30 Nisan 2018

[bisikletle]Türkiye: Lidyalıların İzinde

Anadolu'nun batısında, Gediz ve Menderes ırmakları arasında kalan bölgeye Antik Çağ’da Lidya, bu topraklarda yaşayanlara da Lidyalılar denilmiştir.
Hint-Avrupa kökenli bir kavim olan ve doğudan Anadolu'ya gelen Lidyalılar, önce Hititler'in daha sonra da Frigler'in egemenliği altında yaşadılar. Frigya’nın yıkılmasından sonra Kral Giges zamanında bağımsız bir devlet kurdular (MÖ 687). Başkentleri dönemin en büyük ve zengin kentlerinden olan Salihli yakınlarındaki Sardes’di. Kral Giges devletin sınırlarını genişletti. Doğu sınırları Kızılırmak ırmağına dayandı. Kimmerler’e karşı 
Asurlular’la iş birliği yaptı ve bunun sonucunda Kral Yolu Asur'a kadar uzandı. Kral Alyattes zamanında Medler’le savaş yapıldı. MÖ 585 yılında barış yapılarak Kızılırmak iki devlet arasında sınır oldu. Son kralları Krezus 
dönemi Lidya’nın en parlak zamanı oldu. Başkentleri Sardes aynı zamanda dönemin kültür ve sanat merkeziydi. Ancak bu durum uzun sürmedi. Adalar Denizi'ne (Ege) çıkmak isteyen Pers Kralı Kirus, Mısır'la ittifak yapan Lidya Kralı Krezus'u yenerek Lidya Krallığı'na son verdi (MÖ 546). 

Tarihte ilk kez madenî parayı basıp kullanarak ticaretteki takas usulüne son veren bu müthiş uygarlığın izlerini süren kültürel bir yolculuk; Lidyalıların İzinde.
Lidyalıların İzinde













29 Nisan 2018, Pazar / Mudanya – Görükle, 43 km (1. gün)

İDO biletim 9.50’ye idi. Çantaları zaten geceden hazır etmiştim. Sabah 7’ye kurdum saati. Gece rüyalarla geçti. Nedense son günlerde gördüklerimi hatırlıyorum. Daha doğrusu film izler gibi geçiyor. Hatta bazen, sanki derin uykuda değilim, müdahale ediyorum J Neyse. Hazırlandım, hafif bir kahvaltı ve Firuzan’ın eşliğinde Kadıköy iskelesine pedalladık. Hem pazar hem erken (saat) olması nedeniyle sıkıntılı bir trafik yok. Minibüs yolu da rahat. Gün içerisinde buradan gitmek ölüm. Devamlı önünde duran araçlar L

Bisiklet yüklü; 25 kg çantalar, 25 kg bisiklet, üstüne de ben bindim mi 140 kg ile hareket ediyoruz. İlk başta gidonun ağırlığı garip geliyor. Tank gibisin. Ama kısa zamanda anatomisine alışıyor insan.

Erken vardık iskeleye. Güvenlik kontrolünden bisiyi geçirip bıraktık içeride. Sonra birer çayla kapıdaki kafede oyalandık.

Düzgün bir şekilde velespiti güverteye sabitledikten sonra ön sıralardaki yerimi alıyorum. Kadıköy’den fazla binen olmadı. Herhalde boş yerler Yenikapı’da dolacaktır.

Bebelerle dolu içerisi. Ağlayan vızlayan, pusetle tur atan... Curcuna, sabah sabah da pek çekilmiyor. Arkamdaki sırada birbirlerini uzundur görmemiş okul arkadaşları yüksek sesle aradaki zamanı tamamlamakla meşguller. Sen ne yapıyorsun, kaç çocuğun var, nerede oturuyorsun, hiç değişmemişsin,  yok Ali nerede, yok Ayşe niye gelmedi... Kafa ütüleyici bir muhabbet.

