23 Mayıs 2021

“19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı Kutlu Olsun” Bisiklet Gezisi


Biz de bu güzel günde, güzel bir havada, güzelce Göçbeyli’ye pedalladık. Hem kapanmadan çıkmanın mutluluğu, uzundur da binmemiş olmanın hevesi ile...


Mustafa Kemal Atatürk, 102 yıl önce bugün, Samsun'da Milli Mücadele'nin fitilini ateşledi. Bu tarihi adımın atıldığı 19 Mayıs günü, her yıl coşkuyla kutlanıyor. Kutlamaların bayrama dönüşmesi ve şimdiki adını alması ise yıllar içinde gerçekleşti.

 

Mustafa Kemal Atatürk, 102 yıl önce bugün, Samsun'da Milli Mücadele'nin fitilini ateşledi. Bu tarihi adımın atıldığı 19 Mayıs günü, her yıl coşkuyla kutlanıyor. Kutlamaların bayrama dönüşmesi ve şimdiki adını alması ise yıllar içinde gerçekleşti.

 

Mayıs ayında gençlik etkinliklerinin geçmişi Cumhuriyet öncesine dayanıyor. Kutlamaların o zamanki adı "İdman Bayramı"ydı.


Doç. Dr. Bengül Bolat, İdman Bayramı'yla ilgili, "İdman Bayramlarının ilk defa 2. Meşrutiyet döneminde kutlandığını biliyoruz. 1916 yılında Selim Sırrı Tarcan Bey'in teşebbüsüyle Kadıköy'de bulunan İttihat Spor Kulübü'nün çayırında yapılıyor. Yüksek atlama, sırıkla atlama, cirit atma, disk atma, 100 metre ve 800 metre koşuları gibi bir takım etkinliklerle kutlanıyor" dedi.

 

Bolat, Atatürk'ün Samsun'a çıkıp Milli Mücadele'yi başlatmasının onuruna, Samsun halkı tarafından 1926 yılı itibarıyla ilk etapta "Gazi Günü" olarak mahalli bir bayram günü şeklinde kutlandığını söyledi.

 

Osmanlı'da İdman Bayramlarını organize eden ve aynı zamanda Türkiye'de olimpik sporların öncüsü olan Selim Sırrı Tarcan, Cumhuriyet döneminde de bu girişimini sürdürdü. Bolat, Selim Sırrı Tarcan'ın teşebbüsü üzerine maarif vekaleti jimnastik şenliklerini resmi bir şekilde kutlanmasını da kabul ettiğini belirterek, "Yani böylece 10 Mayıs 1928'de ilk olarak Ankara'da, 11 Mayıs'ta İstanbul, İzmir ve diğer Anadolu şehirlerinde jimnastik şenliklerinin kutlanmaya başladığını görüyoruz" diye konuştu.

 

Bolat konuyla ilgili şu bilgileri verdi: "19 Mayıs gününün bir spor bayramı olarak kutlanmasındaki ilk girişimin de yine Beşiktaş Jimnastik Kulübü'nden geldiğini, bu kulübün Atatürk Spor Günü organize etmek için Galatasaray

ve Fenerbahçe kulüpleri ile de görüş birliğine vardığını  görüyoruz. Ve 24 Mayıs 1935'te verilen bir karar ile bugünün ismi Atatürk Günü olarak tasarlanıyor."

 

Kutlamaların adı üzerindeki kararsızlığın birkaç yıl daha sürdüğünü aktaran Bolat konuşmasını şöyle sürdürdü: "19 Mayıs günü kutlamaları, Atatürk Spor Günü, Atatürk Spor Merasimi, 19 Mayıs Şenlikleri, Atatürk Günü, İdman Bayramı, Atatürk Spor Bayramı, Jimnastik Bayramı, 19 Mayıs İdman Şenlikleri, Jimnastik Şenlikleri gibi böyle farklı farklı isimlerle anılıyor. 20 Haziran 1938 tarihinde ulusal bayram ve genel tatiller hakkında çıkarılan ek kanun ile "Gençlik ve Spor Bayramı" olarak kabul ediliyor."

 

19 Mayıs kutlamaları son adını Büyük Önder'in doğumunun 100'üncü yılında aldı. O günden beri "Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı" olarak kutlanıyor.

