13 Eylül 2022

[bisikletle]Türkiye: İç Anadolu, Türkiye’nin Tahıl Ambarı (Haymana-Ankara Gölbaşı)

 

11 Eylül 2022, Pazar / Haymana – Ankara Gölbaşı, 59 km (19. gün)

 

Gece 11’e kadar sürdü Zara konseri. Oda son derece küçüktü, sıkıcı bir mekan. O nedenle dışarıda geçirdim zamanımı, abur cubur şeyler yedim. Hatta bir etsiz çiğ köfte dürüm de götürdüm odaya dönüş öncesinde. Neyse, üzerimde yorgan uyudum. 4 gibi uyanır oldum ama tekrar dalıp 5 buçukta ezanın odada patlamasıyla uyanıp 6’yı geçe hazırlığa başladım.

 

Öyle bir oda ki, her yerden kablolar, su boruları taşınmış, oraya elektrik, buraya su... Lavabo musluğu ise sensörlü, elin önünden geçtikçe su akıyor. Yani akla gelmeyecek her şey var.

 

Eşyaları iki postada indiriyor, bisikleti saklandığı yerden çıkartıp ÖE önünde yükledikten sonra fırından alınan 2 poğaça 1 açma (15-) ile yola koyuluyorum, saat 7.36. Açmanın yarısını dünden kalan çikolatayı arasına sokarak yedim bile. Aslında bu kadar büyük çikolata almamam lazım, bitmiyor sonra dert oluyor.


55-56 km.lik bir yolum var bugün. Ağır bir yol değil, bir bölümde hafif tırmanışı olan. Burası 1212 m rakımda. Anayola 2 km var. Hafiften çıkılıyor. Kuzey yönündeyim. Geldiğim göbekten Ankara diye sola dönüyorum, doğuya doğru. Sıcak asfalt, 3 şerit, güvenlik şeridi yok ama. Hava 20,9 derece. Saat 8.05. Düşünün 3-5 gün önce bu saatlerde 8 derece daha soğuktu.

 

Müthiş bir iniş. Yol da güzel ve de geniş olunca keyfime diyecek yok. Sabah serinliğinde uçuyorum. Üzerimde yelek ve kolluklar var. Ama hava artık tekrar ısınmakta. 5,5 km kadar inildi, 1108 m.ye. Ardından çıkılıyor, %5-6-7’yle 1237 m.ye kadar sonra tekrar iniliyor-çıkılıyor. Burası biraz böyle tepeli, deve sırtı gibi. Sabahın sürüleri solumda uzağımda, kalabalık bir grup ilerlemekte, küçük baş. Daha çok karşı şeritten bana doğru gelen araçlar var. Ama bugün pazar, o nedenle biraz daha sakin ortalık. Sağımda bir kır bahçesi. Adam bir yığın masalar kurmuş, üzerine semaverler koymuş. Çöpünü geldi çayırın ortasına, doğaya döktü. İşte bu kadar pis bir milletiz, utanıyorum bunları gördükçe.

 

Oyaca köyünde/mahallesinde yol çift şeride döndü ve güvenlik şeridi geldi ama asfaltın kalitesi de 1 derece düştü. Saat 8.43, hava 23,6 °C, ortalamam 21,6 km/s. 1174 m rakımdayım. Geride 21,5 km kalmış. İç Anadolu Bölgesi’nin en geniş platolarından, Haymana Platosunda ilerlemekteyim. Plato, yüksek yerlerde derin akarsu vadileri sebebiyle yarılan ve yüksekte kalan düz arazilere verilen isim. Platonun bir diğer adı da yayladır. Ancak tek fark, yaylanın yerleşim yeri olarak kullanılmasıdır. Plato yükseklikleri en alçak 500 metre iken en yüksek olarak bir kaç bin metreye kadar çıkabilmekte. 

 

38’inci km.de, Köprübaşı Zahirecilik’te bir mola vermek üzere karşı şeride geçiyor, bisikleti dayayıp yanımdaki poğaçayı ikram çayla yiyorum. Market gibi bir yer burası. Et falan da satılıyor. Yemek de var herhalde. Çalışanların tümü Afgan. Türkçe de bilmiyorlar. 5-6 kişiler, tipleri biraz Moğol’a benziyor. Hafif çekik ve yanaklılar. Herhalde tüm işleri buralarda bunlar görüyor. 


