24 Ekim 2021

Sosyalist Belediye Başkanı Hidalgo Paris'i 'bisikletin başkenti' yapmak istiyor

Paris Belediye Başkanı Anne Hidalgo ikinci kez belediye seçimlerini kazandıktan sonra, "Paris'in dünyanın bisiklet başkenti olmasını istiyorum" demişti, bu konuda gelen bazı tepkilere rağmen, ciddi bir politika izlemeye başladı.

 

Anne Hidalgo, küresel ısınma ile mücadele kapsamında, başkentteki fosil yakıtlı araç sayısı minimum seviyeye indirmek ve bisikleti teşvik etmek için yoğun bir çaba sarf ediyor. Sosyalist Parti adına gelecek cumhurbaşkanlığı seçimleri için adaylığını açıklayan Hidalgo'nun çevreci politikası başkentte çoğunluk tarafından kabul görüyor. Fakat, bisikleti teşvik eden politika, kısa yolculuklar yapan büyük şehir sakinleri arasında geniş bir destek bulurken, ulaşımın daha zor olduğu ülkenin diğer bölgelerinde çok karşılık bulmuyor.

 

“Amacımız şehrimizi yüzde 100 bisiklet dostu yapmak”

 

Kentsel dönüşümden sorumlu belediye başkan yardımcısı ve Yeşiller Partisi üyesi David Belliard, AFP'ye verdiği demeçte, "Amacımız şehrimizi yüzde 100 bisiklet dostu yapmak" dedi.

 

Paris Belediyesi, 2026'ya kadar kent içi ve banliyölerdeki ana bisiklet yollarının sayısını artırmak ve hazır olan yolları daha güvenli hale getirmek için 180 milyon avroluk bir bütçe hazırladı. Ayrıca 2026 yılına kadar Paris'in bisikletlere ayrılmış 100 bin yeni park yerine sahip olacağını ve bunların 40 binin özellikle tren ve metro istasyonlarının yakının olacağı açıklandı. Kentin bazı yoğun noktaları da otomobil trafiğinden tamamen arındırılmış, bisikletçiler ve yayaların hizmetine sunulacak.


Paris ayrıca şehir içi araç trafiğini daha da azaltarak şehirler arası araç geçişini sonlandırmayı ve şehir merkezinin belirlenmiş bölgelerinde araç trafiğini yarıya indirmeyi hedefliyor.

 

Paris bisikletçiler için ideal bir şehir mi?

 

Hidalgo, son yıllarda sıfır emisyonlu mobileteyi destekleyen çevreci politikaları ile öne çıkıyor. Hatta, sosyalist belediyenin kentsel otoyollarda bisiklet ve yayalar için bölümler ayırması, şehrin birçok caddesini arabalara yasaklaması ve şehir içi hızı saatte 30 km ile sınırlandırması birçok sürücünün tepkisini çekti.

 

Belliard'a göre, başkentte insanları bisikletten uzaklaştıran en büyük etkenlerden biri önüne geçilemeye hırsızlık vakalarının artması. Bu konuda da Paris Belediyesi yeni düzenlemeler üzerinde çalışıyor.

 

Paris şu anda bisikletçiler için uygun şehirler sıralamasında diğer tüm mega şehirlerin önünde, ancak yine de Avrupa bisiklet modelleri olan Kopenhag ve Amsterdam'ın çok gerisinde.

Euronews






Katkıları için Gülsevil’e teşekkürler.

 

 





İlginizi çekebilir Ford Kapı Açma Teknolojisi Geliştirdi; Bisiklet, Motosiklet ve Scooterlar Artık Daha Güvende, İstanbul'dan Hatay'a giden triatlon sporcusu dehşeti yaşadı, Liv 2020–Kadın markası yeni Thrive E+ Pro ve Thrive E+ EX Pro e-Bisiklet modellerini tanıtıyor

9 Ekim 2021

Hem Bebek Arabası Hem De Bisiklet İçin Çocuk Koltuğu


Gerektiğinde bir bebek arabasına da dönüşen çocuk bisiklet koltuğu Påhoj bisiklete binmeyi seven ebeveynlerin hayatını kolaylaştırıyor.

