25 Temmuz 2016

[bisikletle]Türkiye: Safranbolu’da Zaman (Devrek–Yenice İncebacaklar)

9 Temmuz 2016, Cumartesi / Devrek – Yenice İncebacaklar, 57 km. (8. gün)

Otel odasında yatmanın rahatlığı ile biraz geç uyandık. Hazırlanıp sabah 9’da Devrek bisikletçileriyle buluşmak üzere lobiye iniyoruz. Kahvaltı salonu halen dün akşamki düğünün dekorunda. Fazla özelliği olmayan bir açık büfeden malum şeyleri seçip dışarıdaki masada kahvaltımızı etmekteyiz. Saatler 9’u geçti ama bisikletçilerden eser yok. Odada hazır bekleyen eşyalarımızı lobiye indirip, akşamdan içeriye alınmış bisikletlere çantaları yüklemek isterken, Firu’nun arka tekerinde 1 jant telinin kopuk olduğunu fark ediyoruz. Tüh, nereden çıktı bu? Bisikletçi varmış ama şimdi uzun sürer, diğer bir tele bantlıyoruz. Tek tel o kadar sıkıntı yaratmaz. Zaten 2 günlük yolumuz kaldı şurada. Turun sonuna geldik.

Devrek çıkışı 2 simit alıp plastikleri de geri dönüşüm kutusuna attıktan sonra Zonguldak yönünü gösteren levhayı takiben şehirden, ilçeden ayrılıyoruz (10.30). Yol düz, pedallar rahat çevriliyor. Hatta hafif de % 1’lik bir iniş var. Güvenlik şeridi yer yer asfalt artığı ile kaplı olsa da gene kullanılıyor. Bolca otobüs geçmekte. Özel araç da. Bazı bayramcılar trafiğe kalmamak için erken çıkmış olmalılar.

Çaydeğirmeni geçilip sol Zonguldak, sağ Karabük ayrımına geldik (17,5 km). Kavşakta sağda Cennet Bahçesi olarak adlandırılmış bir mesire yeri var. İçinde WC ve masaların olduğu. Bilemiyorum ama belki burada çadır kurmaya izin verirler. 1,5-2 km sonra Gökçebey ayrımı, solda benzin istasyonu (TP), yanında bir otel, Kup Otel (kupturizm.com). Fena da gözükmüyor, restoranı da var. Yani yolda kalmak isteyenler için olabilir.

Bu yolun trafiği çok fazla. Zonguldak-Karabük-Kastamonu yolu. TIR’lar da var. Bereket artık onların çoğu mesafeli geçmekte. Ama güvenlik şeridi yok burada. Bu gezide kuş serisi araç sahiplerinin daha deli, daha dikkatsiz ve önemsemez olduklarını gördük. Nedense altlarındaki tenekeyi delice sürmekteler.

Yolumuz yükselmeli, zaten başladık hafif hafif. Desteği devreye alıyoruz. Solumuzda Filyos Çayı akmakta. Arada köprülerle üzerinden geçiyoruz. Kayadibi köyü. 2,5 saattir sele üzerindeyiz. Gel şu kahveye girelim de biraz nefeslenelim der Firu. Solda küçük bir kahve, masa etrafında oturanlar selamımızı pek duymuyorlar, karşılık vermiyorlar. Çaylar 75. Neyse ki bir tanesiyle diyaloğa geçiyoruz. Milli Gazete okuyucusu. İktidar karşıtı haliyle. Soruyorum, kaç kilometre yol gittim bir tane akepeliye rastlamadım. Nerede bunlar? Onlar kendilerini saklıyorlar diyor. Yenice fazla uzak değil. 13 km kadar. Tomruk yüklü epey TIR geçiyor kahvede otururken.

[e], 48. km, ilk çentik bitti, ve Yenice. Giriyoruz, pazarı var, geziyoruz. Kiraz (6 TL/kg), yer fıstığı (12 TL/kg) ve gün kurusu (20 TL/kg)  alıyor, 2 haşlanmış mısır da (2 TL/ad) midede yerini buluyor. Tabii öncesinde içilen kahveler 2’şer liradan. Ortalıkta çokça insan dolanmakta. Pazarın kalabalığı mı bu yoksa?

1461 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından Cenevizlilerden alınan Yenice, Selçuklu döneminden itibaren, bölgenin önemli bir yerleşim ve geçim yeridir. Osmanlı döneminde, 15. yüzyılda Bolu’ya bağlı bir nahiye idi. Cumhuriyet’ten sonra Devrek’e bağlı nahiye iken, Karabük’ün 1995 yılında vilayet olması neticesinde Yenice bu tarihten itibaren Karabük’ün ilçeleri arasında yerini almıştır.

