28 Şubat 2022

bisikletle Aydos / Zincirkıran


Şubat’ın son haftası, 27’si, sene 1933, Alman parlamento binası Reichstag'da çıkan olaylı yangın. Tamamıyla Naziler tarafından çıkarıldığına inanılan ancak Hollandalı komünist Marinus van der Lubbe’nin üzerine yıkılan, gelecek kabusların başlangıcı. Nazi liderliği ve Alman Ulusalcı koalisyon ortakları, komünistlerin Almanya'nın "ulusal yenilenmesine" köstek olmak amacıyla şiddetli bir ayaklanma planladığına şansölye von Hindenburg'u ikna etmek için yangını kullanırlar. Bu durumun önüne geçmek için acilen yasa çıkarılması gerektiği savunulur ve "Halkı ve Devleti Korumak İçin" çıkarılan ve genellikle Reichstag Yangın Kararnamesi olarak bilinen yasa, bazı anayasal güvenceleri kaldırarak Nazi diktatörlüğünün önünü açar.

 

Bazı olaylar vardır, sonucu nedeninden çok daha büyük olaylara yol açar. Tarihte yer alan bu olaylarda kıvılcımlar ateş olur, ateşler devasa bir yangına dönüşür, yangın ise kül eder belli bir dönemi. İşte 27 Şubat 1933 günü Reichstag’da çıkan yangın tam olarak böyle bir olaydır. Bizim de yakın tarihimizde benzeri olay(lar) yok mu? 7 Haziran - 1 Kasım 2015 arası Türkiye’yi sarsan beş ay!

Evrensel, DW


Soğuk bir günde çıktık evden. Hedefimiz Aydos. Uzundur buralara pedallamadık, bakalım ne gibi değişiklikler olmuş? Ümraniye’den Ataşehir tarafına geçip YEDPA yokuşunu çıkıp Kayışdağı eteklerinden devam ediyoruz. 438 metre ile İstanbul’un en yüksek üçüncü noktası burada olduğu söyleniyor (İstanbul’un en yüksek noktası 537 m ile Aydos Tepesi). Yol üzerindeki hurdalıkta gözümüze ilişen bir araç önünde çektiğimiz foto, tellerin arkasından havlayan köpeklerin önünden geliyoruz Maltepe cezaevi yakınlarına. Önünde süren inşaat bitmiş, kocaman bir kavşak çıkmış ortaya. Bazı şeyleri görünce insan gözüne inanamıyor. Neydi ne olmuş durumları. Devamında gelen, gene bitmiş bir yol düzenlemesi. Çevre çok değişmiş gelmeyeli.

Vikipedi


Görmesek, kulağımıza gelmese de Ukrayna’da yaşanan dramı-çığlığı hissediyor-duyuyoruz. Burada tarafların haklılığı-haksızlığı konu değil. Konu masum insanların ölmesi, sivil olsun asker olsun. Ukrayna halkı üzerinden yürütülen emperyal amaçlar. Yurtta Sulh, Cihanda Sulh. Atatürk 1923 yılında -henüz Kurtuluş Savaşı yeni kazanılmışken- Adana’da “Ulusun geleceği tehlikeye düşmedikçe savaş bir cinayettir” demişti. Yaşamı vatan için savaş alanlarında geçmiş büyük bir komutan, vatan savunması dışındaki savaşları bir cinayet olarak görüyordu. 

 

Yakacık’ta verilen bir kahvaltı molası. Yanımızdaki simit ve peynirleri büfeden gelen çaylarla (2-) indiriyoruz mideye. Bulutların arasından yüzünü gösteren güneş de içimizi ısıtıyor. Ancak geçen haftaya oranla bugün çok soğuk.

 

Buradan sonra Aydos var. Zincirkıran Yokuşu; %17 ile uzun olmasa da dik. Son gelişimizde bir arkadaşımız öyle bir yüklenmişti ki çıkabilmek için, zincirini kırdı, kopardı yani. O nedenle yokuş bu adı aldı. 

