27 Haziran 2019

BOSCH Elektrikli Bisikletler İçin ABS Fren Geliştirdi

 Artık hepimiz arabalardaki ABS fren sistemine aşina olsak da, bisikletlerde bırakın ABS’yi, hidrolik disk frenler bile çoğumuza uzak geliyor. Fakat Bosch Kaza Araştırmaları merkezinde yapılan 2 araştırmaya göre elektrikli bisiklet kazaları ABS, yani anti-kilitlenen fren sistemi sayesinde %25 azaltılabilir. Yine sürpriz olmayacak şekilde Bosch dünyanın ilk elektrikli bisiklet ABS fren serisini yarattı. Bosch eBike ABS sistemi sayesinde özellikle ön frenden kaynaklanan fırlama veya takla atma gibi kazalardan korunabilir. Sistem iki tekerde yer alan teker hız sensörlerini barındırıyor. Bu sistem ön teker kilitlenmesini veya arka frenin kaymaya başlamasını tespit ediyor. Böylece aniden ön fren gevşeyerek, ön tekerin dönmesine imkan veriyor ve gücü arka frene veriyor.

Bu sistem sadece takla atmayı önlemekle kalmıyor, aynı zamanda fren mesafesini de azaltabiliyor. Sensörlerle birlikte ön fren aktivasyon modülü gidonun hemen altında yer alırken, sistemin proje ortağı Magura MT5 hidrolik disk fren sistemi frenlemeyi kontrol ediyor.






Bisikletinizin Lastiğini Deri Değiştirir Gibi Değiştirebilirsiniz

Temkinli bisikletçiler yola göre hangi lastiği seçeceğini bilir ve ona göre seçimini yapar, fakat sürekli janttan lastiği söküp takmak gerçekten zor bir iştir. İşte reTyre lastik sistemi ile alttaki lastiğin üzerine, fermuar gibi açılarak, aynı yılanların deri değiştirmesi gibi kolayca kılıf geçirebilirsiniz. 568 gram ağırlığındaki Norveç tasarımı bu lastik, farklı arazi koşullarında göre değişebilir yüzeylere sahip. Şimdilik iç lastikli versiyonu üretilen lastiğin tubeless versiyonu üzerinde de çalışılmakta. Bu sayede arazi ve yol lastiği sanki deri değiştirir gibi fermuar açılarak değiştirilebiliyor. Fermuar sayesinde kilitlenerek kaymayan lastikler, hem arazi hem de genel yol koşullarında kullanabilecek lastikleri bünyesinde barındırıyor. Özel yapılan karbid çivili kış modeli de buna dahil. Ayrıca, lastiklerde gömülü LED’lerin olduğu ve elektronik bağlantılar yardımıyla akıllı telefonla iletişim kurabilecek versiyonların da üretilmesi planlanmakta. Şimdilik 700c/29-inç lastikler için olan modeli 26-inç jant için de üretilecek. Başlangıç fiyatı 36 dolardan (USD) başlayan lastiklerin 70 dolarlık Premium versiyonu da bulunacak. Her yol için olan lastik 55 dolarken, kış lastiği 70 dolar olacak.






Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu ile ilgili şoke eden karar

Dünya Bisiklet Birliği (UCI) yönetimi, 19 Haziran 2019 tarihinde yaptığı yönetim kurulu toplantısında Türkiye Bisiklet Federasyonu'nun 2 Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu'nda yeterli profesyonel takım yarıştıramadığı için 2020 yarışma takviminden Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu'nu çıkardığını açıkladı.

Dünya Bisiklet Birliği yönetimi, World Tour 2020 takvimini açıklarken Türkiye Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu'nu takvimden çıkardığını kendi resmi sitesinden yayınladı.

UCI, Türkiye Bisiklet Federasyonu (TBF) tarafından gelecek yıl 56'ncı defa düzenlenecek olan Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu'nun peş peşe 2 yıl 10 profesyonel takım şartını yerine getirmediği için yarışma takviminden çıkardı.

Eski başkan Emin Müftüoğlu'nun federasyon başkanlığı döneminde UCI yönetiminde yer alıyordu. Ancak Müftüoğlu'nun başkanlıktan gitmesiyle yeni gelen başkan Erol Büyükbakırcı döneminde UCI yönetiminde Türkiye temsil edilmiyordu.

