16 Mayıs 2018

[bisikletle]Türkiye: Lidyalıların İzinde (Nazilli–Aydın)

15 Mayıs 2018, Salı / Nazilli – Aydın, 47 km (17. gün)

Aydın uzak olmadığından acele etmeden kalkıp hazırlanıyorum. Hava ısındı, pikeyle uyudum. Pencere bile açık kaldı. Bir gün önce Buldan’da termalleri giyip yorgan altına girmiştim. 

Firuzan arıyor, sesini duymak güzel geliyor. Yaptıklarımızı ettiklerimizi özetliyoruz. Kahvaltı öncesi eşyaları indiriyorum. Üç kat anamı ağlattı derler ya. Merdivende dizler su koyuyor. Hele de yük olunca. İki yumurta, biraz domates-hıyar, az peynir bol zeytinle doyuruyorum karnımı. Zeytinleri lezzetliydi ÖE’nin.

Nazilli’den ayrılmadan Etnografya Müzesi’ni de göreyim. Dün gittiğim yerde. Demiryolunun altından geçip önüne bisikleti koyup parkçı kızdan göz kulak olmasını rica ediyorum. Giriş ücretsiz. Şu günlerde okullar kapanacağından tüm müzelerde minik öğrencilere rastlanıyor. Bunlar da oyun oynar gibi gezdiklerinden nerde yoklar o odalara önceden girmek gerek. 

Eski Ankara Palas Oteli olarak bilinen müze bir zamanlar "Anayurt Oteli" filminin çevrildiği mekan aynı zamanda. Bodrum kat hariç iki katlı, Kurtuluş Savaşı silahları, efeleri, kılık kıyafet ve zamanın objeleriyle (mutfak-ev gereçleri, eski radyo-telefonlar) dolu. Bir oda kapanan Nazilli Sümerbank Tekstil Fabrikası’na ayrılmış. Atatürk fotoğrafları ve fabrikanın ilk ürettiği ile son ürettiği basma kumaşlar bir arada sergilenmekte. Derli toplu bir sunum yapılmış.

Ve Nazilli’yi saat 10’da geride bırakıyorum. Hava 27,8 °C sıcaklıkta. Batı yönündeyim. Dünkü yolun devamı. Aydın’a gideceğim. 45 kilometrelik bir mesafe. Ama gene sıfır eğim, çok sıkıcı bir yol. Sürekli çevir. Trafiği de kıyamet kadar. Kamyonlar özellikle. Demiryolu sağımda, trenler geçmekte. Bölgesel hatlar da var. Buralarda demiryolunun kullanılıyor olması ne iyi. İstanbul’u bir türlü bitiremediler.

17,5’inci kilometrede durduğum benzincide bir soda molası sırasında kırlangıç yuvalarını çekiyorum. Üstünü kapatan damda bir yığın yuva var, uçuşup duruyorlar. Ne büyük bir trafik, görmelisiniz. Gidip gelen, yuvaya giriyor çıkıyor...

Sultanhisar çıkışında solumdan sarı mayolu bir yol bisikletli geçiyor, selam vererek. Motorcular da bizi selamlıyorlar. 2teker dostluğu. Sağımda jeotermal elektrik santralı var. Sanırım dün gördüğüm Zorlu’nun ki de doğalgaz değil termaldi. Kromaj borular, tüm alanın içinde, etrafta dolaşanlar aynı. Bölünmüş yol, asfalt kaymak, güvenlik şeridi var. Bu yönde sıkıntı yok. Ancak köprülere gelindiğinde güvenlik kalmıyor ve yola iniyorsun mecburen. Çift şeridi dolduran kamyonlar geldiğinde panik olunuyor, çünkü çok yakın geçmekteler. Sesi ve rüzgarı ürkütüyor/sallıyor! Sultanhisar’a çok yakın Nysa ve Akharaka Antik Kentleri bulunuyor. Buraya da ayrı bir zaman tur düzenlemeliyim.

Yolun yarısından fazlası geride kaldı, Köşk’den geçiyorum. Gene bir tren geçti sağımdan. Nedense çocuk gibi seviniyorum tren görünce. Acaba çocukluğum mu aklıma geliyor?

Neyse rüzgar arkadan, sol çaprazdan geliyor. Batı yönündeyim. Sıcaklık 34,6 °C oldu. Saat 12.00 ve 29,3 km geride kalmış. 20 kilometrem daha var. Bu yol bir türlü bitmek bilmiyor. Sıkıntıdan patlayacam. Bas bas... Eco’dan Normal’e alıyorum ki hızlanıp bir an varayım.

