28 Nisan 2025

bisikletle Elmalı-Görele



Sanmayın ki Antalya’nın Elmalı’sı veya Giresun’un Görele’si. Bunlar Beykoz’un iki köyü, şimdiki adıyla mahallesi. İlki 3 diğeri 7 km uzaklıkta Beykoz’a. Elmalı, orman içine sonradan yerleşilerek oluştuğu belli olup Karadeniz köyleri özelliği taşımakta. Görele ise adından da anlaşılacağı gibi Giresun’un ilçesinden göçenlerce kurulmuş, ama ne zaman bilemiyorum. Beykoz nüfusunun büyük bir çoğunluğunu Karadenizliler oluşturmuyor mu zaten? Türkiye'nin her yerinden az çok göç almasına rağmen ilk beş sırayı Karadeniz illeri almakta: Giresun, Ordu, Kastamonu, Rize ve Trabzon.


Bu hikaye esasında 1950’li yıllarda Demokrat Parti iktidarıyla birlikte “Taşı toprağı altın” denilen İstanbul’a yönelen büyük bir göç hareketiyle başlar. O yıllarda Karadeniz illerinden akınlar olur. İnşaat sektörü çok hareketliydi, İstanbul fazla plan yapılmadan yenileniyordu. Rize’den ve Trabzon’dan gelenler önce amelelik yaparlar inşaatlarda. Daha sonraki yıllarda sırasıyla sıvacı, kalfa ve sonra da usta olurlar. 1960’lı yıllarda müteahhitliğe soyunurlar. Arazisi olanlara ‘kat karşılığı’ konut yapıyorlardı. Yap-satçılık da böyle girdi dünyamıza. “Laz müteahhit” kavramı da sektörün literatürüne böyle yerleşti… An(l)adınız mı?!


Sabah 9, yollardayım. Hava kapalı, puslu. Hiç sevmediğim cinsten. Ama Beylerbeyi’ne, oradan Beykoz’a doğru pedallıyorum. Sahil yolunda sert esen rüzgar müthiş sarsıyor, devirecek gibi. Rüzgarlı olacağını görmüştüm hava raporunda ama bu denli beklemiyordum. Niyetim Fener’e gitmekti ama Beykoz sonrası inceden düşen damlalar, kapalı hava ve de rüzgar yönümü değiştiriyor. Ayrılıyorum ve Türk-Alman Üniversitesi tarafına sapıyorum. Bir keresinde buradan Cam Müzesi’ne gitmiştim (bkz. bisikletle Beykoz Cam ve Billur Müzesi). Yolu 2’nci defa pedallayaca’m.


Nun denilen okulların olduğu arazı karşısından çıkan yokuşun asfaltı şaşılası derecede düzgün. Ağır ağır tırmanırken çoğalan damlalardan kaçmak için kenardaki ağaçların altına sığınıp az bekliyorum. (…) Ve devam. Ara sıra yanımdan hızla geçen arabalar kafamda dolanan düşünceleri de birbirine katıyor: İBB tam anlamıyla çökertiliyor. Daire başkanlarına kadar hatta daha aşağılara indi gözaltılar. Eşlere, ağabeylerine indi gözaltılar; herhalde yakında çocukları, anaları, babaları, nineleri, dedeleri, onların yakın arkadaşlarını, kim varsa gözaltına alırlar… diyordu dünkü yazısında O. Bursalı. Siyasi yaşam bugüne dek görülmedik bir savaş içine sokuldu. Gözaltılar bir ceza unsuru olarak kullanılıp, gizli tanık ifadeleriyle, duymuştum-görmüştüm laflarıyla içi boş dosyalar doldurulmakta… Kaybetmekten bu kadar korkuluyorsa, demek ortaya çıkacak gerçekler bildiğimizden de büyük.


Bugün 60. Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu da başlıyor. Antalya’dan start alıp İzmir’de sonlanacak. 8 gün 8 etap boyunca 1.153 km pedallanacak. Heyecanla eve ulaşmaya çalışıyorum.


