9 Temmuz 2016, Cumartesi / Devrek –
Yenice İncebacaklar, 57 km. (8.
gün)
Otel odasında
yatmanın rahatlığı ile biraz geç uyandık. Hazırlanıp sabah 9’da Devrek
bisikletçileriyle buluşmak üzere lobiye iniyoruz. Kahvaltı salonu halen dün akşamki
düğünün dekorunda. Fazla özelliği olmayan bir açık büfeden malum şeyleri seçip
dışarıdaki masada kahvaltımızı etmekteyiz. Saatler 9’u geçti ama
bisikletçilerden eser yok. Odada hazır bekleyen eşyalarımızı lobiye indirip,
akşamdan içeriye alınmış bisikletlere çantaları yüklemek isterken, Firu’nun
arka tekerinde 1 jant telinin kopuk olduğunu fark ediyoruz. Tüh, nereden çıktı
bu? Bisikletçi varmış ama şimdi uzun sürer, diğer bir tele bantlıyoruz. Tek tel
o kadar sıkıntı yaratmaz. Zaten 2 günlük yolumuz kaldı şurada. Turun sonuna
geldik.
Devrek çıkışı 2
simit alıp plastikleri de geri dönüşüm kutusuna attıktan sonra Zonguldak yönünü
gösteren levhayı takiben şehirden, ilçeden ayrılıyoruz (10.30). Yol düz,
pedallar rahat çevriliyor. Hatta hafif de % 1’lik bir iniş var. Güvenlik şeridi
yer yer asfalt artığı ile kaplı olsa da gene kullanılıyor. Bolca otobüs
geçmekte. Özel araç da. Bazı bayramcılar trafiğe kalmamak için erken çıkmış
olmalılar.
Çaydeğirmeni geçilip
sol Zonguldak, sağ Karabük ayrımına geldik (17,5 km). Kavşakta sağda Cennet Bahçesi
olarak adlandırılmış bir mesire yeri var. İçinde WC ve masaların olduğu.
Bilemiyorum ama belki burada çadır kurmaya izin verirler. 1,5-2 km sonra Gökçebey
ayrımı, solda benzin istasyonu (TP), yanında bir otel, Kup Otel (kupturizm.com).
Fena da gözükmüyor, restoranı da var. Yani yolda kalmak isteyenler için
olabilir.
Bu yolun trafiği
çok fazla. Zonguldak-Karabük-Kastamonu yolu. TIR’lar da var. Bereket artık
onların çoğu mesafeli geçmekte. Ama güvenlik şeridi yok burada. Bu gezide kuş
serisi araç sahiplerinin daha deli, daha dikkatsiz ve önemsemez olduklarını gördük.
Nedense altlarındaki tenekeyi delice sürmekteler.
Yolumuz yükselmeli,
zaten başladık hafif hafif. Desteği devreye alıyoruz. Solumuzda Filyos Çayı
akmakta. Arada köprülerle üzerinden geçiyoruz. Kayadibi köyü. 2,5 saattir sele
üzerindeyiz. Gel şu kahveye girelim de
biraz nefeslenelim der Firu. Solda küçük bir kahve, masa etrafında
oturanlar selamımızı pek duymuyorlar, karşılık vermiyorlar. Çaylar 75. Neyse ki
bir tanesiyle diyaloğa geçiyoruz. Milli Gazete okuyucusu. İktidar karşıtı haliyle. Soruyorum, kaç kilometre yol gittim bir tane akepeliye rastlamadım. Nerede
bunlar? Onlar kendilerini saklıyorlar diyor. Yenice fazla uzak değil. 13 km
kadar. Tomruk yüklü epey TIR geçiyor kahvede otururken.
[e], 48. km, ilk
çentik bitti, ve Yenice. Giriyoruz, pazarı var, geziyoruz. Kiraz (6 TL/kg), yer
fıstığı (12 TL/kg) ve gün kurusu (20 TL/kg) alıyor, 2 haşlanmış mısır da (2 TL/ad) midede yerini
buluyor. Tabii öncesinde içilen kahveler 2’şer liradan. Ortalıkta çokça insan
dolanmakta. Pazarın kalabalığı mı bu yoksa?
1461 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından
Cenevizlilerden alınan Yenice, Selçuklu döneminden itibaren, bölgenin önemli
bir yerleşim ve geçim yeridir. Osmanlı döneminde, 15. yüzyılda Bolu’ya bağlı
bir nahiye idi. Cumhuriyet’ten sonra Devrek’e bağlı nahiye iken, Karabük’ün
1995 yılında vilayet olması neticesinde Yenice bu tarihten itibaren Karabük’ün
ilçeleri arasında yerini almıştır.
