27 Ağustos 2022, Cumartesi / Yalvaç - Hüyük, 66 km (4. gün)
Yorgan vardı, üstüme çektim. Rahat uyudum. Saat 4 müydü bir ara uyandım. Döndüm durdum sonra daldım gene. 6 buçuk gibi kalkıp toparlanıp çantaları yükleyip 7 buçukta kahvaltı salonundaydım. İki sigara böreği ve yumurta ile bal tereyağı karışımı, zeytin domates peynirle hafifçe doldurdum mideyi, tabii bir bardak çay yanında.
7.57’de selenin üzerindeyim. Öncesinde çekilen ilk foto ve ÖE’nin yanından inen yol, benzinciden sağ, dün geldiğim yoldayım. Dörtyol kavşağına gelip soldan Konya diye dönüyorum. Bugün Hüyük, 65 km gibi. Rampası olan bir yol değil. Bir tek Hüyük’e çıkılacak. Küçük bir ilçe, Konya’ya bağlı. Bir turumda Akşehir'den gelirken orada kalmayı düşünmüştüm, ama Doğanhisar, aradaki ilçede konaklama yeri olmayınca vaz geçmiş, Şarkikaraağaç’a devam etmiştim. Hava açık ama üzerimde yelek ve kolluklar var. Karasal iklim sabahları sert oluyor. Yol tek şerit, kaba asfalt, şeritler de silinmiş. Eski bir asfalt, belli oluyor. Yer yer dökülüp altından ziftin çıktığı, o tarz bir asfalt.
%6’lık bir iniş sonrası asfalt düzeldi, durumu iyileşti. Öyle devam ediyor. Akşehir ayırımına geldik. Bu bölümü pedallamıştım. Anıları tazelemeye çalışıyorum. Bakalım ne kadarını hatırlayacağım? Birazdan da Gelendost üzerinden gelen yolla birleştik. Şimdi bölünmüş yoldayım. Asfalt kaymak, güvenlik şeridi rahat, bu arada saat 08.47, 21,2 °C sıcaklık, 1158 m rakım, güneydoğu yönündeyim ve %3’le çıkıyoruz. Geride 17,85 km kalmış. Ancak 22’nci kilometrede asfalt gene kabalaştı, pütürlü oldu. İyi değil, ama bölünmüş yol devam ediyor.
Şarkikaraağaç geliyor, hafızamı canlandırmak üzere dalıyorum. Gördükçe hatırlıyorum. ÖE soldaydı, önünden bir tur atıp Firuzan’la kaldığımız otele, yanına Grand Korkusuz, 3 yıldızlı otel konmuş. Bizimkisi iptal herhalde. Vatandaştan bilgi alıyor, öğreniyorum ki apart gibi bir şey olmuş veya olacakmış. Sahibi yanına yenisini kondurmuş.
Ve ilçenin içinden geçip diğer tarafından çıkıyorum. Çay içerim demiştim girerken ama gözüme çaycı ilişmedi. Çıkış yolu giriş yoluna göre daha kötü, çatlamış asfalt. Nedense? Herhalde diğeri kullanılıyor daha çok. 44’üncü km.de tek şeride düşüyoruz ama 2 km sonra gene duble yol oluyor. Bu bölümü yeni döşemişler herhalde, şeritler falan yeni, parlıyor. Yılbaşı kartı olabilecek fotolar çekiyorum. Gerçi hatırladım, Dara’yı kullanacaktım bu sene. Ama olsun, bulunsun : ))
Gelen bir benzinci, mola vereyim. Sodanın 5-6 lira olduğunu duymamla sinirlenip devam ediyorum. Bakkalda 3 burada bilemedin 4 olsun. 5 ne demek? Benzinciler hep kazık. Aynı fiyattan alıp 3 katına satıyor. Bu arada benzincide mola vermiş bir grup turist, bisikletle ilgileniyor, turumu merak ediyorlar. İngilizce konuşuyoruz. Özbekistan'dan gelmişler. Nereden nereye durumları.
51’inci kilometrede Hüyük ayırımı geliyor, soldan sapıyorum. Sağ sol çilek oldu. Tarlalar ve tezgahlar dopdolu. Sağda tezgah açmış hanım, gel çilek ye diye çağırıyor. Duruyor 5-6 tane yiyorum. Tahmin edersiniz, müthiş lezzetli. Daha ye daha ye diyor ama arsızlık etmeyeyim, tadında bırakayım, teşekkür ediyorum. Tanışıyoruz. Meliha Hanım Çavuş köyünden. Kızı İstinye’de, sağlık çalışanı. İki çocuklu boşanmış. Dedim iyi etmiş, adamın kahrını çekeceğine. 40 yıllık dost gibi konuşuyoruz. Severim böyle kendine güveni olan kadınları. Gidecek misin Sonsuz Şükran Köyü’ne, yolu az geride diyor. Düşünmüştüm ama yolun bir kısmı toprakmış. Şimdi toprak yol çekilmez, vaz geçtim. Köyü merak ederseniz tıklayın.
