5 Mayıs 2018

[bisikletle]Türkiye: Lidyalıların İzinde (Balıkesir–Sındırgı)

4 Mayıs 2018, Cuma / Balıkesir – Sındırgı, 62 km (6. gün)

Sabah kalktığımda hiç düne benzemeyen bir hava vardı, kapalı ve puslu. Önümüzdeki günlerde yağmur bekleniyor bu bölgelerde, umarım yolda yakalamaz.

Kahvaltı 9’a kadar olduğundan, hazırlanıp eşyalarla inmeyi düşünüyorum. Her gün aynı programla başlıyorum; eşyalar yerlerine dönüyor, tıraş, güneş kremi, popo kremi...

Kahvaltıyı hafif ediyorum. Yarım meyveli yoğurt, iki yumurta, az domates-hıyar ve zeytin. Bugünün gazete haberlerinde Cumhuriyet baş sayfasında CHP’nin Cumhurbaşkanlığına Muharrem İnce’yi aday göstereceği yazılıydı. Hadi hayırlısı. Merdivenlerden inerken etrafta uyarı yazıları asılı: boşuna elektrikler yanmasın, şalteri kapatın... Çok yerinde. Ama sıcak su kazanını kapatıyorlar veya kısıyorlar. Saatlerce su akıtıyorsun, ısınacak diye.  Bu israf değil mi? Nasrettin Hocanın türbesi durumları yani.

9.10 ÖE’den çıkışım. Bugün yolum Bigadiç üzerinden Sındırgı’ya gidecek, 65 kilometrelik bir mesafe. İki tırmanış ve sonra iniş olarak görüyorum çizdiğim rotada. Taksicilerden alınan yön tarifi ve Balıkesir’in dışına doğru, İzmir yoluna giriyorum. Burada herhalde büyük bir kışla var, önü kalabalık. Hava kuvvetleri de burada. Balıkesir bir çanakmış, etrafı dağlarla çevrili. Ben de bugün bu dağlardan birinin üzerini aşacağım.

Yol düz, sıfır eğimle sürüyor. Hava kapalı, serin ama şikayetçi olamam, yakan güneşten daha rahat pedallanıyor. Uzun uzadıya giden tarlalar. Üniversitenin yerleşkesi ve hastanesinden geçmekteyim. Oldukça dışta burası. Ve hafiften başlayan tırmanış, % 2’lerle, ama gittikçe yükselecek. Eco’yla sürüyorum. Yol bölünmüş ve güvenlik şeritli, sorun yok, araçlardan uzağım. Şimdi tek şeride düşürdüler, ama sağda asfaltı döşenmiş açılış bekleyen yol tam bana göre ayrılmış. Oh ne alâ Muallâ, müstakil yolumdan devam ediyorum. Bölünmüş yola 4 km diye levha koymuşlar. Ama bu keyif bitiyor ve asfaltlanmayı bekleyen, zift dökülmüş bölüme geliyorum. Tekere bunlar yapıştı mı yandın. Kazımadan çıkartamazsın aralarından, geri dönüp kaçıyorum ve mecburen daracık, tek şeritli yoldan gidiyorum. Ancak ters şeride geçip oradaki güvenlik şeridinden sürmek daha güvenli geliyor. Traktör bile bana yol verdi, benim geçmemi bekledi. Aferin köylüye. [e] 20,8 km/10.17/%20 harcandı.

10.45. İşte bu olmadı, bu hesapta yoktu. Damlalar düşüyor. İrice pat pat küt küt. Tepesi karardı, Bulut mu, briyantin mi (hani biri vardı ya J), yağar mı derken arttığını görünce soldaki otobüs bekleme durağına sığınıyorum. Tam bana göre, bisikleti sokup dam altında dinmesini beklerken Firuzan’la da telefonda sohbet ediyoruz. Ne zaman ki geçen araba sileceklerinin çalışmadığını görünce tekrar yola koyuluyorum. Yarım saati geçirmiş oldum beklerken.