TRTHaber


Sabah 9’da Bostancı Tren İstasyonu’nda Cengiz ile buluşup Gebze’ye kadar Marmaray’la gidiyoruz. 1 saatlik yolculuk kakara kikiriyle çabuk geçiyor. Sabah hafif serin olan hava ısınmış. Saatler de 10 buçuk olmuş bile. E-5 yolu altında süren Güney Yan Yol bazı yerlerde öylesine dar ki, araçlar insanı tedirgin ediyor. Bugün 2’nci sıkıntıyı da burada yaşıyoruz. Arkadan gelen araç sürekli korna ile taciz etmekte. Biri de sabah Küçükbakkalköy civarında yapmıştı. Her ikisine 144 liralık bir bağış makbuzu ile 10 puan yolluyoruz. TC Maliye Bakanlığı teşekkür eder.

 

Gebze içinden geçip GOSB Tembelova da geride kaldıktan sonra artık Göçbeyli’ye kadar köy yollarındasın. Bu bölümü çok seviyorum. Yolun fazla da tırmanışı yok. Hatta çok keyifli inişler var. İlk molamızı Pelitli’de verdik. Yanımızdakilerle kahvaltımızı ederek yarım saatimiz burada geçiyor.

 

Mollafenari sonrası Cumaköy. Çıkışta bir foto çekerken Victoryman Binicilik Kulübü diye bir yer dikkatimizi çekiyor. Hadi bir kolaçan edelim, neyin nesidir diye dalıyoruz toprak yola. Fazla derinlerde olmayan kulüp birazdan önümüze çıkıyor. Kapısında duran bey bizi davet etmesiyle ahırlarda atların yanında buluyoruz kendimizi. Mekanda bir tadilat çalışması var. 15 sene önce kurulmuş. Milli binici Erkan Bey ve abisi Erdem Bey tarafından yönetiliyor. Biniciliğe, özellikle Endurance-Atlı Dayanıklılık yarışmalarına ilişkin etraflıca bilgi ediniyoruz. Keyifli bir mekan, cana yakın insanlar. Tekrar bekleriz daveti alıyoruz. Biz de bir turumuzda hazırlıklı gelerek molayı burada vermeyi çok isteriz.

 

Hava bayağı ısındı, güneş tepemizde. Etraf baharın renkleriyle bezeli. Yeşiller, aralarında kırmızı gelincikler, sarı papatyalar... Korona hapsetti bizi İstanbul’a. Yanlış yönetim ile vaka sayıları artınca kapanma geldi. Geldi de ne kapanma ama! Sokaklar insan dolu. Alış verişe ailecek çıkılmış, çoluğu çocuğu, torunuyla dolanıyor. İkinci doz aşı ancak nüfusun %14’üne yapılabildi. Bu sayı %80 olmadan normalleşme olamaz. Yani Haziran-Temmuz diyorlar ya... Unutun! 2021 de kayıp yıl olacak.

 

Müzik; gerilerde, çok gerilerde bir grup var(dı); BS&T. Kısaca Türkçesi Kan, Ter, Gözyaşı idi... 70’li yıllarda bana/bize caz müziğine geçişimize yardımcı olmuş olan bu grubun davudi sesiyle özleşen vokalisti David Clayton Thomas... 



Göçbeyli’de bir mola daha. Küçük bahçesi olan bir yerde çay eşliğinde kalanları mideye indiriyoruz. Çaylar 2,5 bu arada. Her şey nasıl pahalılaştı? 1 liraya çok der 30 krş. olanı arardık. Bulmuştuk da, İstinye’de. (...) Yiyorlar ama çalışıyorlar. Çalışmaları tartışılır ama yemeleri müthiş. Doymuyorlar...!

 

Türkiye Sedat Peker videolarına odaklandı. 12 bölüm olacağı söylenen dizinin 5 bölümü 20 milyona yakın izlenmiş. Netflix falan taş getire. Mafya-Devlet-Siyaset ilişkilerinin boyutunu ortaya sermesi açısından kayda değer ifşalar. İzlemeyen yoktur!