Bu noktada Karayolları Sorumluluk Sınırı bitiyor. Sağda paralı yol ayrımı var. Bense düz devam ediyorum Ankara’ya doğru. Yavaş yavaş siteler, villalar falan ortaya çıkmakta. Masal evi gibi bir yer, kuleleri olan. Gölbaşı’na yaklaştıkça da kır düğün mekanları/salonları, otel, Belediye Konukevi, restoranlar, siteler çoğaldı. Mogan Gölü sağımda. Göl ve çevresi, belirli mevsimlerde pek çok kuş türüne ev sahipliği yapan önemli bir sulak alan özelliği göstermektedir. Tarih boyunca 226 farklı kuş türünün kaydedildiği gölde özellikle dikkuyruk ve pasbaş patka türleri yoğun bir şekilde üremektedir... denilmiş. Ayriyeten; açık göl alanının etrafını sazlık, ıslak çayır, bozkır, kuru tarımsal alanlar ve koruluklar çevreler. Kıyı kesimleri ise taş ve kum zeminli olup köklü su bitkilerinin yoğun olarak yayılış gösterdiği, besince zengin bir göldür. Bölgeye endemik bir bitki türü olan sevgi çiçeği en çok gölün batı kısmındaki Kalındil Burnu'nda ve güney kesimlerde bulunur.


Google ile oteli arıyorum. Erken olduğundan bir Gölbaşı turu atayım. Ne de büyümüş olduğunu şaşkınlıkla izliyorum. Çocukluğumda bomboş bir yerdi. Babam bizi arabayla getirirdi, hiç bir şey yoktu. Belki bir kır gazinosu, onu bile hatırlamıyorum. Şimdi ilçe olmuş... Gölbaşı’nın ilçe olması ise çok eskilere dayanmaz. Gölbaşı daha önce Örencik Köyüne bağlı Gölhanı adı ile anılan bir mahalle iken 1923 yılında, buraya Oğulbey Köyündeki Bucak Müdürlüğü ile Jandarma Karakolunun taşınması ile Gölbaşı Nahiyesi adını aldı. 1936 yılında ise ilçe olan Çankaya’ya bağlandı. 1955 yılında E-5 Devlet Karayolunun bu bölgeden geçmesi ile Gölbaşı’nın nüfus artışı ve gelişmesi hızlandı. 1965 yılında da Gölbaşı Belediye teşkilatı kuruldu, 1983’de ilçe oldu. 1990’da Cevre Kanununun 9. maddesine dayanılarak “Gölbaşı İlçesi Özel Çevre Koruma Bölgesi” olarak ilan edildi. 1991 yılında da Gölbaşı Belediyesi, Büyükşehir Belediyesi sınırları içine alındı.

GölbaşıKaymakamlığı


Otel Gölpark karayolunun yanında. Dar bir kapıdan girilip her şey üst katlarda. Yerimi ayırtmıştım. ÖE bana internetten rezervasyon yapıldığını söylemediğinden yer bulamamıştım. Mecburen otele girmek zorundayım. Üstelik 300- O.K. şeklinde. Kayıt yapılıyor ödeme alınıyor karttan. Odanın temizlenmesi yarım saat gerekiyor. Merak bir göreyim. Resepsiyonist Fevzi Bey ile çıkıyoruz 3. kata. Tek kişilik oda, gene daracık bir in. Ya 300’e burada mı kalca’m? Olacak iş değil. Yuh yani! Ne etsem diye kara kara düşünüyorum. 2 yataklı oda için 50 lira fark istiyor. Yuh, 350- ne oluyorsun? (...) Herhalde halime acıdı ki 2 yataklı odayı veriyor. Eşyaları 207’e taşıyorum asansörle. Ama gel gör ki odanın kliması yok, buzdolabı yok. Yazıklar olsun, böyle otel mi kaldı? ÖE’lerde bile, en kötüsünde buzdolabı var, klima bile var. Neyse ki tek iyi tarafı interneti odada çekiyor olması. 


Duş alıp uzanıyor, internette sörf ediyor, hafif kestiriyor, sonra 5 gibi çıkıyor, altındaki Öz Mevlana Lokantasında sulu yemek etli olunca peynirli pideye kalıyorum. Yanına getirdikleri ikram ezme, salata, yoğurt ile doyup, ikram çay ve dondurmalı irmik helvasını da yiyip şişerek ayrılıyorum lokantadan. 66- tutuyor hepsi. 5 de bahşiş bıraktım.