İki saatlik bir deniz yolculuğu sonrası Güzelyalı iskelesine varıyoruz (11.50). Buraya 3’üncü gelişim oluyor. Bugün gideceğim yolu ise 2’nci defa geçeceğim. İki sene önce yazın bir Marmara-Trakya turunda gelmiştim. Hatırlarım sanıyordum ama fazla bir şey kalmamış kafamda. Sora sora eski Mudanya yoluna çıkıyorum. Hava sabah biraz serindi ama şimdi ısındı. Üstümdekinin kollarını söküyor, yeleğe dönüştürüyorum. Bacaklıkları da indirdim. Biraz olsun hafifledim. ... Eski yoldan fazla gitmeden sağdan, Yörükali diye 2 kilometrelik bir yola sapıyorum. Şimdi keyifleniyor etraf. Köy yolları bisikletin en büyük keyfi. %3 ile başlıyoruz tırmanmaya. Kısa mesafede amma dikleştik, sıkılaştı rampa. %16’yı gördüm ekranda. Eco yetmiyor Normal ile devam. Hatta bazı yerlerde High gerekiyor, dönemeçleri de dıştan almak lazım. İçi herhalde %20’dir.

Burası zeytin ve incir bölgesi. Bolca sıkımhaneler, satış tezgahları var. Öğlen sıcağında yol almaktayım. Geçen gelişimde akşamüstü güneşiydi, etraf kızıla boyanmıştı. Daha güzel gözüküyordu. Şimdi ise parlak ışık altında o günkü keyfi alamıyorum. Ama güzel olan doğanın uyanışı, etrafın yeşilliği, tarlalar çiçek açmış, sarılar, morlar, kırmızılar kaplamış. [e] 18 km/%20 harcandı.

Tereddütte kaldığım yerlerde yön sorarak sürüyorum. Hatırlarım sanmıştım ama pek de kafamda kalmamış. Yol çıktı çıktı sonra güzelce inmeye başladı. Önce İpekyayla (burada suyumu doldurdum) sonra Yaylacık ve Balabancık. [e] 24,5 km/13.11/%40 harcandı.  Evet, burayı hatırladım, mola vermiştim. Gene aynısını yapıyor iki çay eşliğinde dinleniyorum (75- krş.). Bu sefer daha kestirme bir yoldan geldim. Yay çizmeden. 5-6 kilometre herhalde kazandım. Bundan sonra bildiğim yoldan Görüklü içine vardım. Güzel bir yer, bolca kıraathane, çokça kağıt oynayanlar. Bir kaç lokanta, market geçtikten sonra Uludağ Üniversitesi’nin girişi ve misafirhanedeyim. Odaya yerleşme, duş, masaüstü işler ve şöyle biraz uzanmaca.

“Hair” müzikali vardır, bilirsiniz. Tam 50 yıl önce bugün ilk kez Broadway’de sahnelendi. O günlerde açık açık cinsellik içeren metni yüzünden kışkırtıcı olarak nitelenir, bununla birlikte kısa süre içinde Vietnam Savaşı’na karşı çıkan "hippilerin" sembolü haline geldi. 1971'de Engin Cezzar'ın rejisiyle Türkiye'de de oynandı. O dönemin  kuşağı hatırlar. Manhattan’da yaşayan bir grup barışçı gencin hikayesini anlatan müzikal 1979’da Milos Forman tarafından başarıyla sinemaya da uyarlandı. İngiliz BBC tarafından yapılan bir araştırma, 4 yıl aralıksız Broadway’de sahnelenen müzikalin aylarca müzik listelerinin zirvesinde kalan "Let The Sunshine In", "The Age Of Aquarius", "I Got Life" gibi şarkılarının hala en çok dinlenen şarkılar arasında yer aldığını ortaya koyuyor. 

Karnım açıktı, saat de 4’ü geçti. Geçen gelişimde üniversite yerleşkesi içindeki hastane yakınında bir lokantada yemiştim. Pek de güzel değildi yemekleri. Ancak geç kaldığımdan başka seçenek yoktu. Resepsiyondaki beye soruyorum yemek işini; “Görüklü’ye gidin, orada seçenek çok.”  “Nasıl gideceğim peki?”  “Hemen önümüzden geçen minibüse binin, sizi götürür getirir.” Harika, atlıyorum ve 2 liraya Görüklü’ye geliyorum. Yolda sürücü ile yaptığım konuşmada Şehzade Lokantasının sulu yemek çıkardığını öğrenince yakınında iniyorum.  Görüklü ne güzelmiş. Ben görmemişim geçen gelişimde bir şey. Bir ana cadde boyunca karşılıklı dizili yiyecek-içecek, giyim-kuşam, alış-veriş yerleri. Ve yollar gençlerle dolu. İşte üniversite şehri olmanın farklılığı-avantajı. Uludağ Üniversitesi buraya hayat katmış. Tek bir yaşlı görmedim, çalışanlar bile genç. Harika bir yer. Çanakkale de aynen böyleydi, gençlerle dolu. Hepsi de çağdaş giyimliler. Bugün GS-BJK maçı var, anlaşılan. Ortalık iki tarafın fanatikleriyle dolu. Yüksek sesle şarkı söylüyorlar parklarda.