 

Çocuğunu bisiklet koltuğuna oturtarak gezmek bisiklet sürmeyi seven ebeveynlerin güzel havalarda yapmak isteyeceği aktivitelerden biri. Ancak bisikleti bir kenara park edip biraz da yürüyüş yapmak istediklerinde çocuklarını kucaklarında taşımaları gerekiyor çünkü bisiklette ayrıca bir bebek arabası taşımak oldukça zahmetli.

 

Endüstriyel tasarımcı Lycke von Schantz bu noktadaki sıkıntıyı fark edip harekete geçiyor. İsviçre’de büyüyen ve bir süre Amsterdam’da da yaşayan tasarımcı için bisiklet hayatın bir parçası. Bu nedenle de bisiklet üzerinde düşünmeye, ulaşım aracını daha fonksiyonel hale getirmeye kafa yoran birisi. Malmö’de yaşayan serbest tasarımcının geçmişinde uluslararası şirketlerle yapmış olduğu projeler de bulunuyor. Bisiklete binmeyi seven ebeveynlerin hayatını kolaylaştırma fikri üzerinden doğan Påhoj, tasarımcının yüksek lisans tezi olarak ortaya çıkardığı projenin ürünü.

 

Påhoj bisikletli ebeveynlerin çocuklarını taşımasını kolaylaştırıyor

 

Påhoj bisiklet koltuğu, çocuklu ailelerin rahatlıkla bisiklet gezintisi yapmasına imkan tanırken bisiklet kullanılmadığı zamanlarda da bir bebek arabasına dönüşen kullanışlı bir tasarım. Hem bir bisiklet koltuğu hem de bebek arabası olabilen ürün kendi başına oldukça yenilikçi bir ürün olmasının yanı sıra ulaşım için daha çevreci ve sağlıklı bir yolu tercih etmek isteyen ebeveynler için teşvik edici oluyor.


Şehirde gezinirken daha fazla esneklik sunan Påhoj, 4 yaşa kadar olan çocuklar için ideal. 22 kilograma kadar ağırlık taşıyabilirken 110 santimetre boyuna kadar olan çocuklar rahatlıkla kullanabiliyor. Koltuk bisiklet selesinin olduğu iskelete bağlanan bir aparat sayesinde kolayca monte ediliyor. Sırt kısmı delikli olan koltuk çocuklar için uygun havalandırmayı sağlarken koltuk boş olduğunda ise bu delikler rüzgarın direnç göstermesini engelliyor ve sürüş deneyimini kötü yönde etkilemiyor.


İki işlevi de gerçekleştirebilen Påhoj, oldukça iyi düşünülmüş bağlantı parçaları sayesinde kolaylıkla kurulabiliyor. Ürün estetik görünümünün yanı sıra birkaç aksesuarla farklı hava koşulları için de özelleştirilebiliyor.






6 Ekim 2021

Garanti BBVA'dan Elektrikli Bisiklet Ürünlerine Özel Alışveriş Kredisi


İstanbul (AA) - Garanti BBVA, Alba Elektrikli Ulaşım Sistemleri ile gerçekleştirdiği iş birliği kapsamında müşterilerine elektrikli bisiklet ürünlerine özel alışveriş kredisi sunuyor.


Garanti BBVA'dan yapılan açıklamaya göre, yenilikçi ürün ve hizmetleriyle müşterilerinin hayatına değer katma vizyonu, sürdürülebilirlik ve enerji verimliliği odaklı hareket eden banka, çevreye ve insan hayatına olan katkısından hareketle elektrikli bisikletlerin kullanımını teşvik etmek amacıyla yeni bir iş birliğine imza attı.

 

Banka, Alba Elektrikli Ulaşım Sistemleri ile gerçekleştirdiği iş birliği kapsamında müşterilerine, Alba’nın düşük karbon ayak izi, enerji verimliliği ve yeşil ulaşım temalarını benimseyen, hem kişisel kullanım rahatlığı sunan hem de çevreci taşıt özelliği olan elektrikli bisiklet ürünlerine özel alışveriş kredisi sağlıyor.

 

Alba bayileri üzerinden POS cihazını kullanarak, cazip faiz oranları ve uygun ödeme koşullarıyla yeni bir alışveriş kredisi imkanı sunuyor.

