26 Ağustos 2022

[bisikletle]Türkiye: İç Anadolu, Türkiye’nin Tahıl Ambarı


Sayısız uygarlığa ev sahipliği yapmış İç Anadolu Bölgesi, tarih boyunca hep önemli bir tarım merkezi oldu. Geçmişi yaklaşık 9 bin yıl geriye uzanan Çatalhöyük ve Aşıklı Höyük gibi Neolitik yerleşimler, tarımın yerleşik olarak yapılmaya başlandığı ilk örneklerdi. İç Anadolu, binlerce yıl boyunca bereketli topraklarını bu coğrafyada yaşayan halkların hizmetine sundu. Bölgenin, günümüzde de Türkiye’nin “Tahıl Ambarı” olarak adlandırılması, onun bu tarihi rolüne işaret etmekte... Ancak! Kuraklık ve bilinçsiz tarımsal sulama nedeniyle yer altı su seviyesi her geçen gün azalan, “Türkiye'nin Tahıl Ambarı” olarak bilinen Konya Ovası'nda buna bağlı olarak yüzlerce metre genişliğinde ve derinliğinde obruklar oluştu… Bu da büyük bir verim kaybına neden olmakta.

 

İşte tüm bu sorunların izlerini süren kültürel ve sosyal bir yolculuk; İç Anadolu, Türkiye’nin Tahıl Ambarı. 













24 Ağustos 2022, Çarşamba / İstanbul - (otobüs) Isparta (1. gün)

 

Sonunda toparlanıp organize oldum ve senenin ikinci turuna çıkıyorum. Geçen sene teknik nedenlerle geri dönmek zorunda kaldığım noktadan başlamak üzere sabah 7.15 Kamil Koç ile Isparta’ya gideceğim. Her başlangıç bende bir heyecan yaratıyor. Özellikle otobüs meselesi. Bisikleti yüklemek, şoförün ve muavinin yaklaşımı, otobüsün cinsi (kiminde teker+sele sök, kiminde sökme)... gibi konular. 

 

Geceden bisikleti hazırlamıştım. Garajda bekliyor. Firuzan da beni yolcu etmek üzere yanımda. Garajdan iterek çıkartıyorum. İlk başta böylesi bir ağırlığa alışmak gerekiyor, rampada takılı kalmayayım.

 

Dudullu terminali eve 5 dakika. Bu son derece rahat bir durum. Erkenden varıyoruz. Beklemedeyiz. Gelen giden otobüsler, inen binen yolcular... Ve geldi Isparta otobüsü. Antalya’ya kadar da gidecek sonrasında. Sempatik görünmeye çalışıyorum, Isparta diyorum. Sol tarafı gösteriyorlar. Bisiklet, hafif bir mırın kırınla alınıyor. Travego olduğundan kuzu gibi girdi bagaja. Bir tarafını sökmek gerekmedi. Kuzu lafı da Fikret Albaya aittir. Nasıl da özlüyorum kendisini bilemezsiniz. Dayımın arkadaşı olması, ilk uzun tura onunla çıkmam, Dinozorlar buluşmaları-yemekleri... Işıklarda uyusun.

 

15 dakikalık bir gecikmeyle hareket ediyoruz. 17 nolu koltuk solda. Tek oturuyorum. Şirket 10 lira fark alıyor buna. Az değil, 330-TL bu yolculuk. Hafif kestirerek seyahatim sürmekte. İnternet Apple cihazlarla çalışmıyormuş. Hoppala durumları! Daha doğrusu “yuh” durumları. Uyduruk ikramlar yapılıyor. Sıcak içecek yok. Kolalı meşrubat koymuşlar. Yolda bir yerde kısa bir yağış oluyor. Gelinen mola noktasında (Ömür Dinlenme Tesisleri) kızarmış patates+çay ile (31-) midemi şenlendiriyorum. Öyle bir lokanta ki sadece köfte var. Tek seçenek.

 

Ve 16.30 yerine yarım saatlik gecikmeyle Isparta’ya vasıl oluyoruz. Bisikleti kendim çıkartıyorum. Muavin yardım bile etmiyor. Mardinli bir genç tutuyor, çantaları takıyor ve terminaldeki zabıtadan alınan yol tarifiyle İl Özel İdare bulunuyor. Şehir Hastanesi yanında, geçen kaldığım DSİ’den daha uzakta merkeze göre. Ama Eğirdir yoluna yakın.


Yerim ayrılmıştı. Kadir Bey kayıt yapıyor, 65 lira geceleme için nakit ödeniyor. Büyükçe bir yeşil alan içinde burası. İç kısımda 2’nci binada 2 nolu oda. ÖE ayarında. DSİ daha iyiydi ama pahalı, buraya göre. Oda temiz. Binaya kısa bir iki basamakla çıkılıyor. Bisikleti kapı girişine sokuyor, eşyaların açılıp saçılması sonrasında yemek için merkeze yürüyorum. 20-25 dk.lık mesafede. Yoldan geçen otobüse biniyor (No 36), 8 lira ödeyip (nakit) çarşıda iniyor, geçen gelişimden bildiğim Antalyalılar’da piyaz ısmarlıyorum (30-). Yanına az havuç-lahana salatası getiriyorlar. Antalya usulü piyaz tahinli oluyor. Haşlanmış yumurtalı. Çok lezzetli, bayılıyorum. Acı taze biber de getirdiler. Off anam off...