Elmalı-Kavacık ayırımında yanımdan geçen, tren vagonu gibi peş peşe dizili çimento kamyonları (beton mikseri de deniliyor) tam bir canavar. Bunların altında sık sık kalanlar oluyor. Öyle içten dönüyorlar ki! Bugün Anadolu Hisarı’ndaki minik köprü üzerinde de beni sollayan körüklü otobüs karşıdan gelen olunca içeriye daldı, kuyruğu neredeyse omuzuma değiyordu. Bunu yapan ya beyinsiz ya da Azrail. Geçme bekle, karşı taraf boşalsın. Yoook, geldiği hızla illa devam edecek. Frene basmak zülüm herhalde!


Elmalı ve beraberinde gelen bölge çok güzel. Istanbul’un şehir kalabalığından eser yok, başka bir yerdesin. Yeşilliğin içinden sürüp yol sonunda gelen Toygar Camisinden sağa sapıp FSM Köprüsü şeklinde devam. Bu yolun diğer yönü Riva’ya gider.


Geçen aylarda izlediğim Conclave diye bir film vardı, 8 dalda Oscar adayı olmuş ve En İyi Uyarlama Senaryo ödülünü kazanmıştı. İzlemişseniz konusunu bilirsiniz; Ralph Fiennes'in başrol oynadığı gerilim filmi, dünyanın en önemli Katolik kardinallerinin yeni Papa'ya oy vermek için Vatikan'da bir araya gelmesini işler ve dönen çeşitli skandallar ve sırlar ortaya çıkar… Derken geçtiğimiz günlerde Papa Francis 88 yaşında hayatını kaybetmesin. Dün de cenaze töreni yapıldı ve de tüm dünya liderleri veya temsilcileri hazır bulundu. Kilise normlarına göre yeni papanın seçimi ölümünden sonraki 15 ila 20. günde başlayacak. Şimdi gözler 267'nci Papa'nın kim olacağına çevrili. Tarih boyunca yapılan en uzun konklav 1006 gün süren ve 1271 yılında tamamlanan seçim olmuş. Bakalım bu sefer ne kadar sürecek?


Nepotizm diye bir kavram vardır. TDK bunu “arkadaş veya akraba kayırma" şeklinde açıklasa da aslında kayırmacılıktan daha azını ifade eder. Görülen kayırmacılıklarda tanıdık eş-dost kayırmacılığı için daha çok “kronizm”, siyasal ve dinsel kayırmacılık için “patronaj” ve iktidara ve seçmen kesimlerine yönelik kayırmacılık için de “klientalizm” terimi kullanılmaktadır. Moda ve sinema ünlülerinin ünlü olmuş çocukları ile ilgili başlayan tartışmayı gündemine alan New York Magazine dergisinin 2022 yılını “The Year of the Nepo Baby” ilan ettiği ve İngilizcedeki nepo baby şeklindeki ifadenin Türkçeye nepotizm bebeği şeklinde aktarıldığı ifade edilmektedir… Nerede mi? Vikipedi’de.


Hiç acıkmadım, hiç yorulmadım, mola vermeden devam ediyorum. Görele geçiliyor…  Yol üzerindeki 2 çekim ekibi farklı noktalara konuşlanmış, bir kalabalık ki sormayın önleri. Beykoz’da da bir başkasını görmüştüm. Anlaşılan pazarları çekim günü oluyor bunlar için.


Çavuşbaşı-Hekimbaşı-Ümraniye diye devam. Artık trafik yoğunluğu içindeyim. Uykuda araç kullananlarla fırsatçılar arasında pedallamaktayım. Ters yöne girmeyeyim, dolanan yolu da kullanmayayım diye yeni bir yol arayışıyla sokak aralarına giriyor, mahalle içlerinden geçiyor ve geldiğim nokta Ihlamurkuyu metro istasyonu oluyor. Bir an için evin yakınına geldim diye seviniyorum ama sonra Google beni bildiğim yola bağlıyor. Eve, 61 km.lik bir daireyi 4 saatte tamamlamış olarak varıyorum. Bu tura da molasız diyebilirim.


