2 Eylül 2022

[bisikletle]Türkiye: İç Anadolu, Türkiye’nin Tahıl Ambarı (Hadim-Başyayla)

 

31 Ağustos 2022, Çarşamba / Hadim - Başyayla, 50 km (8. gün)

 

Belediye otelinde rahat ettim. Temiz bir odaydı. Tek sıkıntı banyoda hafif rutubet kokusu olması. Havalandırma işini iyi çözememişler. 4 gibi bir ara uyandım sonra tekrar dalmışım. Yorgan biraz fazla geldi. 6’yı az geçe ayaklanıyorum. Sabahın rutin işleri. Eşyaların toplanması, tıraş, tansiyon ölçümü, çantaların yüklenmesi vs. vs. 7 buçuk gibi kahvaltı salonuna inmeden bisiklete çantaları takıp kapının önünde hazır ediyorum. Ardından kahvaltı salonunda bir tabağa zeytin peynir domates gibi malzemeleri alıyor, bir çayla kahvaltımı ediyorum.

 

7.45, yola çıkışım. Otelin yanından inen yokuş beni bir kavşağa getiriyor. Sağ yapıp gelen sapaktan sol ve 1478 m rakımdan başladım, inceden tırmanıyorum, %3’le. Güney yönündeyim, hafif trafik var, tek şerit yol, kaba asfalt, hava açık, serin ama. Üzerimde ince yelek ve kolluklar var. Yolum Başyayla’ya, 47 km gibi. Sağdan Mernek Yaylası’na gidildiği gösterilmiş. 2000 rakımlı bu yayla bölgenin önemli kiraz üretim merkezlerinden. 


Batı ile Orta Torosların ortasında pedallamaktayım. Bu dağlar da tüm Toroslar gibi Alp-Himalaya Kuşağı'nda yer almakta ve günümüzden 65 milyon ila 2588 milyon önce, Üçüncü Zaman'daki şiddetli orojenezlerle (*) oluşmuş.

 

(*) İç kuvvetlerin ortaya çıkma şekillerinden birini ifade eden orojenez terimi dağ oluşumu anlamına gelir.

 

Bugün de bir geçitten geçeceğim, 1800’lerin aşacağım. 11 km sonra heybetli bir kayanın üzerinde kurulu Taşkent geliyor. Adından anlaşılıyor, her yer taş, dev kayalar, düz yol yok ilçede. Tarihçesi ise şöyle; 916-966 yılları arasında Orta Asya’dan göç eden Türkmenlerin Avşar boyundan olanları Kilikya bölgesine gelirler. Bu boyun başkanı Piri Mehmet’in oğullarından Karaman Bey Karaman’a, Oğuz Bey’de Taşkent yöresine gelir. 1225-1250 yılları arasında göçebeliği bırakarak yerleşik düzene geçerler ve köyün adı Pirikondu olarak kabul edilir. Daha sonra bu isim Pirlerkondu olarak değişikliğe uğrar, 1934 yılında Taşkent adını alır. Kalacak bir oteli de var ilçenin (Otel Pirlerkondu 0332 4971563), çok da güzel bir konumda, Göksu Vadisi’ne bakmakta. Konaklama ücreti Hadim Belediye Oteli’nden fazlaydı, o nedenle burada kalmadım. Belki bir başka sefere. Gerçi her yere gitmek için yokuş çıkman lazım. 

 

