18 Temmuz 2021

[bisikletle]Türkiye: Friglerin İzinde (Simav-Gediz)

 

16 Temmuz 2021, Cuma / Simav - Gediz, 50 km (6. gün)

 

Nefis uyudum, ÖE’lerin en lüksüydü. Hem asansörü var, hem tertemiz yeni bir banyosu, kahvaltısı orta şeker olsa da gene “self service”. Bisikleti de içeri almakta laf etmediler. Benden 4½ yıldız alır.

 

6 gibi uyandım. Birden tam gaz hareket edemiyorum, tempom ağırdan başlayıp hız alıyor. Kahvaltı 7’de demişlerdi. İnmem 7.20 gibi. Abartmadan bir iki şey alıyor 8 gibi eşyaları yüklemiş harekete hazırken Muğlalı ve Manisalı iki bey ile başlayan e-bisi muhabbeti ayrılış saatimi 8.44 yapıyor. Gerçi benim de hoşuma gidiyor bildiklerimi anlatmak, keyif aldım diyebilirim sohbetten.

 

Günün serinliği daha sürmekte. Ama önümüzdeki günlerin feci sıcak olacağı bildirildi. Gene Rize’de sel olayları yaşandı. Avrupa'da bile sel felaketlere neden oldu.İklim krizi iklim krizi diye söylense de aldıran olduğunu sanmıyorum. (...)  Dış mahallesinden geçiyorum Simav’ın. Bunlar TOKİ dedikleri evler olsa. Bugün yolum Gediz’e, 49 km gibi. Simav 856 metrede. Hafif ineceğim sonra 7’inci kilometrede bir tepe çıkacağım -ama sadece 200 metre irtifa kazanıp- ardından iniş ve düz yol. Bunları nereden mi biliyorum? Turun başında çıkarttığım yol profilinden. Bazı uygulamalar var, başlangıç ve bitiş noktalarını işaretliyor, sana eğim bilgilerini veriyor.

 

Yolun bazı bölümleri yenilenmiş, kaymak asfalt, çift şerit, geniş bir güvenlik şeridi falan, dörtdörtlük. Ancak yapılmamış bölümler ise kaba asfalt, tek şerit ve dar haliyle. Bölge yeşil ama. Saat 09.27, hava 27,5 °C. 11,9 km.de 1023 m.den başladım inmeye Gediz’e doğru. [e] 18. km/09.40/%20 harcandı/R: 923 m/28,4 °C.

 

Şaphane ilçesine bağlı Karamanca kasabası geçiliyor. Dört beş tezgahta mısır satılıyor, yanında da kazan kaynıyor. Kavun karpuz da var. Bir alt geçitten geçip geldiğim kavşakta sağdan Pazarlar ilçesinin Sofular köyüne gidiliyor denmiş, bense düz devam ediyorum.

 

İniş kısmı bittikten sonra yol düzleşti. Yani sıfır eğim, bazen %-1 gibi olsa da devamlı pedal çevirmeyi gerektiriyor. Yoksa duruyorsun. Orta kuvvette bir karşı rüzgar da var burada. Yaklaşmakta olan yol çalışması bizi tek şeride düşürecek. Gelen benzincide bir mola vereyim. Soda da içerim.

 

Sağımda vişne ağaçları. Az önce geçtiğim bozuk yolun üstü de dökülmüş vişnelerle doluydu. Mola esnasında Firuzan’la da konuştum. Bir de DSİ ve ÖE’leri arayıp yer ayırttım. “Su Oyunları” diye büyükçe bir inşaat geçmekteyim. Ama bana su oyunundan çok mimari özelliği ile -kubbeler falan- dini bir şey gibi görünüyor. Gerçekten su oyunu mu başka bir oyun mu?!