 

Mevcut Garanti BBVA müşterileri ve Garanti BBVA ile ilk kez çalışacak yeni müşteriler, Garanti BBVA Mobil ya da Garanti BBVA İnternet Bankacılığı üzerinden başvuru yaparak bu imkandan yararlanabiliyorlar.


Açıklamada görüşlerine yer verilen Garanti BBVA Yatırım Bankacılığı ve Finansman Direktörü Emre Hatem, “Son dönemde şehir hayatının hızlı temposu içerisinde kullanım rahatlığı, taşınabilirliği, çevreci özelliği ve en önemlisi zaman ve maliyet açısından geleneksel ulaşım sistemlerine alternatif yaratması dolayısıyla elektrikli bisikletler giderek daha fazla tercih ediliyor. Sürdürülebilirliği, çevre dostu ürünleri ve karbon sıfır alternatif ulaşım araçlarını hayatlarının bir parçası haline getirmek isteyen tüm müşterilerimiz Alba ile gerçekleştirdiğimiz iş birliği sayesinde alışveriş kredilerine hızlıca ulaşma imkanı buluyorlar.” ifadelerini kullandı.

 

Garanti BBVA Tüketici Finansmanı Direktörü Koray Öztopçu da salgının etkisiyle toplu taşıma araçlarını kullanmak istemeyen kişilerin çevreye dost ulaşım alternatiflerine yöneldiğini belirtti.

 

Bu durumun da elektrikli bisiklete olan ilgiyi artırdığını ifade eden Öztopçu, şunları kaydetti: “2025 yılında Avrupa’da satılan her iki bisikletten birinin elektrikli olması bekleniyor. Ülkemizde de elektrikli bisiklet kullanım oranının her yıl yüzde 20 artması öngörülüyor. Biz de Alba ile gerçekleştirdiğimiz iş birliği kapsamında elektrikli bisiklet sahibi olmak isteyen müşterilerimizin kolayca alışveriş kredisi kullanabilmesini sağlıyoruz. Garanti BBVA olarak, sürdürülebilirliğe verdiğimiz önem doğrultusunda çevreye dost ürünlerimize bir yenisini eklediğimiz için mutluyuz.”


Alba Elektrikli Ulaşım Sistemleri Üst Yöneticisi (CEO) Bora Urş ise, “Sürdürebilir ulaşımın temelini oluşturan elektrikli bisikletler tüm ulaşım alışkanlıklarını tamamen değiştirecektir. Ürettiğimiz ürünlerin satış kanallarında Garanti BBVA ile gerçekleştirdiğimiz alışveriş kredisi olanağından dolayı mutlu ve gururluyuz. Umarım, bu işbirliği sayesinde söz konusu ürünler daha ulaşılabilir ve hızlı bir şekilde kullanıcılara erişebilecek ve sektörde farklı işbirlikleri için de örnek oluşturacaktır.” değerlendirmesinde bulundu.

AA



Katkıları için Orhan’a teşekkürler.

 


 

İlginizi çekebilir UCI Yeni Kurallar Getirdi, Bisikletin Faydaları, Bacak Kaslarına Elektrik Şoku Vererek Performansı Artıran Bisiklet Şortu

5 Ekim 2021

[bisikletle]Türkiye: Misya’dan Karya’ya (Yalıkavak-Torba-İstanbul)

 

3 Ekim 2021, Pazar / Yalıkavak – Torba – (otobüs) İstanbul, 23 km (29. gün)

 

Otobüsün hareket saati 10 olduğundan 7’den uyanıp bisikleti hazırlamaya başlıyorum. Otogara 22 km yolum var, 1 saat 15 dakika sürer. Yani 8’e doğru çıksam vakitlice varmış olurum. Bisikletin otobüse yüklenme işi de var.

