3 Mayıs 2018

[bisikletle]Türkiye: Lidyalıların İzinde (Dursunbey–Balıkesir)

2 Mayıs 2018, Çarşamba / Dursunbey – Balıkesir, 81 km (4. gün)

Pencereleri açık uyudum, serin serin iyi oluyor. Sabah uyanış 6, kalkış 7.15. Oda büyük olduğundan rahatça hazırlanabiliyorum. Bisikleti yüklerken İskender Beyle tanışıyorum. Resepsiyoncu. Ben de bisikletçiyim diyor ve başlıyoruz Steps üzerinden sohbete. Anlatıyorum özelliklerini, haliyle hayran kalıyor. Ama güzel yanı dünkü bey ve lokantadaki gençler, bugün de İskender Bey. Konu bisiklet olunca sanki 40 yıllık ahbap gibi insan yabancılık çekmeyip dostça sohbet edebiliyor olması.

Hava güneşli, sıcak olacağa benziyor. 9.10 ÖE’den ayrılışım. Bugün 79 kilometrelik bir yolum var. Avantajı yüksek yerden alçak yere iniyor olmam. Yani daha fazla inişi olan bir yol, sonu da düz.

Batı, kuzeybatı yönüne gidiyorum. Rüzgar yok. Dursunbey çıkışı bölünmüş olan yol tek şeride düşüyor. Bir süre böyle gittikten sonra tekrar bölünmüş oluyor. Asfalt kaymak değil ama, bir altı. Dünküye göre fıstık tabii. Uzun sürmeyen %8’lik çıkışlar var arkasından güzel iniliyor. Bazıları dik değil. Yani %3 gibi, bıraktın mı kendini seyrede seyrede gidiyorsun. Karnım biraz zil çalmakta. Sabah yediğim meyvalı yoğurt eridi. Yanımdaki hurmalı barlardan atıyorum ağzıma. Biraz olsun keser. 50’nci kilometrede Kepsut diye bir yer gelecekmiş. Oraya uğramamı İbrahim Bey de İskender Bey de tavsiye etmişlerdi.

Asfaltın durumu bazen bozuluyor, bazen düzeliyor. Yolun trafiği var, sürekli olmasa da geçen araçlar çok. [e] 10.25/%20 harcandı. ... Akbaşlar DSİ Su Toplama Göleti’ni geçiyorum. 14 kilometre burası. Genç bisikletçiler dün lokantada buraya kadar pedalladıklarını anlatıyorlardı.

Bu arada bataryanın da %40’ının tükendiğini fark ediyorum. Saat 10.45, 32,5 kilometrede sağda bir çeşme görünüyor, su tazelemek için giriyorum. Bir kadın bir erkek kahvaltı sofrası kurmuşlar, buyur ediyorlar. İki tanker yanaşıyor, asit taşıyorlarmış. Kelimesi bile adamı korkutuyor. Bazen kazada devriliyor ve etrafa saçıldığını okuyoruz, felaket bir durum.

Havada yırtıcı bir kuş, avlanmaya çıkmış, dönüp duruyor tepemde. 500 metrelik bir tırmanış geçildi. Yol bölünmüş oldu, asfalt düzeldi. Yönüm batıya, güneş arkamda... İşin özetini yapmam gerekse J

54,5’uncu kilometrede Kepsut geliyor (11.45). Giriyorum şehir merkezine. Uzunca bir yoldan ilerlemekteyim. Daha fazlasını beklemiştim. Görünürde pek özel bir yere benzemiyor. Merkezini soruyor, etrafa bakınarak, yanımdaki sandviçi bir çayla halledebileceğim kahve arayışındayım. Onu beğenme, bunda bisiklete yer yok, masalar dolu diye diye kahveler bitiverdi. Son gelene oturuyorum. Bir müddet sonra sohbet başlıyor. Yanımda adı da Mustafa olan, inşaat işi yapan, 94’de askerliğini Hadımköy’de yapmış olan beyle ve dahil olan diğerleriyle iktidarın artık gitmesi gerektiğini konuşuyoruz. Yani kimse beğenmiyor ama nasıl oy alıyorlar anlamak mümkün değil. Yarım saatten fazla oyalandım. Dört çay içtim (75 krş), adaşım ödetmedi, vedalaşarak ayrıldım yanlarından.

