20 Ağustos 2016, Cumartesi / Çan – Toluklar, 51 km. (7. gün)
Rahat bir
uyku çektim. Neredeyse daha yatacaktım ama 7 buçuk olmuş. Neticede hazırlanmam
lazım. Bugün Kazdağları’na çıkacağım. Toluklar, Esin’in yeni köyü. Gerçi kendi
de yok, arkadaşı Fatoş da, ama bana evde gecelememe izin veriyorlar. Her
ikisine de çok teşekkürler.
ÖE’nin
odaları 4. katta, en üstte yani. İnmek çıkmak bir dert. Odamın müşterisi hazır
bile, erken gelmiş bekliyor. Ben de fazla bekletmeden odayı boşaltıyorum. Toparlanıp
kafeteryaya indiriyorum her şeyi. Çaycı 8 buçukta hazır olurum demişti ama eser
yok. Uyuya mı kaldı? Oğulcan beni yolcu etmeye gelmiş. Çok keyifli, olgun,
kendine güveni olan, hoş, liseli bir genç.
Adnan
Menderes Parkı’ndaki çaycıda kahvaltımı edip yola çıkıyorum. Hava biraz kapalı,
serin, bulutlar, rüzgar da var. Ama yağmur yok dedi çaycı. Çan’ı geride bırakıp
1 km‘lik rampayı tırmanarak başlıyor yolum (% 8-10). Asfaltın kaymak olması işi
kolaylaştırdı. Tabii [e] desteği de. Hep söylüyorum, asla böyle bir yolu inip
ertesi gün çıkmazdım.
Dün akşam
Md.Yrd. beyle uzun uzun sohbet ettik. İngilizce öğretmeni ve Erasmus projesi
kapsamında çokça yurt dışına çıkmış. Haliyle orası ile burasını
karşılaştırdığında ne kadar geride olduğumuz apaçık ortaya çıkıyor. 100 yıl diyor, 100 yıl geriden geliyoruz. Ne acı değil mi? Atatürk ülkenin gelişim
düzeyini yükseltmek için neden muasır medeniyetler seviyesini işaret etmiştir
dersiniz?
Kavşaktan
sola, dün geldiğim Yenice yolu, düz Bayramiç. Ben karşı soldan, Kazdağı Thermal
Resort yazan koca panoyu izleyeceğim. Ve girmemle yokuş aşağı gidiyor yolum.
Ohh, rüzgar da serin serin iyi geldi. Hemen 3 km sonra Karakoca Köyü. Burada da
kahvaltı yapmak mümkünmüş, uzak değil. Yol asfalt, kaba cinsinden. Ara sıra
geçen araçlar var, ama haliyle otoyol değil, daha sakin. Ağır ağır yükseleceğim
bugün, yarında Bayramiç’e doğru ineceğim. Alplerden sonra dünyanın en fazla
oksijen üreten Kaz Dağları’nı geçmek heyecan verici. Bol bol, derin derin
havayı çekiyorum içime.
Kaz Dağı ya da Kaz Dağları olarak iki biçimde
adlandırılan dağ büyük ölçüde Biga Yarımadası'nda uzanmaktadır. Kaz Dağları,
batıda Dede Dağı, ortada esas Kaz Dağı ve üç tepesi (kuzeyde Babadağ, ortada
Karataş tepe, güneyde Sarıkız tepesi), doğuda Eybek Dağı, kuzey doğuda Gürgen
Dağı ve Kocakatran Dağı’ndan oluşur.
Üç tepesi olan esas Kaz Dağı'nın en yüksek
tepesi 1774 metre olan Karataş tepesidir ve Balıkesir'in Edremit ilçesi Güre
beldesinin kuzey-kuzey batı istikametine düşmektedir. Çanakkale'nin Bayramiç
ilçesi Ayazma mesire yeri ise Kaz Dağı zirvesinin kuzey batısına düşmektedir ve
mesire yerine ulaşmak için Bayramiç'ten yaklaşık 17 km'lik Evciler Beldesi
yolunu takip edip Evciler'den sonra 6 km'lik yol aşılarak ulaşılabilir.
Yolum bugün
sırasıyla Terziaalan-Bardakçılar-Kızılelma-Karaköy-Çırpılar ve Toluklar
şeklinde sürecek. Çok çok güzel bir coğrafyadayım. Köknar ağaçları ve çam ağaçları
ile kaplı. Keçi sürüleri, peşinden koşan çobanlar, yayılmış inekler, tarlada
çalışanlar... Terziaalan da fazla uzak değil, hemen geliveriyor. Sağda bir
gölet, su toplama havzası. Hortumlarını uzatmış köylüler, su çekiyorlar. Karşı
kıyıda bir iki çadır ve araba. Bunlar da herhalde hafta sonu piknikçileri olsa?
Yalnız etrafta fazlasıyla naylon torba uçuşuyor. Pislemişler her yeri.