 

Yollar ıslak, sular akıyor. Kayışdağı tarafında da vardı, buralarda da. Boru patlamış desem her yerde mi dersiniz. Geçen araçlardan su sıçrıyor, hele de çukura girerlerse üzerimize bile geliyor.

 

Aydos geride kaldı, sırf inişle Pendik’e geldik. Kalabalık ortalık. Yolun sağ tarafı da fena bozulmuş. Pek bir sevimsiz olmuş buraları. Yol üzerinde gördüğümüz Bahçe Market’e uğruyor, ev için bir saksı alıyor, sonra gelen Mado’da birer salep (32-) ile dinleniyoruz. 


Salep; dağlık ve çayırlık alanlarda, 1000-1500 metre yüksekliklerde yabani olarak yetişen ve endemik bir tür olan Anadolu orkidesinin yumrularından toplanarak elde ediliyor. Kurutulmuş yumrular toz haline getirilince 1 kilogram salep elde edebilmek için ortalama 2600 orkideye ihtiyaç vardır. Türkiye’de yılda tahmini toplam 30 milyon civarında orkide yumrusu toplanır. Bu miktar oldukça fazla olup salep elde edilen orkidelerin türünü tehlikeye sokmaktadır... denilmekte!

Kısıkateş


Maltepe’den Başıbüyük’e çıkan yolumuz Yeditepe Üniversitesi yakınlarından geçip başlangıç noktasına varıyor.

 



 


















bisikletle Aydos/Zincirkıran: Dudullu-Ferhatpaşa-B.Bakkalköy-Yakacık-Aydos-Pendik-Maltepe-Başıbüyük-Dudullu

 

Tur tarihi: 27 Şubat 2022

Alınan yol: 48,65 km
Ortalama hız: 17,2 km/sa

En yüksek hız: 45 km/sa
Bisiklete biniş süresi 2 sa 49 dk, dışarıda geçen süre 4 sa 40 dk
En yüksek sıcaklık 19 ˚C, en düşük 5 ˚C, ortalama 9,2 ˚C
Yükselti kazancı (çıkış) 755,1 m, kaybı (iniş) 781,8 m
En düşük yükselti 0 m, en yüksek 312,9 m

 

Garmin yol bilgiler bisikletle Aydos/Zincirkıran

 

Relive yol bilgiler bisikletle Aydos/Zincirkıran
















23 Şubat 2022

57. Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu'nun parkuru açıklandı


Uluslararası Bisiklet Birliği'nin (UCI) Pro Series kategorisinde yer alan etaplı yol bisikleti yarışı, profesyonel takım ve sporcuların katılımıyla 10 Nisan Pazar günü Bodrum'da başlayıp, 17 Nisan Pazar günü İstanbul'da sona erecek.

 

1915 Çanakkale Köprüsü'nden geçerek Ege'den Trakya'ya ilerleyecek kıtalararası dev organizasyonun final etabına İstanbul ve tarihi yarımada ev sahipliği yapacak.

 

8 gün, 8 etap boyunca bisikletlilerin rekabetine Türkiye'nin doğal güzellikleri ve kültürel zenginlikleri eşlik edecek. 57'nci yılında Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu'nun 1289 kilometrelik parkuru boyunca yenilenen 8 etabı ise şu şekilde olacak:

 

10 Nisan: Bodrum - Kuşadası (207 km)

11 Nisan: Selçuk (Efes) - Alaçatı (158,1 km)

12 Nisan: Çeşme - İzmir (Karşıyaka) (122,5 km)

13 Nisan: İzmir (Konak) - Manisa (Spil) (127,4 km)

14 Nisan: Manisa - Ayvalık (191,3 km)

15 Nisan: Edremit (Akçay) - Eceabat (57. Alay Şehitliği) (204,2 km)

16 Nisan: Gelibolu - Tekirdağ (135,8 km)

17 Nisan: İstanbul - İstanbul (143 km)

 

1915 Çanakkale Köprüsü'nden geçilecek

 

Dünyanın ilk ve yegane 'Kıtalararası Etaplı Bisiklet Yarışı' olması yönüyle öne çıkan Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu 57. yılında bir yeniliğe daha imza atarak Anadolu'yu Avrupa'ya bağlayan iki köprüden geçecek ve Türkiye'nin stratejik konumuna ve ulaşım ağı altyapısına dikkat çekecek.


