10 Mayıs 2019, Cuma / Akhisar - Gördes, 61 km (18. gün)
Kahvaltı 8 buçukta olduğundan acele etmeden kalkıp hazırlanıyorum. Yatak sıcaktı, güzel uyudum. Kahvaltı hazır bir tabakta geliyor. Yumurta+zeytin+domates+hıyar’ı yiyor, çayı içiyor krem peynirini iki dilim ekmekle yanıma alıp yola koyuluyorum.
ÖE’den ayrılışım 9.10. Bugün halıcılığıyla ünlü Gördes’e yolum, 62 km diyor harita. Ama tırmanışı var. 1000 metrelere çıkılacak. Hava puslu, güneş arkasından ışıldıyor. Bir bakıma iyi, yakmayacak, terletmeyecek. Yağmur göstermiyordu bugün için.
Balıkesir yoluna bağlanmam çabuk oldu. Sağdan sağdan gidiyorum. Oldukça kalabalık bir trafiği var. Sanki yarıştalar. Ama 4 km sonra Sındırgı-Gördes-Demirci için sağdan ayrılıyoruz. Buraya kadar bölünmüş yol-güvenlik şeridi var idi, şimdi tek şerit, 2’nci sınıf asfalt oldu. Ama trafik de hafifledi, daha keyifli bir coğrafyaya girildi.
Karabörklü köy ayırımı, 9,1 km. Sağda bir çeşme. Suyumu tazeleyip devam ediyorum. Baharın renkleri muhteşem. Gelincikler kırmızı, papatyalar beyaz, kanolalar sarı, otlar yeşil, gök mavi... Mevsimin güzelliği.
11.6 km’de Gördes ayırımı geliyor. Sağa sapmamla da tırmanış başlıyor. 189 metredeyim ve 1000 metreye çıkıyorum. 50’nci km’den sonra iniş var. Gördes için 49 km gösteriyor levha buradan.
Bu bölgede ağaçlar çoğaldı, orman başladı. Ve tırmanılıyor. %10 yazdı yokuşun başında. Şimdilik 6-8. Asfaltın kalitesi bir derece daha düştü. Eco ile çıkıyorum. Gücüm yetiyor. Fotolar videolar çekerek, sert diklikleri dıştan alıp hafifleterek. Zift yüklü kamyon geçti. Ortalığı kokuttu.
[e] 14,7 km/10.06/%20 harcandı. 350 metredeyim.İlk tepe 750 metrede, ikincisi 1000, sonra 2 tırmanış daha var ama daha hafifi. Karşıdan ağır ağır gelen, gacur gucur frenleyerek inen bir kamyon. Balataları ısınmış, yanıyor. Kokusu buraya kadar geldi. Güzel havayı berbat ediyor.
[e] 21 km/10.42/%40 harcandı. 590 metreye çıktım. Biraz burada rampalar hafifledi, %1-2 gibi. Hava güzel. Ne çok soğuk, ne çok sıcak. Terlediğimden rüzgar esince üşütüyor. Araç; geçen giden oluyor. Çok olmasa da.
Bu ne? Yağmur yoktu, damlalar nereden çıktı. İnceden yağıyor (11.05). Umarım şiddetlenmez. Ama uzun sürmüyor, bir müddet sonra kesiliyor. 768 metredeyim. Herhalde buradan sonra bir iniş var. Sonra 1000 metreye çıkılacak.
Gözüm bir taraftan Garmin’de, rakımı takip ediyorum. Bir de mesafeyi. Yükseklikler artıyor. Arttıkça umutlanıyorum. Ha gayret diyerek. Yol üzerinde köy yok ama. Zaten ramazan, kahvelerde çay bulur musun bilemiyorum. [e] 30,4 km/11.33/%60 harcandı. 873 metredeyim. İnce damlalardan gene düşmeye başladı. İlk tepeyi, 750’yi Eco’lya çıktım ve sürdürüyorum ama Normal’e geçeceğim.Sağda bir çeşme, suyu tazeleyip devam.
Damlalar gene inmeye başladı. Bu sefer daha ciddi gibi. Solda bir baraka. Durup sığınıyorum. İçeride köylü kadını Gülsüm Hanım. Yaprak sarıyor. Tezgahta kendi mahsulleri var, satılık; nohut, fasulye, tarhana, bulgur. Pekmezci köyüne gelmişim. Güzelce sohbet ediyoruz. Haliyle hayat pahalılığı, iktidarın yarattığı sıkıntı, İstanbul seçimleri vs. vs. Oruçlu olduğundan çay ikram edemiyor ama ceviz ve sardığı yapraklardan tattırıyor. Samimiyeti, rahatlığı hoşuma gidiyor. Yağmur fazla sürmedi, ben de cevizlerimi alıp ayrılıyorum yanından. 3 ay sonra tekrar geçersem uğrayacağım diye vedalaşıyoruz.
