Akşam yatarken ilan ediyor, sabah kalkınca iptal ediyor. Haklı olarak millet soruyor: Son kararınız mı? 450 bin kişi hafta sonu için uçak tren otobüs bileti almış(tı). Şoke durumları L İptalin nedeni olabilir mi? Ekonomi zaten tepe taklak.
Firuzan Riva tarafına gitmek istedi. Keyifli bir rota belirledik: Paşamandıra-Polonezköy’ü içine alan. Ama öncesinde Vehbi için bir e-scooter teftişi yapacağız. Bu aletleri pek takip etmedim ama görüyorum ki çılgın modelleri var. Mesela göreceğimiz 1600 w gücünde. Çift motor, ön arka. 60 km/sa hıza çıktığını söylüyor satan. 9 bin 500 lira 2’nci eli (vay anasına sayın seyirciler). Biraz araştırdım da, 2x2700 w gücünde motorları olanlar var. Fiyatlar da 40 bin civarında. Herhalde ehliyet gerekmediğinden tercih ediliyorlar. Belki de katlanabildiğinden. Ancak 45 kg ile katlasan da nereye taşırsın ki? Bunlara yurt dışında dilediğin gibi, plakasız, ehliyetsiz binebileceğini sanmıyorum. En azından AB ülkelerinde yoktur. Ama burası: Kim kime dum duma... durumları.
|
Kim Kime Dum Duma, Behiç Ak
|
9 buçuğu geçe çıkıyoruz evden. Sıcak bir gün olacağa benziyor. Yüzümüze kollarımıza bacaklarımıza koruyucu sürdük. Farkında olmadan fena yanılıyor. Ortalık önceki pazarlar gibi boş değil. Yolumuz bizi Altunizade’ye götürüyor. Satıcı Bağlarbaşı’ndayım demişti. Ancak Vehbi’den gelen telefonda adamın başkasıyla anlaştığını öğrenmemizle yönümüzü Beylerbeyi’ne çeviriyoruz.
Altunizade; İsmail Zühtü Paşa’nın yaptırdığı cami, semtin de bu adla anılmasına sebep olmuştur. Zühtü Paşa’nın babası altın alım satımı ile iştigal ettiğinden, Zühtü Paşa’ya da Altunizade denmiştir.
|
İsmail Zühtü Paşa |
Peki İsmail Zühtü Paşa kimdir? Büyük servetini hayır işlerine vermiş bir Osmanlı Veziri (1806-1887). İstanbul Fatih’te doğmuştur. Gençliğinde nakkaşlık, mimarlık öğrenmiş, inşaat yaparak zengin olmuştur. Dolmabahçe Sarayı’nın (*) yapımında bina emiri olarak çalışmıştır. Zeytinburnu’ndaki Fişek Fabrikası ile Paşabahçe’deki Şişe ve Cam Fabrikaları’nı da yapmıştır. 1880’de Ayan üyesi olmuştur. Kazandığı paraları çeşitli hayır işlerinde kullanması ile ünlüdür.
(*) Dolmabahçe Sarayı, 7 Haziran 1856 tarihinde (yani 164 yıl önce bugün) kullanıma açılmıştır.
Sahil yolundayız. Gruplar halinde yol bisikletçileri geçmekte. Arada da tekliler. Kimileriyle selamlaşıyoruz. Ortalık ‘sokağa çıkma’ günlerine benzemiyor. Her yer açılmış, gerçi fazla müşterileri yok ama normalleşmeye çalışılmakta. Ne var ki erken davranıldı, veya yanlış yapılıyor, kazanımlar heba olacak denilmekte. Sonucu 1-2 hafta içinde görecekmişiz.
Firuzan’ın Alfine 8 vitesinden arada garip sesler çıkıyor. Nedir değildir bilemedik. Bir servise gitmesi gerekecek gibi. Sırasıyla kıyıdaki semtleri geçiyoruz: Eskiden gemi çapalarının yapıldığı Çengelköy, adını 17. yüzyılda yaşamış sofu bir Müslüman olan Vani Efendi'den alan Vaniköy ve sonrasında Kanlıca.