 

 8’e doğru kardeşimden ayrılıyorum. 11 güzel gün geçirdik birlikte. Epey şey paylaştık, gezdik tozduk yedik içtik derler ya. Tam bir keyif sürdük. Evin önünden başlayan rampayı tırmanıyor Torba yoluna bağlanıyorum. Sabahın serinliği var. Yalıkavak OSB’den geçmekteyim. Burada bir iniş geliyor. Yol çift şerit. Benim yolumda, herhalde boru patlamış ki sular akmakta. Ama öyle böyle değil, sanki bir dere yatağına dönüşmüş yol. Ortasında da kaldırım taşı döşeli olduğundan suyun gidebileceği tek yer yoldan. Dikkatlice sürmekteyim. Sağ kenardan gidiyorum ağır ağır. Ama bir araç geliyor ki, bana mısın dercesine suya daldığı gibi akmakta olanın tamamını üzerime fırlatıyor. Yani solumdan sanki koca bir kovayla üzerime atılmış gibi geliyor. Islandım, tepeden tırnağa. Gidon üzerinde takılı telefon, km saati vs. her şey sırılsıklam. Yuh çeksem ne değişir ama umarım beterini yaşar diye beddua ediyorum.

 

Ne ilginç bir dil Osmanlıca. Bed Farsça-dua Arapça, olmuş beddua. Birinin kötü duruma düşmesini gönülden isteme, ilenme, ilenç, kargış... demiş TDK.

 

Pazar ve de saatin erken olmasından dolayı yol 12 gün öncesine göre çok sakin. Trafik delicesine değil. Güneşin yüzünü göstermesiyle de çok keyifli oluyor. Üzerimdekiler de hafiften kurumakta.

 

Otogara bir daire çizerek giriyorum. Aslında direkt, biraz ters giderek de ulaşılırmış. Alttan girip yürüyen merdivenle üste çıkıyor, Kamil Koç kontuarından yerini öğreniyorum. Daha otobüs gelmemiş, 9.30’da gelecekmiş. Bisikleti cama dayayıp, büfeden alınan bir çayla gelip hareket eden araçları izlemekteyim. Kamil Koç’un doğuya giden otobüsleri de varmış. Araçların çoğu Travego olması beni umutlandırıyor. Bu araçlara tekeri sökmeden sığabiliyor bisiklet. Tourismo gelirse sökülmesi gerekiyor. Hele de MAN veya Safir gelirse seleyi bile sökmen lazım. O kadar alçak altı... Ne geldi dersiniz? Neoplan. Sök seleyi ve tekeri durumları!

 

11 saatlik yolculuk sonrası, tam saatinde İstanbul’a varıyoruz. Dudullu terminali eve öyle yakın ki, bisikleti toparlayıp eve girmem 9’da oluyor. Firu sızmış yatakta. Ceee diyor, uyandırıyorum. 30 gün sonra tekrar beraberiz. Yuppiii...

 



 










 

Yalıkavak–Torba-İstanbul

Tur tarihi: 3 Ekim 2021

Alınan yol: 22,03 km
Ortalama hız: 21,8 km/sa

En yüksek hız: 51,1 m/sa
Bisiklete biniş süresi 1 sa, dışarıda geçen süre 1 sa 05 dk
En yüksek sıcaklık 21 ˚C, en düşük 16 ˚C, ortalama 18,5 ˚C
Yükselti kazancı (çıkış) 454,5 m, kaybı (iniş) 437,5 m
En düşük yükselti 13 m, en yüksek 158,2 m

 

Garmin yol bilgileri Yalıkavak–Torba-İstanbul

 

Relive yol bilgileri Yalıkavak–Torba-İstanbul


11 gün sonra Gülsevil’den ne yazık ki ayrılıyorum. Yalıkavak.


Kamil Koç Neoplan. Sök seleyi ve tekeri durumları!


Yiyin gari..., ben de bir çibörek tattım.


Marka çok iyiymiş :))



























Sonuç: Okulun geç açılmasıyla eylül ayında, sonbaharın güzelliği içinde, yol üzerindeki arkadaşlarımı da ziyaret edip sonunda Yalıkavak’ta kardeşimde geçirdiğim güzel günlerle muhteşem bir tur oldu. 808 km yol pedallamışım (Garmin 784 km diyor çünkü açılmadığı zamanlar oldu). Yürüdüklerimi de eklersem çok daha fazla olur? 30 gün evden uzak kaldım. 82,6 kg ile çıktım 81,6 kg ile döndüm. Tura başlarken: ön çantalar toplamı 11,8 kg, arka çantalar toplamı 13 kg, gidon çantası 2,5 kg, hepsi toplam 27,3 kg ağırlıktaydı. Tur boyunca mataraların suyu ve alınan yolluklarla 30 kg’ı bulmuştur. Ufak tefekler hariç, not aldığım harcamalar toplamı 2002- lira: yemek 516-, konaklama 890-, ulaşım 501-, ıvır zıvır 95-; 1105- lirası nakit gerisi kredi kartı ile.


















