12 Ağustos 2024

Tembelliğe yer yok... II


Öylesine bir tembellik çökmüştü ki tur dönüşü; yarılan lastik bir yanda, diğer tarafta TV.deki spor olayları (Euro 2024, Tour de France, Paris 2024) beni eve tıktı. Havaların sıcaklığı ise apayrı bir durum. İklim değişikliğini her yıl daha fazla yaşamaktayız artık. Biz kurtuluruz belki ama arkadan gelenler... Eyvah durumları!


Ağırdan, telaşsız 9’u 5 geçe gibi çıktım garajdan. Nedense üzerimde rampa konusunda bir tutukluk vardı. Hani en son çıkarken düşmüştüm ya...! Takıntı olmuş. Geçmem gerekiyor, hiç sevmem böyle saplantıları. Ve bastığım gibi fırladım garajdan : ))


Uzundur bin(il)meyince insan viteslerin yerini, e-destek seviyeleri vs. unutuyor, ama çabuk geri kazanıyor. Biraz kurcalıyor, hemen hatırlıyorsun. Bu arada arka lastiğin yenisini aldım, 2400- TL/Marathon E Plus. Araba lastiği daha ucuz yani. Bıraktım fiyatını, bulduğuma sevindim. Artık öyle bir zamana geri döndük ki, buldun mu al, arkası gelmeyebilir. Avrupa bizi nasıl kıskanmasın?!

 

Öğleden sonra 2’de kadınlar voleybol final karşılaşması var, onu izlemek istiyorum. Filenin Sultanları ancak dördüncü olabildi. Ama bunu da başarı olarak görmek gerek. Gerçi Vargas olmasa takım ne olur(du)? Olimpiyatlara baktım da, çoğu ülkenin sporcuları transfer. Yani Afrikalı, Uzak Doğulu, Latin Amerikalı insanlar vatandaşlık alıp o ülkeye madalya kazandırıyorlar. Bence bundan böyle ülkeler bazında değil, kişiler bazında yarışılmalı. Aklıma geldi de; kadın voleybol takımı tamam da bayan bisiklet takımı ne oluyor? Bisiklet Federasyonu’nun sayfasında “Yarışlar” başlığı altında “Büyük Bayan / Genç Bayan” kategorileri var. Kadın diyememiş, ayıp olur mu sanıyor? Merak edip sordum. Buradan okuyabilirsiniz > Türkiye Bisiklet Federasyonu: Erkek/Bayan


Maç nedeniyle çok uzağa gitmeyece’m. Yakacık/Aydos böyle durumlarda en sevdiğim rota. Şöyle 40 km.lik bir daire. O nedenle Ataşehir tarafına geçip Kayışdağı eteklerine sürüyorum bisikleti. Gelmeyeli bir iki lokanta daha açılmış buralarda. Oto hurdalığı aynen yerinde, değişiklik yok. Arabalar gitmemiş. (...)  Ve Yakacık’ta tarihi Çınar ağaçları altındaki Çınaraltı Çayevine yerleşiyorum, biraz dinlenmek ve kahvaltı etmek üzere. Gerçi buraya kadar 70 dk. tuttu, fazla uzak değil. Çok daha uzun molasız gidiyorum. Ama bu mekan çok güzel. Dev ağaçlar insanı büyülüyor. Bugün de masalar doluydu, önceleri görmediğim bir kalabalık. Ben de birilerinin masasına iliştim.

