2 Nisan 2018

Şaka Maka Tuzla

Günün erken saatlerinde kendini göstermeyen güneş sonraları bir çıktı ve gün ortalamasını 23 °C’ye yükseltti. Nisan başında, güzel bir havada, dümdüz bir yolda Tuzla’ya pedalladık, Serhan, Haluk, Kamil ve Doğukan ile. Fazla kalın giyinmişim, o nedenle rüzgar geçirmez taytı Pendik’te incesiyle değiştirdim. İçimdeki polar yeleği de çıkarttım. Ama gene de fazla geldi giysiler. Ancak şimdilik, birden soyunarak bedenimi hava değişikliğiyle karşı karşıya bırakmamak için sıcağa dayanmaya çalıştım. Akşamüstü güneş gidince hava gene serinledi.

Bugün 1 Nisan, şaka günü. Neden 1 Nisan’da şaka yapılır? Olay, 450 yıl önce yapılan takvim değişikliğine dayanıyor. 1564 yılında Fransa kralı IX. Charles, yıl başlangıcını Ocak ayının 1. gününe alır. O güne kadar Avrupa'da yaygın olan yıl başlangıcı 25 Mart-1 Nisan tarihlerinde. O zamanki iletişim şartlarıyla kralın bu kararı fazla yayılmaz. Duyanlar ise protesto amaçlı eski adetlerine devam eder, 1 Nisan'da partiler düzenlerler. Diğerleri ise onları Nisan aptalları olarak nitelendirirler ve 1 Nisan'a "Aptallar Günü" (April Fools’ Day) adını verirler. Bu günde herkese sürpriz hediyeler verip, gerçek olmayan haberler üretirler. Yıllar sonra Ocak ayının yılın ilk ayı olmasına alışılınca, Fransızlar 1 Nisan gününü, kültürlerinin bir parçası görerek devam ettirirler, adını da “Poisson d’avril” (Nisan Balığı) koyarlar. Oradan da tüm dünyaya şaka günü olarak yayılır.

Tuzla’ya bu sefer farklı bir noktadan girip, köfteciler ve çaycılar olarak ayrıldık. Dostlar Çayevi bir diziye dekor olmuş. O nedenle biraz makyajlanmış. Ancak dizi tutmayınca mekan tekrar çaycılığa devam etmekte. Mahallenin beyleri sohbetteler. İktidarın uygulamaları eleştirilmekte. Köftecilerin gelmesiyle biraz daha sohbet ediyor, Teyze’nin hikayesinden 4 sezon dizi çıkartıyoruz. Tuzla sahil şeridi de elden geçmiş. Güzel bir minik kordon çıkartmışlar. Havanın güzelliği pek çok insanı sokağa dökmüş. Arabalarla gelenler kuyruk oluşturmuşlar.

Mercan denilen yer bence İstanbul’un en güzel mahallesi. Hani nerede yaşamak istersin diye sorarlar ya. Trafiği olmayan, önünde denizi olan çok da güzel villalar var.

Dönüşü aynı güzergahtan yapıyoruz, ama araba yolundan. Arabaların ortasından gitmek en hızlı yol. Sahil mangalcı dolu. Bebeler, yayalar falan gidilecek gibi değil. Önümde genç bir hanım bisikletiyle gitmekte. Ne güzel, cesaretli insanları seviyorum. Hele de kadın olunca. Ancak kulaklık takmış, sele de biraz alçak ayarlanmış. Yetişeyim de uyarayım diye peşine takıldım. Derken git sen önünde aniden duran araba çarp. Pat yere düş. Vardık yanına, şansına sadece dudağı patlamış. Teskin ettik, su verdik, ön tekerin ayarını düzelttik. Ama dedik, kulaklıkla asla bir daha binme! Bir de kask tak lütfen. Umarım anlamıştır.

Sahil trafiği çok yoğun, bekleşerek, kaybolarak, ayna kol düşürerek araçları yara yara Bostancı’ya geliyoruz. Son bir mola, son bir sohbet ve evli evine köylü köyüne. Haluk çoktan Maltepe’den ayrıldı bile.

Kapatmadan A. Dilaçar’dan, doğum adıyla Hagop Martayan’dan söz etmek isterim.