[bisikletle]Türkiye: Misya’dan Karya’ya; İstanbul – (gemi) Bandırma – Gönen – Akbaş – Orjan – Bergama – Kırkağaç – Gölmarmara – Salihli – Ödemiş – Tire – Selçuk – Söke – Ekindere – Yalıkavak – Torba – (otobüs) İstanbul




"Misya’dan Karya’ya" turu böylece tamamlanmış oldu. 10 ilçe ve 3 köy/mahalle; Manyas Gölü, Kozan Yaylası, Halime Hatun Camii, kurumuş Marmara Gölü, Bozdağ, Üçler Geçidi (1200 m), Tire Pazarı, Magnesia, İlyasbey Camii, Az. Nikolaos Kilisesi, Priene, Doğanbey, Bafa Gölü, Herakleia, Euromos... daha nice görkemli yerler, eski dostlar, yeni tanışıklıklar, macera dolu bir 4 hafta. 

 

----------


Ön hazırlıklar: Öngörülen rota / Yolun yükseklik-eğim grafiği / Uzaklıklar / Konaklama adres ve telefonları / Ön görüşmeler / Gezilecek + Görülecek yerler / Bisiklet için gerekenler / Kendim için gerekenler / Telefon + Kamera + Ses kayıt cihazı ve aksesuarları / Tablet ve aksesuarları



















[bisikletle]Türkiye: Misya’dan Karya’ya  

 

İstanbul-Bandırma-Gönen = 61 km

 

Gönen-Akbaş = 66 km

 

Akbaş-Orjan = 69 km

 

Orjan-Bergama = 84 km

 

Bergama-Kırkağaç = 59 km

 

Kırkağaç-Gölmarmara = 57 km

 

Gölmarmara-Salihli = 40 km

 

Salihli-Ödemiş = 66 km

 

Ödemiş-Tire = 36 km

 

Tire-Selçuk = 41 km

 

Selçuk-Söke = 43 km

 

Söke-Ekindere = 62 km

 

Ekindere-Yalıkavak = 84 km

 

Yalıkavak-Torba-İstanbul = 23 km 

 

 


 

İlginizi çekebilir [bisikletle]Türkiye: Urartuların İzinde (Tatvan-Hizan)

4 Ekim 2021

[bisikletle]Türkiye: Misya’dan Karya’ya (Yalıkavak II)


22 Eylül 2021, Çarşamba / Yalıkavak II (18. gün)

 

Okulun da açılışını 4 Ekim’e ertelemesiyle Yalıkavak’ta, kardeşim Gülsevil’in yanında 11 gün tatil yapacağım. Ve de buralara yerleşmiş arkadaşlarımla buluşup özlem gidereceğiz.

 

“Sahildeki kavak” anlamına gelen Yalıkavak’ın eski adı Sandima. Yaşam Antik çağda başlamış. Yarımadaya yerleşen Legler 8 ayrı kent kurmuşlar. Kalıntılar incelendiğinde yerleşimin 2500 yıl öncesine dayandığı anlatılıyor. Sandima eski yerleşim alanı olarak kalmış ve Yalıkavak bugünkü merkezine taşınmış, 1988’de Gökçebel ve Geriş köylerinin birleştirilmesiyle belediye statüsü alarak beldeye dönüşmüş, sonra da 2012’de Bodrum’un mahallesi olmuş. Bugünlerde ise dillere destan marinasının sağladığı rant, üzerine çökme işleri, SP’nin ifşaları ile gündemini sürdürmekte.