Öte yandan, UCI tarafından profesyonel ligden düşürülen Türkiye'nin kaçıncı kategoriye düştüğü, Eylül ayında yapılacak olan yönetim kurulu toplantısından sonra açıklanacak.

2020 UCI WorldTour Takvimi şöyle:

21-26 Ocak: Santos Turu Altında (Avustralya)
2 Şubat: Cadel Evans Büyük Okyanus Yolu Yarışı (Avustralya)
23-29 Şubat: BAE Turu (Birleşik Arap Emirlikleri)
29 Şubat: Omloop Het Nieuwsblad Elite (Belçika)
7 Mart: Strade Bianche (İtalya)
8-15 Mart: Paris-Nice (Fransa)
11-17 Mart: Tirreno-Adriatico (İtalya)
21 Mart: Milano-Sanremo (İtalya)
23-29 Mart: Volta Ciclista a Catalunya (İspanya)
25 Mart: AG Driedaagse Brugge-De Panne (Belçika)
27 Mart: E3 BinckBank Classic (Belçika)
29 Mart: Flandre Alanlarındaki Gent-Wevelgem (Belçika)
1 Nisan: Cüceler kapısı Vlaanderen - Flandre'deki bir travers (Belçika)
5 Nisan: Ronde van Vlaanderen - Tour des Flandres (Belçika)
6-11 Nisan: Itzulia Bask Bölgesi (İspanya)
12 Nisan: Paris-Roubaix (Fransa)
19 Nisan: Amstel Altın Yarış (Hollanda)
22 Nisan: La Fleche Wallonne (Belçika)
26 Nisan: Liege-Bastogne-Liege (Belçika)
28 Nisan-3 Mayıs: Tour de Romandie (İsviçre)
1 Mayıs: Eschborn-Frankfurt (Almanya)
9-31 Mayıs: Giro d'Italia (İtalya)
10-16 Mayıs: Amgen Kaliforniya Turu (ABD)
31 Mayıs-7 Haziran: Criterium du Dauphine (Fransa)
6-14 Haziran: Tour de Suisse (İsviçre)
27 Haziran-19 Temmuz: Fransa Turu (Fransa)
5-11 Temmuz: Tour de Pologne (Polonya)




Cumhurbaşkanlığı Turu küme düştü

Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu (TUR) küme düştü. Bunu “düşürüldü” diye de okuyabilirsiniz. TUR, içinde yer aldığı dünya bisiklet liginin en üst basamağındaki yarışmanın koşullarını yerine getiremediği için, yeni açıklanan 2020 uluslararası takvimde yerini alamadı. Bu karar Türkiye bisiklet sporunu yakından izleyenler için sürpriz olmadı. Çünkü TUR, birkaç iyi niyetli amatör insanın beklentisiz çabaları, gelişmiş organizasyon yeteneği ve uluslararası camiayla ilişki kurma becerisi ile bu düzeye ulaşmıştı. Oysa son yılların organizasyonu, özellikle yabancı katılımcılarca birçok yönden eleştirilmekteydi.

Diğer bir acı gerçek de, organizasyonun geldiği noktanın yarışmacı Türk bisiklet sporunun durumunu yansıtmaktan uzak olmasıydı. Nasıl Kolombiya pıtrak gibi üst düzey yarışmacı sporcu yetiştiriyor ama bizimkinin yanında amatör kalan bir ulusal tur düzenliyorsa, bizde de tam tersi olmaktaydı. 

Otoyol sevdası!

Bisiklet sporunu allayıp pullayıp, devletin parasını kullanarak cümle âlem görsün, ülkemizin tanıtımı yapılsın diye tur organize etmekteydik. Bisiklet, tanıtım öğesi uğruna tamamen araç olmuştu. TUR, tabii ki ülkede bisiklet sporuna olan ilgiyi artırdı. Bilgilenen sporsever iyi tüketici oldu. Ama yarışmacı sporcu sayısında aksine kötüye gidiş yaşandı. Dünya Bisiklet Birliği (UCI) TUR’un takvimden çıkarılma nedeni olarak, yarışmada yer alması zorunlu olan 10 pro tur takımı sayısına ulaşılamamış olmasını gösterdi. Bunun dışında, takımlar sıcak denizlerden alınıp otoyollara aktarılan organizasyondan şikâyetçiydiler.

