8 Ağustos 2021

[bisikletle]Türkiye: Friglerin İzinde (Ağlasun-Isparta)

 

6 Ağustos 2021, Cuma / Ağlasun – (minibüs) Isparta (27. gün) 


Apart’ın penceresinden giren sarı sokak lambasının ışığı tüm gece odayı aydınlattı. Sıcaktı hava. Fazla geçe kalmadan uykuya geçtim. Biraz canım sıkkın. Hesapta hiç olmayan teknik aksaklık nedeniyle İstanbul’a dönme zorunluluğu. Halbuki eylüle kadar turlamayı amaçlamıştım.

 

10.15 minibüsü ile Isparta’ya gideceğim. O nedenle ağırdan hazırlanıyorum. Bisikletin dışında taşıdığım bazı şeyleri çantalara yerleştirdim. Matara gibi.

 

8 buçuğa doğru binanın önünde çantaları yükledim, anayoldaki minibüs yazıhanesine gideceğim. Bir umut acaba düzeldi mi durum. Aaa ne göreyim 8'inci viteste takılı değil, 3’e düşmüş. Nasıl, düzelmiş olabilir mi? Bir heyecan kaplıyor içimi ve hemen nasıl iptal edebilirim otobüsü, nasıl eski konaklama yerlerini tekrar alabilirim düşüncesine giri(veri)yorum. 

 

İlçenin bozuk yollarında vitesi denemekteyim, tuhaf bir durum var ama. Bu sefer de 3’de takılı ve başka vitese geçmiyor. Heyecanım çabuk sönüyor. Bu şekilde gidil(e)mez. Tek düzelen, taş gibi 8’de değil de 3’de takılı kalması. Zaten böyle olduğunu okumuştum. Yani sorun olduğunda 3’üncü vitesle sürme olanağı.

 

Yazıhanede zamanın dolmasını beklemekteyim. Burdur seferi kalktı sıra Isparta'ya geldi.10’a doğru araç geliyor. Dün beni bırakan şoför sağ olsun ilgili. Bisikleti minibüse sığdırmaya çalışıyoruz ama meret büyük sığmıyor. Mecburen ön tekeri söküp koltukların arasına yerleştiriyoruz. Böyle oluyor. Önce Ağlasun içinde dolanıp müşterileri topluyor ve tam zamanında hareket ediyoruz. 45 dk. demişlerdi. Güzel bir bölge, yolu da dün geldiğim Burdur yolundan daha güzel bir asfalt. Bir geçitten geçiyor (Köroğlu Beli 950), yolda bekleyenleri alıyor ve Antalya yoluna bağlanarak Isparta'ya vasıl oluyoruz.

 

Köy otogarında iniyor, ön tekeri takıyor 2 koltuk+4 lira bahşişle 30 TL’ye bisikleti nakletmiş oluyorum. Şimdi gelirken gördüğüm DSİ’ye ulaşmak kaldı. Tahmin yürüterek yan yollardan gidiyorum. 3’üncü vites de hızlanınca boşa döner gibi. O nedenle ara yollar daha rahat. Tren garı önündeki lokomotifin fotosunu çekerken araçtan bir kişi, bu trenin Atatürk’ü buraya getiren olduğunu söylüyor ve garı görmemi öneriyor. Ben de girip 1-2 foto alıyorum içerden.

 

DSİ kolay bulunuyor, yerim ayrılmıştı, 2 gece için 170 lira çekiliyor ve 101 no’ya yerleşiyorum. Bisiklet de hemen karşısında merdiven altına yer buluyor. Bir ara resepsiyoncu hanım müdürün izin vermediğini söylese de geldiğinde kendisiyle ben konuşayım diyorum ama öğle tatilinden sonra tekrar sorduğumda izin verdiğini öğreniyorum.

 

Oda gayet güzel. Tertemiz ve geniş, banyosu iyi, giriş katı, bisiklet içerde, her şey mükemmel.

