17 Mayıs 2016, Salı / Ankara – Polatlı, 61
km. (8. gün)
Ankara’da fazladan
bir günü Cihat ve Güzide ile geçirdikten sonra tekrar yollara koyuluyorum.
Kahvaltı sonrası arkadaşlarımla vedalaşıp saat 10 gibi pedalları çevirmeye
başladım. Hava güzel, güneş var. Ne mutlu bana.
Konutkent’ten
çıkıp Eskişehir yoluna girdim. Sağdaki güvenlik şeridi işe yarıyor. Pek yolun
üzerinde kalmıyorum. Sadece yol ayrımlarında girmek durumundayım. Hafif bir
çıkışla başladı bugünkü rota. Ben de [e]’yi açtım, eko konumda. Mecbur
kalmadıkça yükseltmeyeceğim gücü. Gerekirse vites küçültürüm.
Dikkat
ettim genelde uzun araçlar mesafe açarak yanımdan geçiyorlar. Arada bir çıkan
deyyuslar da olmasa pek de sıkıntılı değil bu yol. Tabii ana yol olmasından
dolayı trafiği ve gürültüsü bolca.
Deyyus: Karısının veya kendisine çok yakın
bir kadının iffetsizliğine göz yuman (kimse). Nereden aklıma geldi ki bu kelime? Sövgü
sözcüğü olarak düşündüm ama anlamı nerelere gidiyor.
60 km gibi
bir yol bekliyor beni. Tam sevdiğim km’ler. 70 en fazla. Sonrası sıkmaya
başlıyor. Varacağın yere zaman kalmalı, 3 bilemedin 4’te, ama daha geç değil.
Zaten uzun turcular bu kadar bile gitmiyorlar. Neticede zamana karşı bir koşu
değil ki bu!
Ankara her
yöne doğru genişlemiş. Özelikle batıya. Belediye başkanının çok tartışılan
kapılarından geçtim. Hani dinozorlar falan koymuştu ya. Çocukluğundan herhalde
içinde ukde kaldı. Dizneylende özenmeler... 1,5 saattir pedallıyorum, 32 km’yi
geride bıraktım. Saat 11 buçuk gibi. Temelli’den geçiyorum. Burada
bazlama-gözleme/et-mangal durumları, piknik masaları var. Karnınızı rahatlıkla
doyurabilirsiniz.
Temelli
çıkışı Jetpet’de bir soda molası. Her yerde 50 krş olan Beypazarı burada 75.
Yanında bir oteli var benzincinin. İyi fikir. Ayaş tarafında olsaydı kalırdım.
1 kişi 30, 2 kişi 60. Odada duş-tuvalet varmış. Tabii odaları çarşafları
görmedim, ama fazla bir şey beklememek lazım.
[e], 36.
km’de ilk çentiği bitirdim (12.00). Sağımda otlayan inekler, solumda dönmeyen
bir rüzgar gülü. Vicdansız Hattat’lar ve ilk defa hızlı tren görüyorum. YHT
demişler ama Y ve H’sinden emare yok. Normal tren gibi gitmekte. [e], 55. km,
2. çentiği de bitirdim (13.00). Polatlı’ya 5-6 km kaldı.
Ve Polatlı’dayım.
Soldan Haymana’ya gidiliyor. Aslında rotayı oraya döndürmeyi düşünmedim değil. Ama programdan çok
sapacaktım. Bunu da başka bir sefere bırakayım. Sağdan şehir merkezine
giriyorum. Burası asker şehri. Topçu ve füze okulu var.
Eski
arkadaşım Namık ve Aylin burada otururlardı. Şimdi Ankara’dalar. Onları görürüm
diye düşünmüştüm. Namık’ın işi halen burada, benzin istasyonu var. Ama tesadüf
onlar da 1 haftalığına Side’ye gitmişler. Görüşemiyor, sadece telefonda
konuşuyoruz. Zaman ne de çabuk geçti, 70’li yılların sonu 80’lerin başlarında
sıkça görüşürdük. Sonra yaşam rüzgarı herkesi başka köşelere savurdu. O zaman
2-3 yaşında olan bebelerimiz bugün evli barklı, kimisi ebeveyn bile oldu. Ben
de Namık ve Aylin’in kızları Sesil’i ziyaret edeceğim. Aydın’la aynı yaşta.