Kanlıca'nın ismi konusunda çeşitli rivayetler vardır ama en çok kabul göreni zamanın sultanlarından biri bir gün emir vererek İstanbul'un havası en temiz semtinin bulunmasını ister. Vezirlerden biri her semtte direklere kanlı etlerin asılmasını ve en geç bozulan etin, havası en temiz semt olacağını söyler. Sultan emir verir ve Kanlıca büyük arayla birinci olur. Sultan da bu semte Kanlıca ismini verir J
Hızlıca pedallamaya devam. Kıyıda balık tutanlar, yürüyenler... dopdolu. Saatler de öğlene yaklaşıyor. Kahvaltı etmeden çıktık. Mide kendini hatırlatıyor. Beykoz merkeze girmeden sağdaki Sultaniye Parkı’nda bir mola veriyor, yanımızdaki sandviçleri çayımızla indiriyoruz. Güzel bir park, fazla büyük olmayan, 16 bin m2 denilmiş. Piknik masaları da bulunuyor. Ağaçlar kocaman. 337 yıllık bir Çınar var, Anıt Ağaçlar listesinde yer alan.
Beykoz’un merkezi kalabalık. Antik Çağdaki adı Amikos. Kos, Farsçada köy anlamında. Semtte oturan ünlü kişilerden dolayı yöreye Beykos (Beylerin Köyü) denildiği, ismin zamanla Beykoz'a dönüştüğü sanılmakta. Hızla Akbaba yönündeyiz. Fevzi Paşa Caddesi, iskelenin karşısı, daracık yol. Peşimizden bir Halk Otobüsü gelmekte. Adam korna çalıp duruyor. Nereye kaçayım?! Yer yok. Öyle bir geçiyor ki yanımızdan kaldırıma kendimizi atmak zorunda kalıyoruz. Azrail misin bre adam?! Plakasını aldım, şikayet edeceğim. Bir yandan bisikletli ulaşım teşvik ediliyor, ama bu canavarlar eğitilmedikçe zor...
Beykoz Çayırı sonrası gelen otobüs parkında adamı buluyor nedenini soruyorum. Bir yığın hikaye anlatıyor. Arkasından gelen hasta varmış da... Yani onu kurtarmak için bizi feda ediyor L Sen görürsün gününü! (*)
Akbaba-Dereseki ve Riva yolundayız. Hızla kayıyoruz. Alibahadır sapağı geçildi, gelen yokuş tırmanıldı, ardından inildi ve Paşamandıra sapağından sağa dönüldü. Devam... Mucize Cafe-Sakine’nin Yeri’nden ekmek almak için durduğumuzda Emre ile karşılaşmak güzel bir sürpriz oluyor. Çalıştığı TV kanalı için çekim yapmaya gelmiş. Nehir şu sıralarda gündemde, kirliliğinden dolayı...
Beykoz'da Riva Deresi kirlilik nedeniyle özellikle son bir aydır siyaha döndü. Bir zamanlar balık tutulan, kurbağa sesleri gelen derenin hali içler acısı. Yaklaşık 30 kilometrelik bölümünde su yüzeyinde kabarcıklar görülürken, balık kalmadığını, kötü kokudan rahatsız olduklarını söyleyen çevre sakinleri çözüm bulunmasını istiyor.
İki kocaman ekmeği (8-/ad) ve 10 yumurtayı (1,3-/ad) çantalara yükleyip Riva nehrine paralel devam ediyoruz. Sırasıyla Öğümce, Bozhane, Cumhuriyet geçilip Polonezköy’e geldik. Çok güzel bir bölge buraları. Mesire yerleriyle dolu. Ancak normalleşme diye millet dökülmüş. Ama öyle böyle değil. Konvoy halinde araçlar. Boş bulduklarında gaza basmalar, sabırsızlanınca korna çalmalar. Sıkıntıdan kabarmış, ipini koparmış azgın gibiler. Son dört pazarı bugünle karşılaştırıyorum da, insanın çok olması ne fena imiş. Hele de bizim insanımız; eğitimsiz, bencil ve pis L
Polonozköy’de bir mola verelim istiyoruz. Hem acıktık, hem piştik, hem de kaideyi dinlendirelim. Bizi güler yüzle karşılayan, hemen girişteki işletmeye yerleşiyoruz. Bisikletler ilgi çekiyor. Meraklarını gidermek zorundayız. Ehh, bizim velespitler de öyle böyle değil. Özellikleriyle ortaya çıkmış en doğru çözümlerden. Neredeyse 5 yaşında olacaklar. Karar vereceğimiz günlerde oldukça sıkı araştırmıştım. Bugün görüyorum ki doğru seçimi yapmışız... JJJ 2 kızarmış patates, 2 ayran ve 3 soda için 46 lira ödeyip ayrılıyoruz. Ama hep yaşadım, gene aynı hatayı yaptım, karnını doyurmayacak, hafif bir şeylerle idare edeceksin. Gerçi patates ne ki diyeceksiniz ama şişkinlik zorluyor insanı. Bir de önünde rampa varsa L
Feci bir trafiğin içindeyiz. Hele de rampa çıkarken, üstelik de batarya biterse... İtmekten başka çare kalmıyor. Ama her zaman böyle uzaklıklara gittiğimde yedeği yanımda J Geciktim bu nedenle, Firu da merak etmiş arıyor. Geliyo...ruuum... Rampayı çıkıp tazeliyorum bisikleti. Yani ağır olduğundan itmek de ağırlaşıyor. Bir de yol böyle dar olduğunda, araçları da arkana sıraladığında insana rahatsızlık ver-iyor/-mez mi? (Hangisini yazsaydım, bilemedim.)
