23 Temmuz 2021

[bisikletle]Türkiye: Friglerin İzinde (Bozüyük-İnhisar)


21 Temmuz 2021, Çarşamba / Bozüyük - İnhisar, 53 km (11. gün)

 

Rahat bir uyku çektim, hazırlanıp lobiye inmem 7.15 gibi. Resepsiyonist İbrahim Bey kahvaltıyı hazırlamış bile. Normalde 8’de başlıyor. Erken çıkar, hazır olursa ederim demiştim. Demek ki lafımı önemsemiş. Sağ olsun.

 

Hafif bir kahvaltı sonrası yükleme, ilk fotonun çekilmesi ve sele üzerine çıkmam 7.55 oluyor. Sabah serinliğinde başlamak ve binmek çok keyifli. Tren yoluna paralel, ilk ışıklardan sağ, sonra dümdüz, gelen ışıklardan düz devam karşıya denmişti. Aynen yapıyor ve İnhisar yoluna çıkıyorum.

 

Ve de tırmanışla karşılaşıyorum. Zabah zabah iyi geliyor, açıyor kasları :)) Yükseldikçe Bozüyük altta küçülüyor. Askeri bölge olsa solum, kameralar, teller, kuleler görüyorum.

 

1,5 km sıkı bir rampa çıktım, %11’i de gördüm. Tek şeritli, 2’nci sınıf asfaltlı dar bir yoldayım. Bugün İnhisar, 50 km gibi bir uzaklık. 1100 m.ye çıkıp ineceğim. Yani şöyle 400 m irtifa kazanacağım.

 

Söğüt’e 22 km demişti levha. Bir düzlükte ilerliyorum. Karşı yönde arada gelenler oluyor ama genelde kimsecikler yok, bayram ne de olsa. Çam kokulu güzel bir yoldayım şimdi. 4’üncü kilometrede sağda bir çoban, arkasında keçi sürüsü. Bayramlaşıyoruz. Fotosunu çekmek için ön çantadan kamerayı alıyor..., ama alamıyor, kordonu öndeki aksesuarlara takılınca elimden kayıyor ve yere düşüyor. İşte bu kötü, en olmaması gereken şey oluyor. Durup makineyi yerden alıp durumuna bakıyorum. Çalışıyor ama darbe çizmiş ve eğmiş objektif gövdesini. Önündeki lameller birbirinden kopmuş. Çalışıyor olması önemli bir teselli, kapak işini idare ederek kullanmaya çalışacağım. Daha çok yolum var. Bu tur aksaklıklar turu olmaya gidiyor. Umarım başka saçmalıklar olmaz!

 

Kamerayla uğraşırken sağımdan sessizce üç dev çoban köpeği (Kangal) beni keserek geçmekteler. Herhalde sürünün bekçileri. Bana ilişmiyorlar. Belki de sürerek geçseydim yanlarından tedirgin olabilirdim, belki de kovalarlardı. Bilemiyorum, bazen sakin oluyorlar ama hareketli şeyleri de seviyorlar.

 

Tırmanış var. Bozüyük 750 m.deydi 1100’ü bulmam lazım. [e] 5. km/08.25/%20 harcandı/R: 942 m/23,8 °C/12,2 km/s ort. %13’leri görüyorum. Batarya hızla eriyor, tırmanış sürüyor. [e] 12. km/08.55/%40 harcandı/R: 1077 m/23.3 °C/13,9 km/sa ort. 12,7’inci kilometrede tepe noktası, 1092 metredeyim. Sağımda AKSA’nın doğal gaz boruları var. Biraz nefeslenip çevrenin tadına varıyorum. Bir saatimi aldı bu tırmanış. Şimdi önümde bir iniş gözüküyor.

 

1092 metre sonrası, Osmanlı Beyliği'nin ilk başkenti olan Söğüt’e kadar keyifle indim. Sokak aralarından ilçenin merkezine doğru pedallamaktayım.

 

Söğüt’ün ilk bilinen ismi İtea’dır. Bizans dönemindeki ismi ise Thebasion veya Sebasiyon’dur. Söğüt 796 veya 797 yıllarında Abbasi Halifesi Harun Reşit döneminde Müslümanların eline geçmiştir. Arap coğrafya ve tarih kaynaklarında Söğüt Beldet’us Safsaf şeklinde isimlendirilmiştir. Aynı şekilde Farsça kaynaklarda da Hıtta-i Bid şeklinde anılmıştır. Gerek Safsaf gerekse Bid kelimeleri Söğüt ağacı anlamındadır. Osmanlıca kaynaklarda ve günümüzde bu kelimelerin Türkçe karşılığı olan Söğüdcük, Söğütçük, Söğütlü Saraycık, Söğüd ve Söğüt olarak bilinmektedir.

