4 Ekim 2021

[bisikletle]Türkiye: Misya’dan Karya’ya (Yalıkavak II)


22 Eylül 2021, Çarşamba / Yalıkavak II (18. gün)

 

Okulun da açılışını 4 Ekim’e ertelemesiyle Yalıkavak’ta, kardeşim Gülsevil’in yanında 11 gün tatil yapacağım. Ve de buralara yerleşmiş arkadaşlarımla buluşup özlem gidereceğiz.

 

“Sahildeki kavak” anlamına gelen Yalıkavak’ın eski adı Sandima. Yaşam Antik çağda başlamış. Yarımadaya yerleşen Legler 8 ayrı kent kurmuşlar. Kalıntılar incelendiğinde yerleşimin 2500 yıl öncesine dayandığı anlatılıyor. Sandima eski yerleşim alanı olarak kalmış ve Yalıkavak bugünkü merkezine taşınmış, 1988’de Gökçebel ve Geriş köylerinin birleştirilmesiyle belediye statüsü alarak beldeye dönüşmüş, sonra da 2012’de Bodrum’un mahallesi olmuş. Bugünlerde ise dillere destan marinasının sağladığı rant, üzerine çökme işleri, SP’nin ifşaları ile gündemini sürdürmekte.

 

Bugün 22 Eylül, Sonbahar’ın başlangıcı olarak kabul ediliyor, ta 21 Aralık’a kadar (tabi ki kuzey yarım kürede). Havanın serinlemeye başladığı, yaprakların sarardığı ve döküldüğü bu döneme 1500 yılına kadar İngiltere’de “Hasat” deniliyormuş. İngilizce “Autum” kelimesinin de Etrüsk dilinde mevsim değişikliği anlamındaki “autu” sözcüğünden geldiğine inanılmakta. Batıl inanca göre sonbaharda ağaçtan düşen yaprağı yakalamak uğur getirir(miş). Şanslı olmak için ağaç altında mı beklemeliyiz :)) Ama benim en çok ilgimi çeken yaprakların neden renk değiştirdiği? Deniliyor ki: Kırmızı ve mor yapraklar, yaprakların içinde hapsolmuş öz sudaki şekerlerin varlığından kaynaklanır. Daha düşük sıcaklıklara ve daha az ışığa tepki olarak yapraklar, fotosentezi güçlendirmek için güneş ışığını yakalamaya yardımcı olan yeşil pigment olan klorofil üretimini durdurur. Yeşil soldukça yaprağın turuncu ve sarı karotenoidler ve canlı kırmızı antosiyanin gibi diğer pigmentleri parlar. 

Tübitak 


Aleksandır Hills Sitesi, Yalıkavak



Sitenin ortasında kocaman yüzme havuzu bulunuyor.




“Sahildeki kavak” anlamına gelen Yalıkavak’ın eski adı Sandima.


 Sanat Sokağı bugün boş.
















































24 Eylül 2021, Cuma / Yalıkavak IV (20. gün)

 

Bugün Yalıkavak’ta Köylü Pazarı var, ona gidiyoruz Gülsevil ile. Yaz sezonu geçtiğinden fazla ziyaretçisi yok. Tezgah açmış bir kaç köylüden alış verişimizi yapıyor, bolca yeşillik alıyoruz. Çantaları emanet edip çarşı içinde dolaşmaktayız, evdeki eksiklikleri tamamlamak üzere. Sonra minibüsle döneceğiz. 

 

Akşamüstü Yalıkavak Belediye Kahvesinde arkadaşlarla buluşacağız; Nilgün, Erkin, Saadet, Akın, Ozan, Figen ve Gürasa ile. Uzundur birlikte olamamıştık. Hem uzaklık hem de pandemi nedeniyle. Anlatılacak, konuşulacak epey konu var-birikmiş :)) Zaman çabuk geçiyor ve mideler acıkmaya başlıyor. Çok sözü edilen Arka Pizza aranıyor ama yer olmadığından marinaya yöneliyor. Güzel bir yer, daha doğrusu süper. Rant kavgasının nedeni apaçık ortada. Para basıyor olmalı burası. Nitekim Mezzaluna’da pizzanın 95 lira olması bunu gösteriyor. Kim bilir kiralar ne yükseklikte? Marina ile ilgili resmi olarak; 1995 yılında Yahudi iş adamı Kamhi tarafından kuruldu. Sonrasında Azeri İş adamı Mubariz'e satıldı. Mubariz de Singapur merkezli bir şirkete sattı. Onun da sahibinin Azeri olduğu düşünülen şirket şu anda marinanın resmi sahibi olarak görünüyor... denilse de öylesine çok iddialar var ki: Mubariz Mansimov Gurbanoğlu (TC vatandaşı olarak bu soyadını alıyor) yanında çalışan 3 kişi tarafından dolandırıldığını, 200 milyon dolardan fazla değeri olan marinanın 30 milyon dolara satıldığını belirterek mahkemeye başvurdu. Dava sürerken Mubariz, FETÖ suçlamasıyla bir anda kendini yargılanırken buldu. Mubariz'i dolandırmakla suçlanan isimlerin tanık olduğu bir mahkemede Mubariz'e 5 yıl hapis cezası çıktı. Mahkeme devam ederken Sedat Peker'in ortaya attığı iddialar konuşulmaya başlandı. İşe Mehmet Ağar dahil oldu... da oldu. Ne rantmış be!