[e] 55,5 km/12.46/%60 harcandı. Tekrar Balıkesir yolundayım. Öğlen oldu ve güneş tepemde. Bacaklara güneş yağı sürmek lazım. Susuzluğumu gidermek için uğradığım benzincide bir soda ve bir meyveli gazozumsu içecek götürüyorum. Bir tırmanış ve uzun bir inişin ardından dümdüz bir yol, sıfır eğim, devamlı çevirmen lazım, yoksa duruyorsun. Çok sıkıcı. [e] 75,3 km/14.05/%80 harcandı. Nihayetinde dış mahallerinden, sanayisinden başlayarak giriş yapıyorum Balıkesir’e. ÖE, Kelesi denilen yerde. Adres sormaya hazırlanırken Firuzan arıyor, biraz sohbet, ÖE’nin yerini öğrenmek ve kalabalık araçların arasından çantalarla geçmeye çalışarak Saat Kulesi’nin arkasındaki ÖE’ye sıkı bir rampadan çıkış. Neyse ki uzun değil, yoksa şişerdim.

İki gece kalacağım burada. Önce öğretmen fiyatından vermek istemiyor çalışan, biraz naz yapınca 135 lirayı internet sorunu nedeniyle karttan çekme işini sonraya bırakarak odaya, 3’üncü kata (ölüm), iki postada çıkıyorum eşyalarla. Rampa çıkmak daha kolay.

Oda küçük, duble yatak. Saatlerce akıtılan su sonunda ısınıyor ve duş alabiliyorum. Tırnak fırçasını Dursunbey’de unutmuşum, arıyor, belki buraya gelen olursa getirsin diye. Ama bulamıyorlar. Buradan yenisini alacağım.

Önümüzdeki günlerin yerlerini arıyor, Manisa’ya ve Sındırgı’ya rezervasyon yaptırıyor, Akhisar’ın dolu olmasından dolayı otel alternatiflerini araştırıyor, biri 102 diğeri 50 liraya merkezde iki otel buluyorum.

Balıkesir, adını günümüzde ikiye ayrılan eski merkez ilçesinden almaktadır. İlin eski adı Karesi olup 24 Ekim 1926 tarihinde Balıkesir olmuştur. Balıkesir kelimesinin kökenine dair çeşitli rivayetler mevcuttur. Roma İmparatoru Hadrianus, Balıkesir şehri çevresinde sahip olduğu bir bölgede avcılık yaptığı için Adriyanutere lakabını almıştır. Ardından yine burada bir şato yaptırmıştır. Bu şatonun adı Paleo Kastro olarak bilinmektedir. Balıkesir adının bu kelimeden geldiği düşünülmektedir. Paleo Kastro'nun anlamı ise Eski Hisar'dır. Bazı kaynaklar Balıkesir kelimesinin Balak Hisar veya Balık Hisar kelimelerinden geldiğini söylemektedir. Eski Türkçede balık kelimesi şehir anlamına geldiği için Balık Hisar kelimesinin anlamı Hisar Şehri'dir. Fakat Balıkesir il merkezinde hisar veya harabe yoktur. Ayrıca Balıkesir şehrinde Hisariçi Mahallesi bulunmaktadır. Bir rivayete göre bölgeye akın yapan Pers hükümdarı Balı-Kisra'dan gelmektedir. Bazı kaynaklarda ise balı çok, güzel anlamına gelen Bal-ı Kesr kelimesinden türediği belirtilmektedir. Yeni ortaya atılan bir teze göre ise, Bağıkesir'den geldiğine yöneliktir. Zira 17. yüzyıla değin şehir merkezinde en önemli tarım faaliyetinin bağcılık olduğu Balıkesir kadı sicilleri ve tereke kayıtlarından doğrulanmaktadır.

