19 Mayıs 2018

[bisikletle]Türkiye: Lidyalıların İzinde (Bozdoğan-Yatağan)

18 Mayıs 2018, Cuma / Bozdoğan – Yatağan, 57 km (20. gün)

Odam öğrencilerin geçit yolu üzerinde bulunduğundan ve sabah okul trafiği oldukça fazla olduğundan perdeyi yarım indirdim ki içeriye bak(a)masınlar. Biraz gene yatakta tabletle oyalanıp, artık otomatikleşen hazırlığımı tamamlayıp ÖE’den ayrılmam 9’u az geçe. Kahvaltı olarak dün aldığım Danone probiyotik meyveli yoğurt. Sabahleyin güzel gidiyor. Hele de orman meyveleri en sevdiğim.

ÖE’nin önündeki çeşmeden sularımı da doldurup kısa bir yokuş inişiyle Yatağan yoluna bağlanıyorum. Ve beraberinde dün sözü edilen 15 km’lik tırmanış 284 metreden başlıyor. Kamyonlar ağır ağır inmekteler. Yanan balataların kokusu etrafı sarmış. Sabah sabah insanın midesini bulandırıyor. Frenlerin çıkardığı sesler ortalığı inletiyor. Dev birer canavar gibi ağır vasıtalar bağırarak, kokutarak bayır aşağı gelmekteler.

Kıvrıla kıvrıla çıkan yolun başında %7 demiş ama fazlasını görüyorum Garmin’de. 8-9-10, hatta dönemeçlerde 15 bile var. Yükseldikçe Bozdoğan geride minnacık kalıyor. Ara sıra araçlar geçmekte. Ağır vasıta da var bu yolda. Asfaltın durumu kaba. Bu yola uymamış. Yer yer de dökülmüş, bu da pek bir sıkıntı. [e] 4,3 km/09.26/%20 harcandı. Hava açık. Sabah erken olması iyi. Kafamdan aşağı terler akıyor, tuzlu tuzlu.Gözüme kaçtığında yakıyor. Elimi de gidondan uzun ayıramıyorum, sadece eldivenin dış yüzüyle biraz olsun kurulamaya çalışmaktayım. Vücudun bir nevi serinleme mekanizmasıdır terleme. Ancak bu yolla vücuttan amonyak, protein, şeker, potasyum ve bikarbonatın yanı sıra çinko, bakır, demir, nikel, kadmiyum, kurşun ve manganez gibi eser metaller de atılıyor. Bunların sonradan yerine konulması lazım. O nedenle maden suyu içmek turlarda alışkanlık haline geldi bende.

Çam ağaçları her tarafta. Gelen geçen fazla olmadığından bitki örtüsünün kuvvetli kokusu bana kadar ulaşmakta. Yeni bir araştırmaya göre, çam ağaçlarının güçlü kokusu ile iklim değişikliği arasında sağlam bir ilişki var. Araştırmacılar, çam ormanlarının yukarısında, adeta dumanlaşan koku buharının önemli bir mekanizmayı çalıştırdığını fark ettiler. Bu parçacıklar, bulut şeklini alarak gökyüzünden yansıyan güneş ışınlarının soğumasına yardımcı oluyorlar.

Yolun kenarından akan bir su. Çeşmeler gelip geçiyor ama rampada durmak istemiyorum. Soğuk suyla doldururdum mataraları yoksa. Eco yetmiyor Normal’le çıkıyorum. Fotoğraf çekecek halim bile yok. Kaptırdım, yavaşlamak bile sıkıntı veriyor. 705 metredeyim. [e] 7,5 km/09.43/%40 harcandı. Hızla tükeniyor batarya. 

Yol hoppada zıppada durumları. Saat 9.50 ve 794 metreden devam ediyorum tırmanmaya. Kafamdan burnumdan sular boşalmakta. Hava sıcaklığı 28,6 °C. Gelen geçenle selamlaşıyoruz. Bazen soldan çıkıyorum, eğimi hafifletmek için. Köylerin yol ayırımları geliyor. Hepsi birer mahalle artık.

Bu şekilde 824 metrede biraz rahatlıyor yol. Saat 9.55 ve daha sadece 10,2 km gelmişim. Öyle kaptırdım ki, durup çay bile içmek istemiyorum. Bazen kötü etki yapıyor, birden tembelleşiyor insan. O nedenle sık dişini zirveyi bul, bas pedallara. Sıcaklık 29,4 °C. Bir düzlük ve ardından 2 km olarak duyurulmuş güzel bir iniş. Ama biliyorum ki daha çıkmam lazım 1000 metreye yaklaşacağım. [e] 14,4 km/10.24/%60 harcandı.

