17 Mayıs 2019, Cuma / Tire – Koçarlı, 64 km (25. gün)
Uyandım, biraz dönüyorum yatakta. Saate baktım, 6’yı az geçiyor. Biraz daha dönebilirim. Ama fazla da sıcağa kalmasam. Bir rampa var önümde. 200’lerden 1100’lere tırmandıracak beni. Güme Dağları aşılacak. Heyecandan 6 buçuk gibi ayaklandım. Geceden çok şeyi yerleştirmiştim. Kalanı da tamamlayıp kahvaltıya 8 gibi iniyorum. Peynir zeytin domates ve de yumurta ile doydum. Yanıma da bir sandviç hazırladım, yolda yerim. Bisikleti yüklemek ve yola çıkmak 8.10’da oluyor.
Hava puslu, serin daha bu saatlerde. Şikayetim yok ama. Dün tamirci için gittiğim yolu kullanıyor ardından İncirliova levhasını izliyorum. Mahalle aralarından sürüyor yol. 175 metreden başlıyoruz tırmanmaya. Evler bitiyor çamlar başlıyor ve Toptepe denilen yere geliniyor. Bir gazino varmış burada, sanırım belediye işletiyor. Tabii ramazan nedeniyle kapalı denildi. Yavaş yavaş yükseldikçe Tire altta kalıyor. Buradan Tire, Ödemiş ve Bayındır ovaları kuş bakışı görülebiliyor. Tamamı çam ağaçları ile kaplı bir bölgedeyim. Bir iki foto alıp devam ediyorum pedallamaya. Günlerdir bu yolun derdini yaşıyorum. Durup durup aklıma geliyor. 14 km’de 1100 metreye çıkılacak. Sırf tırmanış. Başlangıçta Ecoile takılıyorum. Gidebildiğim kadar. Ara sıra karşı yönden gelenler oluyor. Yol %8 ile çıkıyor, kıvrıla kıvrıla. Bazen 10 oluyor bazen 7’ye düşüyor. Dönemeçlerde karşıya geçiyorum ki eğim yükselmesin. [e] 8 km/08.52/%20 harcandı. 500 metreye çıktım. Yol dar, asfalt 2’nci sınıf. Aşınmış, pütür kalmamış. Pütürlü olmaması iyi ama. Hava nefis kokuyor. Sarı sarı katırtırnakları.Merak ve heyecan içindeyim. Bu rampa nasıl aşılacak? Bir ara acaba Selçuk üzerinden mi yolu değiştirsem diye de düşünmedim değil. Orası düz. Ancak şimdilik tıkır tıkır çıkılıyor.
Güme Dağlarını aşıyorum. Bu dağlar 1646 metre yüksekliğinde olup kıyıya dikler. Güzel bir bölge burası. Tepede rüzgar pervaneleri ağır ağır dönmekte. Ama yol rüzgarsız. Dağın etekleri kestane ve ceviz ağaçları ile örtülü. Bir su kaynağından söz etmişti dün rehberim Ahmet Bey. Suyunun çok soğuk ve lezzetli olduğundan. Bilemiyorum bu muydu ama soldaki çeşmeden suyumu tazeliyorum. Tadı da çok güzel. Buz gibi de.
[e] 9,4 km/09.19/%20 harcandı. 726 metredeyim.Güme köyüne geldim. Eco’yla çıkıyorum hala. Çıkışında bir mesire yeri ve önünde yapılı bir çeşme. Belki de burasıydı sözü edilen su. Ama doldurmuş oldum şimdi tırmanışı kesmek istemiyorum. Devam.
Ara ara dinleniyor ama sıkıntısız tırmanıyorum. Ne de büyütmüşüm burayı gözümde. Demirci’deki buna göre feciydi. Duvar çıkar gibiydi.