5 yıl geriye gitti 

Bir de kâğıda dökülmeyen neden vardı: Ülkemize nasıl üst düzey spor organizasyonları artık verilmiyor; kongre, kültür gibi nitelikli turist çekecek turizm çeşitlerinde gerileme yaşanıyorsa, bisiklet takımlarının gelmekte çekince göstermesi de politik nedenlere bağlanıyordu! Şimdi ne olacak? Seneye bir alt kategoriye düşürüldüğümüzü varsaydığımızda, beş yıl geriye gitmiş olarak organizasyona başlayacağız. Takımları ülkemize getirebilmek için daha özel çabalar sarfedilmesi gerekecek. Bir alt kategoriye düşmek dünyanın sonu değil. Ama TUR’u Avrupalının gözünde çekici kılabilecek bol güneşli parkurlar, deniz kıyısındaki kaliteli oteller, iyi yemek gibi aslında sporun çok dışında gibi görünen öğelerle süslemediğimiz takdirde daha da gerileme yaşanması işten değildir. Hele de, süregiden bu organizasyon anlayışıyla!

Feyzi Açıkalın – Cumhuriyet






Katkıları için Gültekin’e teşekkürler.





3 Haziran 2019

Benim Bisikletim Benim Şehrim - Film

Türkiye'nin yedi bölgesinde bisikletli kadınlar buluşuyor ve hikayelerini paylaşıyor.

Bisikletli Kadın İnisiyatifi, Facebook Topluluk Liderliği Programı partnerliğinde çektiği ve Türkiye'de kadın, bisiklet ve kent bağını ortaya koyan filmin ilk fragmanıyla, 3 Haziran Dünya Bisiklet Günü'nü kutluyor!

Bisikletli Kadın İnisiyatifi, bisikletli olan ve bisikletli olmak isteyen kadınlar arasında bir dayanışma ortamı yaratmayı, kadınlara cesaret vermeyi, Türkiye’de gündelik hayatlarında bisiklete binen kadın sayısını artırmayı ve bisiklet dünyasındaki kadınları görünür kılmayı amaçlayan bir kadın girişimidir.

İnsanlara topluluk oluşturma gücü vermek ve dünyayı birbirine yakınlaştırmak misyonuyla hareket eden Facebook'un hayata geçirdiği ve dünyanın 46 ülkesinden 115 topluluk liderini bir araya getiren Facebook Community Leadership Program'ına (FCLP) Türkiye'den seçilen Bisikletli Kadın İnisiyatifi, aynı zamanda tüm dünyadan programa seçilen tek bisiklet topluluğu olma özelliğini taşıyor. Facebook, geçtiğimiz yıl şubat ayında Avrupa’da düzenlediği zirvede Facebook uygulama ve hizmet ailesi aracılığıyla topluluklarını oluşturan liderlere destek olmak amacıyla Topluluk Liderliği Programı’nı hayata geçirdiğini duyurmuştu.

BKİ, Facebook Topluluk Liderleri Programından aldığı destekle, Türkiye’nin 7 bölgesinden seçilen şehirlerde düzenledikleri etkinliklerde 
“Benim Bisikletim Benim Şehrim” diyen kadınlarla bir araya gelecek ve bisikletli kadınların hikayelerini dinleyerek, nasıl başardıklarını paylaşacaklar. Günlük hayatta kadınların bisiklet kullanmalarının önündeki engelleri kaldırmanın çözüm yollarını arayarak, daha çok kadının bisikletli yaşamla tanışmasını sağlayacaklar.

Biz, gündelik hayatımızda bisiklet kullanan, bazen işe giderken, bazen çocuğumuzu okula bırakırken bisiklet süren kadınlarız. Fakat sayımız az. Diğer taraftan bizim gibi bisiklet kullanmak isteyen pek çok kadın olduğunu biliyoruz. Sadece biraz desteklenmeye, “mümkün” olduğunu görmeye ihtiyaçları var. Biz de bu amaçla bir araya geldik ve 2015 yılında Bisikletli Kadın İnisiyatifi’ni kurduk.