Selçuklular, Karamanoğulları ve Osmanlıların egemenliği altında varlığını sürdürmüş ilçede tarihi yerler arasında köprüsü, camisi ve çeşmesi bulunuyor. Bunlardan biri yol üzerinde; Sultan Suyu Çeşmesi. Üç oluktan gürül gürül suyu akmakta, buz gibi. Mataralarımı dolduruyorum. Burayla ilgili bir efsane de anlatılmakta. Yanı başındaki yazıdan okumaktayım: Selçuklu sultanı Alaeddin Keykubat, Pirlerkondu/Taşkent’e gelir. Yalnız, yorgun ve terli olarak çeşmenin başına vardığında dağ çiçekleri kadar temiz bir köylü kızına rastlar. Köylü kızından su ister. Kız bir tas suyu doldurur, biraz çam yaprağını tasın içine atar ve tanımadığı sultana verir. Sultan, suyun üzerinde çam yaprakları olduğu için suyu döker ve tası kıza verir. Kız yeniden doldurur, çam yapraklarını suyun üstüne tekrar atar ve suyu sunar. Sultan sebebini sorduğunda, “Bey, siz terlisiniz. Çam yapraklı su güzel kokar. Siz süzerek içtiğiniz için sizi hasta etmez” der. Sultan “Adını bağışla” dediğinde kız, “Adım bir yiğide bağışlandı” der. Sultan, “Ben Selçuklu sultanıyım, dile benden ne dilersen” dediğinde kız “Dokuduğumuz bezden vergi alınmasın” der. Sultan, “Güzelleriniz farımasın / Çamlarınız kurumasın / Sularınız ılımasın / Bezlerinizden vergi alınmasın” duasıyla beraber fermanını da verir.

TaşkentKaymakamlığı


1506 m rakındaki Taşkent sonrası tırmanışa devam ediyorum. Saat 08.43, geride 12,55 km bırakmışım, yani önümde 35 km kalmış. Bir 350 m daha yükselmem lazım Taşeli Platosunda, geçide gelmem için. Solda gösterilmiş, Kıble Kayası Tırmanış Alanı ve Yürüyüş Parkuru. Kaymakamlığın sayfasında okuduklarımdan; ilçe ekonomisine katkı sağlamak ve turizm potansiyelini arttırmak amacıyla Mevlana Kalkınma Ajansı birlikteliğinde ortaya çıkmış bir proje: 3,5 km.lik yürüyüş parkuru ve 14 ad. tırmanış rotası. Bir kısmı, ilerledikçe yol kenarından görünüyor. Kırmızı renkli bir parkur, kamelyalar ve çocuklar için bir oyun alanı.

 

Son derece keyifli bir bölgedeyim. Yolumun üzerinde kalabalık bir sürü, koyun keçi karışık. Durup video çekiyor, çoban kadınla sohbet ediyor, Kangal da bir yandan beni kesiyor. Sahibesine bir şey olacak olursa... 120 baş varmış şu an görünen.

 

Saat 9.42 (21,76 km - 15,3 km/s - 22,9 °C) ve Belpınarıbeli geçidine geliyorum, 1890 m. Dünkü için 85 demiştim eşe dosta yollarken, yanlışlıkla 55 yerine, bugün 5 m geçmiş oldum. Yeşeee... Bölgede zirve olarak bilinen Belpınarı, kış aylarında geçit vermediği yazılı internette. Konya il sınırları dahilinde olan bu geçit yüksekliğini Geyik Dağları’ndan alıyor. Bir dizi halinde Konya, Karaman ve Antalya illeri arasında sınır çizgisi çizen Geyik Dağları, Antalya'nın kuzey doğusundaki Dedegöl Dağları’nın en kuzey noktasından başlayarak, Taşeli Platosu'na kadar uzanan Batı Toroslar’ın, Orta Toroslar’la bağlandığı noktada bulunuyor. Yüksek bir deve hörgücü görünümündeki Geyik Dağları’nın batı kısımları, Akdeniz Bölgesi’ndeki en nemli yaşam alanlarından birine sahip olduğu, bitki çeşitliliği nedeniyle son derece önemli olan bu dağlar, Toros Göknarı, ardıç türleri, kermes meşesi, sedir, karaçam gibi ağaçlarla, maki topluluklarını barındırdığı, zengin bitki örtüsüyle kaplı, birçok hayvan türüne de yaşam alanı sağladığını okuyorum... Yani son derece önemli bir bölge. Etraf çok güzel. Müthiş bir sessizlik var. Uzaklarda, göçebe hayvancılıkla uğraşan insanların yayla yerleşmeleri görülüyor. Bölgenin taşlık coğrafi yapısı nedeniyle insan nüfusu seyrek olup etkisi de minimum düzeyde; öncelikle doğanın sözünün geçtiği anlatılmış Atlas dergisinde.