Gittikçe pervanelere daha yakınım. Bunları buraya nasıl dikmişler acaba? Dev bir vinç gerek. Çıkarken gördüğüm Cambazlı’ya şimdi buradan da iniliyor. [e] 13,7 km/09.56/%60 harcandı. 998 metredeyim.
Ve sanırım zirve burası olmalı. 15,1 km/10.06, Kömürcüoğlu Geçidi, 1307 m demiş levha. Garmin 1052 gösteriyor. Kiminki doğru? 105 dk. tuttu bu tırmanış. 14 km sırf çıkıldı. Ama başarıldı. Bu müthiş bir zevk. Haliyle burada fotolar çekmekteyim.
Uzaklarda bir köpek beni fark etmiş olmalı ki havlamakta. Rüzgar pervanelerine giden bir yol vardı geride, TAYF Enerji falan yazıyordu.
Durmuşken 2 çentik kalmış bataryamı da değiştiriyor yola devam ediyorum. (15,1 km/10.15) Tırmanış burada bitmemiş, biraz daha çıkıp 1114 metrede sonlandı bu yol (16,5 km). Şimdi bu işin mükafatı var. Ve serbest bırakıyorum velespiti yer çekimine. Coğrafya çok güzel, hava tertemiz, katır tırnaklarının kokusu sarmış ortalığı. Derin derin içime çekerek inmekteyim. Muhteşem bir yol. Balataları da değiştirmiş olmam isabet oldu. Rahat rahat frenleri sıkabiliyorum. Gerçi arka sanki bir sürtünme sesi veriyor gibi. Ayar çekmek lazım veya bu yolun sonunda aşınır o da.
Ara ara hızlanıyor frenleyip yavaşlıyorum. Etrafın tadı çabuk bitmesin. Arkamda bir Karayolları kamyonu ve minibüsü. Geçtiler yanımdan. Yol oldukça dar, kamyona fazla yer yok. Ben de iyicene kenara kaydım, yol verdim. Ama yokuş aşağı bu dar yol benim avantajıma. Kamyon hızlanamıyor. Karayolları ekibini yakaladım bile. Karşıdan gelen kamyon yüzünden beklemedeler, birbirlerine yol veriyorlar. İkisi yan yana rahat geçemiyor. Onlar uğraşırken ben aradan sıyrılıyorum.
Ama sonradan tekrar yetişiyor ekip ve beni gene geçiyorlar. Sanki bir kovalamaca oynuyor gibiyiz. İniş dikleşince benim hızım artıyor. Onlar daha dikkatli gitmek zorundalar. Yol isteyip kaçıyorum ve bir daha beni yakalayamıyorlar. Yanlarından geçerken de “amma yavaş gidiyorsunuz” diye şakayla karışık Sadri Alışık yapıyorum J
Yılan gibi kıvrılan yol beni Aydın İl Sınırı’na getiriyor. 281 metredeyim şimdi. Saat 11.04 ve 33,9 kilometre geride kalmış. Buraya kadar 18 km rampa vardı.1100’lerden 280’e inildi. Yol genişledi, gene 2’nci sınıf asfalt ve İncirliova’ya 20 km kaldı diyor. Rampayı çıkarken matarayı doldurmuştum. Şimdi inişte Aydın il sınırına gelmeden solda bir çeşme vardı, yine doldurdum. Bitmişti.
[e] 39,7 km/11.27/%20 harcandı-2. Burası artık daha geniş bir yol. ZirveyeEco’yla çıktım ama burada Normalkullanıyorum. Ya yoruldum, ya sıkıldım, ya da daha farklı bir yol.Çıktığım yol daha güzeldi. Burası bir in bir çık, deve sırtı gibi. 10 km falan kaldı İncirliova’ya.
Karayolları ekibi yol kenarındaki kanalları temizlemekte, su rahat aksın diye. Daha İncirliova’ya gelmedik. Saat 11.46 ve 44,1 km. 375-425 metre arası in çık durumları. Sağda, uzakta bir gölet var. Ama haritada işaretlenmemiş. Hoş duruyor manzaranın içinde. Bir kaç foto alıp devam.
