15 Eylül 2016

[bisikletle]Türkiye: Marmara (Çan–Toluklar)

20 Ağustos 2016, Cumartesi / Çan – Toluklar, 51 km. (7. gün)

Rahat bir uyku çektim. Neredeyse daha yatacaktım ama 7 buçuk olmuş. Neticede hazırlanmam lazım. Bugün Kazdağları’na çıkacağım. Toluklar, Esin’in yeni köyü. Gerçi kendi de yok, arkadaşı Fatoş da, ama bana evde gecelememe izin veriyorlar. Her ikisine de çok teşekkürler.

ÖE’nin odaları 4. katta, en üstte yani. İnmek çıkmak bir dert. Odamın müşterisi hazır bile, erken gelmiş bekliyor. Ben de fazla bekletmeden odayı boşaltıyorum. Toparlanıp kafeteryaya indiriyorum her şeyi. Çaycı 8 buçukta hazır olurum demişti ama eser yok. Uyuya mı kaldı? Oğulcan beni yolcu etmeye gelmiş. Çok keyifli, olgun, kendine güveni olan, hoş, liseli bir genç.

Adnan Menderes Parkı’ndaki çaycıda kahvaltımı edip yola çıkıyorum. Hava biraz kapalı, serin, bulutlar, rüzgar da var. Ama yağmur yok dedi çaycı. Çan’ı geride bırakıp 1 km‘lik rampayı tırmanarak başlıyor yolum (% 8-10). Asfaltın kaymak olması işi kolaylaştırdı. Tabii [e] desteği de. Hep söylüyorum, asla böyle bir yolu inip ertesi gün çıkmazdım.

Dün akşam Md.Yrd. beyle uzun uzun sohbet ettik. İngilizce öğretmeni ve Erasmus projesi kapsamında çokça yurt dışına çıkmış. Haliyle orası ile burasını karşılaştırdığında ne kadar geride olduğumuz apaçık ortaya çıkıyor. 100 yıl diyor, 100 yıl geriden geliyoruz. Ne acı değil mi? Atatürk ülkenin gelişim düzeyini yükseltmek için neden muasır medeniyetler seviyesini işaret etmiştir dersiniz?

Kavşaktan sola, dün geldiğim Yenice yolu, düz Bayramiç. Ben karşı soldan, Kazdağı Thermal Resort yazan koca panoyu izleyeceğim. Ve girmemle yokuş aşağı gidiyor yolum. Ohh, rüzgar da serin serin iyi geldi. Hemen 3 km sonra Karakoca Köyü. Burada da kahvaltı yapmak mümkünmüş, uzak değil. Yol asfalt, kaba cinsinden. Ara sıra geçen araçlar var, ama haliyle otoyol değil, daha sakin. Ağır ağır yükseleceğim bugün, yarında Bayramiç’e doğru ineceğim. Alplerden sonra dünyanın en fazla oksijen üreten Kaz Dağları’nı geçmek heyecan verici. Bol bol, derin derin havayı çekiyorum içime.

Kaz Dağı ya da Kaz Dağları olarak iki biçimde adlandırılan dağ büyük ölçüde Biga Yarımadası'nda uzanmaktadır. Kaz Dağları, batıda Dede Dağı, ortada esas Kaz Dağı ve üç tepesi (kuzeyde Babadağ, ortada Karataş tepe, güneyde Sarıkız tepesi), doğuda Eybek Dağı, kuzey doğuda Gürgen Dağı ve Kocakatran Dağı’ndan oluşur.

Üç tepesi olan esas Kaz Dağı'nın en yüksek tepesi 1774 metre olan Karataş tepesidir ve Balıkesir'in Edremit ilçesi Güre beldesinin kuzey-kuzey batı istikametine düşmektedir. Çanakkale'nin Bayramiç ilçesi Ayazma mesire yeri ise Kaz Dağı zirvesinin kuzey batısına düşmektedir ve mesire yerine ulaşmak için Bayramiç'ten yaklaşık 17 km'lik Evciler Beldesi yolunu takip edip Evciler'den sonra 6 km'lik yol aşılarak ulaşılabilir.

Yolum bugün sırasıyla Terziaalan-Bardakçılar-Kızılelma-Karaköy-Çırpılar ve Toluklar şeklinde sürecek. Çok çok güzel bir coğrafyadayım. Köknar ağaçları ve çam ağaçları ile kaplı. Keçi sürüleri, peşinden koşan çobanlar, yayılmış inekler, tarlada çalışanlar... Terziaalan da fazla uzak değil, hemen geliveriyor. Sağda bir gölet, su toplama havzası. Hortumlarını uzatmış köylüler, su çekiyorlar. Karşı kıyıda bir iki çadır ve araba. Bunlar da herhalde hafta sonu piknikçileri olsa? Yalnız etrafta fazlasıyla naylon torba uçuşuyor. Pislemişler her yeri.