Red Bull sayfasında Dünyanın En Zorlu Bisiklet Tırmanışları başlığı altında sıralanmış parkurlar var. Bunlardan bir tanesi Hardknott Geçidi: İngiltere dağlar açısından Alp bölgesi kadar zengin olmayabilir ama 2014 Tour de France'ta ülkenin kuzeyinde yer alan Yorkshire, bu açıdan kendini kanıtlamayı başardı. Göller Bölgesi'nde yer alan Hardknott Geçidi olabildiğince dik ve zorlu bir parkur. Yolun başlangıcında yer alan dolambaçlı kısım hızlanmanızı engelliyor ve tam bitti derken bu sefer de olabildiğince dik bir yamaç sizi karşılıyor. Tırmanmaya başladıktan sonra 30 derece açıyla dönen virajlar, işinizi bir kat daha zorlaştırıyor. Ve ardından gireceğiniz, %25 eğimle tırmanılan 800 metrelik bölümün üzerine bir de klasik Britanya yağmuru ve rüzgarı eklenince parkurun zorluk derecesi iyiden iyiye artmış oluyor.

RedBull


Belpınarıbeli sonrası, şimdi çıkışın karşılığı iniş var. Karşı rüzgar kuvvetli. Kapanıyorum bisikletin üzerine. Yoksa devirebilirim. Hızla iniyorum. 200 m irtifa kaybettim (1681 m), 33,7 km.de 2’nci bataryayı takıyorum (saat 10.12). Ortalamam 17,4 km/s, hava 26,1 °C. Burada Karaman il sınırına da girmiş oldum. İnmeye devam. 10 dakika sonra gelen, soldan Çetmi Şelalesi ve Ağıl Ardıç Ağacı diye bir yol ayrılıyor. Balcılar Mahallesi'nde, 1730 rakımlı tepedeki, Türkiye'nin en yaşlı (2 bin), dünyanın ise ikinci yaşlı ağacı olarak kabul edilen Ağıl Ardıç 22 m boyunda, 4 m çapında ve 12 m çevre genişliğinde. Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü'nce 2002 yılında tabiat anıtı olarak tescil edildi denilmişEtrafı sarp dağlarla çevrili, uçurum ve düzlüklerin birbirini tamamladığı Ayboğazı Kanyonu, yaklaşık 50 m yükseklikten büyük bir gölete dökülen Çetmi Şelalesi ise Torosların gizli kalmış cenneti olarak tanımlanmakta. Her ikisini de görmeden devam ediyorum. İndikçe hava da ısınıyor.

HaberTürk


Geldiğim 36’ncı kilometrede, Başyayla-Ermenek ayrımında (Yörük Pazarı diye adı geçiyor haritada) bir sağda bir de solda kahve görüyorum. Soldaki gölgede olması tercih nedenim oluyor. Bisikleti iterek bir kenara dayıyor ve küçük kahvede yerimi alıyorum. Müşterisi yok, karşısı halbuki kalabalık. Çayın demlenmesini beklerken mekan sahibi ve arkadaşıyla sohbetteyim. Üniversite yurtları konumuz. Kızı için soruşturuyor. Kalacak yer arayışında. Anamur Yörükleriyiz diyordu. Hadim’deki kiraz olayı burada da var. Bu sene 50-60’dan gitmiş, TL yani. Apolyon diyordu. Çilek de varmış burada. 

 

Şimdi şu kiraz meselesi. İstanbul’da da Napolyon diye yazar tezgahlarda. Ne iş değil mi? Napolyon kiraz mı severdi acaba? Okuduklarıma göre Bursa’nın, Apollion/Apolyont gölü –bugünkü Uluabat Gölü- çevresinde yetişen iri kıpkırmızı kirazlar bu isimle anılırmış. Geçen zaman içinde söylene söylene ünlü Fransız devlet adamı Napolyon’un ismine ulaşmış. Kiraz ismi de Rumcadan, kiraz anlamına gelen Kerasus veya Keresea kelimelerinden gelmekte.

