Abdülcanbaz 1957’de “dünyaya gelir.” Gazetesinde yabancı çizgi romanlar yayımlayan Abdi İpekçi, artık Türk sanatçıların da çizgi roman yazmaya başlaması gerektiğini savunmaktadır. Bu niyet Babıâli’nin usta kalemlerini bir araya getirir. Abdülcanbaz’ın ilk macerasını Aziz Nesin yazar. Karakterin isim babası da odur. İlk maceranın adı “Turist Rehberi”dir. Bu macerada Abdülcanbaz bildiğimizin tam zıddı bir karakterdir.
İkinci macera “Abdülcanbaz Artist Ajanı” adını taşır. Bu macerayı kaleme alan Rıfat Ilgaz’dır. Fakat o da Aziz Nesin gibi, tek macera yazdıktan sonra devam etmez. Sonunda iş başa düşer ve Turhan Selçuk, Abdülcanbaz’ın hem yazarı hem çizeri olur. Bu arada Abdülcanbaz’ın yazarı değiştiği gibi karakteri de değişir. Eskiden üçkâğıtçılıkla yolunu bulan adamımız, giderek bir İstanbul beyefendisine evrilir.
Abdülcanbaz zamanda ve mekânda sınır tanımaz. Onu kâh uzayda kâh Osmanlı Mebusan Meclisi’nde görürsünüz; kâh bir Evliya Çelebi hikâyesinde kâh bir Jules Verne fantezisinde... Muazzam bir evren!
O evrende bisiklet, daha doğru ifadeyle velosipet, Abdülcanbaz’ın ayrılmaz bir parçasıdır. Üstadın mezar taşındaki Abdülcanbaz da iki teker üzerindedir, Kadıköy’deki Karikatür Evi’nin bahçesindeki metal heykel de... Rahmi M. Koç Müzesi’ne gittiğinizde oradaki heykelin yanında da görürsünüz velosipeti, Milas’taki Karikatür Evi’nde de.
Aydan Çelik
İlginizi çekebilir Motorun Sorunu, 50’lerin Güzel Hollywood Yıldızları ve Bisikletleri, Bir Musibet Bin Nasihatten İyidir