Amacımız:

Bisikletli olan ve bisikletli olmak isteyen kadınlar arasında bir dayanışma ortamı yaratmak, kadınlara cesaret vermek ve Türkiye’de gündelik hayatlarında bisiklete binen kadın sayısını arttırmak, bisiklet dünyasındaki kadınları görünür kılmak ve daha çok kadına ulaşmak.







8,5 santimlik bisikletiyle ilgi odağı oldu

Rusya’dan İstanbul’a gelen Rus turist Sergey Daskevshig yaptığı 8,5 santimlik bisikletleri Taksim Meydanı'nda sergiledi. Rus turist ürettiği 8,5 santimlik bisikletiyle gerçek bisiklet ile yarışarak herkesi şaşkına çevirdi.

Rusya’dan İstanbul’a bir günlük ziyaretle gelen Rus turist, Beyoğlu Taksim Meydanı’nda ürettiği çeşitli ebatlardaki bisikletleriyle herkesi şaşırttı. Sergey Daskevshig'in Taksim Meydanı’nda sergilediği 25 – 19 - 11,5 - 9,5 ve 8,5 santim uzunluğundaki bisikletler büyük ilgi gördü.

Bazı vatandaşlar ve turistler bisiklete binip sürmeye çalıştı ancak başarılı olmakta zorlandı. Bunun üzerine Sergey kendi ürettiği bisiklete binerek vatandaşlardan ilgi topladı. El kadar bisikleti sürdüğünü gören bazı vatandaşlar hayret ederken, bazıları ise o anları cep telefonlarına kaydetti.

Ayda bir tane bisiklet üreten Sergey Daskevshig, çeşitli ebatlardaki bisikletleri yaklaşık bin euro’ya sattığını belirtti. Dünyanın çeşitli ülkelerine seyahat eden Sergey Daskevshig bisikletlerini sergiliyor.

Taksim’de 8,5 santimlik bisikletleri gören normal bisikletli vatandaşlar Rus turiste yarışma teklifinde bulundu. Yarışın sonunda Rus turist 8,5 santimlik bisikletiyle yarışı kazanırken, bazı vatandaşlar o anları cep telefonlarıyla kaydetti.



Katkıları için Engin’e teşekkürler.




2 Haziran 2019

[bisikletle]Türkiye: Pergamon ve Sagalassos (Marmaris-İstanbul)

31 Mayıs 2019, Cuma / Marmaris – (otobüs) İstanbul (39. gün)

9 buçukta otobüsüm hareket ediyor. Otelden erken ayrılıyorum. Fazla uzakta olmayan otogarı (3 kilometre kadar) GPS yardımıyla bulmak zor olmuyor. Sabah trafiği var Marmaris’in içinde. Bu yol aynı zamanda Muğla’ya bağlanan anayol.

Bir saatim var kalkışa. Bileti yazıhaneden yazdırıp Kamil Koç otobüslerinin durduğu perona bisikleti dayıyor, geleni gideni izliyorum. Her seferinde gene de otobüse yüklerken, nasıl olacak, hangi otobüs gelecek gibisinden heyecan yaşamaktayım.

9’da otobüs geliyor, Neoplan. Sol tarafa bisikleti hazırlıyorum. İlkin muavinden gene bir “olmaz, bisiklet taşıyoruz-ücret” lafları duyuluyor. Ağzının payını verip güzelce sabitliyorum velespiti. Çantalar da yanına.

12 saatlik yolculuk başlıyor. 17 nolu koltukta tek başına oturuyorum. Bu arada otobüs fiyatları uçağı geçmiş, 171 lira ödedim. Arkadaşlar 300 liraya gidiş-geliş uçak diyorlardı.

Kah kestirerek, kah inip ayakları hareket ettirerek, kah çorba içip, kah muavinin su ve çay ikramlarını alıp hafif bir gecikmeyle gece 10 gibi Dudullu’ya varıyoruz. Burada yapılan anonsta otobüsün arıza nedeniyle değiştirileceği bereket beni etkilemiyor. Evime geldim. Ancak devam etseydim şimdi tekrar başka araca taşınmak pek bir zor olacaktı.

Her seferinde gene de bir yerler yamuluyor. Çamurluk gene nasibini almış. Ön tekeri takıyor dikkatlice 500 metre uzaklıktaki Happy Garden Sitesi’ne ulaşıyorum. Garaj, çantaların sökülmesi, asansörle eve taşınması ve sürpriz: Firuzan evde değil.