Ve 140 metreye indiğimde Dereağzı köyü geliyor. Ehh artık bir molayı hak ettim. Soldaki çaycıya yanaşıp bir çay (1-) ardından bir soda (1,5) ısmarlıyorum. Sandviçimi yerken masama oturan buralı bey ile sohbete başlıyoruz. Bayram Amca, askerliğini İstanbul Harbiye’de yapmış. 85 yaşında. Hanımı da 77. Torunu da Çorlu’da askerlik yapıyor. Askerlik günlerinin İstanbul’unu anlatıyor. “Paranın para olduğu zamanlar 1 ve 2½ kuruşlar vardı, ortası delik. Onunla binerdik er olarak tramvaya.” diyor.
12.45’de ayrılıyorum Dereağzı’ndan. 51,4 km buraya kadar. Aydın otoyolu gözüküyor bile buradan. İncirliova’ya herhalde 2-3 km kaldı. Aydın bölgesi incir diyarı. Bölgeye gelmekle incir işletmeleri başlıyor.
TEM üzerinden geçip İncirliova’ya dalıyorum. İlkin şehir dışı haliyle, tamir atölyeleri geliyor. Sonra Aydın sol, Şehir Merkezi düz demekte. Koçarlı’ya da soldan gidilecek. Saptım ama işaretten bir şey anlamadım. Soruyorum. Mahalle aralarından tarif edilen bir yoldayım. Pazar var önümde, giremiyorum, kalabalık. Sola dönüp bir teyitle doğru yola bağlandım. Artık dümdüz gitmemi söylediler.
[e] 55,8 km/13.07/%40 harcandı-2. İnciriliova’dan ayrıldım. Koçarlı’ya 10 km diyor. Tek şeritli bir yol, güvenlik şeridi yok, asfalt iyi. 105 m rakımdayım. Büyükmenderes ovasını geçiyorum, rüzgar var. Kuvvetli esmekte. Ben güney yönündeyim, o güney batıdan esiyor. Yani sağ çaprazımdan. Kuvvetli, ancak Normalile ilerleyebilmekteyim. Adnan Menderes Kent Ormanı 11 km demiş. Burada onun çiftliği varmış. Orası mı acaba? Şimdi yolun kenarında bir güvenlik şeridi oluştu, durumu gayet iyi, kaymak asfalt oldu. Traktörler için altta ayrı bir yol yapılmış. İlk görüyorum. Oradan gitmeleri isteniyor. Uyarlar mı? Büyükmenderes nehri geçildi. Domuz çıkabilir uyarı levhaları görüyorum yol boyunca. Yol dümdüz, iple çekilmiş gibi. Rüzgar kuvvetli, durduruyor da. Tepede rüzgar pervaneleri var, 16-20 adet gibi gözüküyor. Hepsi değil ama çoğu dönüyor. İnerken gördüğüm gölet sulama göletiymiş.
Koçarlı geldi. Şehir merkezi levhasını takip etmekteyim. ÖE’yi az geçmişim. Dönüp park edip beklemedeyim. Ekip öğle yemeğinde. Md. Yrd. Ahmet Bey geliyor, kaydımı yapıyor ve 2’nci katta bir oda veriyor. Bisiklet de 1’inci kata çıkarılıyor. Ancak aynı katta boş bir oda görmemle değiştiriyor, 103 No’ya geçiyorum. Çantaları böylecene fazla yükseğe çıkarmak zorunda kalmadım.
Oda temiz, hele 30 lira için süper bir oda. Ne ÖE’lerde kaldım, fiyatıyla konforu ters orantılıydı. Ya yıpranmış, ya küçük.
Duş sonrası biraz uzanıp 4 gibi yemeğe çıkıyorum. Meydan Park Lokantası’nda aynı şeylerden: az az mercimek çorba+kuru+bulgur+yoğurtlu kızartma+su=19 TL ile bu iş çözülüyor.