Türkçeye ve Türkiye’ye tutkun bir bilgindi. Atatürk’e, Türk Devrimine yürekten bağlıydı; anadili Türkçe olanların kimisi de Türkçeyi onun gibi sevseydi, Dil Devriminin önüne dikilmezlerdi. Dilaçar, yazılarına çoklukla “A. Dilaçar” diye imza atardı; kimilerinin sandığı gibi, Ermeni olduğu ve “Agop”u kullanmaktan sakındığı için değil. Dilaçar soyadını ona Atatürk vermişti; kendi deyişiyle bu soyadı, onun gerçek adıydı. Bu adı yaşamı boyunca Atatürk ve Türkçe sevgisiyle birlikte taşımış; Atatürk’ün isteği üzerine üstlendiği Türk Dil Kurumu’ndaki “başuzman” sanını onurla korumuştur. TDK’da birlikte çalıştığı genç dilciler onun ağzından şu tümceyi sıklıkla duymuştur: “Yaşamım burada, Türk Dil Kurumu’ndaki masamda bitsin isterim.”

Hagop Martayan 1895’te, o zaman pek de İstanbul’un içi olmayan Büyükdere’de doğmuş. Robert Kolej’e gitmiş. Sonradan mesleği haline gelecek olan dillere ilişkin ilgisi de burada başlamış. 1915’te buradan mezun olmuş. Mezun olur olmaz da Birinci Dünya savaşının en şiddetli cephelerinden biri olan Kafkas cephesine yollanmış. Kafkas cephesinden madalya ve kimliğinin getirdiği ‘şüphe’yle beraber Filistin cephesine kaydırılmış. Kimine göre esir İngiliz askerlere edilen kötü muameleye karşı çıkmasından, kimine göre ise karşılaştığı Hintli savaş esirlerinin yemek isteğini üstlerine bildirdiği için “vatan haini” ilan edilip hapsedilmiş.

Sonrasını dinleyelim. Cezasının ne olacağını öğrenmek için komutanın karşısına çıkarılan Martayan, tüm cesaretini toplayıp esirlere yapılan barbarlık, eziyet ve işkencelerin medeniyetle bağdaşmayacağını, ileri ülkelerde böyle bir davranış gözlenmeyeceğini anlatır komutana. Çevresindekiler korku içinde ne olacağını beklerken, komutan Martayan’ın zincirlerini çözdürür, ona çay ısmarlar ve muhabbet etmeye başlar.

Martayan’ın kendi sözlerine göre Mustafa Kemal ile böyle tanışmıştır. Savaştan sonra Robert Kolej’de İngilizce öğretmenliği yapar. Beyrut’ta bir Ermeni okulunda müdür olur. Yine Beyrut’ta yayınlanan Luys gazetesinin genel yayın yönetmenliğini yapar. Daha sonrasında Sofya’ya yerleşir, eski Türk dili ve Uygurca dersleri vermeye başlar. 22 Eylül 1932 yılında Dolmabahçe Sarayı'nda, Atatürk'ün başkanlığında gerçekleştirilen Birinci Türk Dil Konferansı'na davet edilir. Ermenice ve Türkçenin yanında İngilizce, Yunanca, İspanyolca, Latince, Almanca, Rusça ve Bulgarca da konuşur.

Türk Tarih Tezi ve Güneş Dil Teorisi çalışmalarına katıldı. 1936-1951 yılları arasında Ankara Üniversitesi'nde Dil-Tarih ve Türkoloji dersleri verdi. Latin harfleriyle yeni Türk alfabesi oluşturulması çalışmalarına katıldı. 1942-1960 yılları arasında, Türk Ansiklopedisi'nin hazırlanması çalışmalarında başdanışmanlık yaptı.

Hagop Martayan önce Agop Dilaçar olmuş, sonra A. Dilaçar’a dönüşmüş. 1979’da vefatını haber veren TRT kendisini Adil Açar diye sunmuş. Şişli’de bir sokağı da var; “A. Dilaçar Sokağı”.













Şaka Maka Tuzla: Dudullu-Bostancı-Pendik-Tuzla ve dönüş
Tur tarihi: 1 Nisan 2018
Kat edilen mesafe: 81,19 km.
Ortalama hız: 14,6 km/sa.
Bisiklete biniş süresi 5 sa. 32 dk., dışarıda geçen süre 9 sa. 16 dk.
En yüksek sıcaklık 30 ˚C, en düşük 15 ˚C, ortalama 23,2 ˚C
İrtifa kazancı (çıkış) 526 m, kaybı (iniş) 540 m.
En düşük irtifa 0 m., en yüksek 130 m.

Garmin yol bilgileri ŞakaMakaTuzla


Relive yol bilgileri ŞakaMakaTuzla




















Katkıları için Rebii’e teşekkürler.


Bölgeye yapılmış geziler Sizlere Niyaz Tuzlada Piyaz, Dön Dolaş Tuzla