24 Şubat 2020

Küçükçekmece’den Büyükçekmece’ye, oradan Hezarfen Havaalanı’na bisikletle...

... nasıl gidilir? Çok kolay: Marmaray ile Mustafa Kemal istasyonuna kadar gider sonrasına pedal basarsın J

Bu pazar Haluk O. ile sabah 8.41 treninde buluştuk. Malumunuz Halkalı treni 15 dakikada bir geldiğinden bir kaç dakika erken peronda olmakta yarar var, kaçırmamak için. Biz de aynen yapıp gelen trenin ilk vagonunda Haluk’u buluyoruz. Bir durak öncesinden binmişti, Küçükyalı’dan. Sabah daha erken, üstelik de pazar, fazla yolcu yok. Ancak yapılan anonslarda Yenikapı-Kazlıçeşme arasındaki çalışma nedeniyle aktarmalı olduğunu öğreniyoruz. Bu durum biraz ters, boşken yer bulmak kolay ancak doldukça bisikletleri sokmak zorlaşır.

Neyse, Yenikapı’da inip karşı yolda bekleyene biniyor, bir durak sonra, Kazlıçeşme’de gene inip karşıda bekleyene binerek aktarma işlemini gerçekleştirmiş olduk. Bu saatte sıkıntı olmadı ama dönüşte nasıl olacak merakı içindeyim?

Mustafa Kemal durağında inip göl kenarındaki yoldan keyifle Küçükçekmece’ye doğru pedallıyoruz. Her şey boşken daha keyifli. Buraya geçenlerde dolu saatinde gelmiştik de, değil bisikletle yürüyerek zor geçiliyor. Bütün civar semt buraya inmiş gibiydi.

Hava açtı, güneş yüzünü gösterdi, içimizi güzel ısıtıyor. Sabah evden Bostancı istasyonuna inerken bayağı üşütmüştü. Hatta keşke kalın eldivenleri giyseydim dedirtti.
Avcılar değişen kıyı çizgisi 

Evet, Küçükçekmece geride kaldı, Avcılar Sahil Parkındayız. Burası da bir dolgu alanı. Yüz ölçümü 5 bin 313 kilometrekare olan İstanbul’un 39 ilçesi içinde en büyüğü 1043,58 kilometrekare ile Çatalca, en küçüğü ise 7,17 kilometrekare ile Güngören. Oysa İstanbul’un gayri resmi bir ilçesi daha var. O da 1980’lerin başından bu yana denizden alınan ve büyüklüğü altı kilometrekareye yaklaşan dolgu alanları. 2000’den bu yana doldurulan alanların yüz ölçümü, 2,34 km2’lik Heybeliada’dan büyük olduğu söyleniyor. Ve beklenen İstanbul depremi karşısında bakalım nasıl bir duruş sergileyecekler?!!!

Hacı Osman Ağa Camisi karşısındaki Çınaraltı Cafe’de kahvaltımızı ediyoruz. Tam ayrılırken yanımıza gelen, isminin Cengiz olduğunu öğrendiğimiz bey bizi 2 ay önce açılmış olan Anka Bisiklet Kulübü Derneği’ne davet ediyor. Hemen iki sokak ötede. Minik de bir kafeleri var. Daha önce çayımızı içmemiş olsaydık buraya konuşlanırdık. Belki gelecek sefer. Teknik destek de veriliyor burada. Yani bir sorununuz olursa rahatlıkla çözüm üretebilirler. Cyclist dergisinde ayrıntılı tanıtılmış, buradan okuyabilirsiniz. (*)

Çekilen bir anı fotosu sonrasında Cengiz Bey’den ayrılıyor ve Büyükçekmece’ye doğru ilerliyoruz. Bu yolu daha önce çokça yapıp, gezi notları ve bölgeye ilişkin bilgileri burada tekrar etmemek için size bağlantılarını vereceğim: Keşif Turları; Halkalı-1 ve Keşif Turları; Halkalı-2. Bunları tıklarsanız oldukça ayrıntılı anlatılmış bilgilere ulaşabilirsiniz.

Geçenlerde arkadaşım Osman'la konuşurken ilgi çekici bir bilgi edindim: Vera Rubin. Daha fazlasını merak ettim ve ilginç yaşamını öğrendim: 

Bilim dünyasındaki cinsiyetçiliğe göğüs geren Vera Rubin

Öncü astronom ve karanlık maddenin varlığını kanıtlayan astrofizikçi Vera Rubin, 23 Temmuz 1928’de dünyaya geldi. Rubin’in devrimci çalışması The New York Times tarafından “Kozmik Bilinçte Kopernik ölçekli değişimin başlamasına yardımcı oldu” diye tarif edildi. Nobel Fizik Ödülü için adı sıkça gündeme gelen ve 1993 yılında Ulusal Bilim Madalyası’na layık görülen Rubin, aynı zamanda kariyerinin her yerinde cinsiyet ayrımcılığına karşı savaş verdi. Bu onu bilim dünyasındaki kadınlar için bir rol model ve gözü pek bir kadın hakları savunucusu haline getirdi. 

