18 Ağustos 2016, Perşembe / Gönen – Yenice, 51 km. (5. gün)
Kahvaltıyı
8’de başlatıyorlar. Bugün Yenice’ye gidecek yolum. 50 km gibi bir mesafe.
Gönen’den yükseleceğim.
Gece rahat
geçti. Toparlanıp kahvaltıya 8 buçuk gibi indim. Fazla kimse yok salonda. Kahvaltılık
da aynı durumda. Malum şeyler. Çay bile daha demlenmemiş. Neyse karnımı doyurup
ÖE’den çıkmam 9.20 gibi. Havanın serinliği daha sürmekte. Biraz fazla gidip,
şehir turu atmış olarak otogarın yanından, Gönen Çayı üzerinden geçip soldan
Muratlı yönüne pedallıyorum. 8 km dedi yanımdan geçen mobiletli. Gönen’in dış
mahallesini de geride bırakıp, bırakırken sağdaki çeşmede suyumu da doldurup
köy yollarına dalıyorum. Bayıldığım yollar bunlar işte. Kıvrılarak, solumdaki
geniş su kanallarının yanından geçen hafif inişli çıkışlı bir yol. Asfalt
bildiğimiz kaba asfalt. Ses yapıyor ve fazladan sürtünme olduğundan rahat
kaymıyor haliyle. Bu yönden Ekşidere’ye de gidiliyor. Orada da şifalı sular
var, Ekşidere Dağ Ilıcası. Çok güzel diyorlar. Üstü açıkmış, ormanın içinde,
ağaçların altında. Kışın dondurucu soğuklarda bile açık havada
ılıcaya giriliyormuş. Alacaoluk Kalesi, Babayaka Kalesi ve Güvercinli Köprü
gibi Gönen çevresindeki tarihi kalıntıları bu turumda göremiyorum. Batı
yönündeler ve bir başka sefere kalıyor.
Karaağaçalan
ilk gelen köy, hemen arkasından da Muratlar. 10 km gelmişim, hem bir çay içeyim
hem de Yenice ÖE’yi arayıp yerimi ayırtayım. Bir de Esin’in köyü Toluklar için
de sorayım, arkadaşı Fatoş oradaysa giderim. Çay sırasında köylülerden bir
beyle biraz sohbet etmekteyim. Bir çay da ondan geliyor. Az çok İstanbul’a
gelmişler. Hem de Ümraniye’ye 30 yıl önce. Haliyle boştu o zaman Ümraniye. Ben
de bilmiyorum o zamanları. Öyle bir yer var mıydı, gitmek için hiç bir nedenim
olmadı, ta ki oturana kadar.
10 buçukta
ayrıldım Muratlar’dan. Üç kilometre kadar sonra sağda Kumköy, yolum içinden
geçmiyor ama. Soldan barajın üzerinden giden yol ile Ilıcaoba’ya gidiliyor,
Ekşidere’ye buradan da gidebilirsiniz. Yol üzerindeki köylerin çoğunun ismi oba
ile bitmekte. Ilıcaoba, Ortaoba, Güzeloba, Hacıvelioba... Tek tük geçen araba
dışında kimsecikler yok.
[e], 20,5
km/11.11, ilk çentik gitti. İki tepe çıktım, birincisi 244 m, ikincisi daha sert
ve uzundu, tırmanış 278 m’yi buldu (31,1 km/11.54). Yol üzerinde çeşmeler var,
gerçi sular gürül gürül akmıyor ama su sıkıntısı çekilmez buralarda. Şimdi çam
ağaçlarıyla kaplı bir bölgedeyim, reçine kokusu yoğun bir şekilde burnuma
geliyor. İniş yolu biraz dangıl dungul, yamalar bolca, biraz sallıyor. İkinci baraj
geliyor, ilkinden daha da büyük su tutma duvarı. Arkasında kocaman bir gölet
oluşmuş. Solumdaki çeşmede bir mola vereyim, hem suyumu doldururum hem de biraz
etrafa bakarım dürbünle. Karşı kıyıda balık tutanlar, çadırlar var bir iki
kurulmuş. Arabaları gölgeye almaya çalışmışlar. Yolu toprak karşının. Gönen’deki
Aydın Bey de buralara çocuklarıyla geldiğini, balık tuttuğunu falan anlatmıştı.
