29 Nisan 2019, Pazartesi / Yanıklar – Arıklı, 61 km (7. gün)
Geceden eşyaların çoğunu yerleştirmiştim. Sabah aynı saatte uyanıp kalkmam 7 oluyor. Banyodaki işleri halledip son kalan eşyaları da yerleştirip bisikleti yüklüyorum. Misafirhaneden iterek bisikleti yukarı noktaya çıkarttım. Gülefza ve Osman keçilerin yanındalar. Yanlarına gidip önce Badem sonra da Osman’a veda ediyorum. Gülefza ve Tekin beni yolcu ediyorlar. Üç gün bu güzel yerde arkadaşlarımın yanında keyifli bir zaman geçirdim. Keçilere ilişkin önemli bilgiler edindim. Çok çok teşekkür ederim her şey için.
Çiftlik çıkışı yol toprak ve minik taşlı. Son yağan kar da yolu iyicene dalgalı yapmış. Dikkatlice köyün yoluna doğru ilerliyorum. Güzel bir gün var, hava daha sıcak olacak, şimdiden belli ediyor kendini. Bacaklarımı kapatmadım. Ayrılış saatim 8.20. Bugün Arıklı’ya Adnan ve Kenan’lara gideceğim. 65 km’lik bir yol. Önce Bayramiç sonra köy yollarından. Üç sene önce bu yolu pedallamıştım. Güzelliğini hatırlıyorum.
Bayramiç yolu genişletiliyor. Neredeyse Yanıklar sapağına kadar gelmişler. Ancak seçim bitti, herhalde gerisini 5 sene sonra yaparlar. Çan ayırımından buraya kadar eski yoldu, dar bir yol. Damperli de çalışıyor buralarda. Sıkıntı oluyor. Nedense illaki hızlı sürerler. Kamyon üstünde kendini yarışçı sanıyor olmalı.
İki köpek peşimde, neredeyse yanıma kadar geliyorlar, çok hızlılar. Bas pedallara... Bastıkça onlar da hızlanıyorlar. Başa baş bir yarış içindeyiz. Kontrol bölgelerinin dışına çıkınca durdular. Sabah sabah iyi bir antrenman yaptırdılar bana.
Hafta başı trafiği az da olsa var. Bu bölge, bu mevsim, bu yeşillik..., muhteşem bir manzara içindeyim. 16 kilometre sonra Bayramiç girişinde trafik kontrolü yapan Jandarma ekibiyle selamlaşıp ilçeye giriyorum. Ayrılmadan önce buranın meşhur helvacısı Hüsnüoğulları’ndan arkadaşlara yarım kilo sade alıp devam ediyorum. Kilosu 28 lira.
Az çok hatırımda yol ama gene de emin olmadığım noktalarda soruyorum. Caminin yanından sağ, sonra biraz karıştırıp esas yolu öğrenip keyifli bir köy yolundayım şimdi. Ne büyük çam ağaçları bunlar, abide gibi dikili duruyorlar. Alakeçi yolunu sorarak devam pedallamaya. Sanki son gelişimde ilk köyde (Kutluoba) durup çay içtiğimi sanıyordum, ancak geçince anladım, karıştırmışım. Bazı yerler birbirine benziyor, bazı günler benzer başlıyor, kafa şaşırmaya başladı. [e] 23,3 km/09.45/%20 harcandı.
Kutluoba geçildi ve tırmanış başlıyor %5’le. Ama 7-8’e yükseliyor, 10-11’ler hatta kısa 13’leri de gösteriyor Garmin. Nefis bir çam ormanı içinden geçmekteyim. Kuş sesleri kaplamış her tarafı. Tek tük geçen motosikletliler dışında kimsecikler yok. 434 metre rakım. Asfalt kaba olsa da sıkıntı vermiyor. Ecoile sürdürüyorum tırmanışı. [e] 28,2 km/10.20/%40 harcandı.
452 metreye çıktım, Çaldağ köyüne geldim, 10.23. Buradan sonra düz gibi gözüküyor ama az bir çıkışla 476 metreyi buluyorum. Ormanın güzelliği, çamların reçine kokusu, soludukça burnumu yakıyor. Bölge çok güzel. Bugün yalnız biraz rüzgarlı. Biraz dedim ama birazdan fazla, esti mi hissettiriyor kendini. Karşıdan, sol çaprazımdan geliyor, güneydoğudan. Saat 10.42, 510 metredeyim ve devam tırmanmaya, %8 ile. 31,8 kilometre geride kaldı. Saat 10.48. Suyumu tazeledim, bir çeşme vardı. Rakım 532 m oldu.
Alakeçi’de kimsecikler yok (519 m/33,7 km/10.59). Tek birini durakta araç beklerken görüyorum. Yol hafif iniyor sonra gene çıkıyor. Tırman tırman