 

Göçbeyli sonrası Kurtköy Viaport önü hayli kalabalık. Herkes buraya girmek için sıra olmuş. Aralardan sıyrılmaya çalışıyoruz. Daha önce benzincide şişirdiğimiz Cengiz’in lastiği sönüverdi. Herhalde pompanın sayacı bozuktu ve fazla basılan hava supaptan dışarıya atıldı. Çünkü başka bir benzincide bastığımız hava ile devam edebildik. Bu bizim başımıza da geldiğinden tecrübeliyiz. Araba supaplarında bir yay var ve lastik içindeki hava genleşince dışarıya atıyor. İki defa bilmediğimizden lastik söktük ama patlak bulamadık... (Tecrübe konuşuyor)

 

TEM’e paralel yan yoldan devam ediyoruz sürmeye, Sultanbeyli-Sancaktepe şeklinde... Buraları İstanbul’un yeni yerleşimleri. Sultanbeyli 1992’de, Sancaktepe ise 2008’de ilçe statüsüne kavuşmuş. Hızlı bir yapılaşmayla zamanında yeşil olan buraları bugün betona dönüşmüş durumda. :((


Yol düz, iniş çıkış pek yok. Böyle pedallarken aklıma hep okuduğum bazı şeyler gelir. Merakımdır; ne-nereden-nasıl çıkmış gibisinden araştırırım. “Kel alaka” sözündeki ‘kel’ Fransızcada ‘ne’ anlamına gelen ‘quel’ kelimesinden geldiği ve “ne alaka” anlamında, birileri tarafından dilimize yerleştirilmiş Fransız Arap karışımı. Yoksa kellikle bir ilişkisi yoktur! :)) Nedir, bir de Napolyon kirazı satarlar değil mi? Genellikle iri bir kirazdır bu Napolyon. Gelelim hikayesine: Napolyon bu kirazı bir tatmış, bir daha başka kiraz yemem demiş, adını vermiş (...) Yok daha neler! Bursa Ulubat’ın çevresi kirazıyla meşhur ve gölün eski adı da Apolyont’tur. Dili dönmeyen vatandaş Napolyon demiş çıkmış işin içinden. :)) Anlat anlat heyecanlı oluyor... Duydum!

 

Yorulduk, 5 dakika duralım bir yerde diyor Cengiz. Sağda, benim genellikle girip durduğum, ağaçlık gölgelik bir yerde nefeslenirken işletmeden gelen hanım ve bey hem bisikletlerle ilgileniyor, hem de çay teklif ediyorlar. Bundan daha iyi bir teklif olabilir mi? Burası Putzmeister aletlerinin servis istasyonuymuş. Cengiz de inşaat işinde olduğundan sohbet kısa zamanda genişliyor ve bize kendi üretim aletlerinin de tanıtımı yapılıyor. Sahibinin oğlu ile tanışıyor, ayaküstü 15 dakikamızı burada geçiriyoruz.

 

Zaman zaman birbirimizi bekleyerek İMES içinden süren yolumuz, Baraj Yolu’na gelmemizle ayrılıyor. Cengiz düz devam ederek Bostancı’ya, bizse sağdan Şerifali tarafına...

 

Güzel bir gün, güzel bir tur... 70 kame az değil... Şimdilik yeter.















19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı Kutlu Olsun: Dudullu-Bostancı-(tren) Gebze-Pelitli-Mollafenarş-Cumaköy-Kadıllı-Göçbeyli-Kurtköy-Dudullu

 

Tur tarihi: 19 Mayıs 2021

Alınan yol: 72,66 km
Ortalama hız: 19,1 km/sa

En yüksek hız: 58 km/sa
Bisiklete biniş süresi 3 sa 48 dk, dışarıda geçen süre 9 sa 27 dk
En yüksek sıcaklık 47 ˚C, en düşük 19 ˚C, ortalama 28,5 ˚C
Yükselti kazancı (çıkış) 1095 m, kaybı (iniş) 1109 m
En düşük yükselti 3 m, en yüksek 266 m


Garmin yol bilgileri 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı Kutlu Olsun

 

Relieve yol bilgileri 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı Kutlu Olsun
























































10 Mayıs 2021

Türkiye'nin Uzun Vadeli Hedefi: Her 4 Yolculuktan 1'i Bisikletle Yapılacak


Türkiye'de orta vadede her 10 yolculuktan 1'inin, uzun vadede ise her 4 yolculuktan 1'inin bisikletle yapılması hedefleniyor.