 

Sokak aralarında dolanarak Mogan Gölü kenarına yürümekteyim. Kalabalık bir park, çimenlerde piknik yapanlar. Mangal yasak ama. Çekirdek kabuklarını atmayın denilmiş. Gölde yarım saatlik motor turu var, 15 liraya. "Mogan" kelimesinin etimolojik açıdan bir kökeni bulunmamakla birlikte, sonradan türetildiği düşünülmekte. Halk arasında anlatılagelen bir efsaneye göre; eski zamanlarda gölün yakınlarında bir köyde yaşayan Monza ve Ganey isimli iki genç birbirine aşık olur. Fakat ailelerin şiddetle bu birlikteliğe karşı çıkması üzerine kavuşma ümidini kaybeden gençlerden her biri, gölün farklı yakalarında bulunan iki tepeye kaçar. Gece gündüz hiç durmadan ve göz pınarları kuruyana kadar ağlayan aşıkların gözyaşları zamanla birike birike bir göl oluşturur ve halk da bu göle Monza ve Ganey'in baş harflerinden oluşan "Mogan" yakıştırmasını yapar. O günden beri gölün bu isimle anıldığı rivayet edilir... Hep de benzeri masallar anlatılır. İllaki birbirini seven fakat kavuşamayan sevgililer olur. Ağlarlar, sızlanırlar, bazen cezalandırılırlar. Bitmeyen hikayeler...


Bir tarafında yasak diğer tarafında balık tutmak serbest. Göl Ankaralılar için bir nimet. Hele burası için son derece büyük bir fırsat. Ancak gölün kuzey kıyı şeridi çeşitli tesislerin inşa edilmesi amacıyla doldurulduğu, buradaki sazlık alanlar sökülerek yok edildiği, ayrıca gölün etrafında bulunan yerleşim yerlerinden ve endüstriyel işletmelerden çıkan atıklar, kimyasal gübre ve ilaçlar da göle karıştığı, ortaya çıkan büyük miktarda azot ve fosfor gölün ötrofikasyon (*) seviyesini arttırdığı, oksijen seviyesinin giderek düşmesi de burada yaşayan balık soylarını tehdit ettiği yüksek sesle dile getirilmekte. Bununla da kalmadığı; son yıllarda artış gösteren sazlık yangınları, yasa dışı avcılık gibi etkenler de nesli tehlike altında bulunan Dikkuyruk, Macar Ördeği Pasbaş patka gibi türleri de olumsuz etkilemektedir. Ayrıca yağışların azlığı yüzünden Eymir'e olan su akışı da azalmış, bunun sonucunda her iki göl ekosisteminde de bozulmalar meydana gelmiştir. Gölün çevresindeki yeşil alanlarda bulunan kavak ağaçlarının tahrip edilmesi ve yer yer kesilmesi de Küçük Kerkenez kolonisi için ciddi bir sorun oluşturmaktadır... denilmekte.

Vikipedi


(*) Ötrofikasyon, göl gibi herhangi bir büyük su ekosisteminde, başta karalardan gelenler olmak üzere, çeşitli nedenlerle besin maddelerinin büyük oranda artması sonucu, plankton ve alg varlığının aşırı şekilde çoğalmasıdır. Bu durum sudaki çözülmüş oksijen miktarını azaltarak uzun vadede su ekosisteminin ölümüne neden olabilir.

 

ÖE’yi arıyor buluyorum. Güzel bir mevkide. Yeşil büyük bir bahçenin içinde, göle yakın, sessiz. Kaldığım otelden kesin daha iyi. Lokalinde “kendin pişir-ye” durumları. Kahve hazırlamama kızıyla sınava gelmiş bir anne yardımcı oluyor. Onlar da bir gecelik yer bulmuşlar, sonra ne yapacaklarını düşünüyorlar. Mersin’de oturmaktalar, edebiyat öğretmeni. Kızı Endüstriyel Tasarım okumak istiyor. Mülakat sınavı varmış yarın ve çarşamba günü. Diğer masada oturan bey de aynı nedenle burada. Yarın ilk ve orta eğitim de başlıyor. Hareketli bir pazartesi olacağı şimdiden belli.

 

Kahvenin parasını ödeyip (5-) dolanmaya devam. Güneşin yatmasıyla yolun karşı tarafına geçiyorum. Öncesinde yarınki Çubuk yoluna ilişkin bilgi edinmeye çalışmaktayım. Ya şehir içi, ya da çevre yolundan gidebilirim. Çevre yolu paralı sanmıştım değilmiş. Yolun karşısı daha kalabalık. Tüm mağazalar, lokantalar, kafeler (**), iş yerleri orada. Daha hareketli bir bölge.

 

(**) 3 kelime de yabancı dilden gelme; Fransızca magasin ve café, İtalyanca locanda.

 

Hava kararmakta. Otele dönmeden bir taksiciden tekrar teyit alıyorum Çubuk yolu konusunda. Herhalde çevre yolunu dönerek gidece’m. En azından güvenlik şeridi vardır. Akşam Firuzan arıyor, uzundur konuşmamıştık, iyi geliyor sesini duymak. Klima olmadığından pencere açmak zorundasın. O zaman da alttaki kebapçının kokusu odaya gelmekte. Berbat bir durum, bu oteli pek sevmedim.