33,9’uncu kilometredeyim, 15 km kaldı. Nazilli’de de vardı ağaçlarda portakal, buralarda da var. Burası neresi? Umurlu olabilir mi? Öyle bir şey yazdı. Veya Efeler. Efeler Belediyesi yazıyordu. Evet evet, burası Efeler, portakal ağaçlarını gördüğüm yer. Palmiyeler de vardı, çok estetik buluyorum palmiyeyi. Sıcak iklimleri çağrıştırıyor hep. [e] 37,5 km/12.20/%20 harcandı.

Aydının eski isimleri Tralleis ve Güzelhisar olup 14. yüzyılda Anadolu Beylikleri döneminde kurulan Aydınoğulları beyliği döneminde ismi Aydın olarak değişmiştir. Herodot, Aydın ili ile ilgili “Bizim yeryüzünde bildiğimiz en güzel gökyüzünün altı ve en güzel iklimin bulunduğu yer.”, Evliya Çelebi ise “Dağlarından yağ, ovalarından bal akar.” demiştir.

Aydın girişinde foto çekerken karşı şeritten koşup gelen bey ile tanışmaca. Bisikletçiymiş ve merak etmiş. Ayaküstü kurulan bir dostluk. Belki akşam bir arkadaşımla arar sohbet ederiz diye sözleşiyoruz. DSİ’yi ararken Arkeoloji Müzesi yakınından geçiyorum. Gelmişken gireyim. Kapısına çekiyorum velespiti ve 65 yaşla giriyorum. İnandırıcı gelmediğinden kimlik soruyor. Memura bir yemek borçluyum J İltifat oluyor. Hele de velespiti görünce bana daha da ilgi gösteriliyor. Müzeye ilişkin izahatlar alıyorum. Üç seksiyondan oluşmakta. Arkeoloji Seksiyonu, Sikke Seksiyonu ve Etnografik Eser Seksiyonu. Bahçesinde ise Aydın il sınırları içerisinde yer alan Tralleis, Magnesia, Alinda, Alabanda, Nysa, Amyzon, Piginda, Harpasa, Myus, Pygela, Orthosia, Mastaura vb. antik kentlerden gelen çeşitli dönemlere ait taş eserler sergilenmekte.

Güzel bir müze, harika parçalar var. Düzenleme müthiş, hafif bir müzik duyuluyor. Aydınlatma etkileyici. Bol bol fotolar çekerek geziyorum. Sonra üst kattaki panoları da gezerken gelen çalışanlardan birisiyle başlayan sohbet gene ülkenin eksikliklerine, bilime, eğitime geliyor. Bu kişi de “Yeter” diyor.

DSİ’yi tarif üzerine bulmam zor olmuyor. Yerim hazır, 106 numero. 4x4’lük bir oda. Turun 5 yıldızlı yeri. Ancak bisiklete yer gene sorun oluyor. “Dışarıda bir şey olmaz.”  “Yok, bırakamam. Mutlaka kapalı yer lazım. Üzerinde elektronik aksam var, rutubetten etkilenir.” Ne yapayım, böyle bir hikaye uydurdum. Yoksa kapı ağzında dizili bisikletlerden sanmasın. Daha yetkiliyle konuşmaktayım. İki kat aşağıya şimdi indirmek de işime gelmiyor. Neyse sonuçta odaya almama izin veriliyor ve ilk defa aynı odada kalacağız kendileriyle. Çok heyecanlıyım. Gece nasıl geçecek J

Önce terimi atmak için suyun altına giriyorum, sonra 1 saat kadar ayaklarımı uzatarak, tabletten haberlere bakıp kısa bir şekerleme, Serhan’la yapılan telefon konuşmasıyla İstanbul bağını kuruyorum. 
  
Saat 5 oldu, karnımı doyurmak üzere hareketleneyim. Alınan tarifle gittiğim Örnek Lokantası’nda yoğurtlu kızartma+az sarma+ikram az salata+az kabak tatlısı+su=23 liraya çıkıyorum. Ve merkezine, çarşısına doğru yürümekteyim. Burası Adnan Menderes Bulvarı. Sağlı sollu dükkanlar. Aydın’ın piyasası olsa. Gençler çokça, tabii üniversitenin faydaları bunlar. Aydın bayağı büyük ve kalabalıkmış. Manisa minicik kaldı. İstiklal Anıtı’nı görüyor, Bey Cami’yi ziyaret ediyor, tren garının yanından geçip trafiğe kapalı bir yolu, Sevgi Yolu’na giriyor (Buldan’da da böyle yol vardı), restorasyonda olduğundan Ramazan Paşa Cami’ye giremiyor tekrar Sevgi Yolu’na dönüyor ve Latife Kafede, (İstanbul Galata ve Beşiktaş’ta da şubesi varmış) iki doppio espresso’yla hem etrafı kesiyor hem gelen mailleri okuyor, WA üzerinden eşle dostla haberleşiyorum.
İstiklal Anıtı
  
