22 Mayıs 2019

[bisikletle]Türkiye: Pergamon ve Sagalassos (Milas-Bodrum)

20 Mayıs 2019, Pazartesi / Milas – Bodrum, 52 km (28. gün)

Öğretmenevi rahattı. Odası yatağı ışığı... Erken harekete geçtim. Toparlanıp kahvaltıya inmem 7 buçuğa doğru.  İki kişi kahvaltı etmekte, ben de kendime bir tabak hazırlayıp boş masanın birine geçiyorum. Açık büfe seçenekleri de ÖE için zengin sayılır. Peynir tek çeşit değil, zeytin (en sevdiğim), bir tek şu beyaz undan sünger ekmeğini halen çıkarmazlar mı, anlamak mümkün değil!

Milas’tan ayrılışım 8.10. Hava açık. Kavşağa kadar gidip Bodrum diye sağdan devam ediyorum. Bugün yolum 60 km gibi. Bir tırmanışım var ki hemen Milas’ın çıkışında karşıma çıkıyor. Yol feci işlek, asfaltın durumu iyi, güvenlik şeridi var ancak bu trafik... 

Tırmanıyoruz gürültülü bir yolda %7 ile. Hızla yanımdan geçen araçlar. Özellikle de ağır vasıtalar. Hem sesi, hem rüzgarı, hem hacmi; ürpertici bir canavar. 

Şu frenlerin ayarını yapmayı unuttum gene, vik vik ötüyor.

2 kilometre sürdü tırmanış, ardından %10’luk bir iniş, şimdi yol artık düz devam etmekte. Havaalanı ayrımı sonrası trafiğin hafifleyeceğini sanmıştım, ne gezer. Her yer tatil köyleri, sitelerle dolu. Bunların bazıları da uzun bayram tatili için hazırlık yapmakta. Bu sene 3 günlük şeker bayramı 40 gün öncesinden 10 güne uzatıldı. Herkes tatile gitsin tekrarlanacağı kesin olan seçime gelmesin! [e] 26,4 km/09.21/%20 harcandı. 45 metre rakımda pedallıyorum Karya ülkesinin payitahtı Halikarnas’a doğru.

Arkeolojik kaynaklar, bizi öncelikle "Karya’nın altın çağı" yani MÖ 4. yüzyıl hakkında bilgilendirmektedir. Bu dönemde, Karya, kuzeyde Lidya ve İyonya, doğuda Likya ile beraber büyük bir satraplığa mensup olup Pers İmparatorluğu’na dahildi. MÖ 4. yüzyılın hemen başında Büyük Pers Kralı buraları özerk satraplıklara bölmeye karar verdi ve böylelikle Karya, tarihinde ilk defa kendi ismi altında bir araya gelmiştir. Aslında kral, Karya’ya yalnızca göreceli bir özgürlük vermekle kalmamış, aynı zamanda alışılageldiği gibi satraplığın başına kendi yakınlarından birini atamayıp bugünkü Milas yani Mylasalı yerel bir hanedan olan Hekatomnos’u destekleyerek Karya’ya müthiş bir fırsat sunmuştur. Bu savaş kumandanı, meşhur Mausolos’un da mensubu olduğu Hekatomnos Hanedanlığı’nı kurmuştur.

Hekatomnoslar, hem Pers İmparatorluğu satrabı hem de Karya Kralı sıfatlarını lehlerinde kullanmayı çok iyi becermişlerdir. O zamana kadar küçük prensliklere bölünmüş bölgeyi merkezileştirmek, ilişkileri güçlendirerek ekonomiyi geliştirmek için (bu çerçevede başkent Mylasa’dan Halikarnas’a taşınmıştır) çift koldan hareket etmişlerdir. Siyasal çizgilerini muğlak tutarak Pers ve Grek tarafları ortasındaki coğrafi konumlarından iyi şekilde faydalanmayı bilmişlerdir. Karyalılar, Pers İmparatorluğu yöneticisi olup Helen Kültürü takipçisidir ve çoklukla Helenizm’i övmeleriyle bilinirler.

Güvercinlik de geçildi. Bir hayli kalabalıktı. Yer yer güvenlik şeridi de yoktu. Rixos diye girişi arabesk bir otelin önünden geçiyorum. Öncesinde gene aynı zevksizlikte bir başkası. 39’uncu kilometredeyim. Saat 10.04. Buralarda hava rüzgarlı. 

30 km’dir pedallamaktayım. Yoruldum-sıkıldım, sağda gördüğüm bir brandacının önündeki koltuğa otuyor, biraz dinleniyorum. İçeriden sahibi olduğunu tahmin ettiğim biri merak ve soru işaretli bakışları içinde çıka geliyor. Kim ulan bu? Yok tabii öyle demedi J

[e] 41,5 km/10.11/%40 harcandı. Rakım 81 metre. Hafif çıkıyor hafif iniyor, genelde düz yol. Bodrum’a 10 demiş. Konacık da 10 desek 20 kilometre kalmış yolumdan. 

Bodrum girişi kalabalık, trafik ışıklarıyla karşılaşıyor, aradan süzülerek kaçıyorum. Bir soda ve limonata ile dinlendikten sonra Konacık’a Fatoş’a ulaşmak için yönbul’u devreye sokuyor kalabalık cadde trafiğinde pedallamaktayım. [e] 52,3 km/11.11/%60 harcandı. 67 m rakımdayım.