 

Bugün 22 Eylül, Sonbahar’ın başlangıcı olarak kabul ediliyor, ta 21 Aralık’a kadar (tabi ki kuzey yarım kürede). Havanın serinlemeye başladığı, yaprakların sarardığı ve döküldüğü bu döneme 1500 yılına kadar İngiltere’de “Hasat” deniliyormuş. İngilizce “Autum” kelimesinin de Etrüsk dilinde mevsim değişikliği anlamındaki “autu” sözcüğünden geldiğine inanılmakta. Batıl inanca göre sonbaharda ağaçtan düşen yaprağı yakalamak uğur getirir(miş). Şanslı olmak için ağaç altında mı beklemeliyiz :)) Ama benim en çok ilgimi çeken yaprakların neden renk değiştirdiği? Deniliyor ki: Kırmızı ve mor yapraklar, yaprakların içinde hapsolmuş öz sudaki şekerlerin varlığından kaynaklanır. Daha düşük sıcaklıklara ve daha az ışığa tepki olarak yapraklar, fotosentezi güçlendirmek için güneş ışığını yakalamaya yardımcı olan yeşil pigment olan klorofil üretimini durdurur. Yeşil soldukça yaprağın turuncu ve sarı karotenoidler ve canlı kırmızı antosiyanin gibi diğer pigmentleri parlar. 

Tübitak 


Aleksandır Hills Sitesi, Yalıkavak



Sitenin ortasında kocaman yüzme havuzu bulunuyor.




“Sahildeki kavak” anlamına gelen Yalıkavak’ın eski adı Sandima.


 Sanat Sokağı bugün boş.
















































24 Eylül 2021, Cuma / Yalıkavak IV (20. gün)

 

Bugün Yalıkavak’ta Köylü Pazarı var, ona gidiyoruz Gülsevil ile. Yaz sezonu geçtiğinden fazla ziyaretçisi yok. Tezgah açmış bir kaç köylüden alış verişimizi yapıyor, bolca yeşillik alıyoruz. Çantaları emanet edip çarşı içinde dolaşmaktayız, evdeki eksiklikleri tamamlamak üzere. Sonra minibüsle döneceğiz. 

 

Akşamüstü Yalıkavak Belediye Kahvesinde arkadaşlarla buluşacağız; Nilgün, Erkin, Saadet, Akın, Ozan, Figen ve Gürasa ile. Uzundur birlikte olamamıştık. Hem uzaklık hem de pandemi nedeniyle. Anlatılacak, konuşulacak epey konu var-birikmiş :)) Zaman çabuk geçiyor ve mideler acıkmaya başlıyor. Çok sözü edilen Arka Pizza aranıyor ama yer olmadığından marinaya yöneliyor. Güzel bir yer, daha doğrusu süper. Rant kavgasının nedeni apaçık ortada. Para basıyor olmalı burası. Nitekim Mezzaluna’da pizzanın 95 lira olması bunu gösteriyor. Kim bilir kiralar ne yükseklikte? Marina ile ilgili resmi olarak; 1995 yılında Yahudi iş adamı Kamhi tarafından kuruldu. Sonrasında Azeri İş adamı Mubariz'e satıldı. Mubariz de Singapur merkezli bir şirkete sattı. Onun da sahibinin Azeri olduğu düşünülen şirket şu anda marinanın resmi sahibi olarak görünüyor... denilse de öylesine çok iddialar var ki: Mubariz Mansimov Gurbanoğlu (TC vatandaşı olarak bu soyadını alıyor) yanında çalışan 3 kişi tarafından dolandırıldığını, 200 milyon dolardan fazla değeri olan marinanın 30 milyon dolara satıldığını belirterek mahkemeye başvurdu. Dava sürerken Mubariz, FETÖ suçlamasıyla bir anda kendini yargılanırken buldu. Mubariz'i dolandırmakla suçlanan isimlerin tanık olduğu bir mahkemede Mubariz'e 5 yıl hapis cezası çıktı. Mahkeme devam ederken Sedat Peker'in ortaya attığı iddialar konuşulmaya başlandı. İşe Mehmet Ağar dahil oldu... da oldu. Ne rantmış be!

7deniz


Akşamüstü Yalıkavak Belediye Kahvesinde Nilgün, 

Erkin, Saadet, Akın, Ozan, Figen ve Gürasa ile.