 

[e] 37. km/10.52/%40 harcandı/R: 691 m/34,8 °C. Sıfır eğimle gidiyoruz. 9 km kaldı Gediz’e. Öyle bir güvenlik şeridi yapmışlar ki, araba yolu kadar geniş. Ufukta görünen bir benzinci dinlenme umudu, soğuk bir şey içme umudu, gölgede oturma umudu doğuruyor. (...) Ama sadece kırmızı damlı bir yer çıkınca hayallerim uçup gidiyor... 44 km.dir pedallıyorum, pişti kaidem. Saat 11.12, hava sıcaklığı 36,6 derece oldu. Geldiğim kavşakta solu gösteren levhada Gediz OSB yazılı. Kafam karıştı, düz Kütahya demiş. Herhalde soldan gitmem gerek diye dalıyor hafif yokuşu çıkarken sorduğum kişi yanlış olduğunu, düz devam edip 2’nci ışıklardan dimdik çıkmamı öneriyor. [e] 47. km/11.21/%60 harcandı/36,7 °C. 

 

Sıfır ve %-1 eğimle halen otoyolda pedallıyorum. Bitse artık bu yol. (...) Gediz yazısı geldi, saat 11.23. Göbekten sola, Şehir Merkezi diye sapıyorum. ÖE’yi bulmam lazım. Gene Google’u yardıma çağırıp, daha sonra karşıma çıkana da sorduğumda fazla uzak olmadığı ortaya çıkıyor. Bir iki sorgulamayla ÖE’nin önüne geliyorum. Güner Bey resepsiyonda, yer ayrılmıştı. 60 lira O.K. şeklinde, ama sabah güneşi alan oda istediğimde çift kişilik oda için 20 lira fark alıyorlar ve 80 lira tutuyor burası. Ne edelim, çaresiz kabul ediyorum. İş bisiklete yer istemeye geliyor. Kapı önü, direğe zincirleyin demesinler mi! İşte bu laf benim tepemi attırır. Güzelim bisiklet kapı önünde bekleyecek. Kaç para biliyor musunuz bu velespit? Öyle ortaya bırakılır cinsten değil. Yok kamera varmış vs… Olsa ne olur, gittikten sonra! Neyse, önce arkada, altta bir oda, sonra lobideki boş duran salon gösteriliyor. Hizaya geliyorlar nihayetinde.


Oda temizleniyor. Tek bir kadın var çalışan, haliyle ağır ilerliyor. Ben de bu arada salondaki kanepelerin birine uzanıp gözlerimi kapıyorum. Sıcaktan pişmişim, acilen su altına girmem ve üstümdeki giysilerden kurtulmam lazım.

 

Sonunda 107 noya yerleşiyorum. Yani Simav’la karşılaştırılamaz bile burası. Bir kaç basamak altında. Üstelik de 80 lira. Bu ÖE’lerde standart birbirini tutmuyor. Ödediğinin karşılığında aldığın. Her biri farklı telden çalmakta.

 

Rahatlamış olarak yatağa biraz uzanıp, tablette gezinerek dinleniyorum. Cumhuriyet gazetesi de bir türlü uygulamasını düzeltemedi. Her güncellemede düzeleceğine garipleşiyor. Sinir bir durum. Gazete okuma alışkanlığı sayfa çevirmek şeklinde değil midir? Bunlar WC kağıdı gibi alt alta dizmişler, rulo çevirir gibi yukarı aşağı kaydırmak zorundasın. Bir de son sayfaya gitmek istersen tüm sayfaları kaydırman lazım. Yani direkt atlayamıyorsun falan filan. Anlaşılır gibi değil. Beceriksizler kadar rahatsız edici bir şey yok.

 