İniş sonrası gene tırmanıyorum. 856 metredeyim ve hava da yavaş yavaş ısınıyor 30,9 °C. [e] 22,2 km/10.50/%80 harcandı. Yol Muğla il sınırlarına girdiğinde, Kavaklıdere geçildikten sonra 15 kilometrelik Yatağan’a bir iniş gördüm haritada. Biraz ona güveniyorum. Çünkü ilk batarya 23 kilometrede tükendi. Yani tek çentik kaldı ama ona da fazla güvenemem. Zaten tepe noktasında (882 m) değiştirdim, ikinciyi taktım. Mermer ocakları var bölgede. Sinekler uçuşuyor etrafımda ve ısırıyor bu namussuzlar. Hyllarima Antik Kenti sapağı geldi. Girsem mi girmesem mi, çelişkide kalıyorum. Şimdi bisikleti bırakıp 500 metre içeri yürümek istemiyor canım (sonra okuduğuma göre rehber olmadan bulmak kolay değilmiş). Bir an bu yolu tamamlayarak ayaklarımı uzatmak, suyun altına girip terimi tuzumu akıtmak arzusundayım.

Ve devam, 660 metreye indim. Yol çalışmasının yapıldığı yer Çayboyu. Büyükçe bir yere benziyor. Kenarlarda dizili tamirciler. Yeşilvadi diye bir benzin istasyonu ve büyükçe bir marketten aldığım soda ve meyveli maden suyuyla biraz kıçımı dinlendiriyorum. İstasyon çalışanlarıyla sohbet ve fazla yayılmadan tekrar yoldayım. [e] 37,3 km/12.18/%20 harcandı-2. 745 metredeyim. Artık çıkışlar Bozdoğan kadar dik değil. Yol da genişledi. Daha rahat çıkılıyor ama hava sıcak, ter yüzümden akmakta. Sırılsıklam oldum. [e] 42 km/12.39/%40 harcandı-2. 922 metreye çıktım (284 m’den başlamıştım). Sanırım bundan sonrası iniş.

Nihayetinde uzun inişe geçiyorum. Yol düzgün olsa daha keyifli olacak. Bisikletten çıkan sesi duysanız dağılacak sanırsınız. 60 km/sa hızla kaba asfalt yolda dökülmüş bölümleri kollayarak uçmaktayım. Ve Aydın’dan gelen bölünmüş yola bağlanmamla asfaltın durumu düzeliyor. Sıcak asfalt dedikleri, pürüzsüz güvenlik şeridinden yokuş aşağıya, Yatağan’a doğru bırakıyorum velespiti serbest. Koş koşabildiğin kadar J

Fazla derine girmeden TKİ’den Erol Beyi arayıp misafirhanenin yerini öğrenmek isterken, karışıktır, birini yollayayım sizi alsın diyor. Ve almaya gelen arabanın peşinden misafirhaneye varıyorum. 43 nolu odaya eşyaları çıkartıyor, bisikleti de -1’e koyuyoruz.

Duş, ayakları uzatmaca, biraz şekerleme ve yemek için ayaklanmaca. Erol Bey ile de girişte tanışıyor, biraz sohbet ettikten sonra merkeze az uzak olan TKİ’den ayrılıyor, kendime sulu yemek yiyebileceğim lokanta arayışına geçiyorum.
  
Eczaneden dün alamadığım ilacı bugün de alamıyorum. Rapora gereksiz yazılmış bir değer yüzünden pazartesiye kalıyor. Yiğit Lokantası’nda kuru+bulgur+yğurt (az az) için 8 lira ödeyip Yatağan sokaklarını turluyorum.

Migros’tan yarın için alınan iki muz ve şimdi için kefir ile biraz hararetimi dindirme gayretindeyim. Yetmedi bir de sıkma portakal suyu (5-) üzerine. Sonra Muğla midibüsüne binip (3-) yokuşu çıkmadan TKİ’nin yolunun başında inip bir sodayla misafirhaneye dönmekteyim.

Yatağan, ilçedeki termik santral nedeniyle fazlasıyla eleştiri almıştır. İlçe halkı için önemli bir kanser kaynağıdır. Eski ve verimsiz yöntemlerle üretim yapmaya devam eden santral nedeniyle çocukların yüzde 95'inin kanındaki kurşun oranı normalin üzerinde olduğu tespit edilmiştir. Santral, zaman zaman Yatağan havasını aşırı derecede kirletmiş ve kapatılmıştır. Yatağan Termik Santrali zaman zaman kara duman yaymaktadır. Nüfus seyrekleşmekte, ilçe büyük kentlere göç vermektedir. Son yıllarda mermer fabrikaları da çoğalmıştır. Mermer fabrikalarının akarsulara bıraktıkları mermer tozu akarsulardaki canlı hayatını olumsuz yönde etkilemektedir. 
Yatağan kılıcı

Yatağan isimli bir de Osmanlı kılıcı var, 16. yüzyılda yaygınlaşan. Pek çok doğu kılıcı gibi kavisli, ancak (geleneksel kılıçların aksine) keskin ağzı içe gelecek biçimde, ters kavisli. Bu kılıç, günümüzde de Denizli’nin Serinhisar ilçesinde üretilmekte. İlginizi çekiyorsa BıçakDepo

* Yatağan TKİ Misafirhane 0533-3555694 Erol B.














