7 Ağustos 2019

[bisikletle]Türkiye: Urartuların İzinde

Urartular; MÖ 1’inci yüzyıl başında Anadolu’da, Van Gölü çevresinde kurulan bir devletti. Bu bölgeye yerleşen kavimler, beylikler ve aşiretler halinde yaşamaktansa, bir devlet kurarak kendilerini koruyabilmek adına zaman içinde bir araya gelip Urartu Devleti’ni kurdular. Başkenti Tuşpa (Van) olan Urartu Devleti, MÖ 8. ve 7. yüzyılda en güçlü olduğu dönemi yaşamıştır. Bu dönemde devletin sınırları içinde İran’ın kuzeybatısı, Aras Vadisi ve Doğu Anadolu yer almaktaydı. 

Mezopotamya ve Asur sanatının etkisini barındıran bir kültüre sahip olan Urartular, çivi yazısı ve Hitit hiyeroglif yazısını kullanan bir devletti. 
Urartuların siyasi ilişkilerinde öne çıkan devlet Asurlulardı. Asurlular ve Urartular birçok kez savaşmıştır. Bu savaşların da etkisiyle, Urartuların yapılarında savunma öne çıkarılmıştır. Bulundukları dağlık, kayalık bölgenin avantajı ile dik yamaçlara inşa edilen yapılar savunma için bir kolaylık sağlamıştır. Maden işlemede gelişen Urartular, bulundukları bölge ve çevresinde metal işlemecilik üzerine önemli çalışmaları diğer uygarlıkları da etkilemiştir.

Urartular MÖ 7’nci yüzyıla kadar Yakındoğu’nun en büyük devletlerinden biri olarak yaşadılar. Bu yüzyılın ortalarında Kimmer ve İskit akınlarıyla sarsılarak dağlık bölgelere sıkıştılar, İskit istilasından ve 7’nci yüzyılda Asur Devleti´nin ortadan kalkmasından sonra Medlerin Anadolu’yu ele geçirmeleri üzerine Urartu Devleti MÖ 600 yıllarında son buldu.

Köklü bir tarihi gözler önüne seren bu uygarlığın izlerini süren kültürel bir yolculuk; Urartuların İzinde.
Urartuların İzinde
















5 Ağustos 2019, Pazartesi / İstanbul - (otobüs) Ankara – (tren) Kars, (1. gün)

Kamil Koç ile Ankara, hareket saati 8.45. Başlıyoruz Sayın İzleyiciler... Gezi öncesi heyecan halen oluyor. Nedense? Şu otobüse binme işi, trenin durumu falan... 

Serin bir gün. Hatta terminalde beklerken ince damlalar bile düşüyor. Dudullu’dan biniyorum. Kalkışa 5 dakika kala Mercedes Tourismo model araç geliyor. Doğru ya anlatmadım: Ankara’dan Kars trenine bineceğim. Ancak gene yol çalışması nedeniyle TCDD kalkışı Irmak istasyonundan yapıyor. Oraya otobüsle taşıyorlar ama benim bisiklet o otobüse alınır mı riskine girmemek için ve de iki kere sök-tak yapmaktansa direkt Irmak’a giderim durumları. Daha önce Hititlerin İzinde turunda bunu yapmıştım. Gayet de kolay olmuştu.

Neyse, muavin inmek istediğim yeri (Yıldırımlar Tesisleri) bilmiyor, şoför tamam diyor ama bisikleti duyunca tavrı değişiyor. Sağa koy, yok sola koy, hadi 5 dakika var, neden durak başına gitmedin? ... Yani bana Dudullu’dan kalk Esenler’e git diyor (!)... Diyor da diyor. Ecele etme yangın çıkıyor lafıma da küsüyor (küsmüş, bunu sonra anlıyoruz).