Ve dolanmaca. İlk iş buradaki kuleyi görmek. Arka sokakta, Cihanoğlu Kulesi. Söyle anlatılmış tarihçesi; 18. yy’dan kalma kâgir bir yapıdır. Cihanoğulları’nı korumak için yaptırılan bina, konakla bağlantılı bir halde iken 1948 yılında geçirdiği bir yangın sonucu konağın yanıp yıkılması ile kule tek başına kalmıştır. 19. yy başında bir takım değişiklikler geçirmiş, hamam ve teras gibi düzenlemeler eklenmiş, bu sırada alçı kaplama süslemeler yapılmıştır. Kapısı kilitli olduğundan sadece dıştan görebiliyorum. Aile tarafından belediyeye bağışlanmış. Herhalde turizme kazandırılması düşünülüyordur.
Sonra Cihanzade Mustafa Bey Camisi’ne gidiyorum. Tam namaz saatine denk geldiğimden içine girmiyor dıştan resimliyorum. Burası için yazılanlar da; Hacı Mustafa Ağa Cami olarak da anılmaktadır. 17. yy’ın ikinci yarısında yapıldığı bilinmektedir. Mihrabı barok üsluplu süslemelere sahiptir. Mihrabın üzerinde Mekke (Kâbe) çevresinin panoramik görünümü yer almaktadır. Mermerden yapılmış minber üzerinde de barok süslemeler görülmektedir. Ayrıca caminin duvarlarında değişik konuları içeren kompozisyonlar resmedilmiştir. Caminin kapı, pencere ve tavanında el işçiliğini görmek mümkündür.
Fazla görülecek bir yer olmadığından Koçarlı’da, sokak aralarında aylak aylak dolanmaca. Eski ciplerden bolca görüyorum. Burada halen kullanılıyor olmaları hoş olmuş. Eskiden Bodrum’da köylere giden dolmuşlar sırf bunlardandı. İçilen kahve-soda-çay (kahve 1,5/çay 1-), çekilen fotolar gibi işlerle zaman geçirip ÖE’ye dönüyorum. Gezerken dikkatimi çekti, ilçenin içerisinde fazlaca dut ağacı var, hepsinden de yollara dökülmüş.
Tarihte Bugün: 17 Mayıs 1992; Dünya Sağlık Örgütü WHO, eşcinselliği akıl hastalıkları listesinden çıkardı.
Eşcinsellik; bir türün, bir bireyinin kendisiyle aynı cinsiyetten bir diğer bireye karşı romantik veya cinsel bir çekim hissetmesi, veya bu iki birey arasında cinsel etkileşim yaşanmasıdır. Tarihte, eşcinsellere karşı çok sert ve çok acımasız birçok kampanya yürütülmüş olmasına karşın, bilimin ve toplumsal algının göreceli olarak gelişmiş olması sayesinde bu karşıtlıklar (hala birçok coğrafyada etkisi hissediliyor olsa da) giderek azalmaktadır. Bu azalmada; bilimsel algımızın gelişmesinin, evrimi çok daha iyi anlamamızın, ve doğayla ilgili gerçekleri kavramamızın da çok büyük bir rolü olmuştur.
Tire - Koçarlı
Tur tarihi: 17 Mayıs 2019
Kat edilen mesafe: 64,20 km.
Ortalama hız: 14,5 km/sa.
Bisiklete biniş süresi 4 sa 25 dk., dışarıda geçen süre 5 sa 24 dk.
En yüksek sıcaklık 33 ˚C, en düşük 18 ˚C, ortalama 25,4 ˚C
İrtifa kazancı (çıkış) 1784 m, kaybı (iniş) 1861 m.
En düşük irtifa 21 m, en yüksek 1062 m.