Deniz seviyesinden 130 metre yüksekliğe
konumlanan ilçenin doğal yapısı, özgün bitki örtüsü ve yaban hayat açısından
önemli bir çeşitlilik içeriyor. İlçeye hayat veren Yenice Irmağı, yerleşim
merkezinin içinden geçerek, ilçe topraklarını iki parçaya böler. Araç ve
Soğanlı Çaylarının birleşmesiyle oluşan Yenice Irmağı, Zonguldak ili sınırları
içinde Filyos Irmağı adıyla Karadeniz’e dökülür.
Yenice Ormanlarını, 1999 Yılında Doğal
Hayatı Koruma Vakfı (WWF), Avrupa’nın biyolojik çeşitlilik açısından en değerli
ve acil olarak korunması gereken 100 orman alanı içinde tanımlamıştır.
YeniceKaymakamlığı
YeniceKaymakamlığı
Yenice sonrası 3-4
km daha gidip İncebacaklar, Yenice Şeker Kanyonu sapağı geliyor sağda. Belirgin
işaretleri var, kaçırmak mümkün değil.
Yeşil Vadi Mesire Yerine
bizimle birlikte başkaları da sapıyor. Ama yükseldikçe azalıyorlar. Sağımızda
başlayan kanyon ve içinde gürül gürül akan su. Yolda yürüyenler, tek tük bizi
geçmeye çalışan arabalar. Destekle tırmanıyoruz. Yol stabilize, yer yer
kaymakta. Etrafımız yemyeşil dağlarla çevrili, suyun sesi kanyonda
yankılanmakta.
Şeker Kanyonu:
Yenice-Karabük karayolunun 3. km’sinde yer alan Şeker Mevkiinden başlayan
kanyonun toplam uzunluğu 6,5 km olup, 2 km boyunca yol geçmekte ve sonra 4,5 km
kanyoning yapmaya elverişli uzun bir alandır. Kanyonda yer yer zorlu geçişler
ve daralmalar olup, bazı yerlerde yüzmek zorunlu hale gelmektedir. Kanyon
yüksekliği 100 metreden başlayıp 250 metreye kadar yükselmektedir. Kanyonun
kayaları kaya tırmanışları için uygun bir yapıya sahiptir.
Şeker Kanyonu
|
Bir köye geldik,
İncebacaklar olmalı. Aramızda dere var. Geçmeden şu kirazları yiyelim der Firu.
Çeşme kenarındaki masaya oturup etrafı seyrede seyrede 1 kg kiraz bitiyor. Haritadan
yaptığımız inceleme sonucu ve köylüden aldığımız bilgiler doğrultusunda Albergo
Otel yoluna giriyoruz. Yokuş daha da dik burada, eko yetmiyor normal gerekiyor.
Taşlar da daha yuvarlak ve iri, teker pek zor tutunuyor. Dikkatlice
geçmekteyiz. Son rampa ise tam bir duvar. High konumda ancak çıkılıyor. 362
metreyi gösteriyor burada Garmin.
Otelde kimsecikler
yok. Sesleniyoruz ama karşılık gelmiyor. Telefonla da ulaşmaya çalışmıştık,
açan olmamıştı. Ünal Beyin de telefonu açılmıyor. Gerçi kendisinin Yalova’da
olacağını biliyorum ama belki bir bilgi verir. Otel açık ama. Arka kapıdan giriverdik.
Güzel bir yer. Manzara ve çevre müthiş. İsviçre derler ya hep böyle yerlere,
aynen. Çay demlenmiş, birer bardak alıyor, bahçedeki 2 şezlonga kuruluyoruz. Hani
Pamuk Prensesin hikayesi gibi bir durum. Girişte bir pitbull, selamlaşıyoruz.
Birkaç inek misafirimiz var. Anlaşılan bu çimeni seviyorlar. Çim biçme
makinesine gerek yok, onlar hallediyor. 2 saat sonra bir araç geliyor. Evet, Selim Bey gelen. Ünal Bey geleceğimizi haberdar etmemiş! Önemli değil diyor Selim Bey,
odanız hazır. Ama biz Ünal Beyle çadırı konuşmuştuk, şimdi oda falan bizi aşmasın,
bir soralım. Kişi başı 100 TL, O.K. 2 gece kalalım istiyoruz burada, biraz da
çevreyi dolaşmak. 400 TL bizi aşar, biz gene çadırımızda kalalım. Hemen öndeki
çayıra kuruyor, eşyaları da bisikleti de arkadaki odaya bırakıyoruz. WC falan
odadan kullanmamıza izin veriyorlar. Daha ne isteyelim, en güzel yerde en rahat
durumdayız. Teşekkürler.
Selim Bey, Meltem
Hanım ve otel misafirleri Tarık Bey, Fatma Hanım ve 3 yaşlarındaki oğulları Rüzgar
ile yenilen akşam yemeği. Ev yemeği bir haftadır yemiyorduk, lezzeti başkaymış.