 

Isparta ve çevresindeki yerleşim tarihi Paleolitik döneme kadar uzanmaktadır. Isparta'nın da önemli yerleşim merkezlerinden biri olduğu Pisidia bölgesine MÖ 2000’lerde Luvi ve Arzava toplulukları yerleşmiştir. Daha sonra bölgeye MÖ 1200'lerden itibaren Frigler, Lidyalılar, Persler ve Makedonyalılar egemen olmuştur. MÖ 323’te Büyük İskender’in ölümüyle beraber sırasıyla Seleukos, Bergama Krallığı ve sonrasında Roma hakimiyetine girmiştir. Roma İmparatorluğu döneminde ciddi bir gelişme gösteren Isparta önemli bir piskoposluk ve ticaret merkezi oldu. Roma İmparatorluğunun bölünmesiyle Doğu Roma ve sonrasında Bizans topraklarında bulunan bölge 1204 yılında Anadolu Selçuklu Devleti topraklarına, 1300 yılında Hamitoğulları Beyliği ve 1391 yılından sonra da Osmanlı topraklarına katılmıştır. II. Murad döneminde kesin olarak Osmanlı egemenliğine girmiştir. 16. yüzyılda güneybatı Anadolu’daki önemli pazarlardan biri olmuştur.

Vikipedi


Duş sonrası biraz eşyaları pazar için hazırlama ve uzanma. Saat 4 buçuk gibi yemeğe çıkıyorum. Yönbul yardımıyla işaretlediğim yerleri de görmek üzere merkeze yürümekteyim. Isparta Müze denilen yerde yeller esiyor, yıkık bir bina duruyor. Ulucami, Eski Üzüm Pazarı, Firdevs Bey Bedesteni (*) derken bir vatandaşın yönlendirmesiyle yemek için Uysal Lokantası’nda az az nohut+pilav ve de cacık, onlardan salata = 27 TL ile doyuyorum. Bir de adetten çay getiriyorlar.

 

(*) Ulu Cami: adını I. Murad döneminde yaşamış yararlıklar göstermiş Osmanlı komutanı olan Kutlu Bey’den almıştır. Vakfiyesine göre, bölgede yer alan ve 1429 yılında mevcut bulunduğu bilinen bir caminin temelleri üzerine II. Abdülhamid'in 1899 yılındaki inşa emri ile yeniden yaptırılmıştır. Yeni cami 1904 yılında tamamlanmıştır. Bu cami 1914 yılındaki bir depremde yıkılmış, günümüzdeki cami 1922 yılında yapılmıştır.

Vikipedi


Eski Üzüm Pazarı Dükkânları: Mimar Sinan Camisine gelir elde etmek için bedesten ile cami arasında 16 adet dükkân kövkeden (beyaz kil, killi toprak denilmiş sözlükte) ve ikişer katlı olarak yapılmışlardır. Dükkanların ikinci katına dar birer merdivenle çıkılır ve çatı tonozla örtülüdür.

 

Firdevs Bey Bedesteni: Mimar Sinan Camisine gelir sağlamak için Isparta Valisi Firdevs Bey tarafından 1561 yılında yaptırılmıştır. Mimar Sinan üslûbunu taşıyan bu yapı düzgün kesilmiş kövke taşlarıyla yapılmıştır. Kuzey güney doğrultusunda uzanır ve her iki yönden birer girişi vardır. Kurşun kaplı beşik-tonoz çatısı 1967 yılında gördüğü onarımla değiştirilerek ahşap çatı ile kaplanmış ve içindeki dükkanlarla birlikte hizmete girmiştir.

KTB


Yemek sonrası dolanmaya başlıyorum, camileri dıştan fotoluyor, meydandaki şapkalı Demirel heykeli, çarşıları, gül ve lavanta yağı fiyatlarını araştırıyor (Rosense: gül yağı 110-/gr, lavanta yağı 69-/30 ml) ünlü dondurmacıda (İrfan Usta) limon+böğürtlen’in tadına bakıyor, kırtasiyecilerde küçük not defteri arıyor (iş çıkartıyorum kendime, avare avare dolanmamak için), bir sokağın içinde kalmış eski evleri (**) dıştan fotoluyor (çoğu derneklerce kullanılan), Marrakesh Coffee’de filtre kahve içiyor (12-) servis yapan iki genç hanımla (***) sohbet ediyor, saf yağa genelde seyreltmek için suyundan kattıklarını öğreniyorum. Fiyat almıştım piyasada dolaşırken, 15-20 TL, ama bunlar katıklıymış. Genç hanımlar lavanta yağı konusunda da yardımcı oluyorlar. Kuyucak köyünden Süleyman Bey ile telefonda tanıştırılıyorum. Belki de yarın bana ulaştıracak lavanta yağını. İmalatçı olduğundan gül yağı onda 75 lira/gr.