Şehzade Lokantası da bugüne kadar gördüğüm en zengin vejetaryen mönüye sahip. Yiyecek çok şey var, ben (yoğurtlu) ıspanak, kızartma ve bulgur alıyorum. Hepsinden az az. Yanına turşu getiriyorlar, sonra da çay (ikramları). Hepsi 18 lira. Biraz cadde boyunca yürüyor, dükkanlara ve insanlara bakarak dolaşıyorum. Gloria Jean’s Coffees’i görmemle bir doppio espresso eşliğinde bir iki telefon konuşmasını da yaptıktan sonra serinleyen hava artık beni misafirhaneye gitmeye zorluyor. Tekrar minibüse atlayıp odama dönüyorum. Geceleme ücreti 40 lirayı da ödedikten sonra yarının hazırlığına geçiyorum.

Gözlerimi kapamadan odanın penceresinden gördüğüm müthiş bir dolunayı bir süre izliyorum. Gümüş ışığı yatağımın kenarına kadar düşüyor, odayı aydınlatıyor. 


Uludağ Ü. Misafirhane 0224-2940702 / 2940710














Mudanya – Görükle
Tur tarihi: 29 Nisan 2018
Kat edilen mesafe: 43,09 km
Ortalama hız: 15 km/sa
Bisiklete biniş süresi 2 sa. 52 dk., dışarıda geçen süre 6 sa. 12 dk.
En yüksek sıcaklık 34 ˚C, en düşük 17 ˚C, ortalama 27,5 ˚C 
İrtifa kazancı (çıkış) 698 m, kaybı (iniş) 713 m
En düşük irtifa 1 m, en yüksek irtifa 392 m

Garmin yol bilgileri Mudanya–Görükle

Relive yol bilgileri Mudanya–Görükle



Çok güzel etraf. Köy yolları bisikletin en büyük keyfi.

Burası zeytin ve incir bölgesi.


Yol çıktı çıktı sonra güzelce inmeye başladı. Önce
 İpekyayla (burada suyumu doldurdum) sonra Yaylacık ve...  

... Balabancık. Evet, burayı hatırladım, mola
 vermiştim. Gene aynısını yapıyor iki çay eşliğinde dinleniyorum.

Bildiğim yoldan Görüklü içine vardım. Güzel
 bir yer, bolca kıraathane, çokça kağıt oynayanlar...


Bisiklet yolu bile var J

Şehzade Lokantası

Bir ana cadde boyunca karşılıklı dizili yiyecek-içecek,
 giyim-kuşam, alış-veriş yerleri. Ve yollar gençlerle dolu...

... Görüklü ne güzelmiş, geçen gelişimde iyice görmemişim.

Gloria Jean’s Coffees’i görmemle bir doppio espresso
 eşliğinde bir iki telefon konuşması da yapıyorum.



























































































(devamı) 2. gün Görüklü–Orhaneli



[bisikletle]Türkiye: Lidyalıların İzinde

Mudanya–Görükle = 43,09 km






Akhisar–Manisa = 51,81 km

Manisa–Salihli = 76,51 km

Salihli–Kula = 48,22 km

Kula–Uşak = 76,59 km

Uşak–Eşme = 67,73 km

Eşme–Buldan = 75,10 km

Buldan–Nazilli = 84,89 km

Nazilli–Aydın = 47,20 km

Aydın–Bozdoğan = 72,83 km

Bozdoğan-Yatağan = 57,03 km

Yatağan–Muğla = 32,63 km


Çıtlık–Dalyan = 59,50 km

Dalyan–Fethiye = 63,62 km

Fethiye–Gelemiş = 81,12 km

Gelemiş–Kaş = 52,43 km

Kaş–Demre = 67,61 km

Demre–Karaöz = 59,64 km

Karaöz–Tekirova = 47,55 km