L’Équipe ismini hiç
duydunuz mu? Tamamen spor haberlerine ayrılmış bir gazete bu, Fransa’nın en çok
satan gazeteleri arasında yer alıyor ve tam 113 yıldan bu yana da basılıyor.
1903 yılında L’Auto ismiyle yayın hayatına başlayan gazete, ilgi çekmek ve
satışları artırmak için bir bisiklet yarışı düzenlemeye karar veriyor. Bu
şaşırtıcı bir karar değil, zira gazetenin baş editörü Henri Desgrange, ödüller
kazanmış bir bisiklet yarışçısı. Desgrange, yarışı tüm ayrıntıları ile
planlıyor: 35 gün sürecek bir yarış bu ve Paris – Liyon – Marsilya – Bordo
– Nantes ise etaplarını oluşturuyor. Tüm gece bisiklet sürmek ve sadece
öğle zamanları dinlenmek ise şartları arasında yer alıyor. Bu koşullar çoğu
bisikletçi için biraz “aşırı” olduğundan, yarışa sadece 15 kişi katılmak
istiyor! Yılmayan Desgrande, koşulları biraz yumuşatıyor: yarışın süresini 19
güne düşürüyor ve günde 20 kilometre bisiklet kullanmayı yeterli hale
getiriyor. Ödül ise 12.000 frank – o dönemde fabrika işçilerinin aylık 100
frank kazandığı düşünüldüğünde, yarış oldukça ilgi çekiyor.
Tour de France’a
Kimler Katılabilir?
UCI Road License
(Uluslararası Bisiklet Federasyonu Yol Yarışı Lisansı) sahibi her bisikletçi,
Tour de France’a katılabilir. Ancak rakiplerin profesyonelliği ve destek
ekiplerinin sayısı dikkate alındığında, tek başına katılan bir yarışçının
kazanma olasılığı bulunmuyor.
İlk Tour de France
yarışına 800 kişi katılmasına rağmen, sadece 60 tanesi profesyonel bisikletçi
unvanını taşıyor. Kalan 740 kişi, ödülün çekiciliğine kapılmış amatörlerden
oluşuyor! Yarış, 1 Temmuz 1903’de ve saat 15.16’da, Montgeron kasabasında yer
alan Café Reveil-Matin önünden başlıyor. Dördüncü etaba, sadece 24 yarışçı
ulaşabiliyor – kalan tüm yarışçılar pes ediyor. Tour de France’ın ilk galibi
ise Maurice Garin isminde profesyonel bir bisikletçi, tüm etapları 64 saat 47
dakika 22 saniyede tamamlıyor. (Yarış boyunca ortalama sürüş hızı, saatte 25
kilometreye denk geliyor.)
Tour de France’a
Nasıl Katılırsınız?
Teoride UCI lisansı
sahibi bir bisikletçi olmanız yeterli olsa da, profesyonel bir bisiklet
takımının üyesi olmanız gerekiyor. Aksi takdirde, yarışta “yer kalmadığı”
gerekçesiyle başvurunuz reddediliyor. Özetle, kurallar buna izin verse de,
pratikte bir takımın üyesi olmayan bisikletçiler yarışa katılamıyor.
23 Gün, 3.500 Kilometre
Tour de France, o
günden bu yana kesintisiz bir şekilde devam ediyor ve tüm dünyadan profesyonel
bisikletçileri ağırlıyor. Yarışa şimdiye dek tek bir kez ara verilmiş, o da
Almanların 2. Dünya Savaşı sırasında Fransa’yı işgal etmelerine denk geliyor.
“Etaplı bisiklet yarışı” klasmanının mucidi de bu yarış, zira bisiklet sporu o
dönemlerde pek ciddiye alınmıyor. Tour de France bu bakımdan bisiklet sporunun
tanınmasını ve bir spor dalı olarak ciddiye alınmasını da sağlıyor. Yarışın
formatı ise zaman içinde değişiyor: ilk ortaya çıktığında Fransa’nın coğrafi
sınırları etrafında dolaşırken, günümüzde komşu ülkeler içerisinden de geçiyor.
Aynı şekilde, eskiden herkes kendi adına yarışırken artık takımlar halinde
yarışa katılmaya da izin veriliyor. Tour de France rotası hemen her yıl değişse
de, süresi ve kat edilen mesafe hep aynı kalıyor: yarış, 23 günlük bir süre
boyunca toplam 3.500 kilometrenin bisiklet üzerinde tamamlanmasını
gerektiriyor.