Yol hafif tırmanıyor, biraz iniyor sonra gene çıkıyor, dalgalı sürmekte. Asfalt ama. Hava parçalı bulutlu, rüzgar arkadan esmekte. Soldaki çeşmeden sularımı tamamlıyorum. Yol boyunca çeşmesi bol buranın.

Aşağıda uzakta termal binası gözükmekte. Havuzu ve içinde oynayan çocukların sesleri geliyor. Koca bir tesis sayılır. Bu bölgede amma çok termal var. Manyas-Gönen-Yenice-Çan... ve daha bir çoğu.

Yokuş aşağı inerek termal tesisinin kenarından transit geçip köylüden tarif alarak, ilkin sol sonra sağdan şeklinde devam ediyorum. Maps.me uygulamasının internetsiz haritaları da çok işe yarıyor. Önceden indirip ihtiyaç hâlinde kullanabiliyorsun. Oradan rota sağlaması yaparak devam ediyorum.

Tek başınayım, sağım solum orman. Kimsecikler yok. Sadece kafamın etrafında uçuşan sinekler, önümden kaçan böcekler ve ağaçların arkasında görmediklerim, ormanın yaşayan sakinleri.

Kaz Dağı çevresi büyük ölçüde ormanlar ile kaplıdır ve yakınında yerleşim oldukça seyrektir. Üst yokuşlardaki ormanlar başlıca Kazdağı Göknarı  Türkiye'de yalnızca Kazdağı'nda yetişen endemik bir göknar alt türünden oluşur. Dağın kuzey yamacında alt kesimlerde meşe ve bazı maki elemanları görülür. Daha yükseklere çıkıldıkça meşe-kestane-gürgen meşe-karaçam görülür. Kayın da Kazdağı bitki örtüsünün önemli bir kısmını oluşturur. Yaklaşık 600–700 m yükseklikten sonra Kazdağı Göknarı ile birlikte güzel görüntüler oluşturmaktadır.

[e], 17 km/10.30, ilk çentiği yedim. Tırmanıyorum (% 6), solda bir motosiklet, önünde çeşme ve tahta masa, ben de durayım gelmişken. Ama motorcu yok, herhalde alttaki derme çatma kulübede yatıyor, horlamasını duyuyorum. 362 m’deyim. Neyse suyumu tazeleyip, biraz nefeslenip, üç beş kayısı kurusu atıştırıp devam. Her sene buralardan orman yangını haberi alırız. Hangi sebeple çıktığı bilinmeyen bu yangınlar çoğu ihmal kaynaklı olmalı. Atılan bir izmarit, piknikçiler veya altın aramak, arazi açmak gibi nedenlerle.

Ve elma bahçeleri başlıyor. Ama öyle böyle değil, her yer, sağ sol elma, yeşili kırmızısı, ağaçların üstü dopdolu. Boşuna dememmişler Kızılelma. Köyün kenarından geçiyorum. Garmin’e bakınca 397 m’ye çıktığım görünüyor.

Adres doğrulamak için köylü kadınına sorduğum soruya “ha ha evet” şeklinde cevap veriyor. Bana kalırsa anlamıyor, her şeye evet diyor. Burası Karaköy mü dedim, he ya dedi, ama Kızılelma çıktı.

[e], 29 km/11.30, 2. çentik eksildi. Hava bulutlu, serinlik sürmekte. Güzel ama. Rüzgar yok, varsa da arkadan esmekte. Güneybatı yönündeyim. 432 m oldu. Şu sinekler de olmasa. Tırmanışta illaki size eşlik etmek istiyorlar. Kafamın etrafında sürüyle. Daha Karaköy’e gelmedim, devam tırmanmaya. 470 m’deyim. Solumda bir çeşme, önünde geviş getiren inekler. Çok çok güzelmiş buraları, dedikleri gibi var. Ne çok efsane anlatılır buraya ilişkin.

Bu şekilde keyifle geldiğim yer Karaköy. Motorlu genç beni kahveye çıkarıyor. Köye hafif tırmanılıyor. Sonra kahvesi artık “cafe” olmuş, kıraathanesi de adam dolu. Kendime bir yer bulup çaycı çocuk Ali’den 2 çay (40 krş) ve soda (75 krş) istiyorum. Büyükçekmece’de 2 damadı olan bir Karaköylü ile kısa bir sohbet. Karşıya Eminönü’ne geçeceğim... :)) Değil tabii, Çırpılar’a doğru yol alıyorum (12.47). Yol fazlaca yamalı, yeni dökmüşler, renginden belli. Sağda solda yığınla boş kasalar dizili. Köyden tarif ettiler: 7 km sonra mezarlık gelir, oradan sola sap. 7 değil de 5 km sonra geliyor. Demeselerdi kaçırabilirdim çünkü levhayı ters yöne koymuşlar, yani karşıdan gelenin göreceği şekilde.