Söğütkaymakamlığı


Bir müze çıkıyor karşıma; Söğüt Ertuğrul Gazi Müzesi. Giriyor (ücretsiz) ve gezmeye başlıyorum. Sancak, eski giysiler, kuşamlar, el dokuması kilimler, halılar, silahlar, ölçü ve tartı aletleri, para keseleri, peşkir ve arkeolojik eserler (Roma, Bizans, Osmanlı dönemlerine ait sikkeler, Roma dönemine ait toprak kaplar) sergilenmekte. Yani azıcık arkeoloji, daha çok etnografya. Aslen üç katlı ahşap bina, 1900'lerin başında “Sargı Evi” olarak yaptırılmış. Dönemin Sağlık Ocağı. Ön cephesinde yan yana iki yuvarlak kemerli kapı, yan duvarlarda ise dikine dikdörtgen birer pencere ve üstlerinde üçgen alınlıklar yer almakta. Tavan işlemeleri ahşap desenlerle süslü. Eski Türk Evi mimarisinde bir yapı.

 

Ardından Hamidiye Camisi ve Külliyesini görmeye gidiyorum. Osmanlının son döneminin Neoklasik mimari tarzında, 1905 yılında II. Abdülhamit tarafından yaptırılmış. Kare planlı, duvarları kırmızı kesme taştan, iki minareli, tek bir kubbeyle örtülü. Girmiyor dıştan fotoğraflıyor, külliyenin bahçesindeki diğer yapılara (Hamidiye İdadisi/Lise, Darüleytam/Yetimler Yurdu) bakıyor ve kazılı olan toprak yoldan ilçenin en eski  camisine geliyorum; Çelebi Sultan Mehmet Camii. Yapım tarihi 1414-1420. Dikdörtgen görünümlü, 12 kubbesi olduğu söylenen cami II. Abdülhamit tarafından onarılıp bazı değişikliklere uğramış. Buna da girmiyor, foto çekimi sırasında tanıştığım beyin dükkanı önünde sohbetteyiz. İbrahim Bey zahirecilik yapıyor. Aynı zamanda bir de öğrenci yurdu işletiyor. Burada 2 yıllık bir yüksek okul olduğunu öğreniyorum. Eskiden ipek böcekçiliği işiyle uğraştığını, artık talep olmadığından yapılmadığını, ama zamanında nasıl yapıldığını da ayrıntısıyla anlatıyor. Pek de keyifli gelmiyor insanın kulağına; ipek böceklerinin kozalarından çıkmasına izin verilmeden kaynar suda haşlanarak öldürülme süreci!

Hfdturizm


45 dakikamı geçirdiğim Söğüt sonrası hafif çıkıp 742 m.den İnhisar’a doğru inmekteyim. Uzunca bir yokuş. Sağım solum çam. Mis gibi reçinenin kokusu içinde %7’lik bir iniş, ama asfalt kaba olduğundan sürtünme çok. Bu da hız kesiyor. Bir bakıma iyi, fazla süratlenemiyorum.

 

Herhalde 7 km inmişimdir. Belki de daha çok. Geldiğim yer Çaltı. Domates tohum reklamları etrafta. Her yer sera. Ama öyle böyle değil. Bembeyaz olmuş ortalık, plastik deryası. Ve de domates dolu içleri. Kimi daha yeşil, kimi pembeleşmiş. Sanki Türkiye’nin domates deposundayım.

 

[e] 36. km/10.46/%60 harcandı/R: 301 m. Çaltı geride kalıyor ve hafif yükselerek devam ediyor yolum. Ama öğle sıcağı da bastırdı. Saatler 11’i geçti, yakıyor. Hızla İnhisar’a varmak arzusundayım. 15 km yolum var daha. 750’lerden 182 metreye indim. Solumda Sakarya Nehri akıyor. Hava sıcaklığı 32,8 °C oldu. Ortalamam 20,5 km/sa. Seraların ardı arkası kesilmiyor. Marmara’nın küçük Antalya’sı deniliyormuş buraya. Mikro klima özelliğine sahip olduğundan yılda 3 veya 4 mahsul alınıyormuş. Yakacık köy muhtarı: “1992-1993 yıllarında ipek böcekçiliğiyle uğraşan bölge halkı, verimin düşmesinin ardından 2002-2003 yılları arasında sebze üretimine yöneldi. Sakarya Nehri uzun. Şu anda sadece bizim bölgemizde binlerce dönüm sera var. Mevsimlik işçiler var, kendi hanelerimizi de düşündüğümüzde Yakacık bölgesinde en az 20-25 bin kişi ekmek yiyor bu işten.” diyor.