7. etaba ev sahipliği yapacak olan Edremit-Gelibolu parkuru 1915 Çanakkale Köprüsü'nden geçerek Avrupa'ya uzanırken, 8. ve final etabı ise tarihi yarımadadan başlayarak 15 Temmuz Şehitler Köprüsü geçişi ile Anadolu'ya uzanacak. Bağdat Caddesi ve tarihi yarımada da seyir zevkini artıran 3 turun ardından organizasyon İstanbul'da son bulacak.

 

Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu, TRT ve Eurosport'tan canlı yayımlanacak.

 

Emin Müftüoğlu: Parkur seçimini iki açıdan çok önemli görüyoruz

 

Türkiye Bisiklet Federasyonu Başkanı Emin Müftüoğlu, organizasyon öncesinde yenilenen parkurla ilgili şu ifadeleri kullandı: "Dünyaca ünlü takımları ağırlayacağımız ve pek çok açıdan yeniliklere imza atacağımız 57. Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu öncesinde çok heyecanlıyız. Yönetim kurulumuz ve teknik ekiplerimizin titizlikle hazırladığı TUR 2022 parkuru sportif rekabeti artırarak, ülke tanıtımı ve bisikletin yaygınlaşmasına katkı sağlayacak özellikte kurgulandı. Parkur seçimini iki açıdan çok önemli görüyoruz. Sportif yönüyle yarış içi mücadeleye soluk getiren tırmanış, sprint kapılarının konumlanması ile son ana kadar yarışı rekabete açık ve izleyenler açısından heyecanlı hale getirmeyi amaçladık. Ulusal ve uluslararası tanıtım yönüyle ise ülkemizin tarihi ve doğal güzelliklerine ev sahipliği yapan farklı rotaları dahil ederek hem bölge halkının hem ekranları başında izleyicilerin ilgiyle izleyeceği bir rota dizayn ettiğimize inanıyorum."


Turun 1915 Çanakkale Köprüsü'nden geçmesiyle ilgili olarak Müftüoğlu, "Bisiklet sporu ve ülkemiz adına gurur kaynağımız Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu'nun 1915 Çanakkale Köprüsü'nden geçmesi için bizlerden desteklerini esirgemeyen Sayın Cumhurbaşkanımız ve Gençlik ve Spor Bakanımız başta olmak üzere, Cumhuriyetin 100'üncü yılını simgeleyen bu projeye emek veren herkese şükranlarımı sunmak istiyorum."

değerlendirmesini yaptı.

Sputnik




İlginizi çekebilir Bisiklet ve Diz Sağlığı, Liv 2020 – Kadın markası yeni Thrive E+ Pro ve Thrive E+ EX Pro e-Bisiklet modellerini tanıtıyor, Specialized Turbo Vado SL: yeni e-Bisiklet sadece 15 kilo

21 Şubat 2022

bisikletle Gebze’de 6 Köy


Pelitli, Mollafenari, Cuma, Kadıllı, Yediyer, Göçbeyli dedik ve 9.11’de Bostancı’dan trene bindiğimiz gibi 55 dakika sonra Gebze’den başladık pedallamaya.