Saptık, çıktık bu yoldan. Şimdi acayip trafikten uzaklaşıp daha mülayim duruma geldi. Hızla bir yokuştan inerek Çavuşbaşı’na geldik. Hep geçtiğim yolda bu sefer bir pazar kurulu. Girişinde Zabıta. Ellerinde bir sıvı. Herhalde dezenfektan durumları. Neyse, ben de duruma şaşırıp dalıyorum pazarın içine. Onlar da şaşırıyor ve bu adam nedir-değildir diye beni geçiriyorlar. Ne maske, ne başka bir şey... Devam abey...
İç bakla aldım pazardan, kilosu 15’e. Pazarı çok severiz. Nerede görsek mutlaka gezeriz. Pazar: Aslı Farsça bâzâr olan kelime, sözlükte “alıcı ve satıcıların ticaret için belli zamanlarda toplandıkları üstü açık kamu alanı” mânasına gelir. Anlam genişlemesiyle şehrin bir plana göre düzenlenmiş geleneksel iş bölgesini veya caddesini/sokağını, yahut bunun belli meslek erbabınca işletilen dükkânlar kümesinin oluşturduğu kesimini ifade eder. Haftanın alışveriş maksadıyla toplanılması âdet olan gününe de pazar adı verilir. Arapçası “mal sevk edilen yer” mânasında sûk (çoğulu esvâk) olup, şehirlilerin günlük ihtiyaçlarını karşıladıkları küçük pazarlara Arapçada süveyka, Farsçada bâzârce, Türkçede pazarcık denir. Yılın belli dönemlerinde kurulan, özellikle uzak mesafelerden getirilen malların alınıp satıldığı büyük pazarlar için Türkçede Grekçe asıllı panayır, Arapçada yine sûk kullanılır. İtalyancadan Türkçeye geçen piyasa kelimesi de en geniş anlamıyla pazarı ifade eder. Pazarlarda satış yapanlara pazarcı ve bezirgân (bâzârgân) adı verilir. Pazarın düzeninden sorumlu kişiye pazarbaşı denilir. İki pazar sokağının kesişmesiyle oluşan dört yol ağzına çarşı (Far. çâr sû [dört taraf]) ve Arapçada murabba adı verilir. Tarihte, özellikle takas ekonomisinden para ekonomisine geçildikten sonra pazarlar canlanmıştır. Sanayi devrimiyle birlikte pazar ve piyasa kelimeleri serbest rekabet şartlarında mal, hizmet ve iş gücü arz ve talebinin buluştuğu en geniş alanı belirtmek üzere kullanılmaya başlanmıştır.
|
üst: Mayıs 2020
alt: Haziran 2020
|
Bundan sonra yolumuz Hekimbaşı üzerinden Ümraniye oluyor. Okuduğum bir haberde “Ağaç Dikiyoruz Tabelasının Arkasındaki Ağaçlar Söküldü” denilmekte. Ümraniye Belediyesi’ne ait “Millet bahçemizi tamamladık, şimdi sokaklarımıza binlerce ağaç dikiyoruz” tabelasının yer aldığı arazideki çok sayıda ağaç, yapılacak konut projesi için söküldü. Ehh, Ümraniye Belediyesine çok yakışır böylesi L
Eve varmak da ayrı bir sevinç. Ama yorulmuşuz. Ayaklar gülle gibi. Uzun soluklu turda bu kadar yorulmuyorum. Şehir içinde trafik adamı mahvediyor. Eşyaları çıkartırken ne görelim? Aldığımız yumurtaların beşi kırılmış L Halbuki karton yumurtalığa da koymuştuk!