Kamil Koç, Neoplan. Sol tarafa bisikleti hazırlıyorum. İlkin
 muavinden gene bir “olmaz, bisiklet taşıyoruz-ücret” lafları
 duyuluyor. Ağzının payını verip güzelce sabitliyorum
 velespiti. Çantalar da yanına...


















İstanbul seçimlerinin tekrarlanması nedeniyle yarıda kesmek durumunda kaldım geziyi. Pergamon ayağı geçildi ancak Sagalassos başka zamana kaldı. Unutamayacağım bir tur oldu. 1100 km yol pedallamışım (Garmin 1076,23 km diyor çünkü açılmadığı zamanlar oluyor). Yürüdüklerim de cabası. 39 gün evden uzak kaldım. 83,3 kg ile çıktım 80,6 kg ile döndüm. 1.516,-TL nakit kullanmışım (artı kredi kartları ile 3.180,-TL. Hesaplanmayan ıvır-zıvırlar hariç). Gecelemeye 1.245,-TL, yemeğe 601,-TL, çay-kahve-atıştırmalıklara 344,-TL, gidiş-geliş ve şehir içi ulaşıma 411,-TL, erzak, hediyelik, tamir vs. 432,-TL gitmiş. Pergamon turu böylecene tamamlanmış oldu. 17 ilçe, 4 köy, Pergamon ve  Karya Krallığı, eski dostlar, yeni tanışıklıklar, macera dolu bir 6 hafta...



















[bisikletle]Türkiye: Pergamon ve Sagalassos; İstanbul – (gemi) Bandırma – Biga – Yanıklar – Arıklı – Burhaniye – Ayvalık – Bergama – (otobüs) İzmir – (otobüs) Akhisar – Gördes – Demirci – Selendi – Alaşehir – Kiraz – Tire – Koçarlı – Karpuzlu – Milas – Bodrum – (gemi) Datça - Mesudiye – Hızırşah – Marmaris – (otobüs) İstanbul 

Öngörülen rota

Ön hazırlıklar: Öngörülen rota - Yolun yükseklik grafiği - Uzaklıklar - Konaklama adres ve telefonları - Ön görüşmeler - Gezilecek / Görülecek yerler - Bisiklet için gerekenler - Kendim için gerekenler - Telefon / Kamera / Ses kayıt cihazı ve aksesuarları - Bilgisayar / Tablet ve aksesuarları









[bisikletle]Türkiye: Pergamon ve Sagalassos 
  

Bandırma–Biga = 72,88 km

Biga–Yanıklar = 73,88 km

Yanıklar-Arıklı = 61,12 km

Arıklı–Burhaniye = 57,06 km

Burhaniye–Ayvalık = 37,13 km

Ayvalık–Bergama = 62,30 km

Bergama–İzmir = 25,10 km

İzmir–Akhisar = 10,29 km

Akhisar–Gördes = 60,94 km

Gördes–Demirci = 54,22 km

Demirci–Selendi = 32,54 km

Selendi–Alaşehir = 63,74 km

Alaşehir–Kiraz = 66,69 km

Kiraz–Tire = 67,39 km

Tire–Koçarlı = 64,20 km

Koçarlı–Karpuzlu = 62,01 km

Karpuzlu–Milas = 36,24 km

Milas-Bodrum = 52,40 km








İlginizi çekebilir [bisikletle]Türkiye: Kommagene Krallığı (Saimbeyli-Tufanbeyli)

Y e d i y ü z b i n

İbre yükseliyor, bugün 700.000 oldu. Yılda 100 bin tıklama. Muhteşemsiniz.

Sayenizde..., sağ olun var olun.


Bizi izlemeye devam edin...












Özel bir karışım...




































1 Haziran 2019

[bisikletle]Türkiye: Pergamon ve Sagalassos (Marmaris II)

30 Mayıs 2019, Perşembe / Marmaris II (38. gün)

Sabah kahvaltı da olmadığından hiç acele etmiyorum. Bugün Marmaris’teki ikinci günüm olacak. Dün yap(a)madığım, fotolar ve gezi notlarını BS’ya aktarıyorum. Biraz da tablette gezinip otelden ayrılmam 11 gibi oluyor. Bugün hemen yakında pazar varmış. Oraya bir bakmak istiyorum.