Bugün 20 Şubat. Çok severim “Tarihte Bugün” yaşananları okumaya. Olaylar arasında; Rus Donanmasının İstanbul'a gelmesi, İstanbul’da Elektrikli Tramvayın hizmete girmesi, Boğaziçi Köprüsünün temelinin atılması, Mısır’da tren yangını... var. Bunların içinde 1833 tarihli “Rus Donanması Büyükdere Önlerine Demirledi” haberi tam bir “Denize Düşen Yılana Sarılır” durumu. Şöyle ki: Osmanlı Devleti, Fransa’nın desteklediği Mehmet Ali Paşa isyanı karşısında çaresiz kalıp yardım isteği de İngiltere tarafından cevapsız bırakılınca can düşmanı Rusya’dan destek istemek zorunda kalır. Ruslar daha antlaşma bile yapılmadan bu fırsatı kaçırmamak için İstanbul’a bir donanma gönderirler. Amiral Lazerev kumandasındaki Rus donanmasına ait bir filo, 20 Şubat 1833’te İstanbul Boğazına girerek Büyükdere önlerine demirler. Bu oldu bitti hem Osmanlı Devletini hem de onu Ruslara muhtaç eden Avrupa devletlerini endişelendirir. Fransa ve İngiltere'nin girişimleri sonucu Mehmet Ali Paşa ile Kütahya’da varılan anlaşmanın ardından Ruslarla da Hünkâr İskelesi Antlaşması yapılır. Rus askeri kuvvetleri yaklaşık 5-6 ay kaldıkları Beykoz sahillerinden ayrılmadan önce, Rus-Türk dostluğunun nişanesi olarak, Rus ordusunun karargâh kurduğu Beykoz Selvi Burnu’na -Türkler tarafından “Moskof Taşı” olarak adlandırılan- ancak günümüze ulaşmayan kaya anıtını dikerek ülkelerine dönerler.

Dergipark


Fırından, her geçişimizde aldığımız koca bir ekmekle, otoyola paralel alt yoldan Gebze Center AVM’den şehir merkezine girip belediyenin önünden, yeni biten köprüden GOSB Tembelova’ya geçince artık köy yollarındayız. Hava Gebze’de 2 derece daha sıcak. Güzel de bir güneş var. Uzun parmaklı eldivenler fazla geliyor, kafadaki bandanayı çıkartıyoruz. İki kişi olduğumuzdan tempomuz da iyi. Pelitli’de bir kahvaltı molası (çaylar 2- ), kahvenin yeni sahibi Çıldırlı Ali Bey ile ayaküstü sohbet ve devam. Bölgeyi seviyorum, seven başkaları da var ve araçlarıyla geçmekteler. Bir de şu damperlilerden kurtulamadık gitti. Nereye gitsek karşımıza çıkıyorlar. Bu adamların hız kavramı yok. Sebep oldukları kazaları okuyoruz. Koca demir yığını yanımızdan hızlı bir tren gibi geçmekte.


Dünya genelinde kaç ağaç türü vardır dersiniz? Şimdiye kadarki en kapsamlı araştırma dünyada en az 73.200 farklı ağaç türü olduğunu söylüyor. En büyük çeşitlilik Güney Amerika’daki tropikal ormanlarında. Bu türlerin birçoğu çok ender olduğu için özellikle tehdit altında diyor araştırmacılar.

 

Dünyamızın akciğerini oluşturan ağaçlar aynı zamanda iklimi dengeliyorlar. Tüm bunların dışında ormanlar sayısız hayvan ve bitki türleri için de ev sahipliği yapıyorlar.

HBT sayı 307

 

Pelitli küçük, Mollafenari bölgenin en kalabalık yerleşkesi, Cumaköy en güzeli, Kadıllı en sakini, Yediyer var ve yok arası, Göçbeyli ise naylon seralarla kaplı. Bu turda -istenilirse- Çayırova’ya inilip tekrar trenle dönebilirsiniz. Biz durmayıp hızla İstanbul’a doğru devam ediyoruz pedallamaya, TEM yoluna paralel düz bir yoldan. İMES Aslı Börek’te 2 çay + 2 su böreği (75- ), Metro’dan yapılan alış veriş sonrası eve varışımız 4 çeyrek gibi.