Güneydoğu yönündeyim. 2,5 kilometre sonra da tekrar eski yola dönüyoruz. Ve rahat rahat devam edebiliyorum. 467 metreye çıktım, saat 11 buçuk. Cevizli sucuktan büyük iki ısırıkla ayağa kalkmış midemi teskin edip önümdeki yokuşu bu lokmaları çiğneye çiğneye inmekteyim. %6, pedallamadan rahat iniliyor. Asfalt da güzel ve geniş olunca frenlemeye de gerek yok, seyrede seyrede düzlüğe, Bigadiç’e geliyorum. Bir çıkış olacak sonra Sındırgı’ya ineceğim.

[e] 40,6 km/12.09/%40 harcandı. Bigadiç sonrası tırmanmaya başladım. %4-5 hatta 6 oldu. Güneş çıktı, hava ısınıyor. Ve Sındırgı’ya da 10 kilometre kaldığını görmek keyfe boğuyor beni. Uzadı mı vazifeye dönüyor yol, 60-70 güzel bir mesafe, tadına varılamıyor J

376 metrede sürüyor yolum. [e] 47,8 km/12.45/%60 harcandı. 2,8 km’lik çift şerit olacak uyarı işareti insanı mutlu ediyor. Demek ki ben de 2 buçuk kilometre ineceğim. Saat 13, güneş var ama rüzgar serinletiyor. Yol boyunca benzinciye rastlamadım. Şöyle buz gibi bir soda ne de iyi olur derken sağda gelene giriyorum. İki bey ile şakalaşıyoruz: “Normal mi kurşunsuz mu?”  “Otogaz.” Ve bu gülüşme bir muhabbeti başlatıyor. Sodamı alıp yanlarına ilişiyorum. Plastik bidon satıyorlar. Balıkesirliler, bölgede seyyar satıcılık yapmaktalar. Haliyle çok dolaşmışlar, onlar bana yeni rotalar/yerler söylüyor, ben de onlara bisikletimi anlatıyorum. Derken istasyondan da katılanlar olunca bisiklete olan ilgi ve hayranlık artıyor. Nasıl artmaz ki, süper bir makine.