Biraz uzandıktan sonra karnımı doyurmak üzere 5’e doğru çıkıyorum. Verilen tarifle, anladığım kadarıyla bulduğum bir lokantada (Bahar Lokantası) az pilav+az bezelye, yanına getirdikleri ikram çoban’a 10 lira ödeyerek doyuyorum. Kızarmış biberin de biri güzel acıydı haaa...

Ve dolanmaya başladım. Kalabalık bir yer, gençler de çokça sokaklarda. Göze batacak şekilde başı bağlı dikkat çekmiyor. Tam tersi, rahat giyim genç kızlar dolanmakta.

İstanbul AVM’de aradığım fırçayı buluyor, daha küçüğüne Salı Pazarı’nda rastlayamıyor, ne yeni açılmış Rossmann’da, ne de Migros’ta yok. Aldığımla idare edeceğim artık. Devam yürümeye. ... Soda içiyor, vitrinlere bakıyor, espresso yapan yer bulamıyor, peynircinin çeşitlerine imreniyor, arada kalmış bir iki güzel binayı fotoğraflıyor, kaldırım taşlarının renkli ışıklarla süslendiği bir sokaktan geçiyorum. Orhaneli’de de benzer uygulamayı görmüştüm.

Aynı yerlerde dönüp duruyorum. Sokaklar kalabalık, yemek yiyenler, dolananlar, oyun oynayanlar... Her çeşidini bulmak mümkün. Akşam için aldığım meyveli yoğurtla ÖE’ye dönmekteyim.

“Tarihte Bugün” keyifle okuduğum bir kaynaktır. Bugüne ilişkin olaylar arasında ilgimi çeken bir konu var: Piyade mermisi, piyade havanı ve kapsül üreten Nuri Killigil'e ait İstanbul Sütlüce'deki mühimmat fabrikasında aralıklarla iki büyük patlama oldu. Milli Savunma Bakanlığı'nın denetimi altında bulunan fabrikada çıkan yangın, çevrede büyük paniğe yol açtı. Yangının baruthaneye sıçramasıyla yerle bir olan fabrikada 6'sı itfaiye eri olmak üzere 35 kişi öldü. Ölenler içinde fabrikanın sahibi ve Enver Paşa'nın kardeşi olan Nuri Killigil de vardı. Killigil'in II. Dünya Savaşı yıllarında Almanlarla sıkı ilişkiler içinde olduğuna dair belgeleri Uğur Mumcu ‘40'ların Cadı Kazanı’ isimli kitabında yayımladı. O yıllarda Nuri Paşa'nın ırkçılık-Turancılık düşleri ile Almanların Sovyetler Birliği'ni yıkma planları örtüşüyordu. Paşa birçok kez Almanya'ya gitmişti. Bir süre sonra Almanlar Nuri Paşa'nın planlarını uygun görmeyince Nuri Paşa fabrikadaki işlerine yoğunlaştı. Yürürlükteki İş Yasası göre silah fabrikalarında çalışan işçilere daha fazla prim ödenmesi gerekiyordu. Nuri Killigil İşçi Sigortaları Kurumuna fabrikada "harp imalatı ile iştigal etmeyeceğini" bildirmişti. Oysa patlama sonrasında fabrikada el bombası, havan imal edildiği ortaya çıktı (02.03.1949).