İtalyan Dondurması, tek top 20 lira :))


Gülsevil, Saadet, Figen, Nilgün ve Akın ile. Yalıkavak Marina.




















































27 Eylül 2021, Pazartesi / Yalıkavak VII (23. gün)

 

Öğleden sonra gene Yalıkavak Belediye Kahvesinde, bu sefer bisikletçi arkadaşlarla buluşuyorum, Cenap ve Orhan ile. Hava güzel, önceki günlerin rüzgarı bugün öylesine sert esmiyor. Tabii bisikletçiler bir araya geldiğinde ne konuşurlar? Bisikletten başka bir şey konuşmazlar! Doğru. 


Teknelerin ve lokantaların olduğu bölge. Yalıkavak.




Lokanta ve barların bol olduğu bölge.



Yalıkavak Belediye Kahvesinde Orhan ve Cenap ile.



































29 Eylül 2021, Çarşamba / Yalıkavak IX (24. gün)

 

Bugün Büyük Pazar var. Ona da gidip Köylü’de bulamadıklarımızı alıyoruz Gülsevil ile. Nefis incirler, mısır ve avokado... Ve de daha fazlası.


Arka Pizza’da bugün saat 18’de rezervasyon yapmıştı Ozan. Oraya gitmek üzere gene Yalıkavak Belediye Kahvesinde buluşuyor, pizzacıya doğru yürüyoruz aynı ekiple: Nilgün, Erkin, Saadet, Akın, Ayşe, Ozan, Figen, Gürasa ve de Gülsevil. Pizzacı tıklım tıklım. Teras katına alınıyoruz. Bereket havada fazla rüzgar yok. Siparişler veriliyor, mideler doluyor, fotolar çekiliyor ve 20.30’a kadar neşeli bir zaman geçirmekteyiz. Rezervasyonda bile istediğin kadar kalamıyorsun, arkamızda bekleyenler var! Bu ne ilgidir? Çok mu lezzetli? Açıkçası pizzası öyle aman aman değil, yağlıydı. Hani fiyatı mı burasını popüler kılıyor?


Arka Pizza terasından limanın görünüşü.


Ayşe ile. Arka Pizza.


Ekip tam kadro emrinize hazır: Figen, Ozan, 

Erkin, Saadet,, Nilgün, Akın, Gürasa, 

bendeniz, Ayşe ve Gülsevil. Arka Pizza Teras.






















30 Eylül 2021, Perşembe / Yalıkavak X (26. gün)

 

Bugün 5 Çayı’na Geriş köyünde oturan arkadaşımız Titi’ye gidiyoruz. Merkezden kalkan minibüsler bizi 15 dakikada tepelerde olan köye çıkartıyor. Manzara müthiş burada. Muğla’nın Tibet’i diyorlarmış. Neden acaba? Alınan tarif üzerine, daha önce de bir kere geldiğim evi bulmak zor olmuyor. Titi dondurma yemezmiş, getirdiğimiz bize kalıyor, kalanını da ‘doggy bag’ yapıyoruz. Bilirsiniz ne demektir: Restoranda artan yiyecekleri paket yaptırma. Çok güzel patchwork çalışmaları var Titi’nin. Meraklısı ve alıcısı da oldukça fazla. Atölyesinde üzerinde çalıştığı işleri görüyor, duvarda asılı bitmiş işleri hayranlıkla izliyoruz.


Geriş’in sokakları.



Titi ve Gülsevil ile. Geriş köyü.


Titi’nin bir çalışması.























































1 Ekim 2021, Cuma / Yalıkavak XI (27. gün)

 

Ozan&Figen Bağla köyünde bir yazlık almışlardı bir kaç sene önce. Akşam yemeğine davetliyiz. Merkezden bir taksiyle (65-) Ortakent’e, oradan Nilgün’ün arabasıyla -ve de Akın’la buluşarak- gidiyoruz. Ayşe ayrı geliyor. Zevkle döşenmiş minik bir daire. Denize uzak ama manzarası muhteşem. Balkonunda oturuyor, Figen’in ikramlarını ve müthiş Meksika mutfağını tadıyoruz. İstanbul’da evlerinde de bize her zaman özenle hazırlayıp sunduğu yemekleri çok lezzetli. Hani derler ya, “eli yatkın” :)) 

 

Bugün Ortakent’e gelirken geçtiğimiz yol üzerinde Bodrum’un simgeleri arasında yer alan yel değirmenleri gördük. 19’uncu yüzyıldan kalma bu değirmenler bugün artık kullanılmamakta. Sadece bir tanesinin kanatları vardı.