(**) Isparta ve civarında eskiden yaşayan halkın çiftçilik ve hayvancılık yanında kısmen halıcılıkla meşgul olmaları nedeniyle evler genellikle iki katlı olarak inşa edilmekteydi. Bu evlerin zemin katları halı atölyesi, kiler, ahır ve samanlık olarak kullanılırken, birinci katları ise yaşam alanları olarak düzenlenmekteydi.

Kültürportalı


(***) Genç olan Aleyna (18), Z kuşağı, yollayacağız onu diyor. Üniversiteye girmeye çalışıyor. Bir yandan da kafede çalışmakta.

 

Kahveden sonra iki çay da (2,5) içerek ayrılıyorum Marrakesh’den. Bu ismi de çok severim. Şehri görme fırsatım olmadı ama 69 yılından kalan Crosby, Stills & Nash üçlüsünden Marrakesh Express parçası hala kulaklarımda.



Graham Nash, 1966'da Fas'ta yaptığı bir tatil sırasında ortaya çıkan şarkı için şöyle diyor: “Kazablanka'dan Marakeş'e trenle seyahat ediyordum. Birinci sınıftaydım ve içeride saçlarını maviye boyamış bir sürü yaşlı, zengin Amerikalı kadın vardı. Bundan çabucak sıkıldım ve trenin üçüncü sınıfına gittim. İşte her şey burada oluyordu. Küçük odun sobalarında tuhaf yemekler pişiren bir sürü insan vardı ve her yer tavuk, domuz ve keçilerle doluydu. Muhteşemdi; her şey büyüleyiciydi.”

 

Isparta benim askerlik şehrim. 1981 mart-haziran aylarında burada 4 ay kısa dönem yaptım. İzinli olarak hafta sonları çıkardık. Ama o günden bugüne çok değişmiş. Hiç bir yeri hatırlayamadım. Ama bugün burada yolda yürürken dikkatimi çeken araçlar tarafından yayaya yol verilmesi. Bu çok hoşuma gitti ve Ispartalıları bu uygar davranışları için kutluyorum. Diğer yandan Martı roller buraya da gelmiş, bir tane gördüm. Belediye yeraltı garajları yapmış. İyi çözüm. Bravo. 


Şevket Usta’dan alınan bir çiğ köfte dürümü dünden daha dikkatli yiye yiye sokak aralarından yürüyerek DSİ’ye dönüyorum. Bu arada hava kapattı, yarın yağmur varmış. Söylemiş olayım!

 

 


Isparta DSİ 0246-2326400 dahili 114

Isparta ÖE 0246-2325182-83

 

 

Relive yol bilgileri Ağlasun-Isparta



Sefam Apart’ın penceresinden MAKÜ-AĞMYO.



Saat 8.25, Ağlasun’dan ayrılmaya hazırım.


Isparta Tren Garı önündeki lokomotif.


1936 yılında inşa edilen Isparta Tren Garında 

son sefer 24 Temmuz 2008'de yapıldı.



Gara da böyle bank ancak yakışır.


Isparta Garı içi.


Trene yetişmeye çalışan bir yolcu :))


Isparta DSİ Misafirhanesi





Atatürk Stadyumu. Isparta


Bir fal mı baktırsak?


Güzel bir cadde, ortası ağaçlı falan. Merkeze doğru beni götürüyor.


Vali Konağı. Isparta


Konağın arka bahçesi çok bakımlı ve düzenli.


KADEM’in Isparta Temsilciliği 16 Ekim 2018 açılmış.


Atatürk Cafe dolmuş taşmış.