Yol hafif
tırmanıyor, biraz iniyor sonra gene çıkıyor, dalgalı sürmekte. Asfalt ama. Hava
parçalı bulutlu, rüzgar arkadan esmekte. Soldaki çeşmeden sularımı
tamamlıyorum. Yol boyunca çeşmesi bol buranın.
Aşağıda uzakta
termal binası gözükmekte. Havuzu ve içinde oynayan çocukların sesleri geliyor.
Koca bir tesis sayılır. Bu bölgede amma çok termal var. Manyas-Gönen-Yenice-Çan...
ve daha bir çoğu.
Yokuş aşağı
inerek termal tesisinin kenarından transit geçip köylüden tarif alarak, ilkin sol sonra sağdan şeklinde devam
ediyorum. Maps.me uygulamasının internetsiz haritaları da çok işe yarıyor.
Önceden indirip ihtiyaç hâlinde kullanabiliyorsun. Oradan rota sağlaması
yaparak devam ediyorum.
Tek
başınayım, sağım solum orman. Kimsecikler yok. Sadece kafamın etrafında uçuşan
sinekler, önümden kaçan böcekler ve ağaçların arkasında görmediklerim, ormanın
yaşayan sakinleri.
Kaz Dağı
çevresi büyük ölçüde ormanlar ile kaplıdır ve yakınında yerleşim oldukça
seyrektir. Üst yokuşlardaki ormanlar başlıca Kazdağı Göknarı Türkiye'de yalnızca Kazdağı'nda yetişen
endemik bir göknar alt türünden oluşur. Dağın kuzey yamacında alt kesimlerde
meşe ve bazı maki elemanları görülür. Daha yükseklere çıkıldıkça
meşe-kestane-gürgen meşe-karaçam görülür. Kayın da Kazdağı bitki örtüsünün
önemli bir kısmını oluşturur. Yaklaşık 600–700 m yükseklikten sonra Kazdağı
Göknarı ile birlikte güzel görüntüler oluşturmaktadır.
[e], 17
km/10.30, ilk çentiği yedim. Tırmanıyorum (% 6), solda bir motosiklet, önünde
çeşme ve tahta masa, ben de durayım gelmişken. Ama motorcu yok, herhalde
alttaki derme çatma kulübede yatıyor, horlamasını duyuyorum. 362 m’deyim. Neyse
suyumu tazeleyip, biraz nefeslenip, üç beş kayısı kurusu atıştırıp devam. Her
sene buralardan orman yangını haberi alırız. Hangi sebeple çıktığı bilinmeyen bu
yangınlar çoğu ihmal kaynaklı olmalı. Atılan bir izmarit, piknikçiler veya
altın aramak, arazi açmak gibi nedenlerle.
Ve elma
bahçeleri başlıyor. Ama öyle böyle değil, her yer, sağ sol elma, yeşili
kırmızısı, ağaçların üstü dopdolu. Boşuna dememmişler Kızılelma. Köyün
kenarından geçiyorum. Garmin’e bakınca 397 m’ye çıktığım görünüyor.
Adres
doğrulamak için köylü kadınına sorduğum soruya “ha ha evet” şeklinde cevap
veriyor. Bana kalırsa anlamıyor, her şeye evet diyor. Burası Karaköy mü dedim, he ya dedi, ama Kızılelma çıktı.
[e], 29
km/11.30, 2. çentik eksildi. Hava bulutlu, serinlik sürmekte. Güzel ama. Rüzgar
yok, varsa da arkadan esmekte. Güneybatı yönündeyim. 432 m oldu. Şu sinekler de
olmasa. Tırmanışta illaki size eşlik etmek istiyorlar. Kafamın etrafında
sürüyle. Daha Karaköy’e gelmedim, devam tırmanmaya. 470 m’deyim. Solumda bir
çeşme, önünde geviş getiren inekler. Çok çok güzelmiş buraları, dedikleri gibi
var. Ne çok efsane anlatılır buraya ilişkin.
Bu şekilde
keyifle geldiğim yer Karaköy. Motorlu genç beni kahveye çıkarıyor. Köye hafif
tırmanılıyor. Sonra kahvesi artık “cafe” olmuş, kıraathanesi de adam dolu. Kendime
bir yer bulup çaycı çocuk Ali’den 2 çay (40 krş) ve soda (75 krş) istiyorum.
Büyükçekmece’de 2 damadı olan bir Karaköylü ile kısa bir sohbet. Karşıya
Eminönü’ne geçeceğim... :)) Değil tabii, Çırpılar’a doğru yol alıyorum (12.47). Yol fazlaca
yamalı, yeni dökmüşler, renginden belli. Sağda solda yığınla boş kasalar
dizili. Köyden tarif ettiler: 7 km sonra
mezarlık gelir, oradan sola sap. 7 değil de 5 km sonra geliyor. Demeselerdi
kaçırabilirdim çünkü levhayı ters yöne koymuşlar, yani karşıdan gelenin
göreceği şekilde.
Buradan da
tırmanacağım, rotayı çıkartmıştım. Artık dayanamıyorum ve şu elmalardan bir
tane tadacağım. Bu kadar çok ağaç hiç görmedim.