AA


[e] 46. km/11.12/%80 harcandı/R: 257 m/31,5 °C/20,3 km/sa ort. Güneydoğu yönündeyim. Bir bulut güneşi kapatıyor, bu da iyi oluyor. 8-9 kilometrem kaldı. 48’inci km.de ikinci bataryayı takıyorum. Saat 11.21, 222 metre rakımdayım, hava sıcak, 37,6 derece. Ortalamam gayet iyi, 20,4 km/sa. Ha gayret az kaldı, 5-6 km en fazla.

 

İnhisar, ilçe çok küçük olmalı (911 ilçe arasında sonlarda). Girişte kaymakamlık geliyor. Öncesinde jandarma komutanlığı, polis. Belediyeden Aykut Bey bana misafirhaneyi ayarlamıştı. Burada ne ÖE ne de otel var. Telefonla Aykut Beyi arıyor, merkezde Çınarın altındaki kahvede beklememi söylüyor.

 

Çay, soda, limonlu soda ile beklerken neredeyse mayıştım, uyuyacağım. Bu arada kahveci Halit Bey bana daha kısa bir yolun tarifini veriyor, yarın için. Mihalgazi üzerinden değil, Alpagut üzerinden. Ancak sıkı bir rampa olduğunu da müjdeliyor. Daha önce gelen bir grup bisikletçiyi kamyonetiyle taşıdığını, hatta istersem beni de çıkarabileceğini ekliyor. Yoksa beni moruk mu gördü :))

Vikipedi


Misafirhane haliyle salaş. Daha iyisini görmüştüm. Kula’daki süperdi. Bir kaç odası var, boş olanı seçiyor, yanımdaki tulumu serip duş sonrası biraz uzanıyorum. Akşamüstü 4 buçuk gibi karşımdaki parkta bir tost+ayran+çay ile iştahımı 12 liraya hafifletiyor ve Çınar ağacına, yani merkeze yürüyor -fazla uzak değil, 200 m- az sokak aralarına bakıp A101’den kraker ve dilim peynir alıp ağaç altındaki bir masada üç büyük çayla midede boş kalan yerleri de dolduruyorum.

 

Bu topraklar Osmanlının ilk yerleşim alanları olarak değerlendirilir. Ancak İnhisar’ın 1299 yılından da öncelere dayandığı, günümüzdeki yerleşimin ise 1850 yıllarında kurulduğu söyleniyor. İlçede tarihi yer yok. Burası da Yunan işgaline uğramış ve Yunanlar çekilirken yakıp yıkmışlar. Yakın çevresinde, 2 km uzakta bir mağara ve 9 km mesafede bir şelale var, görülmesi önerilen. Ancak ben bu turumda oralardan geç(e)meyeceğim-gör(e)meyeceğim. 

 

Hem etrafı kesiyor, hem de arkadaşlarla telefonda görüşerek, soda çay içerek saati 8 edince A101’den alınan son bir soda ile odanın yolunu tutuyorum. Notların aktarılması işi kalıyor. Sabah herhalde erken çıkacağım. Yatmadan gene karşımdaki parka gidip biraz gece serinliğinde vakit geçiriyorum.


Tarihte Bugün: Efes'teki Artemis Tapınağı MÖ 356 yılının 21 Temmuz'unda Herostratus adında birinin kundaklaması sonucunda yıkıldı. Hikayeye göre Herostratus'un güdüsü her şeye rağmen ünlü olmaktı. Dolayısıyla "herostratik ün" terimi buradan gelir.

Cnntürk



İnhisar Belediyesi Misafirhane 0228-3712253 - 3712490 / 0507-1035897 Aykut Bey

 
















 

Bozüyük-İnhisar

Tur tarihi: 21 Temmuz 2021

Alınan yol: 53,18 km
Ortalama hız: 20,3 km/sa

En yüksek hız: 64,1 km/sa
Bisiklete biniş süresi 2 sa 36 dk, dışarıda geçen süre 5 sa 34 dk
En yüksek sıcaklık 39 ˚C, en düşük 21 ˚C, ortalama 27,3 ˚C
Yükselti kazancı (çıkış) 889,9 m, kaybı (iniş) 1432,7 m
En düşük yükselti 147,5 m, en yüksek 1096,9 m

 

Garmin yol bilgileri Bozüyük-İnhisar

 

Relive yol bilgileri Bozüyük-İnhisar




İlk fotonun çekilmesi ve sele üzerine 

çıkmam 7.55 oluyor. Bozüyük ÖE


Sabah serinliğinde başlamak ve binmek çok keyifli. 





Tren yoluna paralel, ilk ışıklardan sağ, sonra 

dümdüz, gelen ışıklardan düz devam karşıya denmişti. 