 

Uluslararası Enerji Ajansı verilerine göre, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla mücadele kapsamında uygulanan kısıtlamalar nedeniyle geçen yıl küresel karbon emisyonlarında yüzde 6 ile rekor düşüş yaşandı, kara ulaşım sektörü emisyonların azalmasına en büyük katkıyı sunan sektörlerden oldu.

 

Küresel emisyonların yaklaşık yüzde 25'inden sorumlu olan ulaşım sektöründe bu oranın azaltılması iklim değişikliğiyle mücadele hedeflerinin yakalanmasında kritik rol oynarken, ekonomilerin salgının yaralarını sarmaya çalıştıkları bu dönemi fırsata dönüştürerek bisiklet, elektrikli araç ve entegre ulaşım sistemlerinin daha fazla yaygınlaştırılmasına ihtiyaç duyuluyor.

 

Dünya Kaynakları Enstitüsü (WRI) Türkiye Sürdürülebilir Şehirler Direktörü Güneş Cansız, salgınının başlangıcından beri dünya genelinde şehir içi hareketliliğin yüzde 50-90 azaldığını söyledi.


Türkiye'de bisikletin ulaşımdaki payı sadece yüzde 2

 

Sürdürülebilirlik için bisikletli ulaşıma odaklanılmasının önemine işaret eden Cansız, "Türkiye'de bisikletin ulaşımdaki payı sadece yüzde 2. Bisikletin en çok kullanıldığı şehirlerde bile bu oran yüzde 5. Avrupa ülkelerinde ise bu oran yüzde 45 civarında" dedi.

 

Cansız, Türkiye'nin bisikletli ulaşım için çok hızlı adımlar atması gerektiğini belirterek, bisikletli ulaşımla ilgili eylem planları hazırlanması, bu kapsamda toplanan verilerin analiz edilmesi gerektiğini söyledi.

 

Türkiye için orta vadede her 10 yolculuktan 1'inin bisikletle yapılmasını hedefliyoruz

 

Bu kapsamda bazı şehirlerde çalışmalar yapıldığını aktaran Cansız, "Türkiye için orta vadede her 10 yolculuktan 1'inin, uzun vadede ise her 4 yolculuktan 1'inin bisikletle yapılmasını hedefliyoruz. Ayrıca kısa mesafelerde yani 5 kilometre altı her 3 yolculuktan 1'inin bisikletle yapılmasını, kişi başına en az 1 bisiklet sahipliği, okullarda bisiklet sürüş eğitiminin verilmesi ve toplumda farkındalık oluşturmak için de çalışıyoruz" değerlendirmesinde bulundu.

Sputnik













İlginizi çekebilir Mavi Boyalı Bisiklet Yollarında Büyük Tehlike, Türkiye'nin 12’nci büyük gölü Eber, son bir ayda 1,5 kilometre daha çekildi, Bikes vs Cars/Arabalara karşı Bisikletler–2

9 Mayıs 2021

Salcano’yla tanışmam


Yıl 2007, aylardan Haziran. Annem Çapa Hastanesinde yatıyor, tedavide. Ben de refakatçı olarak her gün gidip geliyorum. Gazetede bisiklet ilanları var, karne zamanı olduğundan. 150-200 gibi bir fiyattan satılmakta, Migros’ta. Hevesleniyorum. 80’lerin ortasında bırakmıştım bu tutkuyu. Neden yeniden başlamasın? Yolumun üzerindeki Migros’a uğruyor ama bisikletlerin dandik olduğunu görmemle soluğu Unkapanı Yeraltı Çarşısında alıyorum. Bildiğim bisikletçiler orada. Ama hiç bir bilgim yok. Kafamda tek Shimano lafı var. Merdivenden çarşıya inip alıcısını bekleyen bisikletlere göz gezdiriyorum. Satıcının biri hemen kapıyor beni. “Nasıl bir şey istersiniz?” – Shimano vitesi olsun diyorum. Bana tepede asılı duran bir bisikleti indiriyor. Güzel gözüküyor. Vitesi de Shimano. “Kaç vites bu?” – “27” – “Kaça?” Pazarlıkla 550 gibi bir fiyata iniyor. 6 da taksit yapıyor. 100-100 öderim diye kafamda hesaplayıp alıyorum velespiti. Gidonunu düzeltiyor, selesini ayarlıyor ve elime tutuşturuyor. Ne de çabuk oldu bu iş? Bisiklet sahibi oluverdim birden. Nasıl götüreceğim bunu eve şimdi? Binmekten başka çarem yok. Uzun da bir zaman geçti binmeyeli. Çıkartıyorum merdivenlerden Fatih Parkına. Şöyle biraz parkta turlayıp, vitesi mitesi denedikten sonra salıyorum kendimi Unkapanı Köprüsüne doğru, Tarlabaşı-Taksim-Harbiye derken Nişantaşı. Kolay oldu. Sırtlayıp 2'nci kata, eve çıkartmam da hiç zor gelmedi. Şöyle doya doya, sevinç içinde temaşa ediyorum bisikletimi. Ne mutluyum bilemezsiniz. Çocuklar gibi seviniyorum. Tekrar bir bisikletim var. 