Bu yol Konya yoluymuş, o nedenle bu kadar TIR dolaşıyor demek. Esas yolu 35 km kısaltıyormuş. Yol üzeri her yer çilek, 25 lira demişti kilosuna hanım. Ara ara tırmanıyor yol, sonra iniyor. Durup iki ısırık cevizli sucuktan alıyorum ve devam. Solda içerlerde bar restoran tabelası ilişiyor gözüme. Ne iştir, in-cin top oynadığı yerde bar? Hayret! 8 km kaldı Hüyük’e, şarj daha var derken zank diye batarya bitmesin. Yeniliyorum. Saat 11.17, sıcaklık 27,7 °C, rakım 1208 m, ortalamam 21,2 km/s, geride kalan 60,3 km... Haydi devam pedallamaya.
Bir kavşaktan sola dönüp Hüyük’e hafif bir inişle giriş yapıyorum. Merak ettim WC'si olmayan ÖE’yi. Önünden geçeyim de göreyim. İtfaiyenin üstü, merkez dışında. Sevmiyorum böyle olunca. Yürü yürü durumları sonra. Bir şey unuttun, geri yürü, bir şey bırakmak istiyorsun geri yürü...
Esen Otele girmeden bir ilçe turu atayım, daha erken. Küçük bir yer, ortalık sakin, gürültü yok, trafik yok. Sonra otelin önündeki tabureye oturuyor sahibini arıyorum, geldim diye. Birazdan içerden bir hanım çıkıyor, Fatma Hanım çay ısmarlıyor, karşı çay bahçesinden. Çayın tadı çok kötü ama. Sonra Süleyman Bey geliyor, otel sahibi, ayaküstü tanışıyoruz. Sapanca’ya gidiyormuş o da, yoldan dönmüş. Bana 307 nolu oda gösteriliyor. Temiz bir oda, gecesi 250- ama. ÖE 50 idi, ancak ortak WC düşünemiyorum artık. Açıl saçıl yayıl, aletleri şarja tak, duş al-uzan-kestir, tabletten haberlere bak ve 4’ü geçe yemek için çık, bir şey bulamazsam da A101’den Yayla’nın barbunyasını alır yerim diye kaşığı da yanıma alıyorum.
Fatma Hanım beni önce yandaki Hünkar Sofrasına götürüyor. Nohutta kemik suyu var, olmaz! Mercimek çorbasında yokmuş ama çorba istemiyor canım. Bir başka lokanta, Halil İbrahim Sofrası, küçük bir yer, esnaf tipinde, az az kuru, pilav ve cacık, onlardan da söğüş, 30- lira ile bu işi de aradan çıkartıyorum.
A101’den alınan, sabah için meyveli yoğurt ve armut, odaya bırakıp biraz sokak aralarında yürümekteyim. Tarihi bir yer yok burada görülecek. Bazı türbeler var sadece. İlçe 1210 yıllarında Horasandan Konya'ya göç eden Şeyh İdris ve kardeşi Şeyh Bahri tarafından kurulmuş. Ancak tarihi MÖ 2000 yıllarına, Hititlere kadar geri gitmekte. Asur, Frig, Lidya, Pers, Büyük İskender ve Romalılar tarafından istila edilen Hüyük; pek çok uygarlığın harman olduğu, hatta bölgenin Yontma Taş Devrinden beri yerleşime tabi tutulduğu buluntulardan anlaşılmaktadır denilmekte.
Otelin karşısındaki çay bahçesinde içilen bir sade (10-) ile oyalanmaktayım. Tableti de aldım, geziniyorum. Bu sırada diğer köşede 3 bisikletçi gözüme ilişiyor, mola vermişler. Dur bir yanlarına gideyim. Tanışıyoruz. Yakındaki bir köyde evleri var, turluyorlar. Biri Seydişehir’de öğretmen, diğeri Konya’da sağlık çalışanı, öteki de Konya’da mali müşavir. Konu bisiklet olunca çabuk kaynaşılıyor. Burada çay berbat, karşıdakine geçiyoruz, ancak onun da çayı berbat. Anlaşılan buradakiler çay içmesini bilmiyorlar. Uzunca sohbet ediyor, telefonlarımızı paylaşıyor ve onların dönme vakitlerinin gelmesiyle ayrılıyoruz. Ben de, dondurmacıdan (Kahramanmaraş Edem) alınan bir top dövme dondurma (5-) ile biraz daha dolanmaktayım. Tadı güzelmiş ama dondurmanın, itiraf edeyim : ))
Otel sahibi bir tabak çilek yollamış, eksik olmasın. Nefis buranın çileği. Çilek tadında duş alıp, yazıyı yazıp, biraz yerli kanallara bakmaca. Evde hiç bakmam ama gezilerde renk katıyor : )) Otelde internet yok (var da çekmiyor, ne işe yarar ki?), telefondakini de idareli kullanmaktayım.
