12 Mayıs 2016 Perşembe / Geyve – Göynük, 62
km. (3. gün)
Geyve’de pazar
kuruluyor. Balkondan kesiyorum; tezgahlar, tenteler, mallar kasa kasa ortaya
çıkmakta. Tıraş vs sonrası toparlanıp ÖE’den ayrılmam 9’u buluyor. Ayrılmadan
önce bir pazar turu. Saat daha erken, tüm tezgahlar açılmamış. Sonra kahvaltı
için meydana yakın kahveye yerleşiyorum. Çaylar 75. Yanımdaki peynir, ekmek ve
domatesle karnım doyuyor.
Vay, saat
10 olmuş bile. Geyve’nin sokak aralarından karayoluna bağlandım. Hava bugün
kapalı. Yeleğin kollarını taktım gene. Belki de bacaklıkları da giymem
gerekirdi. 5 km sonra beklenen rampa başlıyor, Akseki rampası. % 10 diyor
başlangıçta. Hadi hayırlısı. Kıvrıla kıvrıla yükseliyoruz. 2. vites eko konumda
gidiyorum. Bazı yerler dikleşiyor ama güzel yediriyor eğimi yol.
Bu ne? Bir
iki damla. Amanım, bugün yoktu yağmur! Cumayı gösteriyordu meteo. Nereden çıktı
yağmur şimdi? Derken damlalar çoğalıyor ve yağmur tüm şiddetiyle iniyor. Kaçacak
yer yok. Rampada bisikleti tutamıyorum. Çantalardan yağmurlukları nasıl
alacağım? Bariyerlere dayamağa çalışıyorum. Gerisin geri kayıyor bisiklet. Yük
çok fazla üzerinde, ayak dayanamıyor ağırlığa. Karşı şeride geçtim. Ayağı
açtım, yola dik taşıtmaya çalışıyorum bisikleti. Ön tekeri bariyere dayadım. Çantaları
açarken omuzumla da destek veriyorum ayağa. Yoksa devrilecek. Alelacele üstümü,
çantaları koruma altına alıp, yağmurlukları takmaya-giymeye çalışıyorum. Bu telaş içinde bir türlü kolunu bulamamak da
bir lütuf mu yukarıdan? Islandım ama bu süreçte. Bir hayli! Toparlandıktan
sonra tekrar sele üzerindeyim. Şimdi [e] desteğini ‘eko’dan ‘normal’e çıkardım.
Çabuk uzaklaşmalıyım buradan. [e], 10. km’de ilk çentik gitti. Sarfiyat fazla
tabii. Bazı yerlerde ‘high’ modunu kullandım. Halen sürüyor tırmanış, 8 km’dir.
Nihayet 666 m’ye çıkınca bitiyor rampa, yağmur da (11.30/15,7 km). Şimdi bu
yükseklikte devam ediyor seyrimiz. Etraf çok güzel, fazla araç yok. Yeşil ile
çevriliyim. Yağan yağmur her yeri yıkamış, parlatmış. Müthiş bir güzellik.
Tarifi zor, burada olmalısınız. Havayı derin derin içime çekiyorum. Oksijeeen...
Ciğerlerim bayram ediyor, derler ya :))
Yağmur gene
başladı. Sağdaki köfteciye sığınıyorum (11.45). Yağmurluk da tam korumuyor.
Geçirmiş biraz. Belki de önceden kalan ıslaklık bu. Çıkartıp kurutmaya asayım.
Lokanta sahibi ile sohbet, ısmarlanan çay. Yarım saat kadar oturup düzelen ve
açan hava sonrası yola devam.
Saat 12.10/19,7
km’deyim. Yolun sağında geniş güvenlik şeridi var. 650 m yükseklikteki düzlükte
yol sürüyor. Harika bir yer burası. Yemyeşil, çam ağaçlarıyla kaplı. Ara sıra bir
iki araç, o kadar. Sağanak da geçti gitti. Şahane :))
Ve müthiş
bir iniş başlıyor (Hacıyakuppaşalar Köyü, 21,3. km). Mermi gibi vınlıyorum. Virajlar
da sert değil, fren de yapmıyor 140 kiloluk ikiteker üzerinde adeta uçuyorum. %
7 ile başladı, % 10’la sürüyor, çıktığımı hızla iniyorum. İşte keyif bu :)) Uçabilsen acaba ne
hissedersin?
İniş
sonrası kısa bir çıkış ve 32. km’de Taraklı ayrımına geldim. Merak, gireyim
göreyim. (12.45) Burası Sakarya’nın son ilçesi. Giriş yolu berbat, bozuk. Pek
olmamış. Köylerin bile girişleri daha düzgün. Nedir buranın durumu? Merkeze
giden yol da pek farklı değil. Yazık, AKP oy alamamış mı buradan? Ceza mı
vermişler?
Sağda bir
ev dikkatimi çekiyor. Girişteki kırmızı güller de ne güzelmiş. Bir foto alayım.