Garmin yol bilgileri Tire-Koçarlı
Relive yol bilgileri Tire-Koçarlı
Koçarlı ÖE 0256-7612424
08.10
|
Mahalle aralarından sürüyor yol. 175 m'den başlıyoruz tırmanmaya
|
Evler bitiyor çamlar başlıyor ve Toptepe denilen yere geliniyor |
Yavaş yavaş yükseldikçe Tire altta kalıyor. Buradan Tire,
Ödemiş ve Bayındır ovaları kuş bakışı görülebiliyor
|
Güme Dağlarını aşıyorum. Güzel bir bölge burası. Tepede
rüzgar pervaneleri ağır ağır dönmekte. Ama yol rüzgarsız
|
Ara ara dinleniyor ama sıkıntısız tırmanıyorum. Ne
de büyütmüşüm burayı gözümde
|
Ve sanırım zirve burası olmalı. 105 dk. tuttu bu tırmanış.
14 km sırf çıkıldı. Ama başarıldı. Bu müthiş bir zevk
|
Tırmanış burada bitmemiş, biraz daha çıkıp 1114 m'de
sonlandı bu yol. Şimdi bu işin mükafatı var...
|
Coğrafya çok güzel, hava tertemiz, katır tırnaklarının kokusu
sarmış ortalığı. Derin derin içime çekerek
inmekteyim. Muhteşem bir yol...
|
Ara ara hızlanıyor frenleyip yavaşlıyorum.
Etrafın tadı çabuk bitmesin
|
Aydın İl Sınırı sonrası yol genişledi, gene 2’nci
sınıf asfalt ve İncirliova’ya 20 km kaldı diyor
|
Ya yoruldum, ya sıkıldım, ya da daha farklı bir yol. Çıktığım
yol daha güzeldi. Burası bir in bir çık, deve sırtı gibi!
|
Uzakta bir gölet var. Ama haritada işaretlenmemiş.
Hoş duruyor manzaranın içinde
|
Dereağzı Köyü sakinlerinden...
|
TEM üzerinden geçip İncirliova’ya dalıyorum. İlkin
şehir dışı haliyle, tamir atölyeleri geliyor...
|
Mahalle aralarından tarif edilen bir yoldayım. Pazar var önümde, giremiyorum, kalabalık. Sola dönüp bir teyitle doğru yola bağlandım |
Yolun kenarında bir güvenlik şeridi oluştu, durumu
gayet iyi, kaymak asfalt oldu
|
Büyükmenderes |
Traktörler için altta ayrı bir yol yapılmış. İlk görüyorum.
Oradan gitmeleri isteniyor. Uyarlar mı?
|
Yol dümdüz, iple çekilmiş gibi
|
Rüzgar kuvvetli, durduruyor da. Tepede rüzgar pervaneleri var
|
Koçarlı geldi |
Şehir merkezi levhasını takip etmekteyim |
Koçarlı ÖE
|
Örtüye bakın hele, sanki benim için serilmiş J
|
Meydan Park Lokantası |
Cihanoğlu Kulesi
|
1948 yılında geçirdiği bir yangın sonucu konağın
yanıp yıkılması ile kule tek başına kalmıştır
|
Kapısı kilitli olduğundan sadece dıştan görebiliyorum
|
Bir vakitler Bodrum ve çevresinde bu araçlar çokça kullanılırdı
|
Cihanzade Mustafa Bey Camisi
|
Hacı Mustafa Ağa Cami olarak da anılmaktadır.
17. yy’ın 2'nci yarısında yapıldığı bilinmektedir
|
Koçarlı’da halen kullanılıyor olmaları çok güzel
|
Adnan Menderes Parkı
|
Eşek gitmez yolların var, yap yap bitmez işlerin
var, uçan kuşta gelecek haberin var
|
Buradan da bir terlik beğenemezseniz...
|
Sokak aralarında aylak aylak dolanıyorum
|
26. gün (devamı) Koçarlı-Karpuzlu – 24. gün (öncesi) Tire II
[bisikletle]Türkiye: Pergamon ve Sagalassos