Ve bisikletli günler başlıyor. İlkin vapurla Kadıköy’e geçip Bostancı’ya kadar gitmek. Vay be! Dönüş trenle ama. Git gel günleri sonrası artık dönüş de bisikletle, ve artık Pendik, daha sonra Tuzla diye uzatıyorum mesafeleri. Yakın bir arkadaşım da benimle aynı maceraya başladı. İki kafadar takılıyoruz. (...) Bir gün adaya gidelim dedik. Dik rampaları var. Vitesleri de tam kavramamışım. Yani ne zaman değiştirmeli, çapraz kullanmalı mı, yüklenmek doğru mu gibisinden. Ne oluyorsa burada oluyor ve ben orta aktarıcıyı yamultuyor, arkayı eğiyor, vitesleri dağıtıyorum. Öyle tek vitesle Ortaköy’deki tamirciye kadar gidip düzelttirmek niyetindeyim. Düzeliyor da, ama bu vitesin Shimano’nun giriş seviyesi olduğunu, iyisinin Deore’den başladığını öğrenmemle neşem kaçıyor. Demek iyisini alamamışım. Öfkeliyim! (...) Araştırmalarım sonucu Salcano’ya ulaşıyor, pazarlama müdürüne derdimi anlatıyor, bisikleti iade edeceğimi, istemediğimi söylüyorum... Yakınıyorum adama. Anlayışlı çıkıyor. Getirin, çaresine bakarız diyor. (...) Arkadaşımın arabasıyla, ilk defa gittiğim, benim Boğazda bildiğim, ama ilçe olarak da var olan, İstanbul’un bir ucundaki Arnavutköy’deki Salcano’nun atölyesine varıyoruz. (...) Uzatmayayım. Salcano benden, 180 küsur gibi bir fark alarak vitesi Deore’nin bir üstü LX yapıyor, üstüne de bagajı hediye ediyor. Sevinçten uçuyorum, tahmin edersiniz.

 

İşte Salcano’yla tanışmam bu şekilde oldu. Yıllarca bisikletimi severek kullandım. Uzun turlara çıktım, sayesinde yeni dostlar edindim, hayatıma bir renk kattım.


Salcano, Salko Bisiklet adıyla 1975 yılında İstanbul’da bir aile şirketi olarak kurulmuş. Bugün 16 bin metrekare kapalı alanda günlük 600 adet, yıllık 150 bin adeti aşan üretim kapasitesine ulaşmış. Üretiminin 100 bin adedini başta İngiltere olmak üzere Hollanda, Almanya, Afrika ve Balkan ülkelerine ihraç ettiğini internet sitesinden öğreniyorum. Bu övünülecek bir başarı. Alttaki videoda Salih Akgül, Salcano’yu nasıl kurduğunu ayrıntısıyla anlatmış. Kutlarım kendisini.






7 Mayıs 2021

Milli Sporcuya Maske Takmama Cezası


2021 Tokyo Olimpiyat Oyunları’na hazırlanan bisikletçi Semra Yetiş’e bisiklete bindiği sırada maske takmadığı için ceza kesildi.

 

Geçtiğimiz yıl Sakarya’da düzenlenen 2020 Dünya Dağ Bisikleti Maraton Şampiyonası’nda elde ettiği dereceyle bu yaz düzenlenecek olimpiyatlara katılma şansı elde eden Semra Yetiş maskesiz bisiklete bindiği için ceza aldı.