İlçenin tarihine bakacak olursak: Gediz'in günümüzden 5500 yıl öncesine değin uzanan uzun bir geçmişi vardır. Eski Tunç Çağ'da birer küçük beylik olarak kurulan ilk yerleşimler, Hitit İmparatorluğu'nun sona erdiği MÖ 1200'lerden sonra da varlıklarını sürdürmüşler ve MÖ 750'lerde Phrygia Devleti'nin egemenliği altına girmişlerdir. Gediz muhtemelen bu yıllarda, Kutsal Attis adına Kadys adıyla kurulmuştur. Phrygialılar bu arada Ana Tanrıça Kybele'nin adına da Dindymon (Murat Dağı) Dağı'nda bir tapınak inşa ettiler. Daha sonra sırasıyla Kimmerler, Persler, Büyük İskender İmparatorluğu, Brinya ve Bergama krallıklarının egemenliğine giren Kadys, MÖ 133'te Roma İmparatorluğu topraklarına katıldı. Roma İmparatorluğu’nun ikiye ayrılmasından sonra Bizans Devleti sınırları içinde kalan Kadys, bu dönemde piskoposluk merkezi olmuştur. 1313'te Umur Bey tarafından fethedilerek Germiyanoğulları Beyliğine bağlanan Kadys, 1390'da Osmanlı Devleti'ne katıldı. Bu dönemde Gazenferağa Külliyesi, Muratbey Zaviyesi, İsabey Camisi ve Sunullah Çelebi Külliyesi gibi anıt yapılarla donatılan ve Gedüs diye anılmaya başlayan kent, 1670'li yıllarda iki bin evli, yirmi camili bir yerleşim haline gelmiş ve belediye 1866 yılında kurulmuştur. Kurtuluş Savaşı sırasında üç kez Yunan işgaline uğrayan Gediz, 24 Ekim 1920 Kocahan Muharebeleri ile Çerkez Etem İsyanı'na sahne olmuş ve 1 Eylül 1922'de Fahrettin Altay komutasındaki 5. Süvari Kolordusu tarafından kurtarılmıştı. 

 

1875'te büyük bir sel felaketine uğrayan kent, 1918'de meydana gelen Koca Yangın'da tamamen yanmış, 1944 Depremi 13 can almıştı. 1970 Depremi ise 1086 kişinin ölümüne ve binlerce konutun yerle bir olmasına neden olmuştu. Yaşanan onca felaketin ardından, kent 5 Ağustos 1970'te temeli atılan Yeni Gediz'e nakledildi.

Gedizbelediyesi


4’ü geçe midemi doyurmak için ÖE’den çıkıyorum. Gürcan Beyden Tadım diye bir restoran ismi alıp sora sora buluyorum. Az yürümem gerekti. Az dediğim 15 dakika kadar. Hava halen cayır cayır yanmakta.


Milli yemeğim az az kuru+bulgur+cacık+su, onlardan çoban+kuru soğan ve bu sefer 25 lira tutuyor yediklerim Tadım’da. (Saat 17.02) Yemek sonrası biraz dolanmaca ama dolanacak fazla yer yok sanki burada. Bir kere tarihi yapı hiç yok, çünkü yangın-deprem vs. atlatmış, yeni yere taşınınca her şey eskide kalmış, onlar da yok olmuş yaşanan felaketlerde. 


Turun başından beri dikkat ettiğim, tüm ilçelerde güzel ekmekler var, burada olduğu gibi. Bu kadarını İstanbul’da bile zor bulursun.

 

Ortada fıskiyesi olan bir park ve çay bahçesine, boş bulduğum bir masaya yerleşiyor, sade eşliğinde geleni geçeni kesiyorum. Almanya’dan süper bir Audi ile gelen “Alamancılarımız” sahne alıyorlar. İçinden inen annenin kafası bağlı ama kız Alman olmuş bile. Avrupa’nın nimetlerinden yararlanıp sonra AKP havaları garibime gidiyor. Hep diyorum: “Çok beğeniyorsan gel de burada yaşa.” Ancak gömülmeye geliyorlar, ne hikmetse?

 

Biraz daha sokak aralarına bakıyor, fazla bir şey bulamayınca tekrar ÖE’nin yolunu tutuyorum, Google yardımıyla. 

 

Pişmiş ayakları soğuk suda serinletip, biraz uzanıp, foto-ses kayıtlarını aktarıp, ÖE’nin çay bahçesinde içilen çay ve Simav’dan aldığım helva ile gezi notlarını yazıyorum. Bu helvanın tadı müthiş ama. Çok ince bir kere. İstanbul’dakilere hiç benzemiyor.