Deniz seviyesinden 130 metre yüksekliğe konumlanan ilçenin doğal yapısı, özgün bitki örtüsü ve yaban hayat açısından önemli bir çeşitlilik içeriyor. İlçeye hayat veren Yenice Irmağı, yerleşim merkezinin içinden geçerek, ilçe topraklarını iki parçaya böler. Araç ve Soğanlı Çaylarının birleşmesiyle oluşan Yenice Irmağı, Zonguldak ili sınırları içinde Filyos Irmağı adıyla Karadeniz’e dökülür.

Yenice Ormanlarını, 1999 Yılında Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF), Avrupa’nın biyolojik çeşitlilik açısından en değerli ve acil olarak korunması gereken 100 orman alanı içinde tanımlamıştır.
YeniceKaymakamlığı

Yenice sonrası 3-4 km daha gidip İncebacaklar, Yenice Şeker Kanyonu sapağı geliyor sağda. Belirgin işaretleri var, kaçırmak mümkün değil.

Yeşil Vadi Mesire Yerine bizimle birlikte başkaları da sapıyor. Ama yükseldikçe azalıyorlar. Sağımızda başlayan kanyon ve içinde gürül gürül akan su. Yolda yürüyenler, tek tük bizi geçmeye çalışan arabalar. Destekle tırmanıyoruz. Yol stabilize, yer yer kaymakta. Etrafımız yemyeşil dağlarla çevrili, suyun sesi kanyonda yankılanmakta.

Şeker Kanyonu: Yenice-Karabük karayolunun 3. km’sinde yer alan Şeker Mevkiinden başlayan kanyonun toplam uzunluğu 6,5 km olup, 2 km boyunca yol geçmekte ve sonra 4,5 km kanyoning yapmaya elverişli uzun bir alandır. Kanyonda yer yer zorlu geçişler ve daralmalar olup, bazı yerlerde yüzmek zorunlu hale gelmektedir. Kanyon yüksekliği 100 metreden başlayıp 250 metreye kadar yükselmektedir. Kanyonun kayaları kaya tırmanışları için uygun bir yapıya sahiptir.


Şeker Kanyonu



















Bir köye geldik, İncebacaklar olmalı. Aramızda dere var. Geçmeden şu kirazları yiyelim der Firu. Çeşme kenarındaki masaya oturup etrafı seyrede seyrede 1 kg kiraz bitiyor. Haritadan yaptığımız inceleme sonucu ve köylüden aldığımız bilgiler doğrultusunda Albergo Otel yoluna giriyoruz. Yokuş daha da dik burada, eko yetmiyor normal gerekiyor. Taşlar da daha yuvarlak ve iri, teker pek zor tutunuyor. Dikkatlice geçmekteyiz. Son rampa ise tam bir duvar. High konumda ancak çıkılıyor. 362 metreyi gösteriyor burada Garmin.

Otelde kimsecikler yok. Sesleniyoruz ama karşılık gelmiyor. Telefonla da ulaşmaya çalışmıştık, açan olmamıştı. Ünal Beyin de telefonu açılmıyor. Gerçi kendisinin Yalova’da olacağını biliyorum ama belki bir bilgi verir. Otel açık ama. Arka kapıdan giriverdik. Güzel bir yer. Manzara ve çevre müthiş. İsviçre derler ya hep böyle yerlere, aynen. Çay demlenmiş, birer bardak alıyor, bahçedeki 2 şezlonga kuruluyoruz. Hani Pamuk Prensesin hikayesi gibi bir durum. Girişte bir pitbull, selamlaşıyoruz. Birkaç inek misafirimiz var. Anlaşılan bu çimeni seviyorlar. Çim biçme makinesine gerek yok, onlar hallediyor. 2 saat sonra bir araç geliyor. Evet, Selim Bey gelen. Ünal Bey geleceğimizi haberdar etmemiş! Önemli değil diyor Selim Bey, odanız hazır. Ama biz Ünal Beyle çadırı konuşmuştuk, şimdi oda falan bizi aşmasın, bir soralım. Kişi başı 100 TL, O.K. 2 gece kalalım istiyoruz burada, biraz da çevreyi dolaşmak. 400 TL bizi aşar, biz gene çadırımızda kalalım. Hemen öndeki çayıra kuruyor, eşyaları da bisikleti de arkadaki odaya bırakıyoruz. WC falan odadan kullanmamıza izin veriyorlar. Daha ne isteyelim, en güzel yerde en rahat durumdayız. Teşekkürler.