Rubin bir keresinde şöyle yazmıştı: “Üç temel varsayım ile yaşıyor ve çalışıyorum: 

1- Bilimde erkeğin çözebilip, bir kadının çözemeyeceği hiçbir sorun yoktur.
2- Dünya genelindeki beyinlerin yarısı kadınlara aittir.
3- Bilim yapmak için hepimiz izne ihtiyaç duyarız ama tarih boyunca derin bir biçimde kökleşmiş nedenlerden dolayı izin, kadınlara verildiğinden daha çok erkeklere verilmektedir.

Kadın Bilimci Olmak...

Philadelphia’da Doğu Avrupa’lı göçmen olarak doğan Rubin, ilk basit teleskopunu küçük bir çocukken bir mukavva tüpünden yaptı ve 10 yaşına kadar uzay hakkında araştırma yapmayı hayal etti. O zamanlar sadece erkeklere ait olduğu düşünülen bir dünyaya girdiği konusunda hiçbir fikri yoktu: “Erkek ya da kadın tek bir gökbilimci bile bilmiyordum. Bütün gökbilimcilerin erkek olduğunu düşünmüyordum, çünkü bilgim yoktu” diyor Rubin. 

1948’de Vassar Koleji’ndeki astronomi eğitimi gördükten sonra Princeton Üniversitesinde astrofizik eğitimi almayı planlayan Rubin, Princeton’ın, lisansüstü programına kadınları kabul etmeyip, ders kataloğu bile göndermeyi reddetmesiyle sarsıldı. Bunun üzerine, Cornell’de mastır ve Georgetown’da doktora eğitimini tamamladı. Fakat Rubin’in sekssizimle mücadelesi bitmemişti. Carnegie Enstitüsü Kara Mıknatıs Departmanına katıldıktan sonra bile, araştırmalarını yapmak için gerekli ekipmanlara ve tesislere erişmek için savaş vermek zorunda kaldı. Bunların yanı sıra 1964 yılında Kaliforniya'daki Palomar Gözlemevi’ndeki sitenin 200 inç teleskopunu kullanma izni alan ilk kadın oldu. Ancak, gözlemevinin bir kadın tuvaletinden yoksun olduğunu keşfetti. Buna karşılık Rubin, kağıttan eteğe benzeyen bir şekil kesip banyo kapılarından birine yapıştırıp “Al işte; artık bir kadınlar tuvaletiniz var” mesajı verdi. Başka bir seferinde de, ünlü astrofizikçi George Gamow’la görüşme fırsatını elde ettiğinde çok heyecanlandığını fakat kadınların üst kattaki ofislere çıkmasına izin verilmemesinden dolayı lobide konuşmak zorunda olduklarını öğrendiğinde duyduğu hayal kırıklığından bahseder Rubin.

Rubin’in Yeni Dünyası

Alanındaki ilk kadınlardan biri olarak karşılaştığı zorluklar göz önüne alındığında, Rubin'in 20. yüzyılda astronomide en önemli ve temel ilerlemelerden biri olarak kabul edilen buluşunun aslında çok daha olağanüstü bir başarı olduğu görülür. Gökbilimci Emily Levesque, bu yıl Astronomi dergisine verdiği söyleşide “Karanlık maddenin varlığı, evren hakkındaki konsepti ve alanımızı kökten değiştirdi” ifadelerini kullandı. Rubin’in karanlık maddenin varlığını kanıtlaması, uzak galaksiler üzerine yaptığı çalışmalar sonucunda ortaya çıktı. Rubin ve meslektaşları, gözlemler doğrultusunda, galaksi dönüş probleminin ve gerçek açısal momentum ile gözlemsel açısal momentum tahminleri arasındaki tutarsızlığın nedenini keşfettiler: karanlık madde. Karanlık madde evrenin nasıl genişlediğinin açıklanması için gerekli olan “Evrenin kayıp kütlesiydi”. 

2016’da 88 yaşında ölen Rubin, uzun kariyeri boyunca daha önce bilinmeyen galaksiler de dahil olmak üzere yeni keşifler yapmaya devam etti. Rubin’in de söylediği gibi, “Yeni bir dünyaya baktık ve hayal ettiğimizden daha gizemli ve daha karmaşık olduğunu gördük. Evrenin hâlâ açığa çıkmamış birçok gizemi bulunmaktadır. Onların keşfi, geleceğin maceracı bilim insanlarını bekliyor.”