Pilav-patlıcan-cacık ve arkasından dondurmalı irmik helvası. Kapanışta da sade
kahve ile gece, kedi-köpek-yaylalar-bisiklet–burası-orası şeklinde sürmekte.
Uykumuz kendini
belli edince arkadaşlardan izin alıp çadırımıza giriyoruz.
Devrek – Çaydeğirmeni – Yenice -
İncebacaklar
Tur tarihi: 9
Temmuz 2016
Kat edilen mesafe:
57,10 km.
Ortalama hız: 14,6
km/sa.
Bisiklete biniş
süresi 3 sa. 55 dk., dışarıda geçen süre 5 sa. 44 dk.
En yüksek sıcaklık
38 ˚C, en düşük 23 ˚C, ortalama 33 ˚C
İrtifa kazancı
(çıkış) 495 m., kaybı (iniş) 200 m.
En düşük irtifa 39
m., en yüksek 364 m.
Tur bilgisi: Devrek-Karabük
yol ayırımına kadar güvenlik şeridi var ve dümdüz. Zonguldak-Karabük yolu
hareketli, güvenlik şeridi yok. Hafifçe yükselen bir yol. Yenice sonrası
İncebacaklar köyüne 5 km tırmanış (özellikle sonu), yer yer toprak.
Konaklama: Albergo
Butik Otel, 0532-363 2053, Selim Önder
Çınar Otel, Devrek
|
Devrek Sokakları
|
Kup Otel, Gökçebey,
Zonguldak
|
Yenice, Karabük
|
Yenice Merkez,
Karabük
|
Şeker Kanyonu giriş
sapağı, Yenice, Karabük
|
Albergo Otel,
İncebacaklar, Yenice
|
10 Temmuz 2016, Pazar / İncebacaklar Albergo Otel, 13 km yürüyüş ( 9. gün)
Çadırda, sessizliğin
içinde güzel bir gece geçirdik. Havalandırma boşluğundan giren tertemiz dağ
kokusuyla uyandık. Güneşin ışınları içerisini ısıtınca sabah 9 olarak
belirlediğimiz kahvaltı sofrasına oturmak üzere çıkıyoruz içinden.
Önümüzde dağlar,
uzaklardan ineklerin çan sesi, bulutlar pamuk yumağı gibi tepemizde. Kulübesinden
Korsan’ın ara sıra çıkan homurtusu. Bunu gece de duymuştuk.
Meltem Hanım
mutfakta harıl harıl faaliyette. Böreğin kokusu çadıra kadar gelmişti bile.
Selim Bey çayı demlemiş. Birazdan Tarık Bey ve Fatma Hanım, oğulları Rüzgar ile
teşrif ediyorlar. Uzun masanın etrafında akşamki yerlerimizi aldık ve sohbet ede ede
Meltem Hanımın hazırladığı nefis kahvaltılıkları mideye indiriyoruz. Tabii
kediler bizi rahat bırakmıyor. Küçüğü büyüğü masanın altında, zaman zaman
fırsat bulurlarsa üstünde miyavlayıp duruyorlar.
Selim Bey ve Meltem
Hanım bugün Yalova’ya dönüyorlar. Tarık Bey, Fatma Hanım ve Rüzgar yaylaya
çıkacaklar. Biz de herhalde bisiklet parkurunu yürürüz. Ağustos başı burada UCİ
tarafından da onaylanmış bir Mtb yarışı olacakmış. 2 gün boyunca, 6-7 Ağustosta.
“Selim Bey, ayrılmadan
yediklerimizin parasını ödemek isterim.” 2 kişi, 2 kahvaltı ve 2 akşam yemeği karşılığı
180 lira hesap çıkıyor. Kart veya banka havalesi olabilir diyor. Kartı tercih
ediyorum. Otelle ilgilenmeye Galip Bey ve eşi Gül Hanım geliyor. Oğulları İstanbul’da
çalışmakta. Maaşının azlığından yakınıyorlar, her ay destek vermesek nasıl
yaşayacak bu çocuk orada diye endişeliler.
Öğleden sonra Korsan’ı
da alıp 11 km’lik bisiklet parkurunu yürümek üzere otelden çıkıyoruz. Korsan
bir pitbull, güçlü bir köpek. Çok uysal, tek derdi inekler. Nedense onlarla
arası iyi değil, ne zaman görse hamle yapıyor. Bir vukuatı bile olmuş. Zor
kurtarmışlar ineği. Ama Firuzan’la arası çok iyi. Uzun bir halatla onu da
gezdiriyoruz. Yol toprak, 540 m’lere doğru tırmanıyor. Tepede bir seyir
noktası, 2 mezarlığın arasından sürüyor yolumuz. Şimdi hafif hafif inişe
geçtik. Kelebekler ne de bolca uçuşuyorlar. Sandal ağaçları, mor, sarı, beyaz
çiçekler. Sağımızda kanyon, altta insanlar, arabalar minnacık. Korsan yolda her
noktayı işaretliyor, imzasını atıyor. Herhalde uzundur bu kadar yürümemiştir.
