3 Eylül 2016, Cumartesi / Malkara - Hayrabolu, 50 km. (21. gün)
Bu sıralar
herhalde düğün-sünnet zamanı, bitmeyen zurna-davul gümbürtüsü eşliğinde
susmayan şarkıcı gene gece yarısına kadar ortalığı duman etti. Ne zaman
dalmışım uykuya hatırlamıyorum. Ama 24’de zaten mecburen kapatıyorlar. Akşam
biraz internette gezindim, müzik dinledim falan. Sabah biraz haberlere
baktıktan sonra toparlanıp kahvaltıya indim. Malum tabak ile doyduktan sonra
ÖE’den ayrılmam 9 buçuğu buldu. Dün yaptığım yol etüdü sonucu ana yol yerine
köy yollarından Evrenbey üzerinden gitmeye karar verdim. Belki biraz daha uzun
ama keyfi daha fazla olacaktır.
ÖE’den
aldığım tarif üzerine biraz şaşırıp sonra doğru yolu buluyorum. Mezarlığın
yanından demişlerdi, demek doğru yoldayım. Gene de haritadan sağlamasını
yapıyorum. Hava az bulutlu, açık, güneşli ama çok rüzgârlı. Ve de karşıdan
esmekte. O nedenle desteği açıyorum. Hafif bir çıkış sonrası kaba da olsa
asfalt yolum çayırların arasından keyifle sürmekte. Güneş halen yatay, gölgemi
takip edebiliyorum. Solumda benimle beraber gelmekte. Rüzgardan yararlanan bir
çiftlik sağımda. Pervanesi fırıl fırıl dönüyor. İlk köy İshakça geçilip inilen
yokuş sonrası ilk tırmanış geliyor. Artık bana mısın durumları, rampa fobisi
mazide kaldı. 2 km tırmanıp güzelce 223 metreye çıkıyorum. % 7-8’ler, kısa bir
yer % 11i’ gösterdi. Saat 10.44 ve 8 km gelmişim. Şimdi solumda Karaidemir Barajı
gözükmekte. Yaz nedeniyle suyu çekilmiş ama oldukça büyük bir alanı kaplıyor. Sulama
amaçlı bu baraj Poğaça Deresi üzerinde 1975-83 yılları arasında yapılmış. Sağ
sol tarlalar biçilmiş. Ayçiçeği sapları bunlar. Rüzgar oldukça kuvvetli. Serin
de oldu. Üzerime yeleği geçiriyorum. Biraz da video çekmekteyim. Gelen
motosikletli samimi bey ile bisiklet üzerinden başlayan konuşma foto çekimi,
yeni aldığı 2. el motosikleti vs derken beni Evrenbey’de çaya davet ediyor. Ben
de oraya gidiyorum zaten, bir mola keyifli olur diye kabul ediyor, peşine
düşüyorum. [e], 14. km’de % 20’si tükeniyor bataryanın. Hafif dalgalı süren bu
yol 7 km sonra Evrenbey’e varıyor. Hüseyin Bey beni kahve önünde beklemekte.
Bir soda ve çay eşliğinde kahvedekilerin de katılmasıyla yarım saat sohbetle
geçiyor. Baraj bölgesinde, çeltik, mısır, yonca, pancar, karpuz ayçiçeği
ekildiğini ve az da olsa bahçecilik-sebzecilik yapıldığını anlatıyorlar.
Balıkçılık da var. ÖE rezervasyonumu da bu arada çıkartıyorum, 20 TL gecesi.
Hüseyin Bey’in çok dostça bir kişiliği var. Samimi, açık sözlü, PVC doğrama işi
yapıyor. Daha sonra köy çıkışına kadar eşlik ediyor (11.40). Fazla, hatta hiç
trafiği olmayan bu yolda yalnız yakındaki taş ocağının (Distaş) kamyonları işi bozuyor. Köylüler de
asfaltta bu yükün yaptığı tahribattan şikayetçiydiler kahvede. Bu yollar
uyduruk yollar, ziftin üzerine atılan mıcırdan ibaret. 30-40 ton geçtiğinde
yamuluyor, bükülüyor.