Şimdi gelelim gördüklerime. İstiklal Anıtı: 7 Eylül 1927’de Yunan işgalinden Aydın’ı kurtarmak için canlarını feda eden Aydınlı efelerin anısına dikilmiş.

Bey Cami: 1683 yılında Süleyman Bey tarafından yaptırıldığından kendi ismiyle de anılmakta. Kare planlı ve kesme taştan inşa edilmiş. 16 kenarlı kasnağında 16 pencere bulunan bir kubbe ile örtülü. Kubbe içi, kalem işleri ile süslü olup mihrabı sade kesme taştan yapılmış. Tek şerefeli minaresinin gövdesi çok kenarlı.

Hava biraz rahatladı. Belediye önündeki fıskiyeli havuzdaki suyun yarattığı görsel şöleni bir müddet izliyor, oturduğum banktaki beyle tanışarak, hem Aydın’a, hem çevresine, hem perşembe gideceğim yola ilişkin bilgiler alıyorum. İstanbul’da okumuş, liseyi Vefa’da, üniversiteyi İstanbul Üni’de. 68 kuşağı. 70 olaylarına dahil olmuş ama Dolmabahçe’de yoktum diyor. Güzel sohbetimiz hanımını otobüsten karşılamak üzere noktalanıyor. Benimle Kipa’ya kadar yürüyor. Daha doğrusu otomobili Kipa’nın parkında, ben onunla yürüyorum. 

Kipa’dan alınan kahvaltı için probiyotik meyveli yoğurt, biraz kuruyemiş ve kefirle DSİ’ye dönmekteyim. Aydın’ı sevdim, rahatım da yerinde. Yarın da gezeceğim. 

* Aydın DSİ 0256-2193920’den 5201 Rez. 
* Aydın ÖE 0256-2251439 / 0256-2252681 (Banyo yok)












Nazilli - Aydın
Tur tarihi: 15 Mayıs 2018
Kat edilen mesafe: 47,20 km
Ortalama hız: 20,2 km/sa
Bisiklete biniş süresi 2 sa. 20 dk., dışarıda geçen süre 4 sa. 19 dk.
En yüksek sıcaklık 41 ˚C, en düşük 25 ˚C, ortalama 32,2 ˚C 
İrtifa kazancı (çıkış) 73 m, kaybı (iniş) 106 m
En düşük irtifa 41 m, en yüksek irtifa 90 m

Garmin yol bilgileri Nazilli-Aydın

Relive yol bilgileri Nazilli-Aydın



Nazilli ÖE




Nazilli ÖE’den ayrılışım 9.45

Nazilli’den ayrılmadan Etnografya Müzesi’ni de 
göreyim. Demiryolunun altından geçip önüne bisikleti koyup
 parkçı kızdan göz kulak olmasını rica ediyorum.

Oturma Odası

Yatak Odası

Pikap, kaset çalar ve Nazilli Sümerbank
 Basma Fabrikası’nda 2002’de
 üretilen son top basma

Eski Ankara Palas Oteli olarak bilinen müze bir zamanlar
 "Anayurt Oteli" filminin çevrildiği mekan aynı zamanda.

Hava 27,8 °C sıcaklıkta. Batı yönündeyim. Dünkü
 yolun devamı. Aydın’a gideceğim. 

Gene sıfır eğim, çok sıkıcı bir yol. Sürekli çevir. Trafiği
 de kıyamet kadar. Kamyonlar özellikle.

Demiryolu sağımda, trenler geçmekte. Bölgesel hatlar da
 var. Buralarda demiryolunun kullanılıyor olması ne
 iyi. İstanbul’u bir türlü bitiremediler.

Efe; zulme, işkenceye, haksızlığa başkaldıran, silahlanıp 
dağa çıkan, Kızan’larıyla birlikte fakir fukarayı koruyup
 gözeten, zalimleri tepeleyen, ulusal çıkarları düşünerek
 gerektiğinde yurt savunmasına koşan yiğittir.