Müthiş bir pazara giriyorum. Dopdolu. Yerli yabancı taşıyor. Çok da güzel malzemeler var. Uzundur hiç görmediğim yeşil sapları olan havuca rastlıyorum. Çok zengin. İstanbul’da keşke bunlar olsa diye iç geçirdim. Doldururdum fileleri.

Kahvaltı etmediğimden karnım acıkma sesleri vermeye başladı bile. Dün gittiğim Kirtil Lokantasına bugün de uğruyor, enginar ve bulgura 17 lira ödeyerek midemin sesini kesiyorum.

Kale-müzeyi görmek üzere sokak aralarından yürümekteyim. Az buçuk artık yönümü biliyorum. Çok da büyük değil Marmaris. Ama bence Bodrum’dan daha güzel. Yollar, kaldırımlar ve çevresi daha geniş.

Marmaris Kalesi ve Arkeoloji Müzesi: Kalenin ilk olarak İyonlar döneminde (MÖ 1044) yapıldığına ve sonrasında da Büyük İskender döneminde yenilendiğine inanılıyor. Bugünkü hali ise 1522'de Osmanlılar tarafından yapılmış. Kalenin 7 tane kapalı alanı var. Bunlarda 2 tanesi arkeoloji salonu ve 1 tanesi de etnografya salonu olarak düzenlenmiş durumda. 

Müzeye 65’le giriş yapıyorum. Yabancılar da var. Küçük bir kale ve müze. Derli toplu sergilenmiş. Ancak Burgaz salonu feci yemek kokuyor. Midem kalktı, gezemedim. Altlardaki lokantalardan geliyormuş. Müdire hanıma şikayetimi bildiriyorum. Onlar da şikayetçiler ama değiştirememeleri pek kabul edilir gibi değil. Ama kalenin konumundan dolayı muhteşem manzarası insanı büyülüyor. Buna diyecek yok.


Kale çevresi, dar sokaları ve mor çiçekleriyle çok keyifli bir atmosfer oluşturmuş. Minik oteller de var, 8 Oda olarak isimlendirmişler birini. Sempatik duruyor. Kalenin önünde bir han var, Hafsa Sultan Kervansarayı. İçine giril(e)miyor. Dışı da dükkan ve kafe olarak kiraya verilmiş. Kanuni Sultan Süleyman’ın annesi Valide Hafsa Sultan için 1545 yılında yaptırdığı bu kervansaray yapımı tamamlandıktan sonra Rodos seferinde konaklama noktası olarak da kullanılmış. Bölgede bulunan Osmanlı eserlerinin en önemlilerinden biri olarak sayılıyor. Ama kapalı!

Sokakları aşındırıyor, bir dondurma yemek üzere Marina’daki Kahve Dünyası’na oturuyor, hafif mayışıp biraz gözlerimi kapatıyor, ardından uyanmak için içilen portakal suyu sonrası yürümeye devam ediyorum. 

Bir espresso’yla (8-) dünkü kahvede (Fredonia) dinlendikten sonra Marmaris’in diğer ucuna, ÖE’nin olduğu tarafa yürümekteyim. Burası otellerle dolu. Yan yana. Bir de hep aynı şeyleri satan, turistlere yönelik dükkanlar.

Burada fazlasıyla bisiklet kullanan, sanırım yabancıların çok olmasından dolayı, var. Bir de yayaya saygı kuralı, geçitte yol vermek bayağı yaygınlaşmış. İstanbul’da bunu bu kadar göremiyoruz. Doğrusu alışık olmayınca insan biraz tedirgin oluyor. Duracak mı, ne kadar bekler?

Otellerin önünden, sahilden giden yol kalabalık. Yiyecek içecek işletmeleriyle dolu. Turistleri çekmek için her şey düşünülmüş. Her dilde yazılar var. Bizim gençler de dillerini öğrenmiş, boş durmuyor laf atıyorlar, müşteriyi kapmak için.

Bir İtalyan dondurmacısından 6 liraya 2 top (çikolata+limon) dondurmayı yalayarak yürümekteyim. Pazarda Firu’ya aldığım tahta yüzüğün yanına bir şey daha bulmak istiyorum. Burada her şey turiste yönelik. Çoğu zaten İstanbul’da da var, ama hoş bir buffbuldum, hoşuna gider sanırım. Alıyorum.

