Şimdilik “İyi geceler.”















Aşkale - Bayburt 
Tur tarihi: 12 Temmuz 2018
Kat edilen mesafe: 77,09 km.
Ortalama hız: 18,8 km/sa.
Bisiklete biniş süresi 4 sa 6 dk., dışarıda geçen süre 6 sa 6 dk. 
En yüksek sıcaklık  42 ˚C, en düşük  20 ˚C, ortalama 30,5 ˚C
İrtifa kazancı (çıkış) 1383 m, kaybı (iniş) 1389 m.
En düşük irtifa 1552 m, en yüksek 2448 m.

Garmin yol bilgileri Aşkale-Bayburt

Relive yol bilgileri Aşkale-Bayburt

        

Bayburt ÖE 0458 2117106 / 0533 5540537


Sıcağa kalmamak için oyalanmadan toparlanıp
7.35 hareket saatim. 


Dev çimento fabrikası bir canavar gibi yolu beklemekte.


Solda bir gölet.

Köylü tarlasında. Otlar biçilip balyalanmış.


Geldiğim yol geride altımda kaldı. Rakım da yükselmekte.


Ve Kop Şehitliği uzakta belirdi bile.






Kop Şehitleri Abidesi; 1916 yılında Kop Geçidi'nde ve 
Çoruh Havzası'nda düşmana direnen ve bu direnişte
 şehit olan askerlerin anısına 1963 yılında
 Kop Dağı'nın zirvesine yapıldı.


Kop Dağı Geçidi, 2409 m ile Türkiye’nin
en yüksek geçitleri arasında. 


2 saatte çıktığım yeri 20 dakikada indim, uçarak.
2400’lü metrelerden 1857’e düştüm. 





Bayburt


Divan Sofrası


Alınan bir çikolata ile Yemen Kahvesi’nde içilen doppio espresso.





Saat kulesine giden Cumhuriyet Caddesi’nde değişiklik olmuş. 

Çoruh kıyısındaki kahvelerde içilen 4 limonlu çay. 

Bayburt Kalesi




















6. gün (devamı) Bayburt II – 3. gün (öncesi) Erzurum II




[bisikletle]Türkiye: Kommagene Krallığı

Erzurum-Aşkale = 52,86 km

Aşkale-Bayburt = 77,09 km 

Bayburt-Kelkit = 83,50 km

Kelkit-Erzincan = 72,25 km 

Erzincan-Kemah = 53,05 km 

Kemah-İliç = 66,35 km

İliç-Divriği = 77 km

Divriği-Arapgir = 82,06 km

Arapgir-Keban = 43,15 km 

Keban-Elazığ = 49,81 km

Elazığ-Kale = 58,10 km 

Kale-Pütürge = 64,11 km



Nemrut-Kahta = 46,72 km

Kahta-Adıyaman = 34,64 km

Adıyaman-Gölbaşı = 66,34 km 





Kadirli-Kozan = 35,91 km

Kozan-Feke = 46,82 km

Feke-Saimbeyli = 33,29 km 


Tufanbeyli-Tomarza = 74,90 km

Tomarza-Develi = 30,76 km

Develi-Talas = 44,33 km

Talas-Kayseri = 14,68 km