Sultanhisar çıkışında solumdan sarı mayolu bir yol bisikletli
 geçiyor, selam vererek. Motorcular da bizi
 selamlıyorlar. 2teker dostluğu. 



Yolun yarısından fazlası geride kaldı, Köşk’den 
geçiyorum. Gene bir tren geçti sağımdan. Nedense çocuk gibi 
seviniyorum tren görünce. Acaba çocukluğum mu aklıma geliyor?

Sıcaklık 34,6 °C oldu. 20 km daha var. Bu yol bir türlü
 bitmek bilmiyor. Sıkıntıdan patlayacam. Bas bas...



Saat 12.31

Tel Kulplu Testi, Pişmiş Toprak,
 Erken Tunç Çağı / 
Üzengi Kulplu Kaplar,
 P.T., Geç T.Ç.

Kilia Tipi İdolleri, Mermer-Taş, Kalkolitik Çağ /
 Savaşçı Figürinleri, P.T., Arkaik D. /
 Panter Biçimli Ryhton, P.T., Roma D. /
 Kadıkalesi Hitit Heykelciği

Augustus Heykeli, Roma D., Alabanda

Herakles Heykelciği, P.T., Helenistik D. /
 Eros Heykelcikleri, P.T., Helenistik D.

Metrodoros Hermesi, Mermer, Roma D., Magnesia

Skylla Başlığı, Mermer, Roma D.

Dionysos Başı, Mermer, Roma D.

Aydın Arkeoloji Müzesi


Büst, Roma D., Bozdoğan


Sütunlu Lahit, Germencik

Antik Çağda Sikke Basım 

Aydın Arkeoloji Müzesi

Sadaklı Epheler, P.T., Roma D.

Podyum Frizi

Güzel bir müze, harika parçalar var. Düzenleme
müthiş, hafif bir müzik duyuluyor. Aydınlatma etkileyici. 


Aydın

DSİ Misafirhane



Arabaları “Matchbox” oyuncakları gibi kaplıyorlar.

Örnek Lokantası

Merkezine, çarşısına doğru yürümekteyim. Burası Adnan 
Menderes Bulvarı. Sağlı sollu dükkanlar. Aydın’ın piyasası olsa. 

Gençler çokça, tabii üniversitenin faydaları bunlar.

Aydın bayağı büyük ve kalabalıkmış.


Bey Cami, 1683 yılında Süleyman Bey tarafından
 yaptırıldığından kendi ismiyle de anılmakta. 

Kare planlı ve kesme taştan inşa edilmiş. 

16 kenarlı kasnağında 16 pencere bulunan bir kubbe ile
 örtülü. Kubbe içi, kalem işleri ile süslü olup
 mihrabı sade kesme taştan yapılmış.


Hava biraz rahatladı.




Latife Kafede iki doppio espresso’yla hem etrafı kesiyor hem
 gelen mailleri okuyor, WA üzerinden eşle dostla haberleşiyorum.



Belediye önündeki fıskiyeli havuzdaki suyun yarattığı
 görsel şöleni bir müddet izliyor, oturduğum banktaki beyle
 tanışarak, hem Aydın’a, hem çevresine, hem perşembe
 gideceğim yola ilişkin bilgiler alıyorum. 

İstiklal Anıtı, 7 Eylül 1927’de Yunan işgalinden Aydın’ı kurtarmak
 için canlarını feda eden Aydınlı efelerin anısına dikilmiş.















































(devamı) 18. gün Aydın II - (öncesi) 15. gün Eşme–Buldan



[bisikletle]Türkiye: Lidyalıların İzinde

Mudanya–Görükle = 43,09 km






Akhisar–Manisa = 51,81 km

Manisa–Salihli = 76,51 km

Salihli–Kula = 48,22 km

Kula–Uşak = 76,59 km

Uşak–Eşme = 67,73 km

Eşme–Buldan = 75,10 km

Buldan–Nazilli = 84,89 km

Nazilli–Aydın = 47,20 km

Aydın–Bozdoğan = 72,83 km

Bozdoğan-Yatağan = 57,03 km

Yatağan–Muğla = 32,63 km


Çıtlık–Dalyan = 59,50 km

Dalyan–Fethiye = 63,62 km

Fethiye–Gelemiş = 81,12 km

Gelemiş–Kaş = 52,43 km

Kaş–Demre = 67,61 km

Demre–Karaöz = 59,64 km

Karaöz–Tekirova = 47,55 km

Tekirova–Antalya = 53,37 km