Velomaris Tolga’ya kısa bir uğrayış, veda edip akşam için bir şeyler yemek üzere Anadolu Yemek Evi’nde kuru+bulgur (7-) yiyor, sonra gitmediğim yönlere biraz uzanarak dolanıyor ve Fredonia kafede filtre kahveyi bir çikolatalı kekle tüketerek, internetlerini kullanarak oyalanıyorum. Antik Karia’dan 4 Kadın, 1 Tanrıca makalesi bir hayli ilginç:Antik Karia'nın güçlü kadınları Artemisia I, Artemisia 2 ve Kraliçe Ada, Stratonike, Tanrıça Hekate ve Hemithia'yı bir de onların bakış açısıyla değerlendirdik. Onların zeki, kültürlü, ileri görüşlü, savaşçı ve özgürlük direnişçisi özellikleri kadar, acılarını ve açmazlarını da günümüzün kadın sorunsalı açısından kavramaya çalıştık.

Artemisia I, dünyanın ilk kadın amiralidir. Perslerle Helenler arasında yapılan Salamis savaşında saflarında savaştığı Pers hükümdarı Serhas'a (Xerxes) bu savaşı açık denizde yaparsa kazanabileceğini söylemiş; ama sözünü dinletememiştir. Serhas, tüm donanmasını Ege'nin sularında bırakırken o kendi gemilerini, hiç kayıp vermeden o felaketten kurtarabilmiştir. Serhas, ünlü "Bugün erkekler kadın, kadınlar erkek gibi savaştı." sözünü işte orada Kraliçe Artemisia için söylemiştir.

Bu toprakların bir diğer kahraman kadını da Artemisia II'dir. Kralı Mausolos ölünce Karya Kraliçesi olarak yönetimi devralır. Rodoslular bir kadının yönetimine girmek istemezler ve Halikarnas'a saldırırlar. Rodos donanmasının iç limana dek girmesine izin verir ve arkadan dolanarak Rodosluları kılıçtan geçirir. Daha sonra Rodosluların gemilerini de alarak Rodos'a gider. Kendi gemilerinin zaferle döndüğünü sanan Rodosluları gafil avlar ve Rodosluların silahlarından bir utanç anıtı yaptırır.

Kraliçe Ada, Karia tahtına iki kere geçmiş bir Kraliçedir. Sürgün edildiği Alinda'yı muhteşem bir şehre dönüştürmüştür. Bugün Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesinde etlendirilmiş heykeliyle ziyaretçilerini bekleyen Ada'nın çok iyi bir at binicisi olduğu uzmanlar tarafından dile getirilmektedir.

Karia'nın bir başka kraliçesi ise Stratonike'dir. Adına Stratonikeia gibi beyaz mermerlerden bir şehir kurulsa da onun yaşadıklarını psiko-sosyal açıdan irdeleyip günümüze dair dersler çıkarmak gereklidir. Stratonike, bir prenses olmasına karşın 15 yaşındayken babası tarafından yaşlı Kral Seleukos'a verilmiştir. Ondan bir kız çocuğu olan Stratonike, bu kez de yaşlı kralın birinci eşi Apama'dan olan oğlu I. Antiokhos'la evlenmiştir. Rivayete göre Antiokhos üvey annesi için kara sevdaya tutulmuştur. Stratonike bu aşka karşılık vermiş midir bilinmez. Ancak bu eşinden de 3 çocuğu olmuş, Antiokhos da eski adı İdrias olan şehri yeniden kurmuş ve ona eşinin adını vermiştir.

Marmaris canlı, ortalık turist kaynıyor. İngilizce Rusça konuşuluyor. Arada Almanca duyuyorum. Bayramda da yerliler gelir. Umarım sezon iyi geçer.

Otelde eşyaları toplarken pencereden, yakındaki işletmeden giren müzik eğlencenin başladığını işaret etmekte. Yarın 9.30’da otobüsle dönüş başlayacak. İnsan uzaklaşınca elindekilerin değerini daha iyi görebilmekte. Biraz kendini biraz yakınını analiz edip anlamakta.

Müthiş bir pazara giriyorum. Dopdolu. Yerli yabancı taşıyor.
 Çok da güzel malzemeler var...