Selim Bey, Meltem Hanım ve otel misafirleri Tarık Bey, Fatma Hanım ve 3 yaşlarındaki oğulları Rüzgar ile yenilen akşam yemeği. Ev yemeği bir haftadır yemiyorduk, lezzeti başkaymış. Pilav-patlıcan-cacık ve arkasından dondurmalı irmik helvası. Kapanışta da sade kahve ile gece, kedi-köpek-yaylalar-bisiklet–burası-orası şeklinde sürmekte.

Uykumuz kendini belli edince arkadaşlardan izin alıp çadırımıza giriyoruz.









Devrek – Çaydeğirmeni – Yenice - İncebacaklar

Tur tarihi: 9 Temmuz 2016
Kat edilen mesafe: 57,10 km.
Ortalama hız: 14,6 km/sa.
Bisiklete biniş süresi 3 sa. 55 dk., dışarıda geçen süre 5 sa. 44 dk.  
En yüksek sıcaklık 38 ˚C, en düşük 23 ˚C, ortalama 33 ˚C
İrtifa kazancı (çıkış) 495 m., kaybı (iniş) 200 m.
En düşük irtifa 39 m., en yüksek 364 m.

Tur bilgisi: Devrek-Karabük yol ayırımına kadar güvenlik şeridi var ve dümdüz. Zonguldak-Karabük yolu hareketli, güvenlik şeridi yok. Hafifçe yükselen bir yol. Yenice sonrası İncebacaklar köyüne 5 km tırmanış (özellikle sonu), yer yer toprak.
Konaklama: Albergo Butik Otel, 0532-363 2053, Selim Önder

Çınar Otel, Devrek



Devrek Sokakları







Kup Otel, Gökçebey, Zonguldak





Yenice, Karabük



Yenice Merkez, Karabük








Şeker Kanyonu giriş sapağı, Yenice, Karabük



Albergo Otel, İncebacaklar, Yenice




















10 Temmuz 2016, Pazar /  İncebacaklar Albergo Otel, 13 km yürüyüş ( 9. gün)

Çadırda, sessizliğin içinde güzel bir gece geçirdik. Havalandırma boşluğundan giren tertemiz dağ kokusuyla uyandık. Güneşin ışınları içerisini ısıtınca sabah 9 olarak belirlediğimiz kahvaltı sofrasına oturmak üzere çıkıyoruz içinden.

Önümüzde dağlar, uzaklardan ineklerin çan sesi, bulutlar pamuk yumağı gibi tepemizde. Kulübesinden Korsan’ın ara sıra çıkan homurtusu. Bunu gece de duymuştuk.

Meltem Hanım mutfakta harıl harıl faaliyette. Böreğin kokusu çadıra kadar gelmişti bile. Selim Bey çayı demlemiş. Birazdan Tarık Bey ve Fatma Hanım, oğulları Rüzgar ile teşrif ediyorlar. Uzun masanın etrafında akşamki yerlerimizi aldık ve sohbet ede ede Meltem Hanımın hazırladığı nefis kahvaltılıkları mideye indiriyoruz. Tabii kediler bizi rahat bırakmıyor. Küçüğü büyüğü masanın altında, zaman zaman fırsat bulurlarsa üstünde miyavlayıp duruyorlar.

Selim Bey ve Meltem Hanım bugün Yalova’ya dönüyorlar. Tarık Bey, Fatma Hanım ve Rüzgar yaylaya çıkacaklar. Biz de herhalde bisiklet parkurunu yürürüz. Ağustos başı burada UCİ tarafından da onaylanmış bir Mtb yarışı olacakmış. 2 gün boyunca, 6-7 Ağustosta.

“Selim Bey, ayrılmadan yediklerimizin parasını ödemek isterim.” 2 kişi, 2 kahvaltı ve 2 akşam yemeği karşılığı 180 lira hesap çıkıyor. Kart veya banka havalesi olabilir diyor. Kartı tercih ediyorum. Otelle ilgilenmeye Galip Bey ve eşi Gül Hanım geliyor. Oğulları İstanbul’da çalışmakta. Maaşının azlığından yakınıyorlar, her ay destek vermesek nasıl yaşayacak bu çocuk orada diye endişeliler.