bisikletle Polonezköy; “Son Kararınız Mı?”: Dudullu-Altunizade-Beylerbeyi-Beykoz-Akbaba-Paşamandıra-Öğümce-Bozhane-Cumhuriyet-Polonezköy-Çavuşbaşı-Hekimbaşı-Ümraniye-Dudullu
Tur tarihi: 7 Haziran 2020
Kat edilen mesafe: 89,71 km.
Ortalama hız: 16,8 km/sa.
Bisiklete biniş süresi 5 sa. 20 dk., dışarıda geçen süre 6 sa. 45 dk.
En yüksek sıcaklık 37 ˚C, en düşük 25 ˚C, ortalama 30,8 ˚C
İrtifa kazancı (çıkış) 1532 m, kaybı (iniş) 1515 m.
En düşük irtifa 0 m., en yüksek 213 m.
|
Sultaniye Parkı’nda bir mola veriyor, yanımızdaki
sandviçleri çayımızla indiriyoruz.
|
|
Mucize Cafe-Sakine’nin Yeri, Paşamandıra
|
|
Emre ile, Paşamandıra
|
|
Çok güzel bir bölge buraları. Mesire yerleriyle dolu. |
|
Cumhuriyet
|
|
Ümraniye
|
(*) Konuyu İETT ve Halk Otobüsleri’ne şikayet ettim. Boş vermemek lazım! (24.06.2020)
From: <beyazmasa@ibb.gov.tr>
Subject: İ.B B. Beyazmasa Başvurunuz Başvuru No : 1-30759933955
Date: 11 June 2020 09:30:49 GMT+3
To: <mdorsay>
Reply-To: <beyazmasa@ibb.gov.tr>
T.C.
İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞI
Sosyal Hizmetler ve Bağımlılıkla Mücadele Daire Başkanlığı Halkla İlişkiler Müdürlüğü
BEYAZMASA
Başvurunuz:
Halk Otobüslerinin denetimi de kurumunuz tarafından mı yapılıyor, bilemiyorum. Ancak dün, pazar günü (07.06.2020) saat 11.44’de eşimle birlikte Beykoz Fevzi Paşa Caddesi üzerinde Akbaba yönüne doğru bisikletlerimizle seyir halindeyken 34UZ8044 plakalı (C1098) Halk Otobüsü yanımızdan öyle bir geçti ki, kendimizi kaldırıma atmasaydık çarpacaktı.
Bu sürücülere eğitim verilmiyor mu? Bisikletlinin yanından nasıl geçileceği, şehir içinde hangi hız sınırını aşmamaları gerektiği vb. konularda düzenli olarak eğitilip uyarılmıyorlar mı
Bir yandan Korona nedeniyle bisikletli ulaşım teşvik ediliyor, diğer yandan sürücüler bisikletliyi görmez, dikkate almaz ise canımızdan olacağız.
Bu araç sürücüsünü lütfen uyarın ve eğitin. Bu sefer kurtulduk ancak böyle devam ederse ezebilir/öldürebilir..
Saygılarla,
Sayın Başvuru Sahibi;
İlgi : 08.06.2020 11:12:05 Tarih ve 1-30759933955 Nolu Başvurunuz
Müdürlüğümüze iletmiş olduğunuz başvurunuz ile ilgili İETT Genel Müdürlüğü ile görüşülmüştür. Görüşme neticesinde tarafımıza verilen bilgi aşağıdaki gibidir:
"Kurumumuza yapmış olduğunuz başvurunuzun tahkikatı yapılmış olup, söz konusu personele yolcu şikayetine neden olmaması konusunda uyarıda bulunulmuş, bahse konu aksaklık ile alakalı olarak bölgede denetim ve yürütümünden sorumlu ilgili amirleri uyarılmış, denetimlerini sıklaştırmıştır. Ayrıca, şoför personelimiz genel olarak güvenli sürüş, hat eğitimi(güzergah),trafik mevzuatı, ilk yardım, stres yönetimi ve kaliteli hizmet sunma eğitimi (iletişim, hizmet kalitesi, öfke kontrolü vs.)işe başlamadan önce ve çalışması sırasında sık sık verilmektedir."