* Balıkesir ÖE 0266-5491010
* Balıkesir DSİ 0266-2417210’dan 2136 Misafirhane (6 km)












Dursunbey - Balıkesir
Tur tarihi: 2 Mayıs 2018
Kat edilen mesafe: 81,96 km
Ortalama hız: 20,3 km/sa
Bisiklete biniş süresi 4 sa. 02 dk., dışarıda geçen süre 5 sa. 34 dk.
En yüksek sıcaklık 36 ˚C, en düşük 18 ˚C, ortalama 26,4 ˚C 
İrtifa kazancı (çıkış) 977 m, kaybı (iniş) 1460 m
En düşük irtifa 80 m, en yüksek irtifa 738 m

Garmin yol bilgileri Dursunbey-Balıkesir

Relive yol bilgileri Dursunbey-Balıkesir



İskender Bey ile. Dursunbey ÖE’den ayrılışım 9.10. 

Batı, kuzeybatı yönüne gidiyorum. Rüzgar yok. Dursunbey
 çıkışı bölünmüş olan yol tek şeride düşüyor.

Asfalt kaymak değil ama, bir altı. Dünküye göre fıstık tabii. Uzun
 sürmeyen %8’lik çıkışlar var arkasından güzel iniliyor. Bazıları dik
 değil. Yani %3 gibi, bıraktın mı kendini seyrede seyrede gidiyorsun. 

Korkuluk

Akbaşlar DSİ Su Toplama Göleti’ni geçiyorum. 14 km
 burası. Genç bisikletçiler dün lokantada buraya
 kadar pedalladıklarını anlatıyorlardı.



Havada yırtıcı bir kuş, avlanmaya çıkmış, dönüp duruyor
 tepemde. 500 m’lik bir tırmanış geçildi. Yol bölünmüş
 oldu, asfalt düzeldi. Yönüm batıya, güneş arkamda...




Öğlen oldu ve güneş tepemde. Bacaklara güneş yağı sürmek
 lazım. Susuzluğumu gidermek için uğradığım benzincide bir
 soda ve bir meyveli içecek götürüyorum. Bir tırmanış ve uzun bir
 inişin ardından dümdüz bir yol, sıfır eğim, devamlı çevirmen
 lazım, yoksa duruyorsun. Çok sıkıcı.

Balıkesir’e vardım. Saat Kulesi’nin arkasındaki
 ÖE’ye sıkı bir rampadan çıkış. Neyse ki
 uzun değil, yoksa şişerdim.

Balıkesir; ve dolanmaya başladım. Kalabalık
 bir yer, gençler de çokça sokaklarda. 

Göze batacak şekilde başı bağlı dikkat çekmiyor. Tam
 tersi, rahat giyim genç kızlar dolanmakta.





Keyf-i Alem Cafe’de içilen bir portakal suyu.


Arada kalmış bir iki güzel binayı fotoğraflıyor...

... kaldırım taşlarının renkli ışıklarla
 süslendiği bir sokaktan geçiyorum.


Aynı yerlerde dönüp duruyorum. Sokaklar kalabalık, yemek
 yiyenler, dolananlar, oyun oynayanlar... Her
 çeşidini bulmak mümkün. 

Balıkesir by Night
















































(devamı) 5. gün Balıkesir II - (öncesi) 2. gün Görüklü–Orhaneli



[bisikletle]Türkiye: Lidyalıların İzinde

Mudanya–Görükle = 43,09 km






Akhisar–Manisa = 51,81 km

Manisa–Salihli = 76,51 km

Salihli–Kula = 48,22 km

Kula–Uşak = 76,59 km

Uşak–Eşme = 67,73 km

Eşme–Buldan = 75,10 km

Buldan–Nazilli = 84,89 km

Nazilli–Aydın = 47,20 km

Aydın–Bozdoğan = 72,83 km

Bozdoğan-Yatağan = 57,03 km

Yatağan–Muğla = 32,63 km


Çıtlık–Dalyan = 59,50 km

Dalyan–Fethiye = 63,62 km

Fethiye–Gelemiş = 81,12 km

Gelemiş–Kaş = 52,43 km

Kaş–Demre = 67,61 km

Demre–Karaöz = 59,64 km

Karaöz–Tekirova = 47,55 km

Tekirova–Antalya = 53,37 km