 

Yalıkavak-Bodrum yolu bisiklet için felaket bir yol. Daracık, trafiği feci, güvenlik şeridi olmayan bir tırmanış, ardından da aynı şekilde iniş. Kısa bir bölümü, Turgutreis yoluna bağlandığında çift şerit oluyor. Yani nasıl gidilir, Turgutreis-Gümüşlük olarak uzatılıp mı gitmeli bisikletle, bilemiyorum. Torba’dan gelmek çok daha rahatmış. İsabet olmuş.


Figen balkonda bizi karşılıyor.


Nilgün ve Ayşe ile. Ozan&Figen evinde.


Muhteşem bir Meksika Mutfağı hazırlamış Figen bize.


Ozan ve Ayşe.


Manzarası da ayrı bir güzel evin.












































































2 Ekim 2021, Cumartesi / Yalıkavak XII (28. gün)

 

Bugün son günüm. Yarın sabah otobüsle İstanbul’a döneceğim. Eşyalarımı toparlayıp yola hazırlıyorum. Otogara kadar 22 km’lik yolum olacak. Akşamüstü merkeze inip daha önce gitmediğimiz yöne, sağa doğru, Tilkicik Koyu’na yöneliyoruz. Tilkicik koyu, Koyun Baba ve Gökçebe en sevilen koylarıdır. Rüzgarlı olduğu için yazın sıcağında çok fazla tercih edilir. Tabi rüzgar olunca yelkenliler ve rüzgar sörfçülerinin de uğrak yeri olması tesadüf değil... denilmiş. Burası daha da güzel. Otellerin, lokantaların ve de çok güzel evlerin olduğu bir bölge. Burada denize girmek ve güneşlenmek için güzel plajlar mevcut. Yalıkavak Halk Plajı‘nda ücretsiz olarak denize girilebiliyormuş. Sonra gene Belediye kahvesine oturup deniz havasını içimize çekerek, uzaklardan yaklaşan tekneleri izliyoruz. 

 

Yalıkavak çok güzelmiş. Bodruma defalarca gelip buraları görmemiş olmak olamazdı. 1966 olmalı, babam bizi ilk defa Bodrum’a getirmişti. Değil buraları, Bodrum ufacıktı. Yeni yol açılmamış, Mumcular üzerinden geliniyordu, daracık tek şeritli. Zengin Ailesinin pansiyonunda kalmıştık, merkezde. Fiyatlar kuruşla ifade ediliyordu. Babama, “Bey, buralardan arsa al” demişlerdi de babam “ne yapayım burada, hastane bile yok” demişti. Gel gör ki dağ tepe ev doldu. Ve devam ediyor dolmaya. Anlatılır; o zamanlar kıyı arsaları değersiz olduğundan bahçeleri erkek çocuklarına kıyıları kız çocuklarına verirlermiş. Kızlar zengin oldu oğlanlar baka kaldı :))


Yalıkavak Tilkicik Koyu’na bakış.




Otel, pansiyon ve evlerin bol olduğu bölge.


Muhteşem bir kaktüs. Bahçemde olsun isterdim.


Yalıkavak Halk Plajı

































































29. gün (devamı) Yalıkavak-Torba-İstanbul - 14. gün (öncesi) Ekindere II

 

 


 

[bisikletle]Türkiye: Misya’dan Karya’ya 

 

İstanbul-Bandırma-Gönen = 61 km

 

Gönen-Akbaş = 66 km

 

Akbaş-Orjan = 69 km

 

Orjan-Bergama = 84 km

 

Bergama-Kırkağaç = 59 km

 

Kırkağaç-Gölmarmara = 57 km

 

Gölmarmara-Salihli = 40 km

 

Salihli-Ödemiş = 66 km

 

Ödemiş-Tire = 36 km

 

Tire-Selçuk = 41 km

 

Selçuk-Söke = 43 km

 

Söke-Ekindere = 62 km

 

Ekindere-Yalıkavak = 84 km

 

Yalıkavak-Torba-İstanbul = 23 km

 




 

 

İlginizi çekebilir [bisikletle]Türkiye: Lidyalıların İzinde (Orhaneli–Dursunbey)