Aynen yapıyor ve İnhisar yoluna çıkıyorum.


Ve de tırmanışla karşılaşıyorum. Zabah zabah
iyi geliyor, açıyor kasları :)) 

Sağda bir çoban, arkasında keçi sürüsü. Bayramlaşıyoruz. 

Fotosunu çekmek için ön çantadan kamerayı alıyor...


... ama alamıyor! Kamerayla uğraşırken sağımdan sessizce 

üç dev çoban köpeği beni keserek geçmekteler.






Tırmanış var. Bozüyük 750 m.deydi 1100’ü bulmam lazım.





1092 m sonrası, Osmanlı Beyliği'nin ilk başkenti 

olan Söğüt’e kadar keyifle indim. 


Söğüt Ertuğrul Gazi Müzesi

Sancak, eski giysiler, kuşamlar, el 

dokuması kilimler, halılar, silahlar...


... ölçü ve tartı aletleri, para keseleri, peşkir ve 

arkeolojik eserler sergilenmekte.


Mezar Steli (Kireçtaşı) Çaltı. MS 2.-3. yy. Roma Dö. / 

Adak Steli (Kireçtaşı) MS 2. yy. Roma Dö.


Aslen üç katlı ahşap bina, 1900'lerin başında
“Sargı Evi” olarak yaptırılmış. 

Ön cephesinde yan yana iki yuvarlak kemerli
kapı, yan duvarlarda ise dikine dikdörtgen
birer pencere ve üstlerinde
üçgen alınlıklar yer almakta. 

Hamidiye Camisi. Söğüt


Hamidiye Camisi ve Külliyesi. Söğüt


Hamidiye Camisi; Osmanlının son döneminin 

Neoklasik mimari tarzında, 1905 yılında 

II. Abdülhamit tarafından yaptırılmış. Kare 

planlı, duvarları kırmızı kesme taştan, 

iki minareli, tek bir kubbeyle örtülü.


Külliyenin bahçesindeki diğer yapılar: Hamidiye İdadisi/Lise... 



... Darüleytam/Yetimler Yurdu.



Çelebi Sultan Mehmet Camii. Söğüt


Çelebi Sultan Mehmet Camii; yapım tarihi 1414-1420. Dikdörtgen 

görünümlü, 12 kubbesi olduğu söylenen cami II. Abdülhamit 

tarafından onarılıp bazı değişikliklere uğramış.


Sokak aralarından geçerek Söğüt’ten ayrılıyorum.





Söğüt gerilerde, altlarda kalıyor.



İnhisar’a doğru iniyorum. Uzunca bir yokuş. 



Asfalt kaba olduğundan sürtünme çok. Bu da hız 

kesiyor. Bir bakıma iyi, fazla süratlenemiyorum. 


Saat 11.32. İnhisar levhası gözüktü bile.



İnhisar, ilçe çok küçük olmalı (911 ilçe arasında sonlarda). 

Çınar altındaki kahvede beklerken 

neredeyse mayıştım, uyuyacağım.


İnhisar Belediyesi Misafirhane




İnhisar Belediyesi Misafirhane


Misafirhanenin karşısındaki parkta karın doyurmaca.



İlçenin merkezi Çınar ağacı.




İlçede tarihi yer yok. Biraz sokak aralarında dolanıyorum.



























12. gün (devamı) İnhisar-Eskişehir - 10. gün (öncesi) Kütahya-Bozüyük

 

 

 




[bisikletle]Türkiye: Friglerin İzinde 

 

İstanbul-Mudanya-Görükle = 44 km

 

Görükle-Keles = 65 km

 

Keles-Tavşanlı = 65 km

 

Tavşanlı-Emet = 44 km

 

Emet-Simav = 44 km

 

Simav-Gediz = 50 km

 

Gediz-Çavdarhisar = 39 km

 

Çavdarhisar-Kütahya = 58 km

 

Kütahya-Bozüyük = 78 km

 

Bozüyük-İnhisar = 53 km

 

İnhisar-Eskişehir = 49 km

 

Eskişehir-Çukurca = 69 km

 

Çukurca-Afyonkarahisar = 77 km

 

Afyonkarahisar-Sandıklı = 62 km

 

Sandıklı-Banaz = 77 km

 

Banaz-Çivril = 62 km

 

Çivril-Bekilli = 36 km

 

Bekilli-Dazkırı = 92 km

 

Dazkırı-Dinar = 33 km

 

Dinar-Burdur = 60 km

 

Burdur-Ağlasun = 36 km

 

Ağlasun-Isparta = 0 km

 

Isparta-İstanbul = 0 km






İlginizi çekebilir [bisikletle]Türkiye: Çoruh Nehri Boyunca (Alucra–Şebinkarahisar)