 

 

Gediz ÖE 0274-4124061

 












 

Simav-Gediz

Tur tarihi: 16 Temmuz 2021

Alınan yol: 50,65 km
Ortalama hız: 20,8 km/sa

En yüksek hız: 54,5 km/sa
Bisiklete biniş süresi 2 sa 26 dk, dışarıda geçen süre 3 sa 30 dk
En yüksek sıcaklık 38 ˚C, en düşük 23 ˚C, ortalama 30,3 ˚C
Yükselti kazancı (çıkış) 566,5 m, kaybı (iniş) 642,7 m
En düşük yükselti 661 m, en yüksek 1032,6 m

 

Garmin yol bilgileri Simav-Gediz

 

Relive yol bilgileri Simav-Gediz



İki bey ile başlayan e-bisi muhabbeti Sımav'dan

 ayrılış saatimi 8.44 yapıyor.



Günün serinliği daha sürmekte. Ama önümüzdeki 

günlerin feci sıcak olacağı bildirildi.


Yolun yapılmamış bölümleri kaba asfalt, 

tek şerit ve dar haliyle. Bölge yeşil ama.





Daha hiç görmedim!




Çok da karşı rüzgar var burada.







İniş kısmı bittikten sonra yol düzleşti. Yani sıfır
eğim, devamlı pedal çevirmeyi gerektiriyor.


Dört beş tezgahta mısır satılıyor, yanında da kazan kaynıyor... 

... Kavun karpuz da var.



Bunlar geçince, hele de yakınlarsa sıkı sarsıyor!


Yol çalışması bizi tek şeride düşürüyor.



Gene de en iyi Karayolları çalışıyor.



“Su Oyunları” diye bir inşaat geçmekteyim. Ama bana su
oyunundan çok mimari özelliği ile -kubbeler falan- dini
bir şey gibi görünüyor.

Öyle bir güvenlik şeridi yapmışlar ki, araba yolu kadar geniş.

 Sıfır eğimle gidiyoruz.


Geldiğim kavşakta solu gösteren levha Gediz OSB
yazmış. Kafam karıştı, düz Kütahya demiş. 

Gediz yazısı geldi, saat 11.23. 

Göbekten sola, Şehir Merkezi diye sapıyorum. 

Velespit lobideki boş duran salona alınıyor. Gediz ÖE.


Gediz ÖE



Gediz 





Tadım


İyi bulmuş adını, değil mi?





Ortada fıskiyesi olan bir park ve çay bahçesine, 

boş bulduğum bir masaya yerleşiyor,... 


... sade eşliğinde geleni geçeni kesiyorum.


Heykele yer vermiş olmaları önemli.



Biraz daha sokak aralarına bakıyor, fazla bir şey bulamayınca...


... tekrar Gediz ÖE’nin yolunu tutuyorum.
























7. gün (devamı) Gediz-Çavdarhisar - 5. gün (öncesi) Emet-Simav








[bisikletle]Türkiye: Friglerin İzinde 

 

İstanbul-Mudanya-Görükle = 44 km

 

Görükle-Keles = 65 km

 

Keles-Tavşanlı = 65 km

 

Tavşanlı-Emet = 44 km

 

Emet-Simav = 44 km

 

Simav-Gediz = 50 km

 

Gediz-Çavdarhisar = 39 km

 

Çavdarhisar-Kütahya = 58 km

 

Kütahya-Bozüyük = 78 km

 

Bozüyük-İnhisar = 53 km

 

İnhisar-Eskişehir = 49 km

 

Eskişehir-Çukurca = 69 km

 

Çukurca-Afyonkarahisar = 77 km

 

Afyonkarahisar-Sandıklı = 62 km

 

Sandıklı-Banaz = 77 km

 

Banaz-Çivril = 62 km

 

Çivril-Bekilli = 36 km

 

Bekilli-Dazkırı = 92 km

 

Dazkırı-Dinar = 33 km

 

Dinar-Burdur = 60 km

 

Burdur-Ağlasun = 36 km

 

Ağlasun-Isparta = 0 km

 

Isparta-İstanbul = 0 km






İlginizi çekebilir [bisikletle]Türkiye: Urartuların İzinde (Kulp-Silvan)