 



 
















bisikletle Gebze’de 6 Köy: Dudullu-Bostancı-(tren) Gebze-Pelitli-Mollafenari-Cuma-Kadıllı-Yediyer-Göçbeyli-Dudullu

 

Tur tarihi: 20 Şubat 2022

Alınan yol: 71,66 km
Ortalama hız: 19,6 km/sa

En yüksek hız: 55,1 km/sa
Bisiklete biniş süresi 3 sa 39 dk, dışarıda geçen süre 7 sa 38 dk
En yüksek sıcaklık 22 ˚C, en düşük 7 ˚C, ortalama 14,8 ˚C
Yükselti kazancı (çıkış) 1064,3 m, kaybı (iniş) 1067,5 m
En düşük yükselti 3 m, en yüksek 265,5 m

 

Garmin yol bilgiler bisikletle Gebze’de 6 Köy

 

Relive yol bilgiler bisikletle Gebze’de 6 Köy
























Bölgeye yapılmış geziler Keşif Turları; Gebze-3





İlginizi çekebilir Bize Aydos Size Paydos, Derrâce-süvâr, O Halde Göçbeyli

14 Şubat 2022

bisikletle Büyükçekmece II


Zamanında köprüler yokken, deniz ile göl arasında bulunan kanallar aynı zamanda bataklık özelliği gösteriyor ve bu batakların üzerine kalın kazıklar ve bu kazıklar arasına halatlar çekilirmiş. Salcılar, karşıdan karşıya insanları taşırken bu halatları çekerlermiş. Bu çekme işinden ismi “çekmece” olarak kalmıştır. Yanı başındaki köyler de aynı isimleri almıştır... diyelim ve gezimize başlayalım :))

 

Soğuk bir Şubat sabahı Bostancı Marmaray istasyonuna inip 8.25 treniyle Halkalı yönüne gidiyoruz. Yolda İhsan da dahil oluyor ve 9.30’da Mustafa Kemal istasyonunda inip arkadan gelen İnci ve Nurhan’ı beklemekteyiz. Hava bugün çok soğuk, güneşsiz, kapalı bir gün. 15 dakika sonra 5’li olarak Küçükçekmece gölü kıyısından Büyükçekmece gölüne doğru pedal basıyoruz.

 

Defalarca bu yolu pedalladık. En son geçen yaz ağustos ayında > bisikletle Büyükçekmece Gölü. Avcılar dolgu alanı bu sabah çok sessiz. Havanın soğukluğu insanları evinde tutmuş anlaşılan derken üzerlerinde numaralarla koşan kalabalık bir gruba rastlıyoruz. Bir yarış var besbelli. Nedir bu? 14 Şubat'a özel "Çiftler Koşusu". 


14 Şubat'ta kutlanan Sevgililer Günü (veya kökeni itibariyle Aziz Valentin Günü), her yaştan çiftin, Aziz Valentine adına birbirlerine kart, çiçek, şeker veya daha lüks hediyeler verdiği bir gün. Fakat bu modern kutlamanın kökeninin bir kurmacadan ibaret olduğu söylenir: Aziz Valentine, sanıldığının aksine, bir "aşk koruyucusu" değil, Hristiyanlığı yayarken 3. yüzyılda öldürülen rahiplerden biri. Biri, çünkü bu tarihe denk düşen en az iki başka Aziz Valentine daha var. Kutlamanın kökü, Roma döneminde Lupercalia adı verilen ve üç gün süren bir festivale gidiyor. Daha sonraki yüz yıllarda kilise pagan kutlamalarını bitirmek istediğinden, şenlikleri Aziz Valentine adına yapılan anmalara dönüştürür ve Papa Gelasius tarafından 496 yılında 14 Şubat'ta ilan edilir. İngiliz edebiyatının iki devi, Chaucer ve Shakespeare, bu günün Birleşik Krallık’ta, sonra da Avrupa ve dünya genelinde bu denli popülerleşmesinden sorumludurlar. Bugün bu özel gün, dünya çapında büyük bir gelir alanı durumunda.

Vikipedi


İlk mola her zamanki -Hacı Osman Ağa camisinin karşısındaki- kahvede. Çaylar artık her yerde 2,5 oldu. Daha pahalı olanı da var elbette ama ucuzu yok. Bizim mideler aç olduğundan yanımızdaki sandviçleri burada götürüyoruz.