Jandarma karakolu önünden geçerken komutan çaya davet ediyor. Durayım mı
gideyim mi? Hadi sohbet güzel olabilir, kabul edip çardak altında çay eşliğinde
tanışıyoruz. Burada asker olmak neyse de doğuda? Bir ay sonra doğuya gitmesi
gerekiyor ve tam da ateşin içine. Kara kara düşünüyor. Her gün şehit haberlerini
maç skoru gibi dinler olduk. İnsanlar ölüyor memleketimizde ve iktidar bundan
faydalanmanın yolunu arıyor ve elde de ediyor. Kan üzerinden siyaset. Haziran
seçiminden kasım seçimine nasıl da oyları arttırdı!
Uzman
jandarma Gökhan Bey ile günün siyaseti, geleceğimiz, kaygılar ve korkular üzerine
sohbetimiz herhalde 45 dakikamı rahat almıştır. Artık yola devam etmem lazım. Misafirperverliğine
teşekkür ederek karakoldan ayrılıyorum (13.45). Kapıda yanımıza gelen daha
rütbeli bir asker ile [e]’nin özellikleri vs üzerine biraz bilgi paylaşıyorum.
Taraklı’nın
merkezi de pek bir dağınık. Bir ana caddesi var, sağ sol dükkan, lokanta,
çayevi, ticarethanelerle dolu. Yolları bozuk, toz toprak içinde.
Değerlendirilememiş bir ilçe. Üstelik belediye reisi AKP’liymiş. Neden burasını
böyle bırakmış ki?
Göynük’e
bir 30 km kaldı. Buradan yol hafif hafif yükselerek sürecek. Rüzgar karşıdan
esmekte. Pedal basmak zor. Desteği açıyorum. 15-17 km hızla gitmeye alışıp 12’lere
düşünce sıkılınıyor ve açayım mı açmayayım tereddüdü arasında kalıyorsun. Açıyorum
ama gözüm de ekranda. 40’ıncı km’de 3. çentik gitti. Daha 25 km var Göynük’e. Sakarya
bitti Bolu iline girdik. Çok güzel bir coğrafya. Yeşilin tüm tonları. Yolun
durumu da harika, güvenlik şeridi geniş. Arada güneş de yüzünü gösteriyor.
Suyum
bitiyor, enerjim de. Bir kaç kuru incir ile toparlayıp suyu da gelen
benzinciden tamamlıyorum. Musluk suyu ama harika tadı var. Herhalde dağdan
geliyor. İleride bir 5 km’lik rampa geleceğini öğrenmek biraz kaygılandırıyor.
Acaba batarya biter mi? Eko’da kullanıyorum. Gözüm menzilde. Bir kere
yanılttığından 3 farklı kullanım değerinden ‘high’ olanı baz alıyorum ki
sürpriz yaşamayayım.
Sağdan Harmankaya
Kanyonu ve Suuçtu Göleti diye bir yönlendirme var. Bunlar oldukça uzakta
yerler. Buradan da yol vermesi ilginç olmuş.
Harmankaya Kanyonu, Bilecik ilinin Yenipazar
ve İnhisar ilçeleri arasında bulunmaktadır. 260 hektarlık alan 2013 yılında
tabiat parkı ilan edilmiştir.
Kanyon giriş yeri Karahasanlar köyü çıkış
ise Harmanköy’dür. Yaklaşık 3 km uzunluğunda olan kanyonun girişi yaklaşık 5
metre genişliğinde. Kanyon içinde 25 metrelik ve 20 metrelik iki büyük şelale
ve onlarca 1,5-2 metre arası şelale bulunuyor.
Son dik
bölüm geliyor ve beraberinde Göynük ayrım işareti. Ohh ediyor içim. Biraz daha uzasaydı ne olacağını bilemezdim. Göynük
çukurda, bir hayli iniyorsun. Belediyeden Günay Bey (Taraklı’dan Gökhan Bey
konuşmuştu) yer için bana yardımcı olacak. ÖE’de yer yoktu. Zaten 4 odaları
varmış. Belediyedeki Günay Bey’den de yer konusunda olumsuz cevap almak biraz
şaşırtıyor. Hafta sonu kalabalık oluyormuş ama daha perşembe. Belediyenizin
önüne çadırımı kurarım diyorum Günay Bey’e, yatacak yer bulamazsam. Beni eczacı
Ertan Bey’e yönlendiriyor. Ancak o da daha pansiyonunu açmamış, zaten yeni
yerleşim bölgesindeymiş. Yani 2 km dışarıda, bana yaramaz. Odaya mı
kapanacağım? Yakındaki Varol Pansiyon’a yönlendiriliyorum. Oradan oraya dolan bakalım
Mustafa :(( Burada
40 liraya bir oda tutup velespiti de odaya alıp yerleşiyorum. Oda biraz
salaşvari ama. Pansiyon sahibi Başar Bey ile kapı ağzında ülkenin rezil durumu
üzerine değerlendirmeden anlıyorum ki herkes şikâyetçi ama belediye AKP’nin elinde.
Göynük’e
gelirken Müderrisler Evi diye bir butik otel ilanı görmüştüm. 1343 yılından
kalma Süleyman Gazi’nin eviymiş. 3 yıl önce restore edilip kullanıma açılmış.