Öğleden sonra Korsan’ı da alıp 11 km’lik bisiklet parkurunu yürümek üzere otelden çıkıyoruz. Korsan bir pitbull, güçlü bir köpek. Çok uysal, tek derdi inekler. Nedense onlarla arası iyi değil, ne zaman görse hamle yapıyor. Bir vukuatı bile olmuş. Zor kurtarmışlar ineği. Ama Firuzan’la arası çok iyi. Uzun bir halatla onu da gezdiriyoruz. Yol toprak, 540 m’lere doğru tırmanıyor. Tepede bir seyir noktası, 2 mezarlığın arasından sürüyor yolumuz. Şimdi hafif hafif inişe geçtik. Kelebekler ne de bolca uçuşuyorlar. Sandal ağaçları, mor, sarı, beyaz çiçekler. Sağımızda kanyon, altta insanlar, arabalar minnacık. Korsan yolda her noktayı işaretliyor, imzasını atıyor. Herhalde uzundur bu kadar yürümemiştir. Sonunda daracık bir patikaya geliyor yolumuz. Dik ve kaygan. İnmek hiç de kolay değil. Hele de Korsan çekince. Firuzan’ın bir yerde ayağı kayıp Korsan’ı bırakmak zorunda kalıyor. Aman! diye endişeleniyoruz ama kaçmıyor. Offf, bir aksilik çok kötü olurdu.

Toprak yolda yarışmak belki de, bu daracık patikada nasıl yapacaklar? Sonunda da 5-6 basamaklık bir merdiven var. Gelip seyretmek lazım.

Yorulmuşuz, Korsan bile oturuyor. Neyse ki buz gibi sular akmakta çeşmelerden. Tazelenmek hepimize iyi geldi. Piknik alanı dolu. Bayramın son günü, gelinler bile gelmiş. Buraya kadar 8 km idi, şimdi 5 km’lik bir tırmanış var otele kadar. Üstelik de araç yolundan. Gelip geçenlerin çıkardığı tozu yutmak pek de hoş değil. Bir de hafiften kararan bulutlardan düşen tek tük damlalar. Aman artmasa demeye kalmadan sayıları çoğalıyor. Dursak mı devam mı kararsızlığı içinde yürümeye devam ediyoruz. Otele şöyle 300 metre kala daha da artıyor yağmur. Battı balık yan gider durumu, devamla yürüyor sonunda otele varıyoruz. Neyse ki ipte asılı olan çamaşırları Gül Hanım toplamış. Bu iyi işte. Teşekkürler ilginize.

Burada cep çekmiyor, E (Edge) gösteriyor. Ama zorla internet üzerinden WA (WhatsApp) ile haberleşmeyi sağlayabildik. Elektrik kesilip o da iptal olunca dünya ile irtibatın kopuyormuş.

Akşam yemeğinde bulgur-salata-türlü, arkasından içilen çaylar ve kahve. Galip Beyin de katılmasıyla ezbere okunan kuranın bize faydası, eğitimdeki aksaklıklar, paraya dayalı ve de pahalı oluşu... muhabbetleri. Euro 2016 finalinde Portekiz-Fransa karşılaşmasını maalesef şifreli yayınlandığından izleyemiyor, ilk yarıyı bozuk mozuk internetten tamamlayıp artık sonucu sabah öğrenmek üzere yatıyoruz.

Hava düne göre daha serin bu gece. Tulumların içine daha derin giriyoruz. Arada düşen damlaların çadırda çıkardığı seslere melodi eklerken uyuya dalmışız.

Yarın Safranbolu’ya gideceğiz.










İncebacaklar Albergo Otel

Yürüyüş tarihi: 10 Temmuz 2016
Kat edilen mesafe: 12,93 km.
Ortalama hız: 4,1 km/sa.
Yürüyüş süresi 3 sa. 8 dk., dışarıda geçen süre 3 sa. 41 dk.  
En yüksek sıcaklık 31 ˚C, en düşük 24 ˚C, ortalama 28,9 ˚C
İrtifa kazancı (çıkış) 404 m., kaybı (iniş) 395 m.
En düşük irtifa 167 m., en yüksek 541 m.

Garmin yürüyüş bilgileri İncebacaklar



Korsan, Albergo Otel, İncebacaklar


Mendil, Albergo Otel, İncebacaklar


Kamp, Albergo Otel, İncebacaklar


Miss, Albergo Otel, İncebacaklar



Bulut, Albergo Otel, İncebacaklar




Rüzgar, Meltem Hanım, Fatma Hanım, Tarık Bey ve Selim Bey ile, 
Albergo Otel





























10. gün (devamı) İncebacaklar–Safranbolu 7. gün (öncesi) Ereğli–Devrek





[bisikletle]Türkiye: Safranbolu’da Zaman (İstanbul-Safranbolu)

İstanbul-Kumbaba = 78,68 km
Kumbaba–Ağva = 34,36 km
Ağva–Kumcağız = 52,12 km
Akçakoca-Ereğli = 47,84 km
Ereğli-Devrek = 66,59 km


Genel Toplam = 507,46 km