Öyle böyle sığdırılıyor velespit ve yola çıkıyoruz. 17 No, tekli koltuğa yerleşiyorum. 14.30 Ankara, 16.00 Kırıkkale varış saati olarak açıklanmış otobüs şirketinin sitesinde. Bu duruma göre Irmak istasyonunda 15.30-16.00 arası olurum hesabıyla 8.45 doğru seçimdi. Ancak Ankara girişi jandarma kontrolünde bir yolcunun askerlik yoklaması nedeniyle yarım saat oyalanınca, ve de yolda 10 dakikalık duraklamalar da eklenince bayağı bir zaman kaybediliyor. Ama işin esas yanı şoför -adının İlhan olduğunu öğrendiğim- küsmüş bana (yangın lafından). “İndirmem yolda, yasak, Kırıkkale’de inersin.” demez mi (!). Yani bana 18 kilometre geri tep diyor. Bu en azından 1 saatten fazla alır. Yani treni kaçırma durumu olabilir! Çattık mı? Çattık. Baktım olacak gibi değil, tek çare yarım elma gönül alma. Elma yoktu yanımda ama tatlı dil yılanı da çıkarırmış... İşe yarıyor ve indiriyor J

Irmak istasyonundayım. Saat 17.00. 18.10 Doğu Ekspresi, pardon Turistik Doğu Ekspresi demem lazım, hareket edecek. Şimdi yeri gelmişken. Eski trenden yataklı vagonu çıkarmışlar. Yeni bir tren yapmışlar ve Turistik Yataklı olmuş. Eski trende 100 lira olan yataklı olmuş 400 lira. Evet, yanlış duymadınız; 4 katı..., kol gibi.

Vakit bol, güneşten korumak için velespiti gölgeye alıp Müşteri Müdürlüğüne furgon soruyorum. Bereket var da bisi oraya rahat konuluyor. Müdür Hüseyin Bey tatlı dilli, konuşkan, hemen kaynaşıyoruz. Biraz benden biraz ondan biraz da velespitten derken dostluk kuruluyor.

4’üncü vagon 12 nolu kompartıman yerim. Furgon en önde. İlkin çantalar kompartımana sonra velespit furgona. Beklerken yapılan sohbetler ve saatinde hareket. Geçen sene de Erzurum’a gitmiştim bununla. Keyifli bir yolculuktur. Ağır ağır hareket eder tren, hızlandıkça tık-tık şeklinde bir ritim başlar tekerlerin raylarda çıkarttığı sesle. Hafif bir sallantıyla yumuşar, pencereden gördüğün, akıp giden manzaranın karşısında düşüncelere dalarsın. Hele de şimdiki gibi akşam güneşiyse, ortalık kızarmış, gölgeler uzamış olur. Uykun bile gelebilir bu ninni karşısında.

Gelelim 4 katına. Kim ne düşünmüş, niçin bunu değiştirmişler bilemem ancak bu kadar zammın karşılığında kompartımana da bir dokunun. Yok hayır, değişen sadece fiyatı. Gerisi aynı. Efendim eskiye göre 7 saat daha uzun sürüyor yolculuk. İliç’de 3 saat, Erzincan ve Erzurum’da 2,5 saat duruyor (dönüşte Divriği ve Bostankaya), çıkıp gezebiliyor veya tur satın alabiliyorsun, 50-75-200 TL gibi fiyatlarla. Yani gidiş geliş ful yaparsan 1300 gibi bir şey. Buna bir de Kars’ta otel eklemen ve de yiyeceğini koyman lazım. Yani 4-5 gün gibi bir sürede 1600 TL gibi bir paraya bu turu yapmak mümkün(dür). Bu sefer İliç’i alayım diyorum, 75’e. Geçen sene Kemaliye’ye gitmemiştim. Yokuşunu merak ediyorum, görmüş de olurum. Çünkü seneye belki o yolu pedallamayı düşünmekteyim. Sabah 6’da başlıyormuş tur. Oldukça erken. 

Her şeyin bir başlangıcı var... Evden çıkış

Vakit bol, güneşten korumak için velespiti gölgeye
 alıp Müşteri Müdürlüğüne yöneliyorum


















4’üncü vagon 12 nolu kompartıman yerim


















6 Ağustos 2019, Salı / (tren) Ankara – Kars (2. gün)

Gece uykum erken geldi. Her zaman ki durum; trenin yatak boyu kısa geliyor, çapraz yatmak zorundayım. Bir de, nedense unutmuşum, gece soğuk oluyor, kalorifer de ince ayarı tutturamıyor. Ya terliyor, ya üşüyorsun JPerdeyi açık bıraktım ki gün ışıklarıyla uyanıp tura hazırlanayım.

