28 Haziran 2010

Poyraz Altılısı


Sayıda yanlışlık yaptım, kusura bakmayın. Bu gezi "Poyraz Sekizlisi"dir. Düzeltir özür dilerim.


Çok keyifli bir gezi oldu, bu güzel günün oluşmasına katkısı olan tüm arkadaşlara tekrar teşekkür ederim.


Sabah (27.06.10) Beşiktaş’a vardığımda Fahri çoktan gelmişti. Hasan da az sonra gelince Kadıköy’den gelecek Esin, Tolga ve Emin’i bekledik. Fazla gecikmeden üçü de gemiden çıktılar. Emin ile ilk pedallamamız olacaktı. Tolga ile Riva’ya gitmiştik, Esin’se uzundur katılmamıştı. Onu da çok özlemiştik doğrusu. Fazla oyalanmadan yola koyulduk. 10:30’da Sarıyer’dem motor kalkıyordu, onu kaçırdık mı bu gezinin programı altüst olurdu. Gökhan ve Işıl bizi iskelede bekleyeceklerdi, onlar daha erken yola çıkmışlardı. Neyse 20 km’lik sahil yolunu keyifle fazla yorulmadan 1 saatte pedalladık. Bu sabah epey bisikletli vardı yollarda.

Arnavutköy’u geçmiştik, karşı yoldan Gökhan2’nin geldiğini gördüm. Yavaşlayıp onun da katılması için bekledik. Ama bugün bize sadece Büyükdere’ye kadar eşlik edecekti, bir sonraki tura mutlaka bekliyoruz.

Gökhan ve Işıl’ın da katılmasıyla hemen turnikeden geçip motordaki yerimizi aldık. Bisikletler özenle buruna yerleştirilip bağlandı. 45 dk.’lık deniz yolculuğu sonunda Poyraz’a vardık. Burası küçük bir balıkçı kasabası, yaz aylarında plaj turizmi nedeniyle kalabalıklaşan ama kışın daha sakin olan. Kısa bir sahil turu atıp, biraz da bakkaldan yiyecek aldıktan sonra tepedeki çaybahçesine çıktık. Buraya çok kısa ama çok dik olan bir rampayla çıkılıyor. Yani ağırlığını öne vermessen bisikletten gerisi üstü düşebilirsin. Böyle durumlarda mutlaka ağırlık denge kontrolü yapılmalı.

Nefis bir manzara eşliğinde yanımızdakileri çıkartıp karnımızı doyurarak, bir yandan da sohbeti derinleştirerek buradaki süremizi tamamlayıp gene yola koyulduk. A.Feneri-Beykoz yol ayırımında Esin’in patlayan arka tekerini de Fahri’nin ustalığıyla tamir ettikten sonra yokuş aşağıya, fenere doğru kendimizi bıraktık. Buradaki yerimizi alıp boğaz girişinin güzelim manzarası eşliğinde muhabbete devam ettik. Yapılması planlanan 3. köprü nedeniyle Garipçe köyüne de şöyle uzaktan son (belkide!) bir hüzünlü bakışla, Mısır’ın suikasta uğrayan devlet başkanının adını hatırlamaya çalışarak (neyse telefon jokerini kullanarak çözdük), yeteri kadar dinlendiğimize karar verip artık dönüşe geçmek üzere ayrıldık.

Yeşilliklerin içinden geçen sakin, araçsız yollardan ilerleyerek Kaynarca’yı geçip sıkı bir rampayı tırmanarak Riva-İstanbul otoyoluna çıkmadan güzel bir sürpriz ile karşılaştık; Mete ve Fuat bizi beklemekteydiler. Böylecene 8 olduk ve hep beraber otoyoldan pedallayarak, rampaları geride bırakıp (en çok Emin buna seviniyordu) Görele’ye geldik. Mideler zil değil çan çalıyordu. Pidecide siparişler verildi ve sohbete devam edildi.

Mete’nin bahçesinden gelen erikleri de alıp, saat da 6’ya geldiğinden yola tekrar koyulduk. Mete ve Fuat bizlere manzara tepesine kadar eşlik ettiler ve biz Kavacık üzerinden Küçüksu’ya ve oradan Üsküdar’a geldik. Burada vedalaşmalar oldu ve yollar 2’ye ayrıldı. Kadıköy ekibi olarak Esin, Emin, Tolga, Gökhan ve Işıl bir yöne, Beşiktaş ekibi olarak Fahri, Hasan ve ben diğer yöne.

Km saatim gene gariplikler yaptığından tam ölçemedim ama 75 km’nın altında kalmadığımızı düşünüyorum. Benim için tabii, uzaktan gelenler daha fazla pedallamışlardır.


Bu gezide Emin’i tanımaktan çok mutlu oldum. Bu kadar samimi ve cana yakın bir dostum olmamıştı. Hem sohbeti hem sıcaklığıyla gruba neşe kattı. Işıl’ın da aramıza katılmasına çok sevindik. Güçlü pedalıyla öndeydi her zaman. Gökhan ile nihayet buluştuk ve hasret giderdik. Keşke yakın otursa da hep birlikte olabilsek. Esin’se ara vermiş olsa da çabucak arayı kapatabiliyor ve her zaman beraber olmaktan mutlu olduğum bir arkadaşım. Tolga ile 2. gezimiz ama zaten baştan dostluğunun sıcaklığını hissettirmişti. Fahri ise bu gezilerin vazgeçilmezi, onsuz bir gezi bile düşünemiyorum, Hasan kardeşim ise can dostum, onunla hep güzel anlar paylaştık. Bizi her zaman gönülden ağarlayan ve molalarımızı renklendiren kısa da olsa pedal basan, Şile’ye gecelemeli bir tur organize edecek olan Mete kardeşime ve Fuat arkadaşımıza da, yakın dostluklarına teşekkür eder bir sonraki gezide görüşmek üzere diyerek...
Yol: Beşiktaş > Sarıyer > Poyraz (motorla) > Anadolufeneri > Kaynarca > Görele > Anadoluhisarı > Üsküdar > B.taş (motorla) 75 km

Gökhan'ın objektifinden