Atatürk Parkı. Isparta



Kutlu Bey (Ulu) Camii 



Kutlu Bey camii 1914 yılındaki bir depremde 

yıkılmış, günümüzdeki cami 1922 yılında yapılmıştır.


Isparta demek gül demek.


Uysal Lokantası


Esnaflar geçmişte "Süpürgeciler Hanı" denen hanlarda 

yoğunlaşan küçük dükkânlarda süpürge üretirlerdi.




Gül şehri olunca da sembollerini her yerde görüyorsun.


Şapkasıyla Süleyman Demirel heykeli. Isparta



Firdevs Bey Bedesteni


Firdevs Bey Bedesteni



Firdevs Bey Bedesteni


Al sana bir bujici de burada... :((


Mimar Sinan (Firdevs Paşa) Camii. Üzüm Pazarı civarında, 

Isparta’nın en eski camileri arasında ye ralan cami; Kanuni 

Sultan Süleyman döneminde, Isparta Valisi Firdevs Paşa 

tarafından, 1561 yılında Mimar Sinan stilinde yaptırılmıştır. 



Isparta Belediye Başkanlığı önce doğru Türkçe yazmayı 

öğrenmeli, sonra bisiklete yasak getirmeli! :((




Belediye de yazım hatası yaparsa sokaktaki adam ne etsin?


1964 Maraş doğumlu ve yoksul bir ailenin çocuğu olan İrfan 

Usta, 13 yaşında çırak olarak girdiği dondurma sektöründe 

ilerlemeyi kendisine hedef koydu. 1988 yılında “anasının sarı 

ineğini” ilk sermaye olarak kullanan İrfan Bey, Isparta’da ilk 

dükkanını açtı. 1996 yılında İrfando adı altında kurumsallaşan 

ve markalaşan İrfan Usta Dondurmaları toplam 18 ilde, 

180 satış noktasına ulaşmış durumda.


Peygamber Camii (Kavaklı) 1782


İçerisindeki çinilerinden ötürü Çinili Camii 

olarak da tanınmaktadır.



Caminin içerisi 18. yy Kütahya çinileri ile 

kaplanmıştır. Bu çinilerde beyaz zeminli olup 

üzerlerine mavi tonlarda çeşitli 

bitkisel bezeme yapılmıştır.


Sürücüler yayalara saygılar, geçişlerinde öncelik veriyorlar.



Restore edilmiş evlerin çokça olduğu sokakta 

dikkat çekici miktarda dernekler var.


Düştü düşecek durumları...




Kurtarılmayı bekleyen binalar.



Türk Köyü; bu kapıdan giriliyor, içeride 

lokantalar var. Genelde kebap-et ağırlıklı.




Oyuncak gibi nargileler.






















28. gün (devamı) Isparta II - 26. gün (öncesi) Burdur-Ağlasun

 




 

[bisikletle]Türkiye: Friglerin İzinde 

 

İstanbul-Mudanya-Görükle = 44 km

 

Görükle-Keles = 65 km

 

Keles-Tavşanlı = 65 km

 

Tavşanlı-Emet = 44 km

 

Emet-Simav = 44 km

 

Simav-Gediz = 50 km

 

Gediz-Çavdarhisar = 39 km

 

Çavdarhisar-Kütahya = 58 km

 

Kütahya-Bozüyük = 78 km

 

Bozüyük-İnhisar = 53 km

 

İnhisar-Eskişehir = 49 km

 

Eskişehir-Çukurca = 69 km

 

Çukurca-Afyonkarahisar = 77 km

 

Afyonkarahisar-Sandıklı = 62 km

 

Sandıklı-Banaz = 77 km

 

Banaz-Çivril = 62 km

 

Çivril-Bekilli = 36 km

 

Bekilli-Dazkırı = 92 km

 

Dazkırı-Dinar = 33 km

 

Dinar-Burdur = 60 km

 

Burdur-Ağlasun = 36 km

 

Ağlasun-Isparta = 0 km

 

Isparta-İstanbul = 0 km






İlginizi çekebilir [bisikletle]Türkiye: Kommagene Krallığı (İliç-Divriği)