 

Yolumuz Ambarlı üzerinden sıkı bir rampa sonrası Beylikdüzü’ne çıkıp Gürpınar yönüne devam etmekte; halen süren yol çalışmaları ve inşaatlar, bitmiş olup müşterisini bekleyen binalar arasından. Geldiğimiz Galibi Vakfı önünde çekilen bir foto ve müze ziyareti sonrası, güneşli günlerinde dopdolu olan Gürpınar sahili, şimdilik bitmemiş bir inşaat sahası görünümde.

 

Gürpınar’ın 1961 yılına kadar adı Anarşa. Ve bu ad Cem Yılmaz'ın 2004 yılında yazdığı ve oynadığı G.O.R.A. filminde geçer. Annesinin babası bir Lozan mübadili Gürpınarlı olan Cem Yılmaz, filmde Erdal Tosun'un canlandırdığı Rendroy karakterinin memleketi olan gezegene "Anarşa" adını vermiştir ve Tosun bir sahnede "Anarşalılar asla yalan söylemez." demektedir. Ayrıca Yılmaz filmdeki Ceku, Amir Toça, Enverina ve Mulu gibi bazı adlarla çeşitli akrabalarına atıfta bulunmaktadır. Ceku, Yılmaz'ın anneannesinin adı olan Hatice'nin yöredeki kısa söyleniş şeklidir. Mulu ve Enverina, Yılmaz'ın annesinin halası ve amcasının; Toça ise annesinin komşularından birinin lakâbıdır.

Vikipedi


Acıkan mideler burada, Gürpınar’da doyuruluyor. Katık denilen lokantada: muhlama (40-), çay (5-), kaşarlı simit (8-). Deniliyor ki bu fiyatlar henüz hiçbir şey! Görün bakın daha neler neler gelecek, maydanozlu köfteler...

 

Büyükçekmece belediyesi karşısındaki dev 3teker önünde çekilen bir grup fotosu sonrası yönümüzün değiştiği gibi arkadan esen rüzgar da önümüze geçiyor. Şiddetli rüzgara direnerek Alkent2000’e zar zor ulaşıyoruz. Yol bundan sonra rüzgarla mücadele şeklinde sürüyor ve Halkalı istasyonuna varmamız 4 buçuğa doğru oluyor. 1 saatlik tren yolculuğu sonrası evin yolunu tutarken son 2 kilometresinde başlayan ince yağmurla gezimiz son buluyor.

 

Hedonizm nedir? Felsefede, hazcılık veya hedonizm, hazzın mutlak anlamda iyi olduğunu, insan eylemlerinin nihai anlamda haz sağlayacak bir biçimde planlanması gerektiğini, sürekli haz verene yönelmenin en uygun davranış biçimi olduğunu savunan felsefi görüş. Kirene Okulu'nda, Sokrates'in öğrencisi Aristippos (MÖ 435-355) tarafından kurulmuş, daha sonra Epikuros tarafından devam ettirilmiştir... şeklinde açıklanmış.

Vikipedi


Hedonizm, tartışmaya çok açık bir öğretidir. Kimi insanlar bunun ahlaki olmadığını savunur, kimileri de bu öğretiye sıkı sıkıya sarılır. Bu tabii ki her insanın kendi ahlaki normlarına bağlı. Fakat şüphe götürmez bir gerçek vardır ki zevk ve acı hayatımızın vazgeçilmez parçalarından. Bunları ne ölçüde yaşayacağımız da tamamen bize bağlı. Acıdan olabildiğince kaçınmak isteriz, fakat acıyı minimize ederken zevklerimizi gerekenden fazla yüceltmediğimizden de emin olmalıyız. Çünkü doğada olduğu gibi, dengeyi bozarsak, mutlaka bir karşı etki görüyoruz. 