İETT GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
ALO 153 BEYAZMASA
----------
From: İLKER KARGI <Ilker.Kargi@iett.gov.tr>
Subject: C-1098 Şikayet
Date: 8 June 2020 11:42:53 GMT+3
To: mustafa dorsay
Cc: UĞUR ÇATALBAŞ <ugur.catalbas@iett.gov.tr>
Mustafa Bey Merhabalar,
Bu istenmeyen duruma sebebiyet veren araç ve sürücüsü ile ilgili tahkikat süreci başlatılmış olup gereği yapılacaktır.
Bununla birlikte saha ekiplerimiz de konudan haberdar edilmiş olup denetimler hususunda da gerekli aksiyon tarafımızdan alınmaktadır.
Yaşadığınız bu olumsuz durumdan ötürü üzgün olduğumuzu belirtir,
Size ve eşinize iyi günler dileriz.
----------
From: mustafa dorsay
Subject: Halk Otobüsleri
Date: 8 June 2020 11:12:05 GMT+3
To: halper.kolukisa@iett.gov.tr, ugur.catalbas@iett.gov.tr, ilker.kargi@iett.gov.tr
Cc: iett@iett.gov.tr
Sayın
Hamdi Alper Kolukısa
İETT Genel Müdürü
Konu: Halk Otobüsleri
Halk Otobüslerinin denetimi de kurumunuz tarafından mı yapılıyor, bilemiyorum. Ancak dün, pazar günü (07.06.2020) saat 11.44’de eşimle birlikte Beykoz Fevzi Paşa Caddesi üzerinde Akbaba yönüne doğru bisikletlerimizle seyir halindeyken 34UZ8044 plakalı (C1098) Halk Otobüsü yanımızdan öyle bir geçti ki, kendimizi kaldırıma atmasaydık çarpacaktı.
Bu sürücülere eğitim verilmiyor mu? Bisikletlinin yanından nasıl geçileceği, şehir içinde hangi hız sınırını aşmamaları gerektiği vb. konularda düzenli olarak eğitilip uyarılmıyorlar mı?
Bir yandan Korona nedeniyle bisikletli ulaşım teşvik ediliyor, diğer yandan sürücüler bisikletliyi görmez, dikkate almaz ise canımızdan olacağız.
Bu araç sürücüsünü lütfen uyarın ve eğitin. Bu sefer kurtulduk ancak böyle devam ederse ezebilir/öldürebilir..
Saygılarla,
Mustafa H. Dorsay
----------
From: mustafa dorsay
Subject: Yolda seyir halindeki bisikletli
Date: 8 June 2020 11:17:02 GMT+3
To: info@isthalkoto.com
Sayın
Yalçın Beşir
Yeni İstanbul Halk Otobüsleri A.Ş. Başkanı
Konu: Yolda seyir halindeki bisikletli
Halk Otobüslerinin denetimi şirketiniz tarafından mı yapılıyor, bilemiyorum. Ancak dün, pazar günü (07.06.2020) saat 11.44’de eşimle birlikte Beykoz Fevzi Paşa Caddesi üzerinde Akbaba yönüne doğru bisikletlerimizle seyir halindeyken 34UZ8044 plakalı (C1098) Halk Otobüsü yanımızdan öyle bir geçti ki, kendimizi kaldırıma atmasaydık çarpacaktı.
Bu sürücülere eğitim verilmiyor mu? Bisikletlinin yanından nasıl geçileceği, şehir içinde hangi hız sınırını aşmamaları gerektiği vb. konularda düzenli olarak eğitilip uyarılmıyorlar mı?
Bir yandan Korona nedeniyle bisikletli ulaşım teşvik ediliyor, diğer yandan sürücüler bisikletliyi görmez, dikkate almaz ise canımızdan olacağız.
Bu araç sürücüsünü lütfen uyarın ve eğitin. Bu sefer kurtulduk ancak böyle devam ederse ezebilir/öldürebilir..
Saygılarla,
Mustafa H. Dorsay
İlginizi çekebilir Son Dakika Göçbeyli; 5çeyrek, Heybeliada, Tepeören, Keşf-i Seyir