7deniz


Akşamüstü Yalıkavak Belediye Kahvesinde Nilgün, 

Erkin, Saadet, Akın, Ozan, Figen ve Gürasa ile.


İtalyan Dondurması, tek top 20 lira :))


Gülsevil, Saadet, Figen, Nilgün ve Akın ile. Yalıkavak Marina.




















































27 Eylül 2021, Pazartesi / Yalıkavak VII (23. gün)

 

Öğleden sonra gene Yalıkavak Belediye Kahvesinde, bu sefer bisikletçi arkadaşlarla buluşuyorum, Cenap ve Orhan ile. Hava güzel, önceki günlerin rüzgarı bugün öylesine sert esmiyor. Tabii bisikletçiler bir araya geldiğinde ne konuşurlar? Bisikletten başka bir şey konuşmazlar! Doğru. 


Teknelerin ve lokantaların olduğu bölge. Yalıkavak.




Lokanta ve barların bol olduğu bölge.



Yalıkavak Belediye Kahvesinde Orhan ve Cenap ile.



































29 Eylül 2021, Çarşamba / Yalıkavak IX (24. gün)

 

Bugün Büyük Pazar var. Ona da gidip Köylü’de bulamadıklarımızı alıyoruz Gülsevil ile. Nefis incirler, mısır ve avokado... Ve de daha fazlası.


Arka Pizza’da bugün saat 18’de rezervasyon yapmıştı Ozan. Oraya gitmek üzere gene Yalıkavak Belediye Kahvesinde buluşuyor, pizzacıya doğru yürüyoruz aynı ekiple: Nilgün, Erkin, Saadet, Akın, Ayşe, Ozan, Figen, Gürasa ve de Gülsevil. Pizzacı tıklım tıklım. Teras katına alınıyoruz. Bereket havada fazla rüzgar yok. Siparişler veriliyor, mideler doluyor, fotolar çekiliyor ve 20.30’a kadar neşeli bir zaman geçirmekteyiz. Rezervasyonda bile istediğin kadar kalamıyorsun, arkamızda bekleyenler var! Bu ne ilgidir? Çok mu lezzetli? Açıkçası pizzası öyle aman aman değil, yağlıydı. Hani fiyatı mı burasını popüler kılıyor?


Arka Pizza terasından limanın görünüşü.


Ayşe ile. Arka Pizza.


Ekip tam kadro emrinize hazır: Figen, Ozan, 

Erkin, Saadet,, Nilgün, Akın, Gürasa, 

bendeniz, Ayşe ve Gülsevil. Arka Pizza Teras.






















30 Eylül 2021, Perşembe / Yalıkavak X (26. gün)

 

Bugün 5 Çayı’na Geriş köyünde oturan arkadaşımız Titi’ye gidiyoruz. Merkezden kalkan minibüsler bizi 15 dakikada tepelerde olan köye çıkartıyor. Manzara müthiş burada. Muğla’nın Tibet’i diyorlarmış. Neden acaba? Alınan tarif üzerine, daha önce de bir kere geldiğim evi bulmak zor olmuyor. Titi dondurma yemezmiş, getirdiğimiz bize kalıyor, kalanını da ‘doggy bag’ yapıyoruz. Bilirsiniz ne demektir: Restoranda artan yiyecekleri paket yaptırma. Çok güzel patchwork çalışmaları var Titi’nin. Meraklısı ve alıcısı da oldukça fazla. Atölyesinde üzerinde çalıştığı işleri görüyor, duvarda asılı bitmiş işleri hayranlıkla izliyoruz.


Geriş’in sokakları.



Titi ve Gülsevil ile. Geriş köyü.