 

Ayazma’dan geçip Kartal sahiline kuş bakışı devam ediyorum. Aşağıya inmeyeyim, Sultanbeyli tarafına veya Kurtköy’e gidip oradan metroyla döneyim diyor ve kavşaktan sol yapıyorum. Kartal Cezaevi kenarından devam. Çok uzakta olmayan bir de Maltepe Cezaevi vardır. Çok da ünlüdür kaçışlarıyla. Mahir Çayan ve arkadaşları 1971’de, Ağca da 1979’da. Kartal ise apayrı bir durumda. Araştırdığınızda “Kartal Özel Tip Kapalı Cezaevi, kamuoyunca yakından izlenen 'çete' ve 'banka' soruşturmalarında tutuklanan pek çok ünlü kişiye, 'ev sahipliği' yapıyor” haberiyle karşılaşıyorsunuz. Gelmiş geçmiş kimler yok ki? Etibank'ın eski sahibi Dinç Bilgin, Yurtbank'ın eski sahibi Ali Avni Balkaner, Sümerbank'ın eski sahibi Hayyam Garipoğlu, İnterbank'ın eski sahibi Cavit Çağlar, Egebank'ın eski sahibi Yahya Murat Demirel, Cenajans Grey Reklamcılık Şirketi'nin eski sahibi Nail Keçili, Esenyurt Belediye Başkanı Gürbüz Çapan, Gebze Belediye Başkanı Ahmet Penbegüllü… Liste çok çok uzun, tamamı burada Hürriyet.


Metro Sultanbeyli’ye kadar gelemedi ama Samandıra’dan binebilirim diye yönümü oraya çevirdim. Adını Yunancadaki Aetos (kartal)’dan alan Aydos Dağının etekleri etrafında devam ediyorum. Solumda Aydos Sosyal Tesisleri. Merak, nasıl bir yer diye giriyorum. Dışarıdan güzele benziyor. Kalabalık da var. Demek tutuldu. İçerlere giden yol toprak olduğundan devam etmiyor, sağa sola dağıtılmış piknik masalarının kenarından dönüp çıkıyorum. Bir gün de Aydos Kalesine çıkmak/görmek lazım. Bizans Döneminden kalma, tarihi 11’inci yüzyıla kadar geri gider. Çok da iyi bir restorasyon geçirmiş. Eh Aydos demişken bir de şu haberi paylaşayım: “Samandıra Aydos göletinde Kuzey Amerika’ya ait bir tür olan güneş balığı türüne rastlandı. ”Uzmanlar ise bu konuda: “Belli bir ekosistemin doğal faunasında yer almayan, farklı yollarla bir bölgeye dışarıdan gelen yeni türlere istilacı-yabancı türler denildiğini...” ve “günümüzde bilinen hayvan yok oluşlarının yüzde 54’ünde istilacı-yabancı türlerin anahtar rol oynadığı, yüzde 20’sinde ise tek neden olduğu bilinmektedir.” diyorlar.

 

Güneş, durunca kendini hissettiriyor. Hareket halinde pek anlamıyorsun, ama yakıcı. Aldığım yol bilgileri ve Google yardımıyla Samandıra metro istasyonuna geliyorum. 8 durak sonra İmam Hatip’te inip evin yolunu tutmaktayım.

 

Sonlandırmadan size çok keyifli bir müzik dinleteyim: Los Hacheros’dan Timbalaye. Grup şöyle tanılmış: Brooklyn’li Los Hacheros, Latin müziğinin Altın Çağı’nın modern meşale taşıyıcıları. Ritimleri son montuno, guaracha ve salsa gibi folklorik stilleri canlandırıyor ve bunları sıklıkla Porto Riko dağlarından gelen ateşli bir ritim olan Bomba ile birleştiriyor.







Tembelliğe yer yok... II: Dudullu-Yakacık-Aydos-Samandıra-(metro) İmam Hatip-Dudullu

 

Tur tarihi: 11 Ağustos 2024

Alınan yol: 35,49 km
Ortalama hız: 15,6 km/s

En yüksek hız: 48,4 km/s
Bisiklete biniş süresi 2 s 16 dk, dışarıda geçen süre 3 s 39 dk

En yüksek sıcaklık 36 ˚C, en düşük 26 ˚C, ortalama 30,2 ˚C
Yükselti kazancı (çıkış) 510 m, kaybı (iniş) 504 m
En düşük yükselti 97 m, en yüksek 247 m

 

Garmin yol bilgileri Tembelliğe yer yok...II

 

Relive yol bilgileri Tembelliğe yer yok...II