İçinden bisiklet geçen diye şarkılar mı var? Olma mı?! Bunlardan birini dinleyelim mi? Isabelle Adjani ve Gaëtan Roussel’dan Les courants d’air (Hava akımları)



Isabelle Yasmine Adjani; 1955 doğumlu, babası Cezayir annesi Alman kökenli Fransız aktris ve şarkıcı. Aldığı sayısız ödülleri olup, 90'larda dünyanın en güzel kadınlarından biri olarak anılıyordu. 



















bisikletle Elmalı-Görele: Dudullu-Nakkaştepe-Beylerbeyi-Beykoz-Elmalı-Görele-Çavuşbaşı-Ümraniye-Dudullu


Tur tarihi: 27 Nisan 2025

Alınan yol: 61 km
Ortalama hız: 18 km/s

En yüksek hız: 51,8 km/s
Bisiklete biniş süresi 3 s 23 dk, dışarıda geçen süre 3 s 50 dk

En yüksek sıcaklık 22 ˚C, en düşük 13 ˚C, ortalama 15,8 ˚C
Yükselti kazancı 
(çıkış) 890 m, kaybı (iniş) 903 m
En düşük yükselti 0 m, en yüksek 241 m

 

Garmin yol bilgileri bisikletle Elmalı-Görele


Relive yol bilgileri bisikletle Elmalı-Görele


















































21 Nisan 2025

bisikletle Gebze; molasız II


Pazar günü yağmur olmayacağını öğrenmemle Gebze’ye gitmeye karar vermiştim. Ancak sabah erken kalktığımda havanın kapalı olması neredeyse caydırcaktı ama hazırlık da yapmış olduğumdan, biraz daha kalın giysilerle, geçen haftanın aynılarıyla 9’u az geçe evden ayrıldım. Güneş bana mutluluk veriyor, hava soğuk da olsa içimi ısıtıyor. Kapalı hava ise hüzün. Ama öğlene doğru açacağını bildiğimden, gerçi Meteo da yanılır, yukardakinin ne yapacağı belli mi olur. 10’a 20 kala Bostancı’dan trene binip 1 saatlik yolculuk sonrası Gebze’de iniyorum.


Yolda trene binen genç bir turcu ile ayaküstü sohbet ederek tanışıyoruz çıkışta. Kendisi Yalova Delmece Yaylası’na gidiyormuş, kamp yapmaya. Gönlünde de Peru’ya gitmek var. Ne güzel, ben de isterdim : )) Ortak yanlarımız da çıkıyor; gastronomi, fotograf, rehberlik… Ayrım noktasına kadar birlikte kısa pedallayıp vedalaşıyoruz. Belki bir gün yollarımız gene kesişir.


Hava açtığından, keyif aldığım Gebze’nin köylerine doğru yol almaktayım. Daha önce anlattığımdan tekrar etmeyeceğim, buradan bakabilirsiniz > Tembelliğe yer yok... III / bisikletle Gebze; molasızİlk gelen, ekmek fırını sonrası, kısa ama dik bölüm, ancak sıkıntı dikliğinde değil, yolu ortadan 2’ye ayırmışlar, turuncu plastik direklerle. Bu da arkadan eskaza (*) minibüs veya otobüs gelirse yanınızdan teğet geçmesine neden oluyor. Böyle durumlarda karşı şerit boşsa oraya geçmek en sağlıklısı. Bugün de aynen yapıyorum. Sonra karşıdan araç gelmesiye sağa geçebilmem için arkadaki sürücünün yol vermesi büyük bir dikkat ve nezaket. Bazıları hiç aldırmıyor, inadına sanki hareket etmekte.


(*) Ezkeza kelimesi Farsça ‘ez’ ve Arapça ‘kaza’ kelimelerinin birleşiminden oluşmaktadır. Kelime “yanlışlıkla/rastlantıyla” anlamında kullanılmaktadır.