Şimdi 845 metredeyim. Saat 12.07, yolun yarısı geçildi. 50’nci kilometreden sonra iniş olmalı. Yol arada iniyor veya düzleşiyor. Burada biraz nefesleniyorum. Geldim 860 metreye (37,1 km/12.13). Bir iniş görüyorum. Hava serin, hele de inişlerde üşütüyor. Kapanıyorum velespitin üzerine.
Sağda koşan bir köpek. Sanki yiyecek arayışında. Telaşlı ve de ürkek. Duruyor yanımdaki ekmeği vermek istiyorum ancak kaçıyor. İleride gene yoluma çıkıyor. Orayı burayı koklayarak koşturuyor. Üzüldüm haline. Açlık mı, yoksa?
[e] 40,5 km/12.21/%80 harcandı.Tek çentik kaldı. Değiştireceğim düzlükte. 791 metreden yavaş yavaş gene tırmanıyoruz. Düşünceler içinde, planlar programlar yaparak. 23 Haziran nedeniyle kısaltacağım turu, önümdeki günlerde uğrayacağım arkadaşlar, kalacağım yerler... Dönen düşünceler kafamın içinde.
41,3 kilometrede ikinci bataryayı takıyorum. Saat 12.30. 811 metredeyim. Karnımın sesini koca bir karış cevizli sucukla kesiyorum. Yolda kamyonlar çalışıyor ama. TIR tarzı araçlar geçti. Kirazlar 20-25 gün sonra olgunlaşacakmış burada. Çağlalar olgunlaşmış bile.
12.38, Manisa valisi geçiyor arkamdan. Peşinden koruma aracı, kırmızı-mavileri çakarak. Mercedes valinin arabası. Ne güzel değil mi? Mercedes gibi bir aracı üreteme satın al. Gösteriş için de bin. Tam 3’üncü dünya ülkesiyiz.
Saat 1 gibi. Solda bir benzinci, girip bir soda ile biraz dinleniyorum. Pek durmadım doğru dürüst bugün. Sadece arada kısa kısa. Benzinci gerideki ikiyi atlattınsa önündeki tırmanış sana vız gelir diyor. Ben de fazla zaman kaybetmeden, şurada 10 km bir yol kaldı Gördes’e, ayrılıyorum yanından.
[e] 50,1 km/13.29/%20 harcandı-2. 921 metredeyim. Burası Fundacık. Gördes ilçesinin ilk köyü. Az kaldı bin metreye.
Zirveye geldim galiba, 991 metre diyor Garmin. Hafif bir iniş, ancak burada yolun durumu çok bozuluyor. Kazınmış, tırtıl tırtıl olmuş. Hem kanallarda savuruyor, hem ses, hem sallantı, garip bir durum. Tırmanırken geçen Manisa valisinin aracı şimdi de ters yönden geliyor. Önde Mercedes arkada koruması, mavi-kırmızı ışıkları çaka çaka uçmakta.
Yol çalışması mıdır nedir bu durum? Bir ekip var iş başında. Birileri de devamlı ölçüm yapıyordu yol boyunca. Kırmızı bayrak sallayıp trafiği kontrol edene soruyorum durumu, ama dünyadan haberi yok, bilmiyor.
Sonunda iniş geliyor ve tırtılları kollayarak, 50-60 km/sa hızlara çıkarak dalıyorum Gördes’e (14.10/662 m rakım). Girişinde bir hatıra fotosu ve merkezde Tendiris Otel’i bularak kapısına yanaşıyorum. Bisiklet duvara dayanıyor, ben resepsiyona giriyorum. Zehra Hanım yerimi ayırmıştı. 3 çeşit fiyatta oda vardı; 50-60-75 TL. 60 demiştim ama bir göreyim farklarını diye geziyorum. 50 olmazmış zaten. 60 olabilir ama 75 daha geniş ve rahat. Önce 60’ı seçmiş olsam da 75 ile değiştiriyorum.
Eşyalar taşınıyor, yatağa yayılıyor, duş alınıyor, biraz ayaklar uzatılıyor ve 4 gibi yemeğe çıkılıyor. Otelin bir de restoranı varmış merkezde, Tendiris’in Yeri. Yol tarifi alınıp lokanta bulunuyor. Az az barbunya+yoğurtlu kızartma+bulgur, onlardan salata+acı biber turşusu+acılı ezme de eklenince güzelce doyuyorum. Üstüne de güllaç ve çay’a 18 lira ödeyerek. Sahibi beyin adı da Mustafa’ymış. Güzelce sohbet ediyor, lokantadaki diğer kişilerin de katılmasıyla İmamoğlu’na övgü dolu sözler, ülkenin içinden geçtiği açmaz, Gördes’in kısa tarihi, yarın gideceğim Demirci yolunun sertliği... gibi konuları keyifle geçiyoruz.
Gördes ilçesinin ne zaman kurulduğu ve ilçenin nereden geldiği kesin olarak bilinmemektedir. İlk çağlardan bu yana önemli bir yerleşim bölgesi üzerinde bulunan Gördes, Şarl Leksiyon'un 1842 tarihinde yazdığı "Küçük Asya" adlı kitapta iyonluların Atina kralı Kadüz'ün oğlu tarafından kurulduğu yazılmaktadır.