Hıdrellez, Evrenbey'de, Mayıs'ın 5. gününde
kutlanır. Hıdrellez günü, ateş yakılır, insanlar ateşin üzerinden atlarlar.
Atlama sırasında dilek tutarlar ve ayrıca “ağrılarım, sızılarım, kel papaza”
derler. Böylece bütün bir yıl hastalıklardan korunacaklarına inanırlar. Yine
hıdrellez günü gül ağacına, para kesesi bağlarlar. Evlenmek ya da evlerinin olmasını
istiyorlarsa gül ağacının dibine kiremitlerden ev yaparlar. Bu ev maketinin
içine çocukları olmasını istiyorlarsa, çalı çırpıdan çocuk figürü, bekarlarsa
erkek figürü yaparlar. Zengin olmak istiyorlarsa evin içine para koyarlar.
Ertesi sabah güneş doğmadan önce kalkıp, yaptıkları evlere bakarlar. Eğer ev
bozulmamış ve örümcek tutmuşsa dileklerinin gerçekleşeceğine inanırlar.
Evrenbey Köyünde, Hıdrellez'den bir hafta
sonra yapılan şenliklere teferiç denir. Teferiç, Arapça Teferrüç (gezintiye
çıkma) sözcüsünden gelmektedir. Halk arasında teferiç biçimine dönüşmüştür.
[e], 27.
km’ye geldiğimde bataryam % 60’a düşüyor. Çok güzel bir coğrafyada, iyi ki de
bu yolu seçmişim dedirten, sırasıyla Hacısungur, Yörgüç geçilip Umurbey’de
verdiğim molada (12.30) devamının daha yapılmadığını, buradan ana yola doğru
gitmemin iyi olacağını söylüyorlar. Ve 6 km sonra Malkara-Hayrabolu yoluna
çıkıyorum. Tabii beraberinde hızlı araç trafiği de başlıyor. Nerede o sakinlik.
Şimdi sürekli aynadan arkayı kontrol edip sürmekteyim. Ağır vasıtalar artık
ciddi bir mesafeyle geçmekteler (bereket). Yol Ondülin durumunda, iniliyor
çıkılıyor. Rüzgar kesmedi hızını. Tam rüzgar enerjili bir bölge. Zaten az önce
santral inşaatı levhasını görmüştüm. [e], 40. km/13.18, % 40 kaldı bataryada. 20
km gibi bir yolu da alıp Hayrabolu girişinde bir benzincide mola verdikten
sonra, burada bir yol üstü oteli de var, gecesi 70 TL’den, ilçeye giriyorum. ÖE
için dümdüz devam etmem gerekiyormuş.
Geldiğim
meydanda adres sormaya yanaşırken yanıma gelen bey bisikletin ağırlığını merak
ediyor ve laflamaya başlıyoruz ayak üstü. Bir iki tarihi yerleri soruyorum,
bisikletin özelliklerini anlatıyorum. Ali Bey kuyumcu, hemen yanda dükkanı var.
Hoş sohbet.
Hayrabolu,
Trakya'nın en eski yerleşim birimlerinden biridir. Türkler tarafından ilk
olarak 1358 yılında fethedilmişse de kısa bir süre sonra Roma İmparatorluğu'nca
geri alınmıştır. 1368 yılında Sultan I. Murad zamanında ikinci ve son olarak
Roma İmparatorluğu'ndan geri alınmıştır. Bu tarihten sonra Anadolu'nun çeşitli
bölgelerinden, özellikle Kayseri ve Sivas dolaylarından seçilen aileler
Hayrabolu ve çevresine iskan edilmiştir. Eski adı Chariupolis'tir (Hanri-polis;
Rüzgarlı şehir). Bugünkü adı ise ikinci fethinden sonra Hanripol; Hayrı-bol
olarak değiştirilmiştir ve günümüze "Hayrabolu" olarak gelmiştir.