 

20 dakika kadar yanlarında kalıp, ısmarlanan çaylar sonrası soldan Başyayla diye sapmamla gene bir rampa tırmanılıyor, %8-9’la. Bazı yerlerde 12’yi de görüyorum. Saat 11.42 ve hava 28,7 °C. Kıvrıla kıvrıla süren yol beni tekrar 1890’a çıkarıyor. Rakım gösteren levha yok ama. Bu yükseklikte bitki örtüsü yerini fundalık ve çayırlıklara bırakırken biraz nefeslenmek istiyorum. Acıktım da. Yanımdaki 2 nektarini midemi hoşnut etmesi için kullanıyorum. Çok da güzelmiş tatları. Buradan aşağısı artık Başyayla. 39,58 km gelmişim, 7-8 km kaldı. Nerdeyse öğlen oldu (11.54), hava da 29,6 °C burada. Ortalamam tırmanışlardan dolayı 16,6 km/s.

 

Bir müddet bu yükseklikte, 1800 metrelerde süren yolum çeşmenin de bulunduğu bir park alanına geliyor (Başyayla Kaşoluk 15 Temmuz Şehitlik Parkı). Suyumu tazeliyorum. Önümde kıvrılarak inen bir yol var artık. Kamyonlar görüyorum, ağır ağır inmekte. Balatalarından çıkan fren sesleri buralara kadar geliyor. Biraz çekim yapıp son kilometreleri tamamlamak üzere rampanın başına geliyorum. Velespiti serbest bırakmamla iniş için alçalmaya başlıyoruz. Dikkatliyim ama. Asfalt kaba, yol kenarı minik taşlarla kaplı. Ortadan gitmek lazım. Yer yer şerit şeklinde erimiş asfalt. Ona girmek istemiyorum, tekerler batar. Sıkıntılı bir durum diyebilirim. Bu kadar ağırlıkla da fren yapabilmek, balataları sıyırmadan olamıyor. O nedenle turlarda bazen iki kere balata yenilediğim olur. Yedeklerini hep taşırım yanımda.


Dönemeçlerde mecburen yavaşlıyor, bazı noktalarda fotolar çekiyor ve yol düzelince hızlanıyor, mermi gibi iniyorum. Başyayla yazısını bile durmayarak çektim. İn in bitmiyor yol. 7 km.dir sürüyor. Bunun çıkışı adamı bitirir. Yani iyi ki bu yönden geliyorum. (...) Kıvrıla kıvrıla geldiğim yerde, sağda belediyenin Konukevi yazısını görmemle duruyor, Yüksel Beyi arıyor -bana Konukevi’ni ayarlayan- geldim diyorum. Ancak burası eskisiymiş. Yenisi aşağıda olduğundan inmeye devam ediyorum. Düz yer yok bu ilçede, sürekli iniyorum. Belediye geliyor. Halen var(a)madım. Yüksel Beyi tekrar arıyor, in daha petrole kadar diyor.


Geldiğim yerde dev Çınar ağaçları var, altında Şehit Şevket Sağlam Parkı ve önünde Yüksel Bey. Bana odayı (No 11) gösteriyor. Gecesi 100- TL. Biraz salaş ama WC içerde en azından. Bisikleti ancak 1 kat taşımam gerekiyor yukarıya. Çantaları da. Yüksel Bey makineyi kullanmama izin veriyor ve çamaşırları 20 dk.lık kısa programa sokuyorum. Ama öncesinde kendimi yıkıyorum. Çamaşırları beklerken parktaki çaycıda içilen 1 çay + 3 ada (2,5 TL/ad.) ile oturanları izlemekteyim.

 

Bu iş iyi oldu, her şey yıkandı. Terasa ip gerip çamaşırları asma sonrası -hava rüzgarlı çabuk kurur- Konukevi’nin altında Çınaraltı Park Lokantasında peynirli pide + ayran (40-) ile karnımın sesini kısıyor, parkta oturuyor, tabletten gazete falan okuyor, eşe dosta video yolluyorum.