Havanın da ısınmasıyla içimdeki yeleği çıkartmış, sadece üstümdeki montla devam ediyorum. Gebze’nin içi geçilip Tenbelova GOSB sonrası artık şehrin kalabalığından uzaklaşıyorsun. Ancak ne hikmetse bugün fazlasıyla araç geçiyor yanımdam, konvoy halinde. 


Merak etmiştim ama bulamadım, Tembelova adı nereden gelmekte? Ancak Gebze’yle ilgili olarak bazı araştırmacılar; Gebze’nin bir zamanlar Osmanlı ve Bizans savaşçıları arasında sık sık el değiştiren ve özlenen bir yöre olması itibariyle "Gel bize" veya "Bize gel" ifadelerinden oluşan ve zaman içinde değişerek, halkın öz dilinde "Gebze"ye dönüşen bir ad olduğunu belirtmekteler. 1640 yılında Gebze’ye geldiği anlaşılan Evliye Çelebi ünlü Seyahatname'sinin ilgili bölümünde, “Gebze, ‘Gelbize’den galattır” ifadesiyle de bunu vurgulamakta.


Sıkı yokuşların ilki Pelitli mezarlığı önünden başlar. Eskiden Pelitli’de mola verirdik, ancak o mekan bir kafeye dönüşmüş ve köy kahvesi halini yitirmiş. O nedenle gene pas geçiyor ama bugün ilk defa şöyle biraz köy içine giriyorum. Ve ardından gelen yokuşu tırmanarak, havanın da ısınmasıyla montu çıkarıp yelekle devam ediyorum, güneş kapanınca serin gelse de.


Böyle pedallarken geçenlerde okuduğum ilginç bir yazı aklıma geliyor da; yeme alışkanlıkları ve cinsellik arasındaki bağdan söz edip, bilimsel olarak haz odaklı bu iki davranışın kesişim noktasındaki şaşırtıcı gerçekleri ortaya koyuyordu. Yeme dürtüsüyle cinsel istek arasında nasıl bir bağ olabilir dersiniz? Şöyle sıralamış: Ortak biyolojik zemin; Beyin ve Dopamin. Hem yemek yemek hem de cinsel ilişki beyindeki ödül merkezlerini aktive eden davranışlardır. Özellikle dopamin bu iki eylemin de merkezinde yer alır. Yüksek yağ ve şeker içeren yiyecekler, tıpkı cinsel uyaranlar gibi dopamin salgılanmasını tetikler. 


Beslenme biçiminin cinsel sağlığa etkisi. Yapılan araştırmalar, dengeli ve antioksidan açısından zengin bir beslenmenin hem hormonal dengeyi koruduğunu hem de cinsel performansı artırdığını ortaya koymuştur. Özellikle çinko, magnezyum ve omega-3 yağ asitleri libido üzerinde doğrudan etkilidir. Öte yandan aşırı alkol, işlenmiş gıdalar ve obezite, hem kadın hem erkeklerde cinsel isteksizlik ve performans düşüklüğüne neden olabilir.


Duygusal Açlık ve Cinsellik. Psikoloji alanındaki bulgular, duygusal açlığın hem aşırı yeme hem de cinsel yönelim ve davranışlar üzerinde etkili olabileceğini gösteriyor. Özellikle stres, kaygı ve depresyon gibi durumlar bireyleri "haz odaklı tüketim"e yönlendirebilir. Bu bağlamda yemek ve cinsellik, yalnızlık ve duygusal boşlukların doldurulmaya çalışıldığı araçlara dönüşebilir.


Kültürel Kodlar ve Toplumsal Roller. Toplumların yemek ve cinselliğe atfettiği anlamlar, bireyin bu iki eyleme yaklaşımını da şekillendirir. Örneğin, "kadının mutfakta yer alması" ve "erkeğin güçlü olması" gibi toplumsal kalıplar, hem beslenme rollerini hem de cinsellikteki beklentileri etkileyebilir. Bu durum, bireyin hem bedeniyle hem de cinselliğiyle kurduğu ilişkiyi şekillendiren kültürel kodlara işaret eder.