Onlar gidiyorlar ben bir soda daha dikiyorum kafaya ve son 3 kilometreyi pedallamak üzere benzinciden ayrılıyorum. Sındırgı girişi yol yapımı, dangıl dungul vaziyette. Tozdan, arkadakilerden, taşlardan, çukurlardan kaçarak tamamlanıyor final kısmı. İlçe girişine kilitli taş döşemişler. Saat Kulesi’ne doğru ilerlerken ÖE’nin de hemen az geride solda olduğunu öğrenmemle kapısına çekiyorum 2Teker’imi. Önündeki çay bahçesi kalabalık. İlgi üzerimde. Yerli mi yabancı mı merakı. Genç stajyerler çalışıyor. “Oda ayırtmıştım, Ümmü Hanım, Hasan Bey, neredeler?” Uzatmayayım, bana 205 ayrılmış, bisiklete de içeride bir yer bulunuyor. Ama iki kat gene çantaları taşı burada da. Bu ÖE’ler hep 2’nci kattan başlıyor. Alt katları oyun salonu, mescit, dinlenme yeri falan olduğundan. İki postada taşıyorum. ÖE’ler genelde pek küçük odaları olmuyor. Gerçi Balıkesir’deki duble yatak sığacak büyüklükteydi. 2’nci yatağı genelde eşyaların çıkartıldığı-yayıldığı zemin olarak kullanıyorum. Rahat oluyor, yerlerde sürünmüyorsun. Gene aynı işler, duş ve ayakları uzatmaca. ÖE’nin interneti odaya ulaşmıyor, kendimden kullanıyorum. Alet edevatın elektriğe bağlanması ve yemek aramak üzere ÖE’den ayrılış. Karşısındaki lokantada sebze yoktu, pek bu saate kalmayacağını söylüyor sahibi. Ama ben gene de şansımı denemek üzere başka lokanta arayışına devam ediyorum. Lezzet Lokantasında karar kıldım, gerçi sebze yoktu ama dışarıdaki masa istediğimdi. İçeride sıkıntı basıyor, uzunca açık havadan gelince. Kuru+pilav+kızartma (az az), ikram kuru soğan+acı biber=15 TL. Biberler tam sevdiğim, ince sivri ve acı. Yemeğin sonunda doğru iri damlalar düşmeye başlıyor. Ve lokantadan fazla uzaklaşmadan başlayan yağmur yandaki kahvenin damı altına sığınmama neden oluyor. Hazır gelmişken bir sade (1,5) fena olmaz. Christianne’nin uzun telefon konuşması, yağmurun dinmesi ve Sındırgı sokaklarında turlamaca. Recep ayı bitti Muharrem ayı başladı diye WA’ya düşen mesaj, CHP önünde büyük boy cumhurbaşkanı adayının bez afişi, İyi Parti de kendi binasına kendininkini asmış. Etrafta ne çok sucuk satan dükkan var burada. Bir kasap bolluğu, pideci ve kıraathaneler gırla. Dolanırken gene bastıran yağmurdan kaçmak için bir başka kahveye sığınıyor, Firu’yla konuşarak yağmuru tamamlıyorum. Çay 50 kuruş. Yan masadaki bey ısmarlamış. Ne düşünceliler değil mi? Misafir gelmiş adam çay parası mı ödesin. Teşekkür ediyorum nezaketine. Ortalık sakinken birden bir telaşlanma oluyor. Arka masada, yanlarındaki arkadaşları bayıldı mı ne oldu, altı hokka içeriye taşıdılar? Evet bayılmış. “Çağırın cankurtaran.”  “Yok hep oluyor, kendine geliyor.”  “Olur mu, çağırın!” Laf anlatamıyorum. Doktor doktor dolaşmış teşhis konulamamış. Doğru doktora gitmediniz demek ki. Orasını sıkıyorlar burasını ovuşturuyorlar, adını sesleniyor, ayılmıyor. 15 dakika böyle oyalandılar. Kasıldı adam, felç mi geldi, parmakları kilitlendi, ayakları kaskatı. Baktılar ki olmuyor, cankurtaran çağırmayı kabul ediyorlar. Derhal alıp hastaneye götürdü gelen ekip. Umarım durumu fena değildir. Genç de, memurmuş belediyede.

Devam ediyorum sokak aralarını dolaşmaya, fotoğraflamaya. Sokak köpeği var bayağı burada. Bir de elektrikli scooter kullanan kadınlar dikkatimi çekiyor. Sakin, güzel, pek bir özelliği belli olmayan, ama arada güzel bir iki bina, bir kaç sanatsal, seramik, ağaç yakma gibi işlerin atölyeleri... görülmekte.
Yağcıbedir

İlçenin tarihi çok eski yıllara dayanmakta. Antik kaynaklar Balıkesir ve çevresini Misya (Mysia) olarak kaydetmiş. Sındırgı, tarihte Carsea ve Koruköy adlarını alan eski bir yerleşim. Sındırgı’ya tarih sırasıyla Lidyalılar, Persler, Bergamalılar, MÖ 129 yılında Romalılar, Bizanslılar, 11. yüzyılda da Selçuklular egemen olur. Beylikler Döneminde Karesi Beyliği sınırları içerisinde kalan Sındırgı, 1323 yılında Osmanlıların eline geçer. Bu bölgeye Çavdar, Avşar, Yağcıbedir, Cepni, Karakeçili… Yörükleri yerleşmiş. Bunların halıları da meşhurdur, özellikle Yağcıbedir.

* Sındırgı ÖE 0266-5161518

Balıkesir - Sındırgı
Tur tarihi: 4 Mayıs 2018
Kat edilen mesafe: 62,24 km
Ortalama hız: 17,9 km/sa
Bisiklete biniş süresi 3 sa. 28 dk., dışarıda geçen süre 5 sa. 33 dk.
En yüksek sıcaklık 33 ˚C, en düşük 18 ˚C, ortalama 25 ˚C 
İrtifa kazancı (çıkış) 761 m, kaybı (iniş) 692 m
En düşük irtifa 100 m, en yüksek irtifa 469 m

Garmin yol bilgileri Balıkesir-Sındırgı

Relive yol bilgileri Balıkesir-Sındırgı
















Balıkesir ÖE’den çıkışım 9.10. 