Bakalım çok büyümüş mü :))
Polatlı’nın
içinden geçmekteyim. ÖE için biraz ters yönden, sonra heykelden sola ve dümdüz
aşağı gitmem gerekiyor. Bahçesinde bir faaliyet var. Öğrenciler bölümlerine
ilişkin tanıtım yapıyorlar. Dikiş nakış bölümü olsa gerek bu kızlar.
Üzerlerindeki kıyafetler okul formasına benzemiyor. Bunlar da aşçılık olmalı.
ÖE’den Sercan
Bey beni kamu olarak kabul edip 50 TL alıyor. İtirazım fayda etmiyor. Halbuki
bugüne kadar hep öğretmen fiyatından almışlardı. Fazla üstelemiyorum. Otele
gitsem daha ucuzunu bulurum ama ÖE’lere destek olsun, para kazansınlar. İktidar
bunları da kapatmayı istiyor. Zaten içki satışını yasakladılar bile.
Odaya
geçmeden önce Shell benzincisine uğrayayım, Sesil’i görmeye. Otoyolun kenarındaymış. Bisikletle hemencecik
varıyorum. Ehh, Sesil de kocaman bir
hanım olmuş, geçen sene evlenmiş, babasının işini yürütmekte. Ne güzel. Bir
süre iç mimar olarak da çalışmış ama haliyle babanın ona ihtiyacı var, 2
istasyon, çalışanlar vs adamı bunaltmış ki Side’ye kaçmış :))
Yarım saat
kadar Sesil’le sohbet ettikten sonra ÖE’ye dönüyorum. Odada eşyaları asmak,
yayılmak, duş almak ve biraz ayakları uzatıp postalara baktıktan sonra bir
şeyler yemek üzere çıkıyorum. Benzincinin oradaki Çorba’yı çok methetti Sesil.
Yürüyerek gidiyorum. Bana göre yaprak sarma+ezo gelin+çoban salata=21 TL ile
doydum. Bugüne kadar en pahalı akşam yemeğim oluyor. Genelde 15 ile
kalkıyordum.
Gordion’a
gideyim isterdim ama 20 km mesafedeymiş. Şimdi 40 km çok gelir. Biraz Polatlı’nın
içinde dolanayım. Etrafta çorbacı diye pek çok lokanta var, fazlaca kasap ve
kuruyemişçi dikkatimi çekiyor. Perşembeleri kurulan bir kapalı pazar, herhalde
gününde çok renkli olmalı. Çok sevdiğimiz kırmızı acı biber 5 lira. Kahvaltılık
malzeme almalıyım. Pek de öyle gurme şeylerin satıldığı dükkanlar yok. Hepsi
aynı markalar, paketlenmiş ürünler. Bazlama istedim ama en küçüğü 2’li. Birilerine
soruyorum ama onlar da bulamazsınız öyle yerel peynirler diyorlar.
İnsanlar
temiz yüzlü. Fazla kapanmış kadınlar görmedim. Gençlerin başı açık, makyajları
yerinde. Eteklik artık kadınlarca giyilmez oldu. En çok taytlılar. Bir kaç otelden
fiyat alıyorum. 60 TL-O.K. ile başlayıp 75‘e kadar buldum. 29 mayısta
askerlerin yemin töreni ve arkasından bir futbol turnuvası olacakmış, yer
sıkıntısı olabilir şeklinde uyarılıyorum.
Bir yemek
sonrası kahve içmek için yerleştiğim kıraathanedeyken Aylin arıyor ve eski
günleri yad ederek hafıza tazeliyorum. Çocukların da dostluğu devam ettirmeleri
için bir araya getirilmeleri çok iyi olur ve gerekli de. Türkiye’de azınlık durumuna
düştük. Bir arada olmak gerekiyor.