  













 

bisikletle Büyükçekmece II: Dudullu-Bostancı-(tren) Mustafa Kemal-Avcılar- Gürpınar-Büyükçekmece-Alkent2000-Esenyurt-Halkalı-(tren) Bostancı-Dudullu

 

Tur tarihi: 13 Şubat 2022

Alınan yol: 78,69 km
Ortalama hız: 16,5 km/sa

En yüksek hız: 56,3 km/sa
Bisiklete biniş süresi 4 sa 46 dk, dışarıda geçen süre 10 sa 12 dk
En yüksek sıcaklık 19 ˚C, en düşük 5 ˚C, ortalama 7,3 ˚C
Yükselti kazancı (çıkış) 931 m, kaybı (iniş) 892 m
En düşük yükselti 0 m, en yüksek 199,4 m

 

Garmin yol bilgiler bisikletle Büyükçekmece II

 

Relive yol bilgiler bisikletle Büyükçekmece II

















7 Şubat 2022

II. Pi(de)Yer Loti


Gulyabani veya Gul-i beyabani orijinal söyleyişiyle de karşımıza çıkan bu muhayyel mahlûk, gezginlere ve yolculara uğrayıp onları mahveden canavardır. Daha sonraları Anadolu kültüründe Ahubaba’yla beraber anılmaya başlanmış ve insan yediği düşünülen kocaman, uzun sakallı ve asalı bir dev olarak tasavvur olunmuştur. 

 

Şubat’ın ilk haftasındayız, karlı günler geride kaldı. Soğuk olsa da güneşin varlığı hem içimizi ısıtıyor hem de neşemize neşe katıyor. Bu pazar bir İstanbul içi turu yapalım dedik ve -artık klasiklerden sayılan- pideli kahvaltıyla başladık. 

 

Kadıköy’den Çiğdem ve İhsan ile Karaköy’e geçip, orada Nurhan ve yeni tanıyacağımız Çağlayan ile buluşup Fatih Siirt Pazarındaki Dostlar Kahvesine doğru yola çıktık. Kahvenin açık alanına yerleşirken Mehmet de dahil olup pidelerin malzemesi alınıp fırına verildikten 15 dakika sonra sıcacık pideler, kurulu masalara dağıtıldı. Bu işe ilk başladığımızda 3 liraya çıkan pideler günümüz “mini” enflasyonu karşısında 11 buçuk liraya ulaştı. Ama şikayet etmiyoruz çünkü iyi gidiyoruz. Öyle ki tüm dünya bizi kıskanıyor.

 

Çağlayan, Mehmet’in asker arkadaşı buradan geri dönüyor. Niye geldi niye döndü? Belki de “dur bakayım nasıl insanlar” mı dedi? Bizler 6’lı olarak klasik rotamızı: At Pazarı, Fatih Camii, Karagümrük, Sulukule, Edirnekapı, G.O.P. şeklinde sürdürerek Piyer Loti’ye gitmeyip soldan Yıldıztabya-Alibeyköy olarak sapıyoruz.

 

Yıldız tabya; bir askerlik terimidir. Girintili çıkıntılı yapısıyla yıldız meydana getiren tabya.

 

Yıldıztabya, G.O.P.’nin bir mahallesi. Biraz araştırdım ama burada tabyaya mabyaya ilişkin bir bilgiye ulaşamadım. Sadece; Yıldıztabya Mahallesi 1950 ile 1956 yıllarında Dörtyol Mahallesi olarak kurulmuş. 1960 yılında Karlıtepe Mahallesi olarak adını değiştirmiştir. Adını mahallenin bazı yerlerinde bulunan kar kuyularından almıştır... şeklinde bir bilgi vardı. Sonra adı neden-nasıl Yıldıztabya oldu? Na:mâlum! 