Uzundur hiç görmediğim yeşil sapları olan havuca rastlıyorum.
 Çok zengin. İstanbul’da keşke bunlar olsa diye
 iç geçirdim. Doldururdum fileleri...



Ahh Kaan, ahh Kaan... Bize hiç söylemiyorsun wafılcı olmuşun J


Marmaris’in sağında solunda böyle insan figürü heykeller var...

Kirtil Lokantası


Bu da başka bir heykel...

Kale çevresi, dar sokakları ve mor çiçekleriyle çok
 keyifli bir atmosfer oluşturmuş... 


Minik oteller de var, 8 Oda olarak isimlendirmişler
 birini. Sempatik duruyor...

Marmaris Kalesi ve Arkeoloji Müzesi

Amfora; kelime kökeni olarak “amphi” yani çift taraflı ve
 “pherein” yani taşımak anlamındaki sözcüklerin birleşiminden
 oluşmuştur. Boyun kısmının gövde ile dik açı yapacak şekilde
 birleştiği (boyunlu amfora) veya bu birleşimin düzgün bir eğri ile
 devam ettiği (tek parça amfora) iki ayrı formu bulunmaktadır

Mezar Taşları


Pişmiş Toprak Figürinler / Datça Steli / Mezar Stelleri


Heykel Elleri ve Vazo (Bronz), Roma Dönemi 
/ Kadın Başı (Mermer), Helenistik Dönem

Kalenin konumundan dolayı muhteşem manzarası insanı büyülüyor




Kalenin önünde bir han var, Hafsa Sultan Kervansarayı.
 İçine giril(e)miyor






Sokakları aşındırıyor, bir dondurma yemek üzere Marina’daki
 Kahve Dünyası’na oturuyor, hafif mayışıp biraz gözlerimi
 kapatıyor, ardından uyanmak için içilen portakal suyu
 sonrası yürümeye devam ediyorum...

Fredonia Coffee

“Mükemmel bir espresso’nun köpüğü kalındır, kadifemsidir ve
 rengi açık-kahverengidir.” demiştim değil mi? İşte...

Burada fazlasıyla bisiklet kullanan, sanırım yabancıların çok
 olmasından dolayı, var. Bir de yayaya saygı kuralı, geçitte yol
 vermek bayağı yaygınlaşmış. İstanbul’da bunu bu kadar
 göremiyoruz. Doğrusu alışık olmayınca insan biraz tedirgin
 oluyor. Duracak mı, ne kadar bekler?







Otellerin önünden, sahilden giden yol kalabalık. Yiyecek
 içecek işletmeleriyle dolu...

Turistleri çekmek için her şey düşünülmüş. Her dilde yazılar
 var. Bizim gençler de dillerini öğrenmiş, boş durmuyor
 laf atıyorlar, müşteriyi kapmak için...


Velomaris

Güzel bir dükkan, bolca bisiklet var



Anadolu Yemek Evi

Algıda seçicilik: gözüm nedense bisiklet-çi görüyor... J


Bir başka bisiklet satıcısı. Bu kadar kullanan olunca...

Acaba hangisini tatsam?

Fredonia kafede filtre kahveyi bir çikolatalı kekle tüketerek,
 internetlerini kullanarak oyalanıyorum























































































































39. gün (devamı) Marmaris-İstanbul – 37. gün (öncesi) Datça Hızırşah-Marmaris 






[bisikletle]Türkiye: Pergamon ve Sagalassos 
  

Bandırma–Biga = 72,88 km

Biga–Yanıklar = 73,88 km

Yanıklar-Arıklı = 61,12 km

Arıklı–Burhaniye = 57,06 km

Burhaniye–Ayvalık = 37,13 km

Ayvalık–Bergama = 62,30 km

Bergama–İzmir = 25,10 km

İzmir–Akhisar = 10,29 km

Akhisar–Gördes = 60,94 km

Gördes–Demirci = 54,22 km

Demirci–Selendi = 32,54 km

Selendi–Alaşehir = 63,74 km

Alaşehir–Kiraz = 66,69 km

Kiraz–Tire = 67,39 km

Tire–Koçarlı = 64,20 km

Koçarlı–Karpuzlu = 62,01 km

Karpuzlu–Milas = 36,24 km

Milas-Bodrum = 52,40 km