 

Gölbaşı ÖE 0312 4847274 / 0312 4848120 > golbasiogretmenevi.com.tr

Gölpark Otel 0312 4841617

 




 











Haymana - Ankara Gölbaşı

Tur tarihi: 11 Eylül 2022

Alınan yol: 58,58 km
Ortalama hız: 22,1 km/s

En yüksek hız: 56,7 km/s
Bisiklete biniş süresi 2 s 39 dk, dışarıda geçen süre 3 s 20 dk

En yüksek sıcaklık 29 ˚C, en düşük 19 ˚C, ortalama 24,5 ˚C
Yükselti kazancı (çıkış) 548 m, kaybı (iniş) 764 m
En düşük yükselti 987,6 m, en yüksek 1305,2 m

 

Garmin yol bilgileri Haymana-Ankara Gölbaşı

 

Relive yol bilgileri Haymana-Ankara Gölbaşı


Haymana'dan ayrılışım 07.30


Göbeğe kadar 2 km geldim.

Geldiğim göbekten Ankara diye sola dönüyorum, doğuya doğru. 

Sıcak asfalt, 3 şerit, güvenlik şeridi yok ama. 

Müthiş bir iniş. Yol da güzel ve de geniş olunca keyfime
 diyecek yok. Sabah serinliğinde uçuyorum.
 



Oyaca köyü/mahallesinden sonra yol çift şeride döndü, güvenlik
şeridi geldi ama asfaltın kalitesi de 1 derece düştü.


İç Anadolu Bölgesi’nin en geniş platolarından, 
Haymana Platosunda ilerlemekteyim. 


Doğal Yaşam Hobby Evleri




Köprübaşı Zahirecilik






Yavaş yavaş siteler, villalar falan ortaya çıkmakta. 


Masal evi gibi bir yer, kuleleri olan. 


Değişik bir mimari örneği görünüyor solumda.

Mogan Uygulama Oteli

Gölbaşı göründü bile.

Mogan Konukevi

Mogan Gölü sağımda.

Erken olduğundan bir Gölbaşı turu atıyor, ne de
 büyümüş olduğunu şaşkınlıkla izliyorum.



Otel Gölpark



Öz Mevlana Lokantası




Kaldırım-cadde düzenlemesi sonrası bakalım nasıl görünecek?

Atatürk Sahil Parkı


Neyse ki mangalı yasaklamışlar. Bravo Ankara'ya.

Süvarinin gelişi...

Gölde yarım saatlik motor turu var, 15 liraya. 

Mogan Gölü

Göl Ankaralılar için bir nimet. Hele burası
 için son derece büyük bir fırsat. 





ÖE de bu bölgede. Caddeden daha keyifli, sakin.

Çevrenizde sizi kandırmak isteyenler var.


Yolun karşısı daha kalabalık. Tüm mağazalar, lokantalar,
 kafeler, iş yerleri burada. Daha hareketli bir bölge.


Anlaşılan Gölbaşı'nda bir kaldırım düzenlemesi var. Yoksa?

























20. gün (devamı) Ankara Gölbaşı-Çubuk -18. gün (öncesi) Kulu-Haymana






[bisikletle]Türkiye: İç Anadolu, Türkiye’nin Tahıl Ambarı

 

İstanbul-Isparta 

 

Isparta–Eğirdir, 42 km 

 

Eğirdir-Yalvaç, 77 km 

 

Yalvaç-Hüyük, 66 km 

 

Hüyük-Seydişehir, 73 km 

 

Seydişehir-Bozkır, 56 km 

 

Bozkır-Hadim, 50 km 

 

Hadim-Başyayla, 49 km 

 

Başyayla-Ermenek, 28 km 

 

Ermenek-Gülnar, 83 km 

 

Gülnar-Mut, 58 km 

 

Mut-Karaman, 78 km 

 

Karaman II

 

Karaman-Karapınar, 82 km 

 

Karapınar-Eskil, 94 km 

 

Eskil-Cihanbeyli, 76 km 

 

Cihanbeyli-Kulu, 56 km 

 

Kulu-Haymana, 85 km 

 

Haymana–Ankara Gölbaşı, 59 km 

 

Ankara Gölbaşı-Çubuk, 80 km 

 

Çubuk-Şabanözü, 50 km 

 

Şabanözü-Atkaracalar, 59 km 

 

Atkaracalar-Boyalı, 47 km 

 

Boyalı-Araç, 42 km 

 

Araç-Kastamonu, 48 km 

 

Kastamonu II

 

Kastamonu III

 

Kastamonu-İstanbul

 





İlginizi çekebilir [bisikletle]Türkiye: Urartuların İzinde (Bahçesaray-Çatak)