Sabah 6 demişlerdi ancak rötar olduğundan İliç’e varmamız 7 buçuğa doğru. Karanlık Kanyon-Kemaliye turu satın almıştım (75-). Tren önünde buluşulup iki minibüs dolusu yolcuyla çıktık yola. Dediğim gibi turu almamın bir nedeni de Kemaliye yolunu görmekti. Rampa var diyorlardı. Haklılar. Arabanın önüne oturdum ki göreyim. Şöyle bir 8 kilometre başta sağlam bir çıkış var. Sonra düzeliyor ve daha mülayim çıkmaya devam ediyor; Çimento Geçidine kadar (1500 m). Ondan sonra iniş. Deniz motorlarına bineceğimiz noktaya kadar. Şişme bir bota iki minibüs dolusu insan yerleşip kanyonun bir kısmını geziyoruz. Meşhur Taşyol’u da dıştan görerek neden dünyanın en tehlikeli yollar arasında olduğunu anlamış oldum.

Daha sonra dağın içine oyulmuş 400 metrelik bir tüneli geçip Kemaliye’ye tırmanıyoruz minibüsle. Araç bizi tepede bir yere bırakıyor. Yürüyerek, bilgi alarak dönmekteyiz. Lökhane geziliyor ve lök tatlısı tadılıyor. Kuru dut ve cevizin yaklaşık 3 saat makinede dövülüp macun haline getirilmesiyle elde edilen yöresel bir lezzet. Bir de bademlisi var. Ben her ikisinden küçük bir paket alıyorum (15-/ad). Lök ustası Salim Çobanoğlu "Dutu güneşte kurutup daha sonra değirmenlerde un haline getiriyoruz ve cevizle dövme makinesinde yaklaşık 2,5-3 saat dövüyoruz. İçerisinde dutun tatlılığı, cevizin de yağı var. Başka hiçbir katkı maddesi, şeker ve benzeri bir şey yok. Sadece dut ve cevizden yapılıyor.” diye anlatıyor.

Kemaliye güzele benziyor. Kimliğini koruma çabasında. Çevredeki ayrıntılara baktığınızda doğru çözümler bulmuşlar. Kahvaltıyı yöresel bir çorbayla yapıyorum, Bozkurt Restoran’da (7-). İçinde tahıl çeşitleri olan, adını hatırlayamıyorum. Aynı yerin oteli de var. Tek 130-/çift 200- O.K. şeklinde. Biraz fiyatlıca, zaten gelirsem ÖE’de kalırım.

Tren yolcuları birer birer toplanarak dönüşü gene aynı yoldan yapıyoruz. Burası trene 37 kilometre. İliç-Kemaliye arası ise 40 kilometre olduğu söylendi.

Yeniden hareket ediyor tren. Şimdi önce Erzincan sonra Erzurum gelecek. Bu durumda Kars’a gece yarısından sonra varacağız. En az 2 saatlik rötarımız var. Varış saatini doğru ayarlamamışlar ammaaaa... Gece yarısı! Uyku sersemi Kars’a in! Bu tren böyle beşik gibi sallandıkça uykum geliyor. Hafif gözlerimi kapatıyorum ama etrafı görmek de istiyorum. Erzincan’a uzun sürmüyor yolculuk. Öğlen yarım gibi istasyona giriyoruz.  2,5 saat zamanım var hatıralarımı tazelemek için. Trenden bir iki kişi ile taksi paylaşarak şehir merkezine geldik. 12 lira tuttu, ben 5 verdim üstünü onlar tamamladılar. Geçen sene geldiğimde tanıştığım beylerden önce Hakan Beyin Vodafone dükkanına uğruyor bir soda eşliğinde ziyaret nedenimi anlatıyorum. Zamanım fazla olmadığından kendisi de çok meşgul olduğundan uzun oturmuyor, İl Turizm Müdürlüğüne gitmeden önce yayla çorbasını tekrar tatmak üzere Safir Restaurant’a uğruyor, 15 liraya karnımı doyuruyorum. İl Turizm Müdürü Arda Bey ile turistik tren üzerine değerlendirmelerini bir sade ile yapıyor ardından Md. Yrd. Oğuzhan Beye de bir merhaba diyor, çay eşliğinde biraz da ülkenin genelini değerlendirerek ayrılıyorum. TEDAŞ’dan bisikletçi dostum Tarık Bey ise Erzurum’da olduğundan onunla sadece telefonda konuşabiliyoruz. Zamanım az kaldı. 6 nolu otobüsü beklemekteyim. 2,75’e onunla gar önüne gelip zamanında trene yetişmiş olarak dönmüş Erzincan anılarımı da tazelemiş oldum. 

