14 Haziran 2016

[bisikletle]Türkiye: Güney (Ankara-Polatlı)

17 Mayıs 2016, Salı / Ankara – Polatlı, 61 km. (8. gün)

Ankara’da fazladan bir günü Cihat ve Güzide ile geçirdikten sonra tekrar yollara koyuluyorum. Kahvaltı sonrası arkadaşlarımla vedalaşıp saat 10 gibi pedalları çevirmeye başladım. Hava güzel, güneş var. Ne mutlu bana.

Konutkent’ten çıkıp Eskişehir yoluna girdim. Sağdaki güvenlik şeridi işe yarıyor. Pek yolun üzerinde kalmıyorum. Sadece yol ayrımlarında girmek durumundayım. Hafif bir çıkışla başladı bugünkü rota. Ben de [e]’yi açtım, eko konumda. Mecbur kalmadıkça yükseltmeyeceğim gücü. Gerekirse vites küçültürüm.

Dikkat ettim genelde uzun araçlar mesafe açarak yanımdan geçiyorlar. Arada bir çıkan deyyuslar da olmasa pek de sıkıntılı değil bu yol. Tabii ana yol olmasından dolayı trafiği ve gürültüsü bolca.

Deyyus: Karısının veya kendisine çok yakın bir kadının iffetsizliğine göz yuman (kimse). Nereden aklıma geldi ki bu kelime? Sövgü sözcüğü olarak düşündüm ama anlamı nerelere gidiyor.

60 km gibi bir yol bekliyor beni. Tam sevdiğim km’ler. 70 en fazla. Sonrası sıkmaya başlıyor. Varacağın yere zaman kalmalı, 3 bilemedin 4’te, ama daha geç değil. Zaten uzun turcular bu kadar bile gitmiyorlar. Neticede zamana karşı bir koşu değil ki bu!

Ankara her yöne doğru genişlemiş. Özelikle batıya. Belediye başkanının çok tartışılan kapılarından geçtim. Hani dinozorlar falan koymuştu ya. Çocukluğundan herhalde içinde ukde kaldı. Dizneylende özenmeler... 1,5 saattir pedallıyorum, 32 km’yi geride bıraktım. Saat 11 buçuk gibi. Temelli’den geçiyorum. Burada bazlama-gözleme/et-mangal durumları, piknik masaları var. Karnınızı rahatlıkla doyurabilirsiniz.

Temelli çıkışı Jetpet’de bir soda molası. Her yerde 50 krş olan Beypazarı burada 75. Yanında bir oteli var benzincinin. İyi fikir. Ayaş tarafında olsaydı kalırdım. 1 kişi 30, 2 kişi 60. Odada duş-tuvalet varmış. Tabii odaları çarşafları görmedim, ama fazla bir şey beklememek lazım.

[e], 36. km’de ilk çentiği bitirdim (12.00). Sağımda otlayan inekler, solumda dönmeyen bir rüzgar gülü. Vicdansız Hattat’lar ve ilk defa hızlı tren görüyorum. YHT demişler ama Y ve H’sinden emare yok. Normal tren gibi gitmekte. [e], 55. km, 2. çentiği de bitirdim (13.00). Polatlı’ya 5-6 km kaldı.

Ve Polatlı’dayım. Soldan Haymana’ya gidiliyor. Aslında rotayı oraya döndürmeyi  düşünmedim değil. Ama programdan çok sapacaktım. Bunu da başka bir sefere bırakayım. Sağdan şehir merkezine giriyorum. Burası asker şehri. Topçu ve füze okulu var.

Eski arkadaşım Namık ve Aylin burada otururlardı. Şimdi Ankara’dalar. Onları görürüm diye düşünmüştüm. Namık’ın işi halen burada, benzin istasyonu var. Ama tesadüf onlar da 1 haftalığına Side’ye gitmişler. Görüşemiyor, sadece telefonda konuşuyoruz. Zaman ne de çabuk geçti, 70’li yılların sonu 80’lerin başlarında sıkça görüşürdük. Sonra yaşam rüzgarı herkesi başka köşelere savurdu. O zaman 2-3 yaşında olan bebelerimiz bugün evli barklı, kimisi ebeveyn bile oldu. Ben de Namık ve Aylin’in kızları Sesil’i ziyaret edeceğim. Aydın’la aynı yaşta. Bakalım çok büyümüş mü :))

Polatlı’nın içinden geçmekteyim. ÖE için biraz ters yönden, sonra heykelden sola ve dümdüz aşağı gitmem gerekiyor. Bahçesinde bir faaliyet var. Öğrenciler bölümlerine ilişkin tanıtım yapıyorlar. Dikiş nakış bölümü olsa gerek bu kızlar. Üzerlerindeki kıyafetler okul formasına benzemiyor. Bunlar da aşçılık olmalı.

ÖE’den Sercan Bey beni kamu olarak kabul edip 50 TL alıyor. İtirazım fayda etmiyor. Halbuki bugüne kadar hep öğretmen fiyatından almışlardı. Fazla üstelemiyorum. Otele gitsem daha ucuzunu bulurum ama ÖE’lere destek olsun, para kazansınlar. İktidar bunları da kapatmayı istiyor. Zaten içki satışını yasakladılar bile.