Neredeyse yerlere sarkıyor, çitlerin dışına uzanıyor elmalar. Ve
böğürtlenler de olmuş. Her ikisinden göz hakkımı alarak devam ediyorum.
Kazdağları ve çevresinde anlatılan
hikâyeler, ritüeller ve çeşit çeşit inanışların temelinde miras olarak bir
sonraki nesle kalmış, sentezlenmiş bir kültürün varlığı hissedilir. Bölgeye
yerleşen bir halk önceki halkların sözlü mirasına kendilerinden de eklentiler
yaparak yeni yeni anlatılar ortaya çıkarmıştır. MÖ 7000’li yıllardan günümüze
kadar motifler ortak olarak kullanılmıştır.
Yöredeki milletler, dinler ve mezhepler
sürekli değişmekle beraber, değişmeyen "havasından mıdır yoksa suyundan
mıdır” bilinmez, insanların düşünce tarzı oldu. Mitolojide, doğa şartları insan
zihnini etkileyen en temel faktör olarak karşımıza çıkar. Yüksek ve heybetli
bir dağ, denize akan bir nehir, bazen taşlık, bazense bereketli bir toprak,
deniz ticareti yapmaya elverişli kıyılar: Troya, Sarıkız, Hasan Boğuldu
anlatıları için son derece uygun koşullar yörede hazır bulunmaktadır.
[e], 49
km/13.27, 3. çentik adios. Çırpılar büyük demişti Fatoş, kasaba gibi diyordu.
Durmuyor devam ediyorum. Ama yol, asfalt burada bitiyor ve toprak başlıyor.
Köylünün lafıyla “karayol”. Ve de tırmanış! Ve de bir çatal. Sağ mı sol mu
şimdi? Neyse harita sol diyor ve başlıyorum çıkmaya. Ekoyu geçtim, normal bile
yetmiyor hay (high) konumda [e] desteğini açarak, taşların üzerinden, ara ara
pati çekerek gidiyorum. 449 metreye geldim. 2-2,5 km kadar tırmanıldı. Yani
sıkıntıyı bir yana bırakalım, etraf muhteşem. Hava serin serin esmekte. Şu
ileride gözüken Toluklar olmalı. Rampa aşağı inmek çıkmaktan daha zor.
Dikkatlice taşları kollayarak, kanalları atlayarak gider iken birden karşıdan 3
hızlı motorcu ve ardından bir 4x4 kılıklı kamyonet ortalığı toza dumana boğarak
geçiyorlar yanımdan. İçine ettiniz güzelim havanın!
Torluklar’da
Ayhan Usta (hanımı ve çocukları ile de tanışıp) bana Fatoş’un evini gösteriyor,
anahtarı teslim ediyor. Köyde bakkal yok, tek bir kahve İzzet Abinin, o da
akşam 5’ten sonra açılırmış.
Çok güzel,
küçük bir köy evindeyim. Sessizliğin içinde. Duş alıyor, giysileri biraz
havalanması için güneşe asıyor, az dinlenmek için sırtımı kanepeye yatırıyor...
kendi evimde ancak bu kadar rahat olabilirdim. Sağ ol var ol Fatoş. Bir gün
seninle de bu evin keyfine varmak isterim.
Saat 6 gibi
havanın sıcaklığı hafiflediğinde biraz köyü dolaşmak üzere çıkıyorum. Fazla
insan yok ortalıkta. Biraz aralara giriyor, Esin’in inşaatına bakıyor, sonra
İzzet Abinin kahvesinde, orada cep telefonu çekiyor, sağa sola bir iki foto
yolluyorum. Akşam yemeğine Ayhan Ustalar’dayım. Hanımının tam benlik yemekleri;
yoğurtlu patlıcan-patates-biber kızartması, kuskus, hıyar-domates söğüş, taze
fasulye, Bayramiç’ten gelmiş nefis bir ekmek, ardından taze incir ve sade
kahve... daha ne olsun? Cengiz Usta ile de tanışıyorum, taş ustası. Her ikisi
de Aydınlı. Çok yerde çalışmışlar, çok hikayeleri var. Ardından İzzet Abi’nin
kahvesinde köyün sakinlerini, onlara has anlatımları, şiveleri, esprilerini dinleyerek
geceyi tamamlıyorum.
Tur tarihi:
20 Ağustos 2016
Kat edilen
mesafe: 51,13 km.
Ortalama
hız: 13,9 km/sa.
Bisiklete
biniş süresi 3 sa. 40 dk., dışarıda geçen süre 5 sa. 09 dk.
En yüksek
sıcaklık 38 ˚C, en düşük 27 ˚C, ortalama 30,2 ˚C
İrtifa
kazancı (çıkış) 1108 m, kaybı (iniş) 825 m.
En düşük
irtifa 75 m., en yüksek 470 m.
Garmin yol bilgisi Çan–Toluklar
Terziaalan Göleti |
Kazdağı Thermal Resort |
Toluklar |
8. gün
(devamı) Toluklar–Bayramiç - 6. gün (öncesi) Yenice-Çan