Vikipedi


Yıldıztabya’dan dimdik bir yokuştan inerek geldiğimiz noktadan sağa sapsaydık Alibeyköy’e giderdik. Biz ise sola, Küçükköy olarak devam ediyoruz. Bir tarihlerde keşif gezilerim sırasında bu yoldan gittiğimi hatırlıyorum. Maviye boyalı bisiklet yolu bile var. İsfanbul denilen eğlence merkezinin altından geçerek süren yolumuz, minibüs şoförünün tarifiyle vardığımız Opet’den sağ ve uzunca bir yolu takiben gelen otoyol geçidinden sonra tekrar sağ olarak sürüyor. Burası herkese tanıdık geliyor, çünkü Şamlar olarak yaptığımız turun güzergahı. Böylece yeni bir rota daha çıkarmış olduk. 


İBB’nin Alibeyköy Fidanlığı’na geldik. Velespitleri park edip girdiğimiz bitki satış bölümü her zamanki gibi muhteşem. Hele de girişteki kaktüsler. Bugüne kadar gördüğüm satışa sunulmuşların en güzelleri. Ama fiyatlar da ayrı güzel. 5’binden başlayıp 10’bine kadar kaktüs var.

 

Gulyabani bilirsiniz Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın bir romanının adıdır aynı zamanda. Yazar burada cin, peri, cadı gibi doğaüstü varlıkları konu edinerek masalın romana, romanın masala dönüştüğü bir teknikle halkın batıl inançlarını ele alır. Ve bizi bütün bu tuhaf yaratıkların, garip mahlûkatın ötesinde yaptıklarıyla daha şaşılası, daha acayip bir varlıkla tanıştırır: İnsanla.

 

Hüseyin Rahmi Gürpınar (1864-1944); dönemini ve çevresini romanlarında yaşatıp, genç yaşlarından itibaren geniş halk kitlelerince sevilerek okunmuş, edebiyatımızın benzeri az bulunur şahsiyetlerindendir. Kitaplarında İstanbul yaşamının özel inanışları, toplumsal ve ekonomik eşitsizlikler, kadın erkek ilişkileri gibi konular halkın özgün konuşma biçimleri korunarak, çok defa gülünç, bazen hüzünlü olarak işlenir. Romanımıza “mahalli renk” ilk kez onunla girer. Yazarlık yaşamına 1883’te Tercüman-ı Hakikat gazetesinde başlar. 1896’da İkdam gazetesinde roman ve öyküleri tefrika edilirken üne kavuşur. Döneminin en çok okunan yazarı olur. Tüm kazancı yazarlıktan gelir. Bu sayede Heybeliada’da şimdi müze olan köşkünü alır. 1908 Meşrutiyet’inden sonra Ahmet Rasim’le Boşboğaz adında bir mizah gazetesi çıkarır. İlk soruşturmaya böylelikle uğrar. Gazetesi kapanır. İkinci kez Ben Deli miyim? romanıyla mahkemelik olacak ve yine beraat edecektir.

İşkültür


Turumuz, Alibeyköy-Eyüp-Balat şeklinde sürüp, Vefa’da içilen bozalar sonrası Nurhan’ın Eminönü’nde ayrılması, İhsan, Çiğdem ve Mehmet’in de Kadıköy’de ayrılmaları ile sonlanıyor.

 
















II. Pi(de)Yer Loti: Dudullu-Kadıköy-(gemi) Karaköy-Unkapanı-Fatih-Sulukule-Edinekapı-G.O.P.-Küçükköy-Cep Otogarı-Alibeyköy-Eyüp-Vefa-Karaköy-(gemi) Kadıköy-Dudullu

 

Tur tarihi: 06 Şubat 2022

Alınan yol: 65 km
Ortalama hız: 15,7 km/sa

En yüksek hız: 45,6 km/sa
Bisiklete biniş süresi 4 sa 7 dk, dışarıda geçen süre 9 sa 4 dk
En yüksek sıcaklık 23 ˚C, en düşük 6 ˚C, ortalama 10,6 ˚C
Yükselti kazancı (çıkış) 637 m, kaybı (iniş) 605 m
En düşük yükselti 0 m, en yüksek 192 m

 

Garmin yol bilgiler II. Pi(de)Yer Loti

 

Relive yol bilgiler II. Pi(de)Yer Loti