Buradan da tırmanacağım, rotayı çıkartmıştım. Artık dayanamıyorum ve şu elmalardan bir tane tadacağım. Bu kadar çok ağaç hiç görmedim.  Neredeyse yerlere sarkıyor, çitlerin dışına uzanıyor elmalar. Ve böğürtlenler de olmuş. Her ikisinden göz hakkımı alarak devam ediyorum.

Kazdağları ve çevresinde anlatılan hikâyeler, ritüeller ve çeşit çeşit inanışların temelinde miras olarak bir sonraki nesle kalmış, sentezlenmiş bir kültürün varlığı hissedilir. Bölgeye yerleşen bir halk önceki halkların sözlü mirasına kendilerinden de eklentiler yaparak yeni yeni anlatılar ortaya çıkarmıştır. MÖ 7000’li yıllardan günümüze kadar motifler ortak olarak kullanılmıştır.

Yöredeki milletler, dinler ve mezhepler sürekli değişmekle beraber, değişmeyen "havasından mıdır yoksa suyundan mıdır” bilinmez, insanların düşünce tarzı oldu. Mitolojide, doğa şartları insan zihnini etkileyen en temel faktör olarak karşımıza çıkar. Yüksek ve heybetli bir dağ, denize akan bir nehir, bazen taşlık, bazense bereketli bir toprak, deniz ticareti yapmaya elverişli kıyılar: Troya, Sarıkız, Hasan Boğuldu anlatıları için son derece uygun koşullar yörede hazır bulunmaktadır.

[e], 49 km/13.27, 3. çentik adios. Çırpılar büyük demişti Fatoş, kasaba gibi diyordu. Durmuyor devam ediyorum. Ama yol, asfalt burada bitiyor ve toprak başlıyor. Köylünün lafıyla “karayol”. Ve de tırmanış! Ve de bir çatal. Sağ mı sol mu şimdi? Neyse harita sol diyor ve başlıyorum çıkmaya. Ekoyu geçtim, normal bile yetmiyor hay (high) konumda [e] desteğini açarak, taşların üzerinden, ara ara pati çekerek gidiyorum. 449 metreye geldim. 2-2,5 km kadar tırmanıldı. Yani sıkıntıyı bir yana bırakalım, etraf muhteşem. Hava serin serin esmekte. Şu ileride gözüken Toluklar olmalı. Rampa aşağı inmek çıkmaktan daha zor. Dikkatlice taşları kollayarak, kanalları atlayarak gider iken birden karşıdan 3 hızlı motorcu ve ardından bir 4x4 kılıklı kamyonet ortalığı toza dumana boğarak geçiyorlar yanımdan. İçine ettiniz güzelim havanın!

Torluklar’da Ayhan Usta (hanımı ve çocukları ile de tanışıp) bana Fatoş’un evini gösteriyor, anahtarı teslim ediyor. Köyde bakkal yok, tek bir kahve İzzet Abinin, o da akşam 5’ten sonra açılırmış.

Çok güzel, küçük bir köy evindeyim. Sessizliğin içinde. Duş alıyor, giysileri biraz havalanması için güneşe asıyor, az dinlenmek için sırtımı kanepeye yatırıyor... kendi evimde ancak bu kadar rahat olabilirdim. Sağ ol var ol Fatoş. Bir gün seninle de bu evin keyfine varmak isterim.

Saat 6 gibi havanın sıcaklığı hafiflediğinde biraz köyü dolaşmak üzere çıkıyorum. Fazla insan yok ortalıkta. Biraz aralara giriyor, Esin’in inşaatına bakıyor, sonra İzzet Abinin kahvesinde, orada cep telefonu çekiyor, sağa sola bir iki foto yolluyorum. Akşam yemeğine Ayhan Ustalar’dayım. Hanımının tam benlik yemekleri; yoğurtlu patlıcan-patates-biber kızartması, kuskus, hıyar-domates söğüş, taze fasulye, Bayramiç’ten gelmiş nefis bir ekmek, ardından taze incir ve sade kahve... daha ne olsun? Cengiz Usta ile de tanışıyorum, taş ustası. Her ikisi de Aydınlı. Çok yerde çalışmışlar, çok hikayeleri var. Ardından İzzet Abi’nin kahvesinde köyün sakinlerini, onlara has anlatımları, şiveleri, esprilerini dinleyerek geceyi tamamlıyorum.









Tur tarihi: 20 Ağustos 2016
Kat edilen mesafe: 51,13 km.
Ortalama hız: 13,9 km/sa.
Bisiklete biniş süresi 3 sa. 40 dk., dışarıda geçen süre 5 sa. 09 dk.  
En yüksek sıcaklık 38 ˚C, en düşük 27 ˚C, ortalama 30,2 ˚C
İrtifa kazancı (çıkış) 1108 m, kaybı (iniş) 825 m.
En düşük irtifa 75 m., en yüksek 470 m.
Garmin yol bilgisi Çan–Toluklar






Terziaalan Göleti 





Kazdağı Thermal Resort 






Toluklar    






























8. gün (devamı) Toluklar–Bayramiç - 6. gün (öncesi) Yenice-Çan