Kulağa hoş geliyor. Acep kaç paradır?
Duş sonrası
karnımı doyurmak ve biraz etrafı gezmek için çıktım. Gene damlalar düşüyor.
Sert değil ama ıslatıcı. Solumda Paşazade Lokantası-Göynük Lezzetleri diye bir
yer. Devam et. Hükümet Konağı önünden ilerleyerek hafif bir yokuş üzerinde
vatandaştan bir de Osmanlı Sofrası diye bir lokantanın bilgisini alıyorum. Erişte+yoğurt+çoban
salata=15 TL ile karnımı doyuruyorum burada. Sonra biraz daha, damların altından
kaçarak dolanıyorum. Canım tatlı istiyor. Yer arayışındayken bana lokantayı
tarif eden beye rastlayıp sohbetteyiz. Buranın eşrafından. Dedesinin babası bu dükkanı
açmış. Halı, Halıfleks gibi yer döşemeleri satıyor. Oğlu turizm okuyor. İktidardan
ve temsil ettiği zihniyetten son derece rahatsız ve şikâyetçi.
Göynük. Bolu yöresine ilk
yerleşenlerin Bebrikler olduğu sanılmaktadır. Bebrikya adıyla anıldığı sanılan
bu yöreye MÖ 8. yüzyıldan sonra batıdan gelen Bithynialılar yerleşmiştir.
Bithynia olarak adlandırılan bu topraklardaki başlıca yerleşim yerleri Kienos
(daha sonra Prusias, bugün Konuralp) ile Bithynion (bugünkü Bolu)’du.
İskender’in ölümünü izleyen dönemde Bolu yöresinde bağımsız Bithynia Krallığı
kurulmuştur. Roma Askeri yolunun “Dadastan” adı ile bilinen şimdiki Göynük'ten
geçtiği tarih kitaplarında ifade edilmektedir. Göynük’ün bilinen en eski adı
“Koinon Gallicanon”’dur. İlçe Türk beyliklerinin, Bizans, Roma ve Osmanlı
medeniyetlerinin yerleşim bölgesindedir. İlçenin Susuz, Kilciler, Narzanlar,
Boyacılar köylerinde ve bu köylerin civarlarında Bizans devrine ait yazılı
eserler bulunmuştur. Ayrıca Kilciler Köyü’nde bir de kilise kalıntısı bulunmaktadır.
Beldede günümüze kadar ayakta kalabilmiş tarihî eserler ve yapılar mevcuttur.
İlçe mevcut durumu ile tarihî dokusu
bozulmamış ender rastlanan Osmanlı kasabalarından birisidir. Göynük en eskisi
yaklaşık 700 yıllık eski eser niteliğindeki konut, işyeri, hamam, türbe,
hazire, tarihî çınar ağaçları gibi tarihî değerlerle süslü olup bu eserler
halen işlevlerini sürdürmektedirler. Bu değerlerle birlikte halen yaşayan bir
tarih olan ilçede kültürel değerler ve gelenekler, giyim kuşam, yöresel
folklor, yöresel mutfak kültürü ve sosyal ilişkiler halen orijinalliğini
koruyarak yaşatılmaktadır.
İlçede korunan yapıların yanı sıra tüm
yerleşim alanı kentsel SİT alanıdır.
Pansiyon yakınındaki pastaneden farklı baklava çeşitlerinden birer örnek ve sade kahve eşliğinde (toplam 10 buçuk tutuyor) günün notları ve yarının yoluna ilişkin bilgileri toplayarak akşamı buluyorum.
Geyve–Taraklı-Göynük
Tur tarihi:
12 Mayıs 2016
Kat edilen
mesafe: 62,46 km.
Ortalama
hız: 13,6 km/sa.
Bisiklete
biniş süresi 4 sa. 36 dk., dışarıda geçen süre 6 sa. 36 dk.
En yüksek
sıcaklık 31 ˚C, en düşük 22 ˚C, ortalama 26,6 ˚C
İrtifa
kazancı (çıkış) 1351 m, kaybı (iniş) 694 m.
En düşük
irtifa 83 m., en yüksek 791 m.
Garmin yol bilgileri Geyve–Göynük
Tur
bilgisi: Geyve sonrası dik bir tırmanış var, 8 km kadar. 20 km boyunca 84 m’den
687 m’ye çıkılacak. Sonra 5 km inilip 377 m’den 45 km boyunca 789 m’ye
çıkılıyor. Taraklı’ya kadar sert tırmanış yok. Göynük ayırımına bir 5 km’lik
dik tırmanışla geliniyor ve bir inişle varılıyor.
Yol
üzerinde seyrek olarak karın doyurulacak yer ve benzinci var.
Varol
Pansiyon 0374-4516094 / 0532-3453010 / 0533-3389862
Göynük ÖE
0374-4516147
Taraklı
|
Göynük
|
Osmanlı
Sofrası, Göynük
|
4. gün
(devamı) Göynük–Nallıhan – 2. gün (öncesi) İzmit–Geyve