30 Mayıs 2019

[bisikletle]Türkiye: Pergamon ve Sagalassos (Hızırşah III)

28 Mayıs 2019, Salı / Datça Hızırşah III (36. gün)

Rahatım yerinde. Sabah 7 gibi uyanıp yatakta oyalandıktan sonra 8 buçuk civarı salondan seslerin gelmesiyle ayaklanıyorum. Evde yaşam başlamış. Kahvaltı hazırlanmakta. Sebzeler meyveler yumurtalar..., hepsi Christiane’nin çiftliğinden. Tavuklar ortalıkta dolanmaktalar. Köpeklerle araları da iyi. Endüstriyel tavukçuluk denilen ticari faaliyet inanılmaz bir şey. İzlediğim videolarda tavukları 7 haftada kesilecek hale getiriyorlar. 2-3 sene önce Greenpeace aktivistleri bu konuya dikkat çekmek için bir kampanya başlatmışlardı, “Yutma Yutturma” başlığı altında uyarmışlardı; “Sağlıklı ve çevre dostu bir üretim yapmadığı sürece tavukçuluk sektörünü soframıza buyur etmiyor, bahanelerini ve ürettiklerini yutmuyoruz. Bütün üretim tesislerinde tavukları kafessiz ortamlarda tut! Tavukların serbest gezinmesine fırsat tanı! Sadece üretim sürecinde değil, tüm tedarik zincirinde hayvan eziyetini engelle! Çalışanlara hayvan eziyetini engelleyecek türde eğitim ver!” Keskinoğlu Tavukçuluk hemen kendilerini hedef aldıkları iddiasıyla mahkemeye gitmiş ama karar beraat olmuştu.
Tavuk Çiftliği’nin durumu

Evin arka cephesi sabah güneş almadığından kahvaltıyı orada ediyoruz. Uzunca bir masanın ucuna karşılıklı yerleşip sohbet ederek, bahçedeki çiçeklerin kokuları arasında. Telefon çalıyor ve arkadaşı Burcu arıyor. Kahvaltı sonrası uğrayacağı belli oluyor.

Burcu Almanya’dan gelmiş, Hızırşah’da oturuyor; hekim. Oradan buradan konuşuyor vakit geçiriyoruz, öğlene kadar. Hatta öğleni de geçiyor. Arka tarafın ısınmasıyla ön tarafa taşınarak. Şimdi burası daha esintili olduğundan serin nispeten. Naneli bir limonata eşliğinde, kırılan bardak ve çalışmaya gelecek namzedin profilini inceleyerek geçiyor zaman. Burcu’nun köpeği, evdeki Rocky (köpek) tarafından rahat bırakılmadığından biraz dikkatli olmak gerekiyor. O nedenle Rocky içeride kapalı vaziyette. Kıskançlık söz konusuymuş.

Öğle yemeği için Salat àla Christiane, buğday pilavı eşliğinde servis edildi. Seyir halindeyken öğlen yemiyorum, yiyemiyorum. Yoksa pedallamak mümkün değil. Ama buralarda konakladığımda yeniliyor. Nedense insan sürekli kayıntı şeklinde yaşıyor. Ye-iç durumları. Sıkıntıdan mıdır?

Christiane ile Burcu daha sonra akşam yemeğinin malzemelerini köyden buraya taşımak için çıkıyorlar. Salonda internetten dergi okuyarak oyalanıyorum. Keyifli bir Küba müziği çalmakta. Evin içinden dışarılara kadar yayılıyor. 


Hafif bir rehavet geldi üstüme, biraz uzansam. Odaya geçiyor, birazdan hafif gözlerim kapanmaya başlıyor bile... Fazla uyumadım. Kalkıp salonda müzik ve tablet ile oyalanıyor. Dışardan bir kaç fotolar çekiyor; havanın temizliği, etrafın güzelliği, mekanın keyfini yaşamaktayım.