Konacık diye sağdan çıkan bir yol. Kafam karışıyor. Yönbul daha ileriden gösteriyor ama burada da yazmış diyerek çıkıyorum dik yokuşu. Ancak tepesine geldiğimde yanlış olduğunu sezdiğimden, sorduğum kişi de bunu doğruladığından adresi bulmak için tarif alıp, yönbul yardımıyla Fatoş’un evine ulaşıyorum.

Ana giriş kapısı açık. Gördüğüm birinden 5 No’nun yerini öğrenip kapıyı tıklatmamla neredeyse 9 senedir görmediğim arkadaşımın karşısındayım.

Eskilere giden bir dostluk. Tekrar görüşmek güzel ve heyecanlı bir durum. Haliyle sohbet sohbet sohbet durumları başlıyor. Kahveler, bitkisel çaylar, öğle yemeği derken zaman hızla geçmekte. 

Akşam Tahsin ile de buluşup Marina’da Fifi diye bir lokantada yenilen yemek+sohbet+yoldan geçenlerin de dahil olması, bir kulüpte Ayşegül Aldinç’i az dinleyerek gece yarısına kadar zamanı birlikte geçiriyoruz. Tahsin de eski arkadaşım, aynı zamanda Fatoş’un abisi.

Yatmadan size dün anlattığım kahvenin tarihçesinin devamını anlatayım. Dünkü yazıda yasaklanmıştı hatırlarsanız: Yasakların kalkmasında dönemin ileri gelenleri ve din adamlarının çabası olmuş. Kahvenin yanma derecesinde kavrulmasının haram olup olmadığı çok tartışılmış. Hatta kahve ‘Müslüman şarabı’ olarak bile adlandırılmış. Yasaklanması için de serbest bırakılması için de fetvalar verilmiş. Bir fetva özellikle önemli, o da Bostanzade Mehmet Efendi tarafından verilmiş. Fetvasında kahvenin haram olmadığını söylemekle kalmayıp faydalı olduğunu ilan etmiş. Sultan Ahmet de kahve içilmesini yasaklayan padişahlar arasındaymış. Son ve en meşhur yasak ise 4. Murat döneminde yaşanmış. 1633 yılında kahveyle birlikte tütünü de yasaklamış. Halka da İstanbul’daki büyük yangınlara kahvehanelerin sebep olduğu gerekçesi sunulmuş.

Kahveyi tekrar serbest bırakan, 4. Mehmet olmuş. Hatta Paris’te Türk kahvesini tanıtan da onun Fransa Kralı 14. Louis’ye 1669’da gönderdiği elçi Süleyman Ağa’ymış. Elçinin Türkiye’den getirdiği eşyaları arasında çuvallar dolusu kahve de varmış. Osmanlı elçisi bizzat yapılışını gösterdiği Türk kahvesini, Fransızlara ‘sihirli içecek’ olarak tanıtmış. Hoşsohbet oluşuyla kısa zamanda Paris aristokratlarını etkilemiş. Türk kahvesinin yanı sıra kültürü ve sohbetinin de paylaşıp yayılmasını sağlamış. Az bir hikayesi daha kaldı. Onu da yarına sakladım J














Milas -  Bodrum
Tur tarihi: 20 Mayıs 2019
Kat edilen mesafe: 52,40 km.
Ortalama hız: 19,1 km/sa.
Bisiklete biniş süresi 2 sa 44 dk., dışarıda geçen süre 3 sa 10 dk. 
En yüksek sıcaklık  32 ˚C, en düşük  24 ˚C, ortalama 28,9 ˚C
İrtifa kazancı (çıkış) 647 m, kaybı (iniş) 621 m.
En düşük irtifa 0 m, en yüksek 183 m.

Garmin yol bilgileri Milas- Bodrum

Relive yol bilgileri Milas- Bodrum


        

08.10

Hava açık. Kavşağa kadar gidip Bodrum diye
 sağdan devam ediyorum

Bir tırmanışım var ki hemen Milas’ın çıkışında karşıma
 çıkıyor. Yol feci işlek, asfaltın durumu iyi, güvenlik
 şeridi var ancak bu trafik... 

2 km sürdü tırmanış, ardından %10’luk bir
 iniş, şimdi yol artık düz devam etmekte


Havaalanı ayrımı sonrası trafiğin hafifleyeceğini
 sanmıştım, ne gezer...








Güvercinlik de geçildi. Bir hayli kalabalıktı.
 Yer yer güvenlik şeridi de yoktu 



Rixos diye girişi arabesk bir otelin önünden geçiyorum.
 Öncesinde gene aynı zevksizlikte bir başkası



Buralarda hava rüzgarlı

Yuppiii... geldim. Şimdi Konacık’ı bulmak var

Fatoş ve Tahsin ile. Bodrum




























































29. gün (devamı) Bodrum II – 27. gün (öncesi) Karpuzlu-Milas 






[bisikletle]Türkiye: Pergamon ve Sagalassos 
  

Bandırma–Biga = 72,88 km

Biga–Yanıklar = 73,88 km

Yanıklar-Arıklı = 61,12 km

Arıklı–Burhaniye = 57,06 km

Burhaniye–Ayvalık = 37,13 km

Ayvalık–Bergama = 62,30 km

Bergama–İzmir = 25,10 km

İzmir–Akhisar = 10,29 km

Akhisar–Gördes = 60,94 km

Gördes–Demirci = 54,22 km

Demirci–Selendi = 32,54 km

Selendi–Alaşehir = 63,74 km

Alaşehir–Kiraz = 66,69 km

Kiraz–Tire = 67,39 km

Tire–Koçarlı = 64,20 km

Koçarlı–Karpuzlu = 62,01 km

Karpuzlu–Milas = 36,24 km

Milas-Bodrum = 52,40 km