Çamaşırları topladım, giyinip küçük bir tura başlayayım. Orta Torosların güney yamacında Göksu Havzasını kapsayan Taşeli Platosunda yer alan ilçe, Torosların üzerinde yer almasına bağlı olarak arazi yapısı çok eğimli ve yatay yapılı kalker araziden oluştuğundan her yol ya iniş ya çıkış. Düz bölüm yok. Çeşmeden suyumu tazeliyorum. Burada her yerden sular akıyor, ya yol kenarından kanallardan, ya da duvarlardan. Sulak bir bölge anlaşılan.

 

İlçe halkını Avşar Türkmenlerinin oluşturduğu, Karamanoğlu Mehmet Bey zamanında arıcılık yapmak üzere yerleştirildikleri, ancak MÖ 2000 yıllarına dayanan tarihi bir geçmişi olan Başyayla’da Romalılar, Bizanslılar, Selçuklular, Karamanoğulları ve Osmanlıların hüküm sürdüğü anlatılıyor.

 

Burası ilçe ama köy gibi. Yolumun üzerinde rastladığım hanım buğday haşlıyordu, bulgur için. Bana biraz ikram etti haşlanmış olandan. Güzeldi tadı. Al daha diye ısrar ediyordu ama aç gözlülük etmeyeyim dedim. Konuşkan ve samimi biri. Şu anki geçim kaynaklarının kiraz (Napolyon) ve elma (Starking ve Golden) ağırlıklı olduğunu söylüyor.

 

Tırmanmaya yürümeye devam, ilçe içinde. Şeftali, ceviz, incir ağaçları etrafta. Adamın biri duvara çıkmış bir şeyler topluyor. Nedir bu? Sumak diyor. Sohbet ediyoruz. Burada da çıkardığı sesle kendi ismini kendine vermiş olan Patpat denilen, çapa makinasına römork eklenmesiyle oluşan araçlardan bolca görüyorum. Soruyorum, kaça bunlar? Yenisi 70 bin diyor. Lambordini motorlu olanlar en makbulleriymiş. Ancak karayoluna çıkması kesinlikle yasak olan bu araçların kazalara karıştığı sıkça haberlerde duyuluyor.



Kenarda çayırda bekleyen 1 teke ve 2 yavru keçiyi videoluyorum. Beni merakla izliyor anne. Dönüp odaya tableti alıp parkta yazımı yazıyor ve havanın serinlemesiyle üzerime sarı ceketi geçirip 2 ada çayı daha içiyorum. Belimin arkasında bir kıpırtı, bu nedir derken herhalde arıydı, sokuyor. Küçük bir şiş oluştu. Hava da karardı, odaya çıkayım. Yarın Ermenek. Kısa bir yol, 30 km gibi.

 

Başyayla Konukevi 0536 8827509 Yüksel bey

 




 











Hadim - Başyayla 

Tur tarihi: 31 Ağustos 2022

Alınan yol: 50,47 km
Ortalama hız: 17,5 km/s

En yüksek hız: 53,2 km/s
Bisiklete biniş süresi 2 s 47 dk, dışarıda geçen süre 4 s 52 dk

En yüksek sıcaklık 36 ˚C, en düşük 18 ˚C, ortalama 25,6 ˚C
Yükselti kazancı (çıkış) 1146,8 m, kaybı (iniş) 1343,3 m
En düşük yükselti 1332,6 m, en yüksek 1894,1 m

 

Garmin yol bilgileri Hadim-Başyayla

 

Relive yol bilgileri Hadim-Başyayla


07.45, Hadim’den yola çıkışım.


Otelin yanından inen yokuş beni bir kavşağa getiriyor. 




Başladım, inceden tırmanıyorum.


Tek şerit yol, kaba asfalt, hava açık, serin ama.



Mernek Yaylası'na sağdan çıkılıyor.

11 km sonra Taşkent geliyor.