Tour de France
Kuralları Nelerdir?
Bir takım olarak,
3.500 kilometrelik parkuru mümkün olan en kısa sürede tamamlamanız gerekiyor.
Dışarıdan yardım almanız söz konusu bile değil, sadece destek ekiplerinin su ve
gıda yardımı yapmasına izin veriliyor. Elektronik cihazlar kullanmak, haksız
rekabet yaratabilecek özellikte bir bisiklet veya ekipman kullanmak ve doping
almak yasak – aksine hareket etmek, sadece Tour de France’dan değil, dünya
çapındaki tüm yarışlardan diskalifiye edilmenize neden oluyor. Kask kullanmak
ise zorunlu tutuluyor.
Bir UCI lisansı
sahibiyseniz, halen bireysel olarak yarışa katılmanız mümkün ama Tour de
France artık sponsorlu takımların mücadele ettiği bir yarış ve her takım 20 –
22 kişiden oluşuyor. Bunlardan sadece 9 tanesi yarışçı, geri kalanlar ise
destek ekipleri olarak çalışıyor. Dolayısıyla, bireysel bir yarışçının
katılması halen mümkünse de, kazanmasına hiç ihtimal verilmiyor. Tour de
France, bir bisikletçinin kelimenin gerçek anlamıyla şampiyon olabileceği bir
yarış ve onu kazanmak, profesyonel kariyerin zirvesi sayılıyor. Dolayısıyla, sadece
“en iyiler” Tour de France’da mücadele ediyor.
Tour de France
Rotaları Nerelerden Geçiyor?
Tour de France
yarışlarının rotaları, her yıl bir öncekinden farklı oluyor. Dolayısıyla bu
sorunun sabit bir cevabı yok. Örneğin 2016 Tour de France yarışı 21 etaptan
oluşuyor ve tüm Fransa’yı baştanbaşa dolaşıyor, hatta İsviçre’den dahi
geçiyordu.
Tour de France Doping Skandalları
Bu denli köklü bir
yarışın kendi “dramlarını” yaratmasını normal karşılamak lazım, nitekim dünya
çapında tanınan bisikletçilerden doping skandallarına kadar Tour de France’de
kendi payına düşeni alıyor. Üstelik bu durum sandığınızdan daha eskiye
dayanıyor: doping almakla suçlanan ilk isim Henri Pélissier – 1924
yılındaki yarışın galibi, tüm etaplar boyunca kokain, kloroform, striknin, aspirin
ve “at dopingi” kullandığını yıllar sonra itiraf ediyor. 1967 yılında yarışçı
Tom Simpson doping amacıyla amfetamin kullandığı için bisiklet üzerindeyken
ölüyor. 1998 yılında yarışçı Willy Voet büyüme hormonları, testosteron ve
amfetamin dolu bir çantayla yakalanıyor. (Bu çantanın bisikletin üzerinde
olduğunu da belirtelim!) Ancak bu skandalların belki de en ünlü ismi Lance
Armstrong. 2005 yılında, 1999'daki yarışta doping kullandığı ortaya çıkan
Armstrong, durumu kabul ediyor ve dünya çapında herhangi bir yarışmaya
girmesi yasaklanıyor. (Merak etmeyin, talk show programlarını dolaşıp kitaplar
yazarak bisiklet yarışçılığından daha fazla para kazanıyor!) Michael Rasmussen
de yarıştan diskalifiye edilen bir diğer ünlü isim, zira doping testlerine girmeyi
reddediyor. Neyse ki 2012 yılından bu yana herhangi bir doping skandalı
yaşanmıyor. Nitekim 2016 Tour de France galibi Chris Froome, şampiyonluğu tam
anlamıyla “bileğinin hakkıyla” elde ediyor.
Tour de France
Yarışının En Ünlü İsimleri
Tour de France
yarışının en ünlü isimleri, ne yazık ki aynı zamanda doping skandallarının
aktörleri olmaları ile tanınıyor: Lance Armstrong ve Michael Rasmussen. Bir
skandala karışmamış başarılı isimlere örnek olarak ise Mark Cavendish, Peter
Sagan ve Marcel Kittel verilebilir.
Haber için Engin’e
teşekkürler.
İlginizi çekebilir Randonnée–Uzun Etaplı Bisiklet Sürüşü, Bisqilēt