Polatlı’nın hoşuma giden yanı tren yolunun şehrin içinden geçmesi. Özlemişim tren görmeyi. İşte dizi dizi vagonlar ağır ağır ilerliyorlar. BİM’den eski kaşar ve tava ekmeği, YokYok marketten çeri domates alarak, sokak aralarında dolanarak, fotoğraf çekerek dönüyorum ÖE’ye. Bahçesindeki kafeteryasında notlarımı yazarken Türkçe sözlü müzik dinleme fırsatını da buluyorum.
Polatlı’nın hoşuma giden yanı tren yolunun şehrin içinden geçmesi. Özlemişim tren görmeyi. İşte dizi dizi vagonlar ağır ağır ilerliyorlar. BİM’den eski kaşar ve tava ekmeği, YokYok marketten çeri domates alarak, sokak aralarında dolanarak, fotoğraf çekerek dönüyorum ÖE’ye. Bahçesindeki kafeteryasında notlarımı yazarken Türkçe sözlü müzik dinleme fırsatını da buluyorum.
Polatlı ilçesinde insan yerleşiminin bilinen
en eski tarihi MÖ 3000 yıllarına kadar dayanmaktadır. Yassıhöyük Mahallesi’nde
bulunan antik Gordion şehrinde MÖ 3000 yıllarında yerleşim olduğu bilinmektedir.
Polatlı ilçe merkezinin bugünkü yerleşimi
1860 yılında Sivritepe mevkii Menteşe Mahallesi’nde ve Zafer Mahallesi’nde
oluşmuştur. Yerleşimin asıl gelişimi Ankara-İstanbul demiryolunun 1892 yılında
buradan geçmesiyle gerçekleşmiştir.
Kurtuluş Savaşı’nın en önemli olaylarından
biri olan Sakarya Meydan Muharebesi Polatlı toprakları üzerinde meydana
gelmiştir. Atatürk’ün Sakarya Meydan Muharebesi’ni yönettiği karargah Alagöz
Mahallesi’nde, attan düşerek yaralandığı yer İnler Mahallesi’ndedir. Bu savaşın
önemli coğrafi mevkileri olan Çal Dağı, Duatepe, Beştepe ve Kartaltepe de
Polatlı sınırlarındadır. “Polad” kelimesi Farsça olup “demir, kuvvetli”
anlamına gelir. Osmanlı belgelerinde “Polad”, “Poladlar”, “Poladlı” kelimesi
Ulu-Yörük ve Aydın-Beylü kabilelerine mensup Türkmen Yörük cemaatlerine verilen
addır.
Ankara-Temelli-Polatlı
Tur tarihi:
17 Mayıs 2016
Kat edilen
mesafe: 60,96 km.
Ortalama
hız: 21,3 km/sa.
Bisiklete
biniş süresi 2 sa. 52 dk., dışarıda geçen süre 3 sa. 10 dk.
En yüksek
sıcaklık 31 ˚C, en düşük 19 ˚C, ortalama 26 ˚C
İrtifa
kazancı (çıkış) 426 m, kaybı (iniş) 469 m.
En düşük
irtifa 747 m., en yüksek 1083 m.
Garmin yol bilgileri Ankara–Polatlı
Tur
bilgisi: Ankara’dan 8 km boyunca 922 m’den 1079 m’ye çıkılıp 25 km boyunca 747
m’ye iniliyor. Sonra 22 km boyunca 931 m’ye yükselip 877 m’deki Polatlı’ya
varılıyor. Çok fazla sert çıkışları olamayan yol, güvenlik şeridi var. Trafik
haliyle ses yapıyor. Temelli’de mola verilecek yerler var. Polatlı’da ÖE ve
bolca otel var.
Polatlı ÖE 0312-6232664
Cihat ve
Güzide ile, Ankara
|
Polatlı
|
Çorba, Polatlı
|