Güzel bir
bölge, ağır ağır yedirerek çıktı yol. Solumda su kanalı, dere, göletler
geçildi, köylerin çoğu sağda yer almış. Çoğunun içinden geçilmedi.
Karasu’ya
gelirken bir traktöre takılıyorum. Bir müddet beni çekiyor. Ama kolumun
uzadığını fark edince ondan daha hızlı pedallayarak uzaklaşıyorum. Yol düz. [e],
39 km/12.45, 2. çentik gitti. Bu yolun üzerindeki son köy, Çakırca. Öğle oldu,
güneş çok kızıştı. Bir mola vermeliyim. Soldaki kahveye yanaşıyor bir
soda-ayran ısmarlıyorum. Kahvecinin şaşkın bakışları arasında ikisini
karıştırıp yudum yudum mideye indirdikten sonra bir soda daha, üzerine bir çay
ancak susuzluğumu gideriyor. Sohbetle geçen sürede köylülerin kendi
aralarındaki muhabbeti dinlemek de başka bir keyif.
Ana yola 1
km kalmış, köprüyü geçince hemen sağdan
sap, karayolu (onların diline toprak yol) ama, ana yola tırmanmaz hemen bağlanırsın diyorlar. Aynen yapıyorum
ve azıcık hoplayarak zıplayarak bağlanıyorum. Burası Çanakkale yolu. Yenice’ye
5-6 km kaldı. Haliyle sıfır trafikten eser yok burada, araç geçmekte, bol
olmasa da oldukça. Yolun evsafı bozuk ama. Asfalt aşınmış, yer yer zemin çıkmış
ortaya, sarsıyor. Ama coğrafya güzel burada da. Bazı bölümlerde sağ sol
ağaçlarla kaplı, tünel gibi. Neredeyse yolun tamamını gölgelemiş.
Ve Yenice
levhası göründü, hemen bir foto, derken Toluklar’dan Fatoş arıyor. Çok samimi
konuşuyor. Ben yokum ama anahtar Aykut Usta’da, al kendi evin gibi kullan demez
mi. Harika ve çok teşekkürler Fatoş.
ÖE’yi küçük
ilçede bulmak zor olmuyor. Yenice’nin bir uzun ana caddesi var, boylu boyunca
giden. Ona paralel arka yolların birinde. Yerimi ayırtmıştım Bilgen Hanımdan,
telefonda 30 demişti ama 25 alıyor. Oda kapatma fiyatları değişiklik
gösteriyor. Sanırım kapatmadan fiyatlandırdı. Fazla da üstelemedim. Lehime bir
durum neticede :)) Bisiyi merdiven altına, eşyalar ikinci yatağın üzerine, ben de duşun altına.
Böyle kuruduğun bir sıcaklıkta suyun keyfine doyum olunamıyor. Canı çıkmak
istemiyor insanın.
Biraz odada
oyalandım, eşyaları yıkayıp havalandırma yerine astım. Güneşli bir balkon,
hemen kurur. Sonra yemek işi için çıkıyorum.
Odanın kilidinde sorun var, açılmıyor, çilingir gelip açıyor.
Yenice:
MÖ 2000'li yıllarda bölgede, Bitinler yaşamışlardır. Bitinler döneminde Bebrika
denen bölgede, MÖ 1500 yıllarında yörede yaşayan Aşşuvalılar’dan sonra,
Truvalılar, Hititler ve Luviler de bölgede yaşamışlardır. MÖ 514 yılında
Persler bölgeyi işgal etmişlerdir. MÖ 334'de Makedonyalılar, MÖ 196 yılında
Selökid, sonrasında da Romalılar bölgeye hakim olmuşlardır. 1080 yılında
Süleyman Şah Selçuklu Devletinin topraklarına dahil etmiştir. 1097 Haçlı
Seferlerinden sonra Bizansların eline geçen Yenice, 1110 yılında Selçukluların
egemenliği altına girmiştir. Yenice 1357 tarihinde Osmanlı hakimiyetini
girmiştir. 1936 yılında Çanakkale'nin bir ilçesi olmuştur. 18 Mart 1953 deprem
felaketine maruz kalan ilçe bugünkü yerine taşınmıştır.