Sonunda daracık bir patikaya geliyor yolumuz. Dik ve kaygan. İnmek hiç de kolay
değil. Hele de Korsan çekince. Firuzan’ın bir yerde ayağı kayıp Korsan’ı
bırakmak zorunda kalıyor. Aman! diye endişeleniyoruz ama kaçmıyor. Offf, bir
aksilik çok kötü olurdu.
Toprak yolda
yarışmak belki de, bu daracık patikada nasıl yapacaklar? Sonunda da 5-6
basamaklık bir merdiven var. Gelip seyretmek lazım.
Yorulmuşuz, Korsan
bile oturuyor. Neyse ki buz gibi sular akmakta çeşmelerden. Tazelenmek hepimize
iyi geldi. Piknik alanı dolu. Bayramın son günü, gelinler bile gelmiş. Buraya
kadar 8 km idi, şimdi 5 km’lik bir tırmanış var otele kadar. Üstelik de araç
yolundan. Gelip geçenlerin çıkardığı tozu yutmak pek de hoş değil. Bir de
hafiften kararan bulutlardan düşen tek tük damlalar. Aman artmasa demeye
kalmadan sayıları çoğalıyor. Dursak mı devam mı kararsızlığı içinde yürümeye
devam ediyoruz. Otele şöyle 300 metre kala daha da artıyor yağmur. Battı balık
yan gider durumu, devamla yürüyor sonunda otele varıyoruz. Neyse ki ipte asılı
olan çamaşırları Gül Hanım toplamış. Bu iyi işte. Teşekkürler ilginize.
Burada cep
çekmiyor, E (Edge) gösteriyor. Ama zorla internet üzerinden WA (WhatsApp) ile
haberleşmeyi sağlayabildik. Elektrik kesilip o da iptal olunca dünya ile
irtibatın kopuyormuş.
Akşam yemeğinde
bulgur-salata-türlü, arkasından içilen çaylar ve kahve. Galip Beyin de
katılmasıyla ezbere okunan kuranın bize faydası, eğitimdeki aksaklıklar, paraya
dayalı ve de pahalı oluşu... muhabbetleri. Euro 2016 finalinde Portekiz-Fransa
karşılaşmasını maalesef şifreli yayınlandığından izleyemiyor, ilk yarıyı bozuk
mozuk internetten tamamlayıp artık sonucu sabah öğrenmek üzere yatıyoruz.
Hava düne göre daha
serin bu gece. Tulumların içine daha derin giriyoruz. Arada düşen damlaların
çadırda çıkardığı seslere melodi eklerken uyuya dalmışız.
Yarın Safranbolu’ya
gideceğiz.
İncebacaklar Albergo Otel
Yürüyüş tarihi: 10
Temmuz 2016
Kat edilen mesafe:
12,93 km.
Ortalama hız: 4,1
km/sa.
Yürüyüş süresi 3
sa. 8 dk., dışarıda geçen süre 3 sa. 41 dk.
En yüksek sıcaklık
31 ˚C, en düşük 24 ˚C, ortalama 28,9 ˚C
İrtifa kazancı
(çıkış) 404 m., kaybı (iniş) 395 m.
En düşük irtifa 167
m., en yüksek 541 m.
Garmin yürüyüş
bilgileri İncebacaklar
Korsan, Albergo
Otel, İncebacaklar
|
Mendil, Albergo
Otel, İncebacaklar
|
Kamp, Albergo Otel,
İncebacaklar
|
Miss, Albergo Otel,
İncebacaklar
|
Bulut, Albergo
Otel, İncebacaklar
|
Rüzgar, Meltem
Hanım, Fatma Hanım, Tarık Bey ve Selim Bey ile,
Albergo Otel
|
10. gün (devamı) İncebacaklar–Safranbolu – 7. gün (öncesi) Ereğli–Devrek
[bisikletle]Türkiye: Safranbolu’da Zaman (İstanbul-Safranbolu)
İstanbul-Kumbaba = 78,68 km
Kumbaba–Ağva = 34,36 km
Ağva–Kumcağız = 52,12 km
Kumcağız-Karasu Maden Deresi = 78,63 km
Maden Deresi-Akçakoca = 41,59 km.
Akçakoca-Ereğli = 47,84 km
Ereğli-Devrek = 66,59 km
Devrek–İncebacaklar = 57,10 km
İncebacaklar–Safranbolu = 48,55 km
Genel Toplam = 507,46 km