Dün fark ettim ki kameranın hafıza kartını unutmuşum İstanbul’da L Erzincan’da bulamadım. Daha doğrusu deli gibi de aramadım. Teknosa oldukça şehir dışındaydı. Önümüzde Erzurum var, hafıza kartını orada arayacağım. 

Erzurum’a varışımız 19.00. 2 buçuk saat serbest zaman tanıyorlar. Merkeze yürüyüp metnini duyduğum Güzelyurt Restaurant’da yemek yiyeceğim. Geçen gelişimde haberim yoktu, çok pozitif laflar okudum burasıyla ilgili.

Gar çıkışı karşısında Vatan Bilgisayar var. Süper, hemen girip SD kart fiyatlarını alıyorum. Ama acele etmeyip bir de Teknosa’nın fiyatlarıyla karşılaştırayım. Bazen ciddi fark olabiliyor.

Trende tanıştığım Doğu Beyazıtlı Bilal Bey ve arkadaşları ile birlikte yürümekteyiz. Onlar kapanmadan Taşhan’a yetişmek istiyorlar. Bense lokanta öncesi AVM’deki Teknosa’ya. Ancak Teknosa falan kalmamış orada, kapandı gibi laflar ediyor güvenlikçi hanım. Neyse, demek Hakan Bey eskiyi hatırlıyordu ki beni oraya yönlendirdi. Bu durumda Güzelyurt’a gidiyorum. Yakutiye Medresesi'nin tam karşısında, 1928’den beri hizmet veren bu lokanta eski yığma taş bir binada. Cephesi bile muhteşem. İçeri girdiğinizde 1930’ları, adeta Cumhuriyet’in ilk yıllarını soluyorsunuz. İki katlı, üst kat bar, alt lokanta. Beyaz örtü serili masalar, tertemiz giyimli, kibar, ne sattığını bilen garsonlar… Etsiz yemeklerden taze fasulye, çoban salata ve az bulgur ısmarlıyorum. Arkasından da dondurmalı krep. Hepsi 48 lira tutuyor. Afiyetle doyup ayrılıyor, Erzurum merkezinde turluyorum. Bildiğin bir yere yeniden gelmek güzel oluyor, bellek canlanıyor. Kalenin önündeki park tamamlanmış, ancak Üç Kümbetler çevresi halen bitmemiş. Bir sonraki gelişimde herhalde bunlar da tamamlanmış olur.

Erzurum serin, rüzgarlı. Üzerimde sarı mont, fazla da vaktim yok, trene dönmekteyim. Yol üzerindeki Vatan’dan kartı da 37 liraya alıp, trende tanıştığım insanlarla sohbet ederek kalkış saatini bekliyoruz. Gecikmeden dolayı Kars’a varışımız bir hayli geç olacak, 01, belki de daha geç. Bu iş iyi olmadı ama. Perişan edecek günümü.


Büyük Anadolu Oteli 0474-2126067 / 0555-8579500 Engin bey 

Kars ÖE 0474-2120049

Karanlık Kanyon, Kemaliye

Şişme bir bota iki minibüs dolusu insan yerleşip
 kanyonun bir kısmını geziyoruz

Tepeden Kemaliye


Kemaliye’yi yürüyerek, bilgi alarak gezmekteyiz


Kemaliye güzele benziyor. Kimliğini koruma çabasında...

Çevredeki ayrıntılara baktığınızda doğru çözümler bulmuşlar

Bozkurt Restoran, Kemaliye

Kondüktör ve bir yolcu bey ile, Erzurum Gar




























































































3. gün (devamı) Kars II 





[bisikletle]Türkiye: Urartuların İzinde


Kars-Kağızman = 49,25 km

Kağızman-Tuzluca = 60,63 km

Tuzluca-Iğdır = 48,61 km


Çaldıran-Erciş = 72,05 km

Erciş-Adilcevaz = 70,31 km

Adilcevaz-Tatvan = 72,24 km

Tatvan-Hizan = 47,21 km

Hizan-Bahçesaray = 69,69 km

Bahçesaray-Çatak = 63,21 km

Çatak-Pervari = 73,58 km

Pervari-Şirvan = 71,65 km

Şirvan-Siirt = 27,49 km

Siirt-Baykan = 47,77 km

Baykan-Bitlis = 57,27 km

Bitlis-Muş = 76,67 km

Muş-Kulp = 95,50 km

Kulp-Silvan = 87,91 km

Silvan-Bismil = 60,58 km

Bismil-Batman = 53,42 km

Batman-Kurtalan = 60,31 km