Girdiğim üç
lokantada da hep aynı yemekler vardı; taze fasulye daha dün yemiştim, kuru/nohut
da istemedim. Bu sefer yoğurtlu kızartma+az pilav+çoban salata+soda=15 lira, Köfteci
Seyfi Usta lokantası. Ardından toplanmakta olan pazara girip fiyatlara
bakıyorum. Yerli patatesin kilosu 1 lira. Yolluk kuruyemiş alıyorum. Açıktakinde
pek bir çeşit yoktu. Tadım’ın Natürel diye çıkarttığı kavrulmamışlardan. Sade
kahveye 1 lira ödeyerek, biraz etrafı kesiyorum. Kocaman bir çınar ağacının
altında bu kahve. Ağacın üzeri kuş dolu, cıvıl cıvıl sesleri. Yoğun bir trafiği
de var ağacın, kalkan inen kuşlar. Bu ses birilerini rahatsız etmiş olmalı ki
ağaca adam tırmandırıp ipe bağladıkları çıngırakları sallayarak kuşları
kaçıracaklarını düşünüyorlar. Tabii daha çok müşteriler kaçıyor, ben dahil.
Köylü bile “bazılarının aklı çok“ diye sitem ediyor. Kahveyi kapatıyorum ve
açtığımda içinde kocaman 2 balinayı apaçık görmek şaşırtıyor. Acaba bir anlamı
var mı balinanın?
Kahve falında görülen balina tam anlamı ile
pozitif ve güzel anlamlar taşımaktadır.
Kahve falında balina görmek; şekil itibari
ile olsa gerek, büyük bir kısmete işaret eder. Bu hiç beklenmedik bir anda
karşınıza çıkan bir para veya hiç hesapta yokken gerçekleşecek bir evlilik
olabilir.
Balinalar, yapı itibari ile büyük cüsseli
hayvanlar oldukları için talih kuşu niteliği taşırlar. Kahve falında görülen
balinanın kişinin iş hayatını da olumlu yönde etkileyeceğini de söyleyebiliriz.
Bu, bir anda ulaşılabilecek bir mevkii veya maaşınıza gelecek büyük bir artış
olabilir.
Kahve falında görülen balina kişinin aşk
hayatını da olumlu yönde etkileyecektir. Eğer kişi evli ise ailenin
büyüyeceğine, yani bir bebek dünyaya geleceğine, ya da sorunlu giden evliliğin
düzene kavuşacağı şeklinde de yorumlamak mümkündür.
Yuppiii...
Yenice’deki
Aydın Bey bana burada Mustafa Kobak Süt Ürünleri’ni önermişti. Hatta selamını
yollamıştı. Not aldığım kağıdı, adını da hatırlamadığımdan dükkanı bulamıyorum
(iş işten geçtikten sonra çıkıyor). Biraz daha dolanıp, soda içip ÖE’ye dönüp
kafeteryasında şakır şukur okey sesleri arasında beylik işleri, ses-foto
aktarma, Garmin yükleme (bu arada dün yanlışlık yapmış Garmin’i
çalıştıramamışım, Manyas-Gönen yolunu kayıt etmemiş), gezi notları vs... yerine
getiriyorum. ÖE’nin de interneti bozukmuş, cepten kullanmak durumundayım.
Gönen – Yenice
Tur tarihi: 18 Ağustos 2016
Kat edilen mesafe: 51,61 km.
Ortalama hız: 12,3 km/sa.
Bisiklete biniş süresi 4 sa. 12 dk., dışarıda geçen süre 5 sa. 22
dk.
En yüksek sıcaklık 42 ˚C, en düşük 25 ˚C, ortalama 33 ˚C
İrtifa kazancı (çıkış) 932 m, kaybı (iniş) 689 m.
En düşük irtifa 31 m., en yüksek 283 m.
Garmin yol bilgisi Gönen–Yenice
Yenice ÖE 0286-474 3056
Köfteci Seyfi Usta, Yenice |
İki Balina |
6. gün
(devamı) Yenice–Çan - 4. gün (öncesi) Manyas-Gönen