ÖE az
dışarda. Askeriyeyi de geçip solda dizi dizi okulların arasında. Ama terk bir
binanın arkasında olması ve yönlendirici levhaları Karadenizliler’in yapmış
olması nedeniyle (öyle tahmin ediyorum çünkü bu akıl tek onlarda var) biraz
kaçırıp tekrar sorup öyle buluyorsunuz.
Evet, ÖE içindeyim.
Biraz viran durumdalar, zaten 20 lira belli ediyor. Ama çarşaflar temiz, su
sıcak, Mustafa Bey yardım sever, bisiklet hiç dert değil, akşam düğün de varmış...
daha ne olsun. 24’e kadar gene davul zurna.
Duş,
eşyaları terasa asma falan derken nedense birden turu bir şekilde sonlandırma
düşüncesine kapılıyorum. Çorlu-Çerkezköy-Çatalca-Bakırköy falan bir kısmını
zaten pedallamıştım. Firu da beni pazar bekliyormuş, eh yarın da pazar, kolay
da gidilir diye Tekirdağ’dan otobüse biner eve dönmüş olurum. Zaten esas
turlamak istediğim bölgeleri bitirmiştim, bir şekilde de ev özlemi, Firu özlemi
karar vermemde etkili oluyor.
Akşamüstü 5
gibi ÖE’den merkeze doğru yürümeye başladım. İlkin Sarban-ı Ahmet Dergâhı’nı geziyorum. Kanuni Sultan Süleyman'ın Deve Kolları Kumandanı, şair, evliya Sarban-ı
Ahmed'in türbesi. Kanuni'nin fermanıyla 1527 yılında inşa edilmiş, zaman içinde
restorasyondan geçirilmiştir. Sonra sırasıyla camileri dolaşıyorum.
Güzelce Hasan Bey (Ulu Cami) Camisi. İlyas Mahallesi’nde bulunan bu camiyi Sultan II.
Beyazıt’ın damadı Güzelce Hasan Bey yaptırmıştır. Caminin yapımına 1486 yılında
başlanmış, 1499 yılında da ibadete açılmıştır. Cami kaynaklarda Ulu Cami ismi
ile de geçmektedir.
Cami kesme taştan kare planlı olarak yapılmıştır. Caminin
önünde dört yuvarlak sütunun yuvarlak kemerlerle birbirine bağlanmasından
oluşmuş üç bölümlü bir son cemaat yeri bulunmaktadır. Son cemaat yerinin ortasındaki
bölüm kubbe, iki yanındaki mekânlar ise tonozla örtülüdür. İbadet mekânının
üzeri kasnaklı merkezi bir kubbe ile örtülmüştür. Kubbeye geçiş köşelerdeki
birer trompla sağlanmıştır. Mihrap nişi yuvarlak olup, dışarıya taşkın
değildir. İbadet mekânı altlı üstlü iki sıra halindeki pencereler ile
aydınlatılmıştır. Caminin yanındaki minaresi taş kaideli, yuvarlak yivli
gövdeli ve tek şerefelidir. Caminin yanında Güzelce Hasan Bey’in kesme taştan
kubbeli türbesi bulunmaktadır. Cami 2005 yılında restore edilmiştir.
Çarşı Camisi (Hasip Bey Camisi). Caminin yapımına Kethüdazâde Çorumlu Mustafa Bey
başlamış, ölümü üzerine de torunu Mehmet Hasip Bey tarafından 1686-1687 yılında
tamamlanmıştır. Cami dikdörtgen planlı, tek katlı ve ahşap çatılıdır. Yakın
tarihlerde yapılan onarımlardan ötürü özelliğinden büyük ölçüde uzaklaşmıştır.