Her yer taş, dev kayalar, düz yol yok ilçede.



Her yere gitmek için yokuş çıkman lazım. 


Sultan Suyu Çeşmesi, Taşkent



Soldan giden Afşar yolu trafiğe kapalıymış!

Taşkent sonrası tırmanışa devam ediyorum. 

Solda gösterilmiş, Kıble Kayası Tırmanış Alanı ve Yürüyüş Parkuru.



Son derece keyifli bir bölgedeyim. 



Taşeli Platosu muhteşem bir güzellikte.


Yolumun üzerinde kalabalık bir sürü, koyun keçi karışık gözükmekte.


Çoban kadınla sohbet ediyorum. 120 baş varmış şu an görünen.


Belpınarıbeli Geçidi (1890 m)


Orada uzakta tek başına bir ev. Nedir? Yayla yerleşmesi.

Etraf çok güzel. Müthiş bir sessizlik var. 

 Karaman İl Sınırı

Çetmi Şelalesi ve Anıt Ardıç için soldan ayrılmanız lazım.


Başyayla için soldan gideceğim. Burası Yörük Pazarı.

Başyayla Kaşoluk 15 Temmuz Şehitlik Parkı Çeşmesi

Yolum görünüyor, kıvrılarak inmekte...

... dimdik!

Asfalt kaba, yol kenarı minik taşlarla kaplı. Ortadan gitmek lazım. 


Dönemeçlerde mecburen yavaşlıyor,...


... bazı noktalarda fotolar çekiyorum.


Bu da güzel bir yılbaşı fotosu olabilir : ))

Torosların zirvesine yakın olup, deniz seviyesinden
 1300 m.de kurulu Başyayla’ya vardım. 


Başyayla Belediyesi Konukevi





Çınaraltı Park Lokantası


Pembe bina Konukevi.

İlçe turu atmaktayım. 


Burası ilçe ama köy gibi.



Pat pat pat... Tap tap tap...

Yolumun üzerinde rastladığım hanım buğday haşlıyordu, bulgur için.


Şeftali

Bir tane daha... Patpatlayarak çıkıverdi.

Ceviz

İncir

Adamın biri bir şeyler topluyor. Nedir bu? Sumak diyor.


İleride tepede ilçe dışından giden yol görünüyor.

Onlar bana ben onlara merakla bakıyoruz.

Yenisi 70 binmiş.



Her yerdeler.






































9. gün (devamı) Başyayla-Ermenek - 7. gün (öncesi) Bozkır-Hadim






[bisikletle]Türkiye: İç Anadolu, Türkiye’nin Tahıl Ambarı

 

İstanbul-Isparta 

 

Isparta–Eğirdir, 42 km 

 

Eğirdir-Yalvaç, 77 km 

 

Yalvaç-Hüyük, 66 km 

 

Hüyük-Seydişehir, 73 km 

 

Seydişehir-Bozkır, 56 km 

 

Bozkır-Hadim, 50 km 

 

Hadim-Başyayla, 49 km 

 

Başyayla-Ermenek, 28 km 

 

Ermenek-Gülnar, 83 km 

 

Gülnar-Mut, 58 km 

 

Mut-Karaman, 78 km 

 

Karaman II

 

Karaman-Karapınar, 82 km 

 

Karapınar-Eskil, 94 km 

 

Eskil-Cihanbeyli, 76 km 

 

Cihanbeyli-Kulu, 56 km 

 

Kulu-Haymana, 85 km 

 

Haymana–Ankara Gölbaşı, 59 km 

 

Ankara Gölbaşı-Çubuk, 80 km 

 

Çubuk-Şabanözü, 50 km 

 

Şabanözü-Atkaracalar, 59 km 

 

Atkaracalar-Boyalı, 47 km 

 

Boyalı-Araç, 42 km 

 

Araç-Kastamonu, 48 km 

 

Kastamonu II

 

Kastamonu III

 

Kastamonu-İstanbul






İlginizi çekebilir [bisikletle]Türkiye: Kommagene Krallığı (Aşkale-Bayburt)