11 Mart 2019

Değirmendere; Güzel İstanbul

Uzundur gitmediğimiz bir rotayı yapalım istedik bu pazar; Değirmendere, Beykoz’un köylerinden. Genellikle Kastamonu’dan göçmüş insanlar bu bölgelere yerleşmiş. Biraz da Karadenizli var. Etrafın yeşilliği ile burası İstanbul’da son kalan yeşil alanlarından. Buraları da herhalde yakında yağmalanmaktan payını alacaktır. Sonunda İstanbul Beton Kent olarak depremi kollayarak vaktin gelmesini bekleyecektir.

Tekim, Firu her zamanki köpek meseleleriyle meşgul. 9.15 Beylerbeyi’nde buluşmak üzere, biraz zamanlamayı yanlış hesaplayıp erken varıyorum. Ancak güzel bir sürprizle karşılaşıyorum. Özgür ve fi tarihinde tanıştığım-pedalladığım Yaprak da beraberinde oturmuş kahvaltı etmekteler. Birazdan da Haluk gelince çıkıyoruz yola.

Pazar sabahları Anadolu sahil yolu yol bisikletçilerinin güzergahı oluyor. Bugün de oldukça fazla, tekil ve çoğul yarışçılara rastlıyoruz.
Güzel İstanbul Karaköy’de

10 Mart 1974, Tarihte Bugün; Cumhuriyet'in 50. yılını Kutlama Komitesi tarafından İstanbul'un Karaköy Meydanı'na dikilen Gürdal Duyar'ın "Güzel İstanbul" adlı çıplak kadın heykeli "müstehcen" olduğu gerekçesiyle bazı kesimlerin, özellikle de hükümetin MSP kanadının tepki göstermesine yol açtı denilmekte. Gayet iyi hatırlıyorum olayı. Bir gece yarısı balyoz ve çekiç darbeleriyle yerinden söküldü ve bilinmeyen bir yere götürüldü. Bir süre kayıplara karışan heykelin daha sonra Yıldız Parkı’nın bir köşesine dikildiği ortaya çıkmıştı.

Heykel o tarihten bu yana Yıldız Parkı’nın gözlerden ırak, kuytu bir köşesinde sürgün cezasını çekiyor. Parkın her tarafı lalelerle rengârenk. Ancak heykelin bulunduğu bölge yabani otların ve çalılıkların işgali altında. Hafta sonları tıklım tıklım olan Yıldız Parkı’nda “Güzel İstanbul”u ancak üç beş kişi görebiliyor. Heykelin kaidesinde tanıtıcı hiçbir yazının olmaması da dikkat çekici. 
Güzel İstanbul 
Yıldız Parkı’nda

Durun, daha bitmedi heykelin çilesi. İstanbul Belediyesi, kimse görmesin diye heykelin çevresine fidanlarla çit yaptı. Yetkililerin gerekçesi şöyle: “Heykelin yanında çocuk parkı var. Aileler müstehcen diye heykeli şikayet edince biz de bu çitle kapattık.” Özrü kabahatinden beter bir açıklama. Bir başka ifadeyle “sansür”. Neyse ki gelen tepkiler üzerine etrafındaki fidanlar kaldırıldı.

Gürdal Duyar (20.08.1935-18.04.2004); akademi yıllarımda tanıştığım, Atatürk’ü konu alan anıt heykelciliği ve çevresindeki renkli kişileri işlediği büstler ile tanınmış değerli bir sanatçıdır. Duyar'ın eserleri arasında Uşak, Burhaniye ve İskenderun Atatürk anıtları, İstanbul Abdi İpekçi Caddesi'ndeki Abdi İpekçi Barış Anıtı, Beşiktaş Vişnezade Parkı'ndaki Necati Cumalı Heykeli, ünlü öykücü Sait Faik Abasıyanık'ın Burgazada’da müze haline dönüştürülen evinin önündeki büstü, Akatlar Sanatçılar Parkı’ndaki Kemal Sunal, Barış Manço, Sadri Alışık ve Bedia Muvahhit gibi tanınmış sanatçıların büstleri de yer alır.

Çubuklu iki arkadaşımızın katılma noktası olacak. Cenap ve Orhan, İstinye’den arabalı ile geçeceklerini duyurmuşlardı. 10 dakikalık bir bekleme sonrası ikisini de aramıza katarak Beykoz’a doğru pedallıyoruz. Evet ama Orhan’ın arka tekeri dans ediyor. Bir sağa bir sola. Meğer bisiklet, taşıyıcıdan düşmüş ve olan olmuş. Bu şekilde mümkün değil sürmesi. Onlar geri dönüyorlar, bizler devam ediyoruz.

Akbaba buluşma noktasında Kamil gelmiş bizi bekliyor. Ancak o da sadece el sallamaya gelmiş. Köyünün derneği bir siyasi partinin masalını dinlemek üzere toplanacakmış, katılması gerekiyormuş, ayrılıyor çay sonrası.

Hava çok güzel, bahar bu bölgede kendini çoktan belli etmiş. Ağaçlar çiçek açmış, meralarda atlar koşuşturuyor, her taraf yeşil; dağ, bahçe, orman, böcek... Sanki İstanbul’da değilmişsiniz hissine kapılıyorsunuz. Atıl kalan, kıyıda güzelliği bozulmamış, kurtarılmış bölge;, Paşamandıra, Değirmendere...