İlk çağlarda Gördes'e Anadolu’nun birçok yerleşim yerlerinde isim olarak kullanılan "Gördes" denilmekteydi. Bugünkü Gördes Lidya'da bir şehir olup, daha sonraki devirlerde "Julia Gordes" adını almıştır.
Gördes ismi yabancı kaynaklarda Guerdez olarak geçer. Evliya Çelebi Gördes'ten "Gördes şehri Köritöz" olarak söz eder. Halk arasında ise, bölgeye ilk yerleşen "Kördost" adlı göçebelerin adının zamanla Gördes'e dönüştüğü ve bölgenin isminin buradan geldiği anlatılmaktadır.
Gördes, sırasıyla Persler, Makedonyalılar, Roma İmparatorluğu ve Bizans İmparatorluklarının egemenliklerinde kalmış; 1071 Malazgirt Savaşı'ndan kısa bir süre sonra Türklerin eline geçmiştir. Selçuklu Devleti'nin yıkılmasından sonra Karesi Beyliği'nin sınırları içinde kalmıştır. 1641 yılında Gördes'ten geçen Evliya Çelebi'nin belirttiği gibi; Büyük İskender tarihinden sonra Yankoa Kralının Veledi Nakeplerinden Köritöz adlı kralın elinden Saruhanoğlu Yakuphan tarafından fethedilmiştir. Bedesti Ulaş Bey'e daha sonra Yakup Şah'ın Kızının nikahı sonrasında çeyiz yoluyla Yıldırım Bayezid'ın eline, dolayısıyla Osmanlı İmparatorluğu topraklarına katılmıştır.
İlçe içinde, sokak aralarında dolanarak; görülecek fazla bir şeyi yok buranın. Hava da serin. İçilen bir kahve ile yenilen çikolata sonrası odaya dönüp yazı, foto falanla uğraşmak üzere ayrılıyorum.
Pink Martini |
Cumhuriyet’ten okuyorum ki Pink Martini grubu 14-21 Mayıs tarihleri arasında Türkiye’de 6 şehirde konser verecekmiş. Samurayların aşk şarkılarından 1930’ların Küba müziğine, Fransız şansonlarından Brezilya sokak şarkılarına kadar besteleri seslendiren topluluk 1994 yılında klasik piyano eğitimi alan Harvard mezunu Thomas M. Lauderdale tarafından Portland’da kurulmuş... Bense pek dinleyicisi değilim ama L
Akhisar - Gördes
Tur tarihi: 10 Mayıs 2019
Kat edilen mesafe: 60,94 km.
Ortalama hız: 13,9 km/sa.
Bisiklete biniş süresi 4 sa 23 dk., dışarıda geçen süre 5 sa 21 dk.
En yüksek sıcaklık 23 ˚C, en düşük 15 ˚C, ortalama 18,1 ˚C
İrtifa kazancı (çıkış) 1409 m, kaybı (iniş) 842 m.
En düşük irtifa 100 m, en yüksek 992 m.
Garmin yol bilgileri Akhisar-Gördes
Relive yol bilgileri Akhisar-Gördes
Gördes Tendiris Otel 0236-5472780
09.10
|
Oldukça kalabalık bir trafik var. Sanki yarıştalar. 4 km
sonra Sındırgı-Gördes-Demirci için sağdan ayrılıyoruz...
|
Buraya kadar bölünmüş yol-güvenlik şeridi var idi,
şimdi tek şerit, 2’nci sınıf asfalt oldu. Ama trafik de hafifledi,
daha keyifli bir coğrafyaya girildi...
|
Korkuluk
|
Gördes ayırımına sapmamla tırmanış başlıyor. 189 m’deyim
ve 1000 m’ye çıkıyorum...
|
Bu bölgede ağaçlar çoğaldı, orman başladı. Ve
tırmanılıyor. %10 yazdı yokuşun başında...
|
Bu ne? Yağmur yoktu, damlalar nereden çıktı. İnceden
yağıyor. Umarım şiddetlenmez. Ama uzun
sürmüyor, bir müddet sonra kesiliyor...
|
Gözüm bir taraftan Garmin’de, rakımı takip ediyorum. Bir
de mesafeyi. Yükseklikler artıyor. Arttıkça
umutlanıyorum. Ha gayret diyerek...
|
Gördes-Uşak Platosu
|
Tendiris’in Yeri |
Havuzlu Çarşı
|
Temizlik gereçlerini nereye koymuş?
|
İçtiğim en güzel kahve J
|
Bekledigin bir yerden haber alacaksın
|
Havuzlu Çarşı
|
Tendiris Otel
|
19. gün (devamı) Gördes-Demirci – 17. gün (öncesi) İzmir-Akhisar
[bisikletle]Türkiye: Pergamon ve Sagalassos