Afrodizyaklar ve Cinsel Mitoslar. Tarih boyunca bazı yiyeceklerin cinselliği artırdığına inanılmıştır: istiridye, çikolata, kırmızı şarap, çilek… Bilimsel olarak bazı besinlerin dolaşımı artırarak cinsel isteği destekleyebileceği kabul edilse de çoğu zaman bu tür inanışlar psikolojik etkilerle (plasebo) desteklenir.

Cumhuriyet


Mollafenari her zamanki gibi kalabalık, Cumaköy ise daha sakin. Ancak ben köye girmeyip Ovaköy yönüne sapıyorum. Bölge besi çiftlikleri ve seralarla dolu. Bu arada hava bir ısınıyor bir serinliyor. Bulutlar ağır ağır güneşin önünde gezinmekteler. Nadiren 1-2 araçın geçtiği, seraların boş olduğu, kiminin sürüldüğü, kiminin tamir edildiği, Tiny House denilen minik evlerin ve de daha büyüklerinin olduğu bölgeler geçilip dereye paralel ilerleyerek geldiğim yol ayırımında sağ yapıp geçtiğim bölgeler nedense önceki gelişime pek de benzemiyor. Yanılıyor muyum diye devam ediyor, bazı yerlerde, çayırlarda piknik yapan vatandaşlar, solumda ise uzunca giden bir duvar ve arkasında görebildiğim kadarıyla muhteşem villalar. Birinin kapısında “Fora Ovacık Konutları” yazıyordu. (…) Ve yol gitti gitti sonunda toprak oldu ve bir su toplama göleti duvarına ulaştı. Anlıyorum ki yanlış yoldayım. Geride arabasını yıkayan vatandaşa soruyor, tornistan edip çataldan sağ yapmam gerektiğini öğreniyorum. Ve bu şekilde doğru yola giriyor, Ovaköy Evleri Sitesi, Akbal Su gibi yerler geçilip Ovacık yoluna çıkılıp ilk kavşaktan sola geriye dönüp Göçbeyli’ye doğru pedallıyorum.


Molasız devam ediyorum. Nedense karnım acıkmadı ama Okan Üniversitesi sapağında durup yanımdaki sandviçin tekini mideye indiriyorum (saatler de 13’ü geçmekte). Ve devamında Sabiha Gökçen Metro İstasyonuna kadar gelip kalan 2 sandviçi de indirip 5 dakika sonra gelen metroyla Kozyatağı, oradan da gene metroyla İMES ve eve ulaşmak artık çok kolay, yokuş aşağı inen yol beni 7-8 dakika içinde evin kapısına getiriyor. Saat 3’ü az geçmekte, kilometre ise 62’yi gösteriyor.


Sonlandırmadan size Amerikalı bir keman sanatçısını tanıtayım; Damien Escobar. 1986 doğumlu. Sekiz yaşında keman çalmaya başladı. On yaşındayken Juilliard Müzik Okulu'na kabul edilen en genç öğrenci oldu ve 13 yaşında Juilliard'dan mezun oldu. Ayrıca Bloomingdale Müzik Okulu'nda eğitim gördü. Dahi çocuk yani. 2024 tarihli Gemini albümünden Zodiac.




















bisikletle Gebze; molasız II: Dudullu-Bostancı-(tren) Gebze-Pelitli-Mollafenari-Cumalı-Ovaköy-Göçbeyli-Sabiha Gökçen Havaalanı-(metro) Kozyatağı-(metro) İMES-Dudullu

 

Tur tarihi: 20 Nisan 2025

Alınan yol: 62,47 km
Ortalama hız: 18,5 km/s

En yüksek hız: 54,1 km/s
Bisiklete biniş süresi 3 s 23 dk, dışarıda geçen süre 6 s

En yüksek sıcaklık 27 ˚C, en düşük 13 ˚C, ortalama 19,8 ˚C
Yükselti kazancı 
(çıkış) 711 m, kaybı (iniş) 830 m
En düşük yükselti 0 m, en yüksek 263 m

 

Garmin yol bilgileri bisikletle Gebze; molasız II


Relive yol bilgileri bisikletle Gebze; molasız II