Yol üzerinde köy ekmeği satan pek çok tezgah var. Ne zaman buralardan geçsem alırım. Hep uğradığım yerden daha sıcaklığını muhafaza etmiş üçünü çantalara yerleştiriyorum. Bayılıyoruz bu ekmeklere Firuzan ile. Her şeyin zamlanması gibi ekmek de nasibini almış, 7 lira olmuş.

Değirmendere’den başlıyor ikinci tırmanışımız. Yaprak harika bir tempoyla tıkır tıkır tırmanmakta. Yavaş yavaş köpeklerin diyarına doğru çıkmaktayız. Beykoz barınağı kapatılıp tüm köpekler salınınca, ortalıkta çokça köpek var. Zaten vardı daha da var olmuş. Ama bizler serbest geçiş kartımızla dört ayaklı dostlarımıza selam verip sorunsuzca yanlarından sürmekteyiz.

Güzelce tırmanıp, yer yer %15’leri görerek M.Şevketpaşa’ya indik. Bir nefeslenme molası. Haluk lahmacuna, bizler çay eşliğinde sohbetimize devam ediyoruz. Yerel seçimler var 3 hafta sonra. Bu nedenle ortalıkta adaylar propaganda yarışındalar. Bizim masamıza da SP Beykoz adayı Muharrem Kaşıtoğlu geliyor. Eski AKP’li. Yayımcı, kendi de 3 kitap yazmış. Haliyle şimdi AKP muhalifi. Bu nedenle mevcut durumu eleştiriyor anlatımlarında. SP’nin genel başkanı Temel Karamollaoğlu kimdir bilir misiniz?

Sivas KatliamıMadımak Katliamı ya da Madımak Olayı, 2 Temmuz 1993 tarihinde Sivas'ta Pir Sultan Abdal Kültür Derneği tarafından organize edilmiş olan Pir Sultan Abdal Şenlikleri sırasında Madımak Oteli'nin Radikal İslamcılar tarafından yakılması ve çoğunluğu Alevi 33 yazar, ozan, düşünür ile 2 otel çalışanının yanarak ya da dumandan boğularak hayatlarını kaybetmesi ile sonuçlanan olaylardır. Ayrıca dışarıda toplanan göstericilerden de iki kişi hayatını kaybetmiştir.

O dönem bazı gazetelerde aracın üzerine çıkıp konuşma yapan ve daha sonra Aziz Nesin’i, itfaiye merdiveniyle otelden çıkartılırken tartaklayan bir kişinin fotoğrafları yayımlanmıştı. Gazeteler, "provokatör" olarak nitelendirdikleri bu kişinin Belediye Başkanı Karamollaoğlu olduğunu öne sürdüler. Karamollaoğlu, yangını başlatan kalabalığı azmettirdiği iddialarını hiçbir zaman kabul etmedi. Ancak geçen sene bir TV programında gazetecileri bile şaşırtan sözleri sosyal medyada büyük tepki topladı: "Katliam olarak vasıflandırmadım. Bu üzücü bir hadisedir. Bu, hakikaten çok acı olarak tarif edilir. Ancak; katliam demek kasıtlı olarak ben bu insanları öldürmek için yaptım denirse olur. Onun adı katliam olur. Ama orada bir hadise meydana gelmiş; oteldeki perdeler yakılmış, arabalar yakılmış. Arkasında da ateş bacayı sarmış. İçerideki insanlar da pencereleri açmadıklarından dolayı ölmüş." 

Hafızanızı tazelemek için tıklayın; Sivas 1993: Madımak Oteli'nde ne oldu?

MŞP’da Özgür ve Yaprak Zerzavatçı yokuşlarını tırmanmamak üzere geri dönüyorlar. Ben ve Haluk belirlenen rotadan devam ediyoruz. Zerzavatçı’da verilen bir ayran molası ve Kavacık-A.Hisarı-Beylerbeyi şeklinde devam ediyoruz. Ben Nakkaştepe’den, Haluk Üsküdar üzerinden dönmek üzere ayrılıyoruz.

Geldiğim yolu tersten pedallayarak 5 gibi eve varıyorum. Nedense beni de yordu bu tur. 95 km gösteriyordu kilometre saati.










Değirmendere; Güzel İstanbul: Dudullu-Beylerbeyi-Beykoz-Akbaba-Değirmendere-MŞP-Zerzavatçı-Kavacık-A.Hisarı-Beylerbeyi-Dudullu
Tur tarihi: 10 Mart 2019
Kat edilen mesafe: 89,26 km.
Ortalama hız: 16,7 km/sa.
Bisiklete biniş süresi 5 sa. 20 dk., dışarıda geçen süre 8 sa. 45 dk. 
En yüksek sıcaklık 23 ˚C, en düşük 11 ˚C, ortalama 17,3 ˚C
İrtifa kazancı (çıkış) 1811 m, kaybı (iniş) 1785 m.
En düşük irtifa 0 m., en yüksek 253 m.

Garmin yol bilgileri Değirmendere; Güzel İstanbul

Relive yol bilgileri Değirmendere; Güzel İstanbul

        

























Foto katkıları için Özgür’e teşekkürler.



Bölgeye yapılmış geziler Paşamandıra, ±94, MahmutŞevketPaşa, ±84