Bildik bir yere gelmek de ayrı keyifli. Tekrar keşfediyorsun, hatıralar canlanıyor. Dondurmacı İrfan’dan 2 top (10-) kavun+böğürtlen alınıp yürümeye-turlamaya devam. Geçen sene iki gün kaldım, her tarafını gezdim. Okumak isterseniz > [bisikletle]Türkiye: Friglerin İzinde (Ağlasun-Isparta)


Çokça elektrikli bisiklet görüyorum ortalıkta, Kuba marka. Pedelec’lere benzemeyen, bunlarda el gazı da var. 24 jant, belki daha da küçük. 11-13 bin liraya satılıyor. Pazarlık ediyordu biri satıcıyla da oradan duydum. Dolanmaya devam. Yol için alınan cevizli sucuk (30-), Coffee Marrakesh’de içilen Americano (20-) ve etrafı kesmece. Geçen gelişimde çalışan genç hanım yok, başka bir genç hanım başlamış. Burada gençler servis ediyor anlaşılan.


Hava serinledi, sarı montu giydim. Biliyorum geçen gelişimden, Isparta serin oluyor akşam üstü. Yürüyerek dönüşteyim. Şok’dan alınan su (3-) ve Halktan diye bir mağaza zincirinde yolluk kuruyemiş karışımı hazırlıyorum kendime (66-). Şöyle ki; tezgahlarda kuruyemiş çeşitleri bulunuyor. Kendin dolduruyor-tarttırıyorsun. Bu mağazaya bahar turumda Kızıltepe’de rastlamıştım ilk. Fena fikir değil.

 

Misafirhaneye geldim. Odada duş alamıyorum, duş kısmı çalışmıyor. Zaten teknenin içine kova konulmuş bu nedenle. Ama maşrapası yok. Özel İdare’nin ayıbı olmuş bu oda. Beni 2’nci binaya yerleştirmelerini de hiç sev(e)medim. Bir gün kalacağım, üzerinde durmayayım, yoksa şikayetimi yapardım.

 

Yarın pedallar dönüyor. Eşyaları hazırladım. Otobüste pamukluları giymiştim. Eldiven, kilitli ayakkabı ve petli şort olmayınca kedimi acemi gibi hissediyorum bisikletin üstünde. Bir şeyler eksik oluyor. Alışkanlık mı dediniz? Zamanla, gerçekleşmesi için daha az bilinçli efor harcamayı sağlayacak kadar sık tekrarlanan davranışlar… olarak bir tanıma rastladım alışkanlık için. Benimkisi buna uymuyor pek. Daha çok güven ve konfor diyebilirim. Aynı şeyleri yapmak alışkanlık mıdır? İşe aynı yoldan gitmek, sürekli aynı yemeği yemek, her gün ayni saatte kahvaltı yapmak... Bu anlamda alışkanlıklar beni çok sıkar. Bu nedenle yıllarca fotoğraf çekmeme karşın, her seferinde farklı şeyler oluştuğundan pek sıkılmadım, 30 sene sürdürdüm.


- Isparta Öz. İdare Misafirhanesi 0246 2116576 Kadir bey

- S. Demirel Araştırma Oteli 0246 2323560

- Isparta DSİ Misafirhanesi 0246 2326400/114



 Ne güzel. Travego'ya sadece seleyi sökerek girebildi.



Öz. İdare Mis.





Antalyalılar'ın piyazına bayılıyorum...


Coffee Marrakesh'te içilen Americano ile etrafı izlemekteyim...

Bildik bir yere gelmek de ayrı keyifli. Anılar canlanıyor...






















2. gün (devamı) Isparta–Eğirdir 






[bisikletle]Türkiye: İç Anadolu, Türkiye’nin Tahıl Ambarı

 

İstanbul-Isparta 

 

Isparta–Eğirdir, 42 km 

 

Eğirdir-Yalvaç, 77 km 

 

Yalvaç-Hüyük, 66 km 

 

Hüyük-Seydişehir, 73 km 

 

Seydişehir-Bozkır, 56 km 

 

Bozkır-Hadim, 50 km 

 

Hadim-Başyayla, 49 km 

 

Başyayla-Ermenek, 28 km 

 

Ermenek-Gülnar, 83 km 

 

Gülnar-Mut, 58 km 

 

Mut-Karaman, 78 km 

 

Karaman II

 

Karaman-Karapınar, 82 km 

 

Karapınar-Eskil, 94 km 

 

Eskil-Cihanbeyli, 76 km 

 

Cihanbeyli-Kulu, 56 km 

 

Kulu-Haymana, 85 km 

 

Haymana–Ankara Gölbaşı, 59 km 

 

Ankara Gölbaşı-Çubuk, 80 km 

 

Çubuk-Şabanözü, 50 km 

 

Şabanözü-Atkaracalar, 59 km 

 

Atkaracalar-Boyalı, 47 km 

 

Boyalı-Araç, 42 km 

 

Araç-Kastamonu, 48 km 

 

Kastamonu II

 

Kastamonu III

 

Kastamonu-İstanbul

 





İlginizi çekebilir [bisikletle]Türkiye: Çoruh Nehri Boyunca (Görümlü–Erbaa)