16 Ağustos 2021

bisikletle: Ana-Dolu-Fen-Eri


Teknik mesele yüzünden “Friglerin İzinde” turumu Isparta’da sonlandırıp dönmem üzerine bir hafta geçti. Belki oralarda da çözebilirdim ama emin olmadığımdan İstanbul’u tercih ettim. Neyse, madem İstanbul’dayız, bari buralarda dolaşalım diye pazar günü Anadolufeneri’ne pedallayalım dedik. Uzundur gitmemiştik. Çok keyifli bir rotadır. Daha önce defalarca yazıp çizdim: AnadoluFeneri, Yeşile hastayım..., bisikletle Anadolufeneri

Sabah çıkışımız 07.48, Akbaba’ya varışımız 09.38. Yolun dörtte üçü sahilden gider. Sabahın erken saatleri olduğundan fazla kalabalık değildi. Bisikletçiler vardı, bir de balık tutanlar. Tek tük koşan/yürüyenler.


Son dönemde yaşanan doğal afetler, krizi yönetemeyen iktidar, SP’nin (kim bu SP derseniz; OSÖ lideri dediler. Ama açıklamaları ortalığı karıştırdı) bomba gibi düşen tvitleriyle geçti. Orman yangınları, sel felaketleri, hangarda çürütülen THK uçakları, buna karşılık CB’nin muhteşem filosu... Bir de IBAN yollayan devlet. Tam tamına çelişkiler yumağı bir Türkiye. İçler acısı durumdayız. Neresinden tutsan elinde kalıyor. Yardım yapabilmek için vatandaşından para dilenen, ama sarayda tam gaz harcamaya devam eden, zor duruma düşen bir iktidar, her şeyiyle dışarıya teslim olmuş!

 

Akbaba’da bir mola. Eskiden güzel bir fırın vardı, sonra yıkılıp yeniden inşa edilince markete dönüşmüş :(( Yazık mı yazık! Simidi de ne güzeldi. Ama biz yanımızdakilerle -artık kahvenin masaları yerine parktaki piknik masalarında oturuyoruz, (büyük 3-, küçük çay 1,5 TL)- kahvaltımızı ediyoruz. Köyün köpekleri de etrafımızda, kimi Firu’ya yanaşıyor, kimi güvercin kovalıyor...

 

Fenere gitmek için Akbaba sonrası soldan sapılır ve sıkı bir rampayla 230 m’ye kadar çıkarsın. Bazı yerler ciddi diktir. Sonra yol 2’ye ayrılır. Soldan Kavağa inersin, düz ise Poyraz ve Fener olarak gösterilir. Buralara çıktın mı, Fener’e kadar pedal çevirmeden gidebilirsin desem yalan söylememiş olurum. Ve de bu yolun tadı; aralardan görünen “Üçüncü”, ağaçlar, çalılar, yeşillikler... Anlatmakla olmaz, pedallamak lazım.

 

Bir zamanlar askeri bölgeydi buraları. Girip çıkmak bugünkü gibi kolay değildi... Bu süreçte korunan ormanlar ve doğal yaşam, o dönemde Anadolufeneri ve civarındaki ormanlarda pek çok hayvanın var olmasını sağlamıştır. Ceylanlar, yaban domuzları, çakallar ve çeşitli kuş türleri Anadolufeneri ormanlarında bulunmaktadır. Ormandaki ağaç çeşitliliği ise yaklaşık 12 farklı türü barındırmaktaydı. Ancak askeri kapının kaldırılmasından yaklaşık on yıl sonra Poyraz ormanlarından çıkan büyük bir yangınla ağaç ve hayvan türleri azalmış, bir kısmı ise tamamen görünmez olmuştur. En son yapılan üçüncü köprü çalışmalarında mevcut ormanın büyük bir kısmı kaybedilmiştir... denilmekte. 

Vikipedi


Ben önde Firu arkada keyifle kıvrıla kıvrıla Fener’e yaklaşıyoruz. Kafa radyomda son turda karşıma çıkan Damien Escobar çalıyor; Awaken. Kemanıyla bizi uçuran Amerikalı...



Fener’de kalmıyoruz, suyumuzu tazeleyip dik bir yokuştan milletin denize girdiği Kabakoz Plajı ve kışlasının kenarından geçip yeşilliklerin arasından, sağda solda çok da keyifli evleri görerek Kaynarca’ya doğru sürüyoruz. Hep hayal ederim/ediyorum; buralarda mı yaşasam, nasıl olur yaşamım, çok mu izole olurum, bisiklete kiminle binerim? Aslında İstanbul’u terk etmek gerek. İş yaşamın yoksa burada durmanın anlamı kalmadı!

 

Tekerlerin havasını bir çeşmenin kenarında durup tamamlıyoruz. Ardından sıkı mı sıkı bir rampayı çıkıp hızla inmekteyiz. Dereseki tarafına geldik. Riva yolu ve MŞP yönü. Zerzevatçı köyü mü desem mahallesi mi, bir mola. Bizim çılgın çaycı belediyede işe girmiş. Yerine kahvenin sahibi karşımızda. 2 ayran (5-/fena zamlamışlar) 1 soda (2-) ile nefesleniyor, bu arada Firu’nun balatalarını da değiştiriyoruz.

 

Yan masada -buranın insanları olsa- günümüz durumlarını yorumluyorlar. Anlatılanla gerçekler tamamen zıt. Dinlersen “vay be müthiş” dersin ama gerçekler başka. Ne var ki yıkanmışlar. İçimden bir ses git karış diyor, ama boşa kürek çekmekten başka bir şey olmayacaktır!

 

Yolda tezgahlar domates, hıyar, patlıcan, erik ve fındık ile dolu. Ekmek aradık -Paşamandıra ekmeği- ama yoktu. Bence çok lezzetli bir ekmek yapıyorlar. Eskiden buralara da gelirdi, nedense son zamanlarda göremez olduk, Paşamandıra’ya gitmek gerekiyor.

 

Firu’yla baş başa olmak turu daha da keyifli kılıyor. Tempoyu kendimize göre ayarlıyoruz. Güzel bir daire çizdik ve Çavuşbaşı-Hekimbaşı-Ümraniye-Tatlısu, mahallemize geldik. 76 km, tadında tuzunda bir gezi oldu.




 



















bisikletle: Ana-Dolu-Fen-Eri: Dudullu-Beylerbeyi-Beykoz-Akbaba-Anadolufeneri-Kaynarca-Zerzevatçı-Acar-Çavuşbaşı-Hekimbaşı-Ümraniye-Dudullu

 

Tur tarihi: 15 Ağustos 2021

Alınan yol: 76,28 km
Ortalama hız: 18 km/sa

En yüksek hız: 59,1 km/sa
Bisiklete biniş süresi 4 sa 14 dk, dışarıda geçen süre 6 sa 18 dk
En yüksek sıcaklık 34 ˚C, en düşük 21 ˚C, ortalama 26,9 ˚C
Yükselti kazancı (çıkış) 1409 m, kaybı (iniş) 1397 m
En düşük yükselti 0 m, en yüksek 242 m


Garmin yol bilgileri bisikletle: Ana-Dolu-Fen-Eri

 

Relieve yol bilgileri bisikletle: Ana-Dolu-Fen-Eri