Bozdoğan - Yatağan
Tur tarihi: 18 Mayıs 2018
Kat edilen mesafe: 57,03 km
Ortalama hız: 16,4 km/sa
Bisiklete biniş süresi 3 sa. 29 dk., dışarıda geçen süre 4 sa. 59 dk.
En yüksek sıcaklık 37 ˚C, en düşük 25 ˚C, ortalama 32 ˚C 
İrtifa kazancı (çıkış) 1469 m, kaybı (iniş) 1361 m
En düşük irtifa 271 m, en yüksek irtifa 986 m

Garmin yol bilgileri Bozdoğan-Yatağan

Relive yol bilgileri Bozdoğan-Yatağan



Bozdoğan ÖE’den hayalet olarak ayrılışım 8.55.

Yatağan yoluna bağlanıyorum. Dün sözü edilen
 15 km’lik tırmanış 284 m’den başlıyor.

Kıvrıla kıvrıla çıkan yolun başında %7 demiş ama fazlasını
 görüyorum Garmin’de. 8-9-10, hatta dönemeçlerde 15 bile var. 

Yükseldikçe Bozdoğan geride minnacık kalıyor. 



Çam ağaçları her tarafta. Gelen geçen fazla olmadığından
 bitki örtüsünün kuvvetli kokusu bana kadar ulaşmakta. 

Öylesine güzel ki etraf, fotoğraf benden daha iyi anlatabilir.

Aydın ili bitiyor Muğla ili başlıyor.

Salkım önceden Yatağan ilçesine bağlı bir köy iken
 Kavaklıdere’nin Özal’ın cumhurbaşkanlığı döneminde
 ilçe yapılmasıyla buraya bağlanmıştır. Salkım Köyü,
 mermer sanayisinin bölgede gelişmiş olması nedeniyle
 özellikle Karadeniz bölgesinden göç almıştır.

Göçebe olarak yaşayan Horzum Yörüklerine ait bir gurup
 çobanın ilk olarak yerleştiği bu bölgelerde köy nüfusunun
 önemli bir kısmı yine Kavaklıdere’ye ait olan Kestanecik
 mahallesinden gelmiştir. Köy halkının başlıca gelir kaynağı
 önceleri tarım, hayvancılık ve orman işçiliği ise de şimdilerde
 halkın bir bölümü mermer şirketlerinde çalışmaktadır. Köyde
 ayrıca arıcılık da yapılmaktadır. Salkım köyü üç ilçenin yol
 güzergahlarının kesiştiği yerde bulunmaktadır. 

Bu kartondan jandarma/polis araçlarını
 korkutmak için mi koyarlar?

Saat 13.41

TKİ Misafirhane



TKİ 

Yatağan

Yiğit Lokantası

Yatağan Termik Santrali ilçe halkı için önemli bir kanser 
kaynağıdır. Eski ve verimsiz yöntemlerle üretim yapmaya
 devam eden santral nedeniyle çocukların %95'inin kanındaki
 kurşun oranı normalin üzerinde olduğu tespit edilmiştir.


İlçenin içinden çok çevresi arkeolojik
 değerler bakımından daha zengin.




Otogar 


TKİ Misafirhane, klimalı balkon odam. 


































(devamı) 21. gün Yatağan–Muğla - (öncesi) 18. gün Aydın II



[bisikletle]Türkiye: Lidyalıların İzinde

Mudanya–Görükle = 43,09 km






Akhisar–Manisa = 51,81 km

Manisa–Salihli = 76,51 km

Salihli–Kula = 48,22 km

Kula–Uşak = 76,59 km

Uşak–Eşme = 67,73 km

Eşme–Buldan = 75,10 km

Buldan–Nazilli = 84,89 km

Nazilli–Aydın = 47,20 km

Aydın–Bozdoğan = 72,83 km

Bozdoğan-Yatağan = 57,03 km

Yatağan–Muğla = 32,63 km


Çıtlık–Dalyan = 59,50 km

Dalyan–Fethiye = 63,62 km

Fethiye–Gelemiş = 81,12 km

Gelemiş–Kaş = 52,43 km

Kaş–Demre = 67,61 km

Demre–Karaöz = 59,64 km

Karaöz–Tekirova = 47,55 km

Tekirova–Antalya = 53,37 km