Esen Otel 0532 6359975 Süleyman bey
Hüyük ÖE 0332 5431109 / 0505 3911116 Hasan bey Md.
Yalvaç - Hüyük
Tur tarihi: 27 Ağustos 2022
Alınan yol: 65,74 km
Ortalama hız: 20,3 km/s
En yüksek hız: 54,4 km/s
Bisiklete biniş süresi 3 s 14 dk, dışarıda geçen süre 4 s 01 dk
En yüksek sıcaklık 34 ˚C, en düşük 19 ˚C, ortalama 23,5 ˚C
Yükselti kazancı (çıkış) 714,3 m, kaybı (iniş) 559,8 m
En düşük yükselti 1068,2 m, en yüksek 1290,9 m
Garmin yol bilgileri Yalvaç-Hüyük
Relive yol bilgileri Yalvaç-Hüyük
Yalvaç’tan ayrılışım 07.57 |
Hava açık ama üzerimde yelek ve kolluklar var. Karasal iklim sabahları sert oluyor. |
Yol tek şerit, kaba asfalt, şerit de silinmiş. |
Değişik bir araç geliyor. Sanki kendileri yapmış gibi... |
%6’lık bir iniş sonrası asfalt düzeldi, durumu iyileşti. |
Gelendost’tan gelen yolla birleşiyoruz. |
Şimdi bölünmüş yoldayım. Asfalt kaymak, güvenlik şeridi rahat. |
Sağım, sonsuza kadar giden bir sarılık... |
Şarkikaraağaç geliyor. |
Hafızamı tazelemek üzere dalıyorum. |
Firuzan’la kaldığımız otel, yanına Grand Korkusuz, 3 yıldızlı otel konmuş. |
Yılbaşı kartı olabilecek fotolar çekiyorum. |
Yol tek şeride düşüyor, ileride göründü bile. |
Aslında trafiğe çıkması yasak olan bu ve benzeri araçlar, ülkenin her yerinde varlar. Kısaca “Patpat” deniliyor, çıkardığı sesten dolayı. |
Al, bir tane daha... |
Fele: Testi-Antika. Aslında uğrayıp bir göz atmak lazımdı ama bazen durmak istemiyorum. |
51. km.de Hüyük ayırımı geliyor. |
Terass Bar-Restaurant / Doğa Restaurant |
İçerlerde bar restoranlar. Ne iştir, in-cin top oynadığı yerde bar? |
Samanını bırakmış yola... |
Havada bulut, sen bunu unut... : )) |
Cumulus bulutları genellikle su damlalarından meydana gelmiştir. Bulut içindeki ısının sıfırın altına düştüğü yerlerde, aşırı soğumuş su damlaları olduğu gibi buz kristalleri de bulunur. |
İki hanım, kaptırmış gidiyorlar, sohbet ede ede... |
Akdeniz bölgesinin kuzeyinde, Göller bölgesinde yer alan, denizden yüksekliği 1258 m olan Hüyük’e vardım. |
Hüyük ÖE |
Esen Otel |
Halil İbrahim Sofrası |
Sokak aralarında yürümekteyim. |
Tarihi bir yer yok burada görülecek. |
İl ve ilçelerin çoğunda bir saat oluyor. Hoş bir durum. |
İleride gözüken Esen Otel. |
Aklınızda sizi meşgul bir iş pozitif sonuç verecek. |
Çay bahçesi güzel ama çayı değil. |
Dondurmacıdan (Kahramanmaraş Edem) alınan bir top dövme dondurma ile biraz daha dolanmaktayım. |
Otel sahibi bir tabak çilek yolladı. Nefis buranın çileği. |
5. gün (devamı) Hüyük-Seydişehir - 3. gün (öncesi) Eğirdir-Yalvaç
[bisikletle]Türkiye: İç Anadolu, Türkiye’nin Tahıl Ambarı
Isparta–Eğirdir, 42 km
Eğirdir-Yalvaç, 77 km
Yalvaç-Hüyük, 66 km
Hüyük-Seydişehir, 73 km
Seydişehir-Bozkır, 56 km
Bozkır-Hadim, 50 km
Hadim-Başyayla, 49 km
Başyayla-Ermenek, 28 km
Ermenek-Gülnar, 83 km
Gülnar-Mut, 58 km
Mut-Karaman, 78 km
Karaman-Karapınar, 82 km
Karapınar-Eskil, 94 km
Eskil-Cihanbeyli, 76 km
Cihanbeyli-Kulu, 56 km
Kulu-Haymana, 85 km
Haymana–Ankara Gölbaşı, 59 km
Ankara Gölbaşı-Çubuk, 80 km
Çubuk-Şabanözü, 50 km
Şabanözü-Atkaracalar, 59 km
Atkaracalar-Boyalı, 47 km
Boyalı-Araç, 42 km
Araç-Kastamonu, 48 km
İlginizi çekebilir [bisikletle]Türkiye: Çoruh Nehri Boyunca (Suşehri–Zara)