Bilim, bayılıyorum bu sözcüğe. Nedir bilim? İnsanların deney ve gözlem yaparak sahip oldukları bilgi birikimine deniliyor. Bil sözcüğünden türetilmiş, bellekte iz bırakan anlamında. Evrende her alanda net bilgiye sahip olabilmek için mutlaka bilimden yararlanılır. Bugün gelişmiş tüm ülkeler bilimle tekniği kaynaştıran ülkeler. Geri kalmış ülkeler ise, hala geçmişin garip inanç ve kavgalarından kurtulamayan ülkeler. Çağımız insanının çok değişik ihtiyaçları ancak bilimin ve tekniğin gücüyle karşılanabilir. Türkiye için de bilimin dışında bir çıkış yolu yok.
Hezarfen Havaalanı

Bu gezimizde ilk olarak Hezarfen Havaalanı’na giriyoruz. Büyükçekmece Gölü'nün kuzeyinde, tam 500 dönümlük bir arazi. 1992'den beri Türkiye’nin uluslararası tescilli ilk özel havaalanı olarak hizmet vermekte. Havada rüzgar da olmayınca tek pervaneli minik uçakların kalkıp indiğini görmekteyiz. Kantini varmış. Acıkmıştık da. Fazla yemek seçeneği yok ama yayla çorbası bize yetiyor. Burası zaman zaman rock konserleri için de kullanılmıştı. Bir başka köşede model uçakların uçurulduğunu görmekteyiz. 120 m uzunluğunda bu işe uygun bir pistinin olduğu söylenmekte. Bir de ‘crawler’ yazıyordu girişteki tanıtım panosunda. Hani şu kocaman tekerlekli, 4x4 modifiye edilmiş araçlarla dağ-bayır-taş tırmanılan gösteriler. Ama sanırım buradaki mini. Yani model araçlarla oynanan. Çünkü öylesine geniş bir arazi yok etrafta.

Başakşehir sınırlarına girdiğimizde trafik çoğalmakta ve azgınlaşmakta. Dev dev binalar dikilmiş ve halen dikilmekte. Buraları dolduracak insanlar nerede bekleşiyorlar acaba? İstanbul içinden çıkılmaz bir hal aldı. Sanki Türkiye’nin başka yeri yokmuş gibi her şey buraya.

Dönüş için Halkalı’dan trene bindik. Gene Kazlıçeşme’de aktarıp Yenikapı’da tren bekliyoruz. Ama önümüzde öylesine bir kalabalık var ki velespitlerle binmek na:mümkün. Marmaray sitesinde bu durumdan söz etseydi hiç bu tarafa gelmez Gebze’ye giderdik. Ancak yapılacak bir şey yok. İstasyondan çıkıp sahilden Karaköy, oradan Kadıköy’e gemiyle ve sonrasını da pedalla. Bu durumda 113 km oluyor gezimiz. Sabah 8’de çıktık akşam 9’da döndük. Epeydir karanlıkta bisiklete binmiyorduk.










Küçükçekmece’den Büyükçekmece’ye, oradan Hezarfen Havaalanı’na bisikletleDudullu-Bostancı-(tren) Mustafa Kemal-Avcılar-Ambarlı-Gürpınar-B.Çekmece-Ahmediye-Bahşayış-Hezarfen H.-Karaağaç-Altınşehir-Halkalı-(tren) Yenikapı-Karaköy-(gemi) Kadıköy-Dudullu

Tur tarihi: 23 Şubat 2020
Kat edilen mesafe: 108,5 km.
Ortalama hız: 15,2 km/sa.
Bisiklete biniş süresi 7 sa. 9 dk., dışarıda geçen süre 12 sa. 46 dk.
En yüksek sıcaklık 18 ˚C, en düşük 5 ˚C, ortalama 12,2 ˚C
İrtifa kazancı (çıkış) 1393 m, kaybı (iniş) 1413 m.
En düşük irtifa 0 m., en yüksek 185 m.






Küçükçekmece Gölü




Avcılar sahili

İletişim 0535 5527180

Pamuk Hanım güneşleniyor



Cengiz Bey ile





İleride yeni Balık Hali

Beylikdüzü sahili

Bugün gördüğümüz tüm köpekler güneşleniyor


Gürpınar sahili






Tarihi Sinan Köprüsü, Büyükçekmece



Büyükçekmece Gölü

Hezarfen Havaalanı



Sürücü adayı manevra yapıyor

Buraları dolduracak insanlar nerede bekleşiyorlar acaba? 






(*) [08:21, 6/15/2020] Mustafa Dorsay: cengiz bey, günaydın. umarım daha iyisinizdir. başınıza gelenleri duyduk, geçmiş olsun. acil şifalar dileriz. nasıl niye niçin oldu bilemiyorum ama insanlıklarını unutmuş mahlukların arasında yaşıyoruz. umarım adalet gerekli cezayı verir. en kısa zamanda tekrar sele üzerine oturmanız dileğiyle, esen kalın... mustafa&firuzan

[12:02, 6/15/2020] Cengiz Türkmen: Merhabalar. Çok teşekkür ederim çok iyiyim ve daha da iyi olacağım inşallah.