Akşam yemeğine Christiane’nin iki arkadaşı da dahil oldu. Birisini sabah tanımıştım, Burcu, diğeri de dört yıldır Datça’da yaşayan bir Alman, Sonja. Birlikte yemek yapılıyor, sohbet ediliyor ve yeniliyor. Burcu hekim, Almanya’daki iş müracaatı kabul olmuş. Üç gün içinde hareket edecek, evi kapatacak iki seneliğine. Hayranım bu kadar çabuk karar verenlere. Ben üç gün içinde bu işleri yapamazdım. Yapmak da istemezdim. Sonja ise uzundur Datça’da yaşamakta, masaj terapisti. Herkes Abbas olduğundan geceyi fazla uzatmıyor vakitlice dağılıyoruz.

Yarın bu güzel mekandan ayrılacağım. Geceden eşyaların çoğunu toparlıyorum.
Takuu Akol Kabilesi

Türünün Son Örneği 10 İlkel Kabile: Takuu Akol Kabilesi; Takuu Atoll, Polinezya kökenli bir kabile fakat aykırı bir kültüre sahip oldukları için Polinezya üçgeninde yaşamaktansa Melanesia bölgesinde yaşamayı tercih ettikleri düşünülüyor. Takuu Atoll'un, Polinezya'nın benzer halklarından daha farklı ve belirgin bir kültürleri var. Çünkü, Takuu Atoll kabilesi üyeleri yaşam tarzları konusunda yabancı etkenlere karşı son derece korumacılar. Öyle ki, 40 yıldır misyonerliğin yasaklanması için çalışıyorlar ve sonunda bunu, içinde bulunduğumuz bu yüzyılda başardılar. Hala saman çatılı evlerinde yaşıyorlar ve Avrupa'dan daha eski bir tarihe sahip olduklarıyla ilgili hikayeler anlatıyorlar. Günlerimizi çalışmakla geçiren çoğumuzun aksine, Takuu halkı, haftanın 20-30 saatini dans etmek ve şarkı söylemekle geçiriyor. Şaşırtıcı bir şekilde, hafızalarında 1000'den fazla şarkı var. 400 civarı üyesi olan bu kabile, tek bir lider tarafından yönetiliyor. Ne yazık ki, iklim değişikliği Taku’nun yaşamını kötü etkiliyor. Hatta okyanus, yakında adanın tamamını yok edebilir. Yükselen deniz seviyesi, onların tatlı sularını kirletiyor ve ekinleri su baskınlarından etkileniyor. Belki de bu yüzden yakında orada yaşamak imkansız hale bile gelebilir. Bu durumu engellemek için yapılan set kurma çalışmaları da sonuç vermiyor ve şu günlerde, yerlerini kalıcı olarak değiştirmeyi tartışıyorlar.

Christiane ile


Evin arka cephesi sabah güneş almadığından
 kahvaltıyı orada ediyoruz... 

Bahçedeki çiçeklerin kokuları arasında


Christiane ve Burcu







































37. gün (devamı) Datça Hızırşah-Marmaris – 35. gün (öncesi) Hızırşah II






[bisikletle]Türkiye: Pergamon ve Sagalassos 
  

Bandırma–Biga = 72,88 km

Biga–Yanıklar = 73,88 km

Yanıklar-Arıklı = 61,12 km

Arıklı–Burhaniye = 57,06 km

Burhaniye–Ayvalık = 37,13 km

Ayvalık–Bergama = 62,30 km

Bergama–İzmir = 25,10 km

İzmir–Akhisar = 10,29 km

Akhisar–Gördes = 60,94 km

Gördes–Demirci = 54,22 km

Demirci–Selendi = 32,54 km

Selendi–Alaşehir = 63,74 km

Alaşehir–Kiraz = 66,69 km

Kiraz–Tire = 67,39 km

Tire–Koçarlı = 64,20 km

Koçarlı–Karpuzlu = 62,01 km

Karpuzlu–Milas = 36,24 km

Milas-Bodrum = 52,40 km