Odaya geçmeden önce Shell benzincisine uğrayayım, Sesil’i görmeye.  Otoyolun kenarındaymış. Bisikletle hemencecik varıyorum.  Ehh, Sesil de kocaman bir hanım olmuş, geçen sene evlenmiş, babasının işini yürütmekte. Ne güzel. Bir süre iç mimar olarak da çalışmış ama haliyle babanın ona ihtiyacı var, 2 istasyon, çalışanlar vs adamı bunaltmış ki Side’ye kaçmış :))

Yarım saat kadar Sesil’le sohbet ettikten sonra ÖE’ye dönüyorum. Odada eşyaları asmak, yayılmak, duş almak ve biraz ayakları uzatıp postalara baktıktan sonra bir şeyler yemek üzere çıkıyorum. Benzincinin oradaki Çorba’yı çok methetti Sesil. Yürüyerek gidiyorum. Bana göre yaprak sarma+ezo gelin+çoban salata=21 TL ile doydum. Bugüne kadar en pahalı akşam yemeğim oluyor. Genelde 15 ile kalkıyordum.
Gordion’a gideyim isterdim ama 20 km mesafedeymiş. Şimdi 40 km çok gelir. Biraz Polatlı’nın içinde dolanayım. Etrafta çorbacı diye pek çok lokanta var, fazlaca kasap ve kuruyemişçi dikkatimi çekiyor. Perşembeleri kurulan bir kapalı pazar, herhalde gününde çok renkli olmalı. Çok sevdiğimiz kırmızı acı biber 5 lira. Kahvaltılık malzeme almalıyım. Pek de öyle gurme şeylerin satıldığı dükkanlar yok. Hepsi aynı markalar, paketlenmiş ürünler. Bazlama istedim ama en küçüğü 2’li. Birilerine soruyorum ama onlar da bulamazsınız öyle yerel peynirler diyorlar.

İnsanlar temiz yüzlü. Fazla kapanmış kadınlar görmedim. Gençlerin başı açık, makyajları yerinde. Eteklik artık kadınlarca giyilmez oldu. En çok taytlılar. Bir kaç otelden fiyat alıyorum. 60 TL-O.K. ile başlayıp 75‘e kadar buldum. 29 mayısta askerlerin yemin töreni ve arkasından bir futbol turnuvası olacakmış, yer sıkıntısı olabilir şeklinde uyarılıyorum.

Bir yemek sonrası kahve içmek için yerleştiğim kıraathanedeyken Aylin arıyor ve eski günleri yad ederek hafıza tazeliyorum. Çocukların da dostluğu devam ettirmeleri için bir araya getirilmeleri çok iyi olur ve gerekli de. Türkiye’de azınlık durumuna düştük. Bir arada olmak gerekiyor.

Polatlı’nın hoşuma giden yanı tren yolunun şehrin içinden geçmesi. Özlemişim tren görmeyi. İşte dizi dizi vagonlar ağır ağır ilerliyorlar. BİM’den eski kaşar ve tava ekmeği, YokYok marketten çeri domates alarak, sokak aralarında dolanarak, fotoğraf çekerek dönüyorum ÖE’ye. Bahçesindeki kafeteryasında notlarımı yazarken Türkçe sözlü müzik dinleme fırsatını da buluyorum.









Polatlı ilçesinde insan yerleşiminin bilinen en eski tarihi MÖ 3000 yıllarına kadar dayanmaktadır. Yassıhöyük Mahallesi’nde bulunan antik Gordion şehrinde MÖ 3000 yıllarında yerleşim olduğu bilinmektedir.

Polatlı ilçe merkezinin bugünkü yerleşimi 1860 yılında Sivritepe mevkii Menteşe Mahallesi’nde ve Zafer Mahallesi’nde oluşmuştur. Yerleşimin asıl gelişimi Ankara-İstanbul demiryolunun 1892 yılında buradan geçmesiyle gerçekleşmiştir.

Kurtuluş Savaşı’nın en önemli olaylarından biri olan Sakarya Meydan Muharebesi Polatlı toprakları üzerinde meydana gelmiştir. Atatürk’ün Sakarya Meydan Muharebesi’ni yönettiği karargah Alagöz Mahallesi’nde, attan düşerek yaralandığı yer İnler Mahallesi’ndedir. Bu savaşın önemli coğrafi mevkileri olan Çal Dağı, Duatepe, Beştepe ve Kartaltepe de Polatlı sınırlarındadır. “Polad” kelimesi Farsça olup “demir, kuvvetli” anlamına gelir. Osmanlı belgelerinde “Polad”, “Poladlar”, “Poladlı” kelimesi Ulu-Yörük ve Aydın-Beylü kabilelerine mensup Türkmen Yörük cemaatlerine verilen addır.



O.K. tek 60-/çift 100-

O.K. tek 75-/çift 135-




















Ankara-Temelli-Polatlı

Tur tarihi: 17 Mayıs 2016
Kat edilen mesafe: 60,96 km.
Ortalama hız: 21,3 km/sa.
Bisiklete biniş süresi 2 sa. 52 dk., dışarıda geçen süre 3 sa. 10 dk.  
En yüksek sıcaklık 31 ˚C, en düşük 19 ˚C, ortalama 26 ˚C
İrtifa kazancı (çıkış) 426 m, kaybı (iniş) 469 m.
En düşük irtifa 747 m., en yüksek 1083 m.

Garmin yol bilgileri Ankara–Polatlı               


Tur bilgisi: Ankara’dan 8 km boyunca 922 m’den 1079 m’ye çıkılıp 25 km boyunca 747 m’ye iniliyor. Sonra 22 km boyunca 931 m’ye yükselip 877 m’deki Polatlı’ya varılıyor. Çok fazla sert çıkışları olamayan yol, güvenlik şeridi var. Trafik haliyle ses yapıyor. Temelli’de mola verilecek yerler var. Polatlı’da ÖE ve bolca otel var.

Polatlı ÖE 0312-6232664

Cihat ve Güzide ile, Ankara















Polatlı


Çorba, Polatlı





























9. gün (devamı) Polatlı–Sivrihisar – 6. gün (öncesi) Beypazarı–Ayaş-Ankara