Titi’nin bir çalışması.























































1 Ekim 2021, Cuma / Yalıkavak XI (27. gün)

 

Ozan&Figen Bağla köyünde bir yazlık almışlardı bir kaç sene önce. Akşam yemeğine davetliyiz. Merkezden bir taksiyle (65-) Ortakent’e, oradan Nilgün’ün arabasıyla -ve de Akın’la buluşarak- gidiyoruz. Ayşe ayrı geliyor. Zevkle döşenmiş minik bir daire. Denize uzak ama manzarası muhteşem. Balkonunda oturuyor, Figen’in ikramlarını ve müthiş Meksika mutfağını tadıyoruz. İstanbul’da evlerinde de bize her zaman özenle hazırlayıp sunduğu yemekleri çok lezzetli. Hani derler ya, “eli yatkın” :)) 

 

Bugün Ortakent’e gelirken geçtiğimiz yol üzerinde Bodrum’un simgeleri arasında yer alan yel değirmenleri gördük. 19’uncu yüzyıldan kalma bu değirmenler bugün artık kullanılmamakta. Sadece bir tanesinin kanatları vardı.

 

Yalıkavak-Bodrum yolu bisiklet için felaket bir yol. Daracık, trafiği feci, güvenlik şeridi olmayan bir tırmanış, ardından da aynı şekilde iniş. Kısa bir bölümü, Turgutreis yoluna bağlandığında çift şerit oluyor. Yani nasıl gidilir, Turgutreis-Gümüşlük olarak uzatılıp mı gitmeli bisikletle, bilemiyorum. Torba’dan gelmek çok daha rahatmış. İsabet olmuş.


Figen balkonda bizi karşılıyor.


Nilgün ve Ayşe ile. Ozan&Figen evinde.


Muhteşem bir Meksika Mutfağı hazırlamış Figen bize.


Ozan ve Ayşe.


Manzarası da ayrı bir güzel evin.












































































2 Ekim 2021, Cumartesi / Yalıkavak XII (28. gün)

 

Bugün son günüm. Yarın sabah otobüsle İstanbul’a döneceğim. Eşyalarımı toparlayıp yola hazırlıyorum. Otogara kadar 22 km’lik yolum olacak. Akşamüstü merkeze inip daha önce gitmediğimiz yöne, sağa doğru, Tilkicik Koyu’na yöneliyoruz. Tilkicik koyu, Koyun Baba ve Gökçebe en sevilen koylarıdır. Rüzgarlı olduğu için yazın sıcağında çok fazla tercih edilir. Tabi rüzgar olunca yelkenliler ve rüzgar sörfçülerinin de uğrak yeri olması tesadüf değil... denilmiş. Burası daha da güzel. Otellerin, lokantaların ve de çok güzel evlerin olduğu bir bölge. Burada denize girmek ve güneşlenmek için güzel plajlar mevcut. Yalıkavak Halk Plajı‘nda ücretsiz olarak denize girilebiliyormuş. Sonra gene Belediye kahvesine oturup deniz havasını içimize çekerek, uzaklardan yaklaşan tekneleri izliyoruz. 

 

Yalıkavak çok güzelmiş. Bodruma defalarca gelip buraları görmemiş olmak olamazdı. 1966 olmalı, babam bizi ilk defa Bodrum’a getirmişti. Değil buraları, Bodrum ufacıktı. Yeni yol açılmamış, Mumcular üzerinden geliniyordu, daracık tek şeritli. Zengin Ailesinin pansiyonunda kalmıştık, merkezde. Fiyatlar kuruşla ifade ediliyordu. Babama, “Bey, buralardan arsa al” demişlerdi de babam “ne yapayım burada, hastane bile yok” demişti. Gel gör ki dağ tepe ev doldu. Ve devam ediyor dolmaya. Anlatılır; o zamanlar kıyı arsaları değersiz olduğundan bahçeleri erkek çocuklarına kıyıları kız çocuklarına verirlermiş. Kızlar zengin oldu oğlanlar baka kaldı :))


Yalıkavak Tilkicik Koyu’na bakış.




Otel, pansiyon ve evlerin bol olduğu bölge.


Muhteşem bir kaktüs. Bahçemde olsun isterdim.


Yalıkavak Halk Plajı

































































29. gün (devamı) Yalıkavak-Torba-İstanbul - 14. gün (öncesi) Ekindere II

 

 


 

[bisikletle]Türkiye: Misya’dan Karya’ya 

 

İstanbul-Bandırma-Gönen = 61 km

 

Gönen-Akbaş = 66 km

 

Akbaş-Orjan = 69 km

 

Orjan-Bergama = 84 km

 

Bergama-Kırkağaç = 59 km

 

Kırkağaç-Gölmarmara = 57 km

 

Gölmarmara-Salihli = 40 km

 

Salihli-Ödemiş = 66 km

 

Ödemiş-Tire = 36 km

 

Tire-Selçuk = 41 km

 

Selçuk-Söke = 43 km

 

Söke-Ekindere = 62 km

 

Ekindere-Yalıkavak = 84 km

 

Yalıkavak-Torba-İstanbul = 23 km

 




 

 

İlginizi çekebilir [bisikletle]Türkiye: Lidyalıların İzinde (Orhaneli–Dursunbey)