Yanında kare kaideli, yuvarlak yivli gövdeli, tek şerefeli minaresi
bulunmaktadır. Caminin Çorumlu Mustafa Bey’in mezarının da bulunduğu avlusu
önünden geçen yol nedeniyle kamulaştırılmış ve küçültülmüştür.
Çelebi Sultan Mehmet (Paşa) Camisi. Hisar Mahallesi’nde bulunan bu cami, kitabesinden
öğrenildiğine göre Çelebi Sultan Mehmet tarafından 1419 yılında yaptırılmıştır.
Caminin mimarı Çelebi Sultan Mehmet dönemi vezir ve mimarı olan Hacı İvaz
Paşa’dır. Hacı İvaz Paşa aynı zamanda Bursa Yeşil Külliyesi’nin de mimarıdır.
Cami İvaz Paşa’nın ismiyle de tanınmış olup, halk arasında Paşa Camisi olarak
da anılmaktadır. Cami kesme taştan dikdörtgen planlı olup, üzeri ahşap çatı ile
örtülmüştür. Duvar işlemelerinde kesme taşların arasına tuğla derzler
yapılmıştır. Değişik zamanlarda onarım geçiren cami orijinalliğinden bütünüyle
uzaklaşmıştır. İbadet mekânı iki sıra halinde pencerelerle aydınlatılmıştır.
Mihrap niş şeklinde olup, bezeme yönünden bir özellik taşımamaktadır. Yanındaki
minaresi taş kaide üzerine yuvarlak gövdeli ve tek şerefelidir.
Caminin çatısı
2004 yılında çökmüş, Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından onarılmıştır.
Ali Bey ile
gene karşılaşıyoruz. Karşısındaki Erdem Lokantası’nda fazla bir şey kalmamış,
az pilav+kuru+az yoğurt=10 TL ile doyuyorum. Dönüşte dükkanına uğrayıp eşiyle
tanışıyor oğullarına ilişkin konuşuyor, seyahat, yurt dışı, bisiklet turları,
üniversite falan derken çaylar eşliğinde koyu bir sohbete giriyoruz. Bu arada
herhalde düğün durumları çokça, gelen geçen çeyrek, yarım diye altınları alıp
durdular (Bildik Kuyumculuk).
Maalesef
buranın da kimliğini muhafaza etmemişler, harap olmuş. Biraz daha dolanıp Hayrabolu
tatlısından (4,5 TL) da yedikten sonra, üzerine tahin döküyorlar ki çok
yakışıyor, ÖE’nin yolunu tutuyorum. Yol boyunca bir başka düğün hazırlığı, ÖE’de
de gelmeye başlamışlar. Bu arada 400 kişilik limonatalı, pastalı, çalgılı düğün
3 bin liraymış burada. Biz de burada evleniriz artık :))
Malkara – Hayrabolu
Tur tarihi: 3 Eylül 2016
Kat edilen mesafe: 50,22 km.
Ortalama hız: 14,9 km/sa.
Bisiklete biniş süresi 3 sa. 21 dk., dışarıda geçen süre 4 sa. 26
dk.
En yüksek sıcaklık 32 ˚C, en düşük 22 ˚C, ortalama 28,1 ˚C
İrtifa kazancı (çıkış) 409 m, kaybı (iniş) 595 m.
En düşük irtifa 41 m., en yüksek 234 m.
Garmin yol bilgisi Malkara-Hayrabolu
Hayrabolu ÖE 0282-315 1333
Hüseyin Bey ile, Evrenbey |
Hayrabolu |
Sarban-ı Ahmet Dergâhı, Hayrabolu |
Güzelce Hasan Bey Camisi, Hayrabolu |
Çarşı Camisi, Hayrabolu |
Çelebi Sultan Mehmet Camisi, Hayrabolu |
Erdem Lokantası, Hayrabolu |
Hayrabolu Tatlısı |
Hayrabolu by Night |