 

Milli sporcu aldığı cezaya sosyal medya üzerinden tepki gösterirken şu ifadeleri kullandı: “Maskesiz bisiklete bindiğim için ceza yazan, beni yazma diye yalvarttıran polisler görevlerini yapıyorlar, olimpiyatlara hazırlanan milli sporcuya ceza yazarak…”

 

 

Semra Yetiş kimdir?

 

Yol ve dağ bisikletçisi Semra Yetiş (33), Gazi Üniversitesi’nden mezun oldu. Profesyonel sporculuğa voleybolla başladı. Voleybol Milli takımında görev aldı. Sakatlanınca kariyerini noktaladı. Ardından bisiklet tutkusuyla tanıştı. 2006 Bozcaada Türkiye Maraton Şampiyonası’nda şampiyonluk kürsüsüne çıktı. Almanya, Hollanda, Belçika, İsviçre’de girdiği her yarışta ilk 10’a girmeye hak kazandı. Azmi, Dünya Şampiyonası’nın kapısını açtı. 2009 UCI Yol Dünya Şampiyonası Kadınlar Yol Yarışı’na kendi puanı ile katılmaya hak kazanan ilk Türk kadın sporcu olarak tarihe geçti.


Geçen yılın ekim ayında Sakarya’da düzenlenen 2020 Dünya Dağ Bisikleti Maraton Şampiyonası’nda aldığı derece ona 2021 yılına ertelenen Tokyo Olimpiyatları’na katılmanın yolunu açtı. Olimpiyatlara Aydın’da hazırlanan Yetiş: “2021 Tokyo Olimpiyatları’nın pandemi yüzünden ertelenmesi moral oldu. Daha fazla çalışmam için zaman kazanmamı sağladı. Aralıksız hazırlanıyorum.” dedi.

Cumhuriyet



Not: Halbuki CİMER üzerinden yaptığımız sorgulamada zorunlu olmadığı İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü tarafından bildirilmişti. (Bkz. Bisiklete binenler maske takmak zorunda mı?) Her ilin uygulaması farklı olabilir mi?!








İlginizi çekebilir Maydanoz Tarlasından Olimpiyatlara; Cavit Cav, Gran Fondo haracı!, Bisiklet ve Diz Sağlığı

1 Mayıs 2021

Köpek severler ve iz sürücüleri: Shimano’nun videosu e-bisikletçilere ve köpek sahiplerine esin oluyor


Shimano, tüyleri diken diken etme garantisiyle köpeklerin soluk kesici görüntülerini sunuyor.

 

Eğlenceli patikalar, heyecan verici ağır çekimler ve uzunca bir yayın. Elbette konu köpekler! Bunu doğru okudunuz. Shimano, yeni bir videoda biraz farklı bir bisikletçi öyküsü anlatıyor. Ön planda bisikletçilerin en iyi arkadaşı. 

 

Hızlı, tempolu, aksiyon dolu hüzünlü bir öykü

 

Video, öyküyü yaşlanan bir köpeğin bakış açısından anlatıyor ve aksiyon dolu sahneler arasında tüylerinizi diken diken ediyor. Yaşlı bir dişi köpek, iz süren yaşamından söz eder. Dört ayaklı dostlarımızın enerjisi, neşesi ve bağlılığı ile ilgili. İlk başta kulağa biraz tuhaf gelse de, öykü durgun ve hüzünle anlatıldığı gibi, ara sahneler çok hızlı ve çılgınca başlıyor.

 

Altı köpek, kendilerinin ve sahiplerinin neler yapabileceğini gösteriyor. Bazen sahibi izin peşinde, bazense köpek iki boy öndedir. Az rastlanır çekimler. Köpeklerin uzayan gövdeleri ve sürtünen tüylerinin uçurduğu küçük taşlar, genelde tekerlerin neden olduğu sıçratmalar.

 

Patikadaki en iyi yaşam

 

"Patikadaki yaşam, var olan en iyi yaşamdır." - Bu ilkeyi videodan hemen sonra Shimano'dan edinirsiniz. Özellikle güzel olan, hiçbir ürünün ön planda olmaması; insanlar, köpekler ve bisikletler arasındaki ilişki. Bu video herhangi bir tanıtıma gereksinim duymuyor, ancak daha da fazla tanıtım yapıyor.