Taksicilerden alınan yön tarifi ve Balıkesir’in
 dışına doğru, İzmir yoluna giriyorum. 

Yol düz, sıfır eğimle sürüyor. Hava kapalı, serin ama
 şikayetçi olamam, yakan güneşten daha rahat
 pedallanıyor. Uzun uzadıya giden tarlalar. 

Yol bölünmüş ve güvenlik şeritli, sorun yok, araçlardan
 uzağım. Şimdi tek şeride düşürdüler, ama sağda asfaltı
 döşenmiş açılış bekleyen yol tam bana göre ayrılmış.


Damlalar düşüyor. İrice pat pat küt küt. Tepesi karardı,
 Bulut mu, yağar mı derken arttığını görünce soldaki
 otobüs bekleme durağına sığınıyorum.

Ne zaman ki geçen araba sileceklerinin
 çalışmadığını görünce tekrar yola koyuluyorum.


Güneydoğu yönündeyim.

Güneş var ama rüzgar serinletiyor. 




Yol boyunca benzinciye rastlamadım. Şöyle
 buz gibi bir soda ne de iyi olurdu.

Sındırgı girişi yol yapımı, dangıl dungul vaziyette. Tozdan,
 arkadakilerden, taşlardan, çukurlardan kaçarak tamamlanıyor
 final kısmı. İlçe girişine kilitli taş döşemişler. 

Sındırgı


Lezzet Lokantası



Deve yükü ile para kazanacak ve
 gelecek hayatında mutlu olacaksın.


CHP önünde büyük boy cumhurbaşkanı adayının bez
 afişi, İyi Parti de kendi binasına kendininkini asmış.

Sındırgı Belediyesi Antik Osmanlı Çarşısı





Dolanırken gene bastıran yağmurdan kaçmak için bir başka
 kahveye sığınıyor, Firu’yla konuşarak yağmuru tamamlıyorum.

Yağmurun dinmesiyle Sındırgı’yı turlamacaya devam...

... ediyorum sokak aralarını dolaşarak, fotoğraflayarak. 

Etrafta ne çok sucuk satan dükkan var. Bir kasap
 bolluğu, pideci ve kıraathaneler gırla. 


Sokak köpeği var bayağı burada. Bir de elektrikli
 scooter kullanan kadınlar dikkatimi çekiyor.

Sakin, güzel, pek bir özelliği belli olmayan, ama arada
 güzel bir iki bina, bir kaç sanatsal, seramik, ağaç yakma
 gibi işlerin atölyeleri... görülmekte.


Kaan’ınız buraya da gelmiş... J


















(devamı) 7. gün Sındırgı–Akhisar - (öncesi) 4. gün Dursunbey–Balıkesir



[bisikletle]Türkiye: Lidyalıların İzinde

Mudanya–Görükle = 43,09 km






Akhisar–Manisa = 51,81 km

Manisa–Salihli = 76,51 km

Salihli–Kula = 48,22 km

Kula–Uşak = 76,59 km

Uşak–Eşme = 67,73 km

Eşme–Buldan = 75,10 km

Buldan–Nazilli = 84,89 km

Nazilli–Aydın = 47,20 km

Aydın–Bozdoğan = 72,83 km

Bozdoğan-Yatağan = 57,03 km

Yatağan–Muğla = 32,63 km


Çıtlık–Dalyan = 59,50 km

Dalyan–Fethiye = 63,62 km

Fethiye–Gelemiş = 81,12 km

Gelemiş–Kaş = 52,43 km

Kaş–Demre = 67,61 km

Demre–Karaöz = 59,64 km

Karaöz–Tekirova = 47,55 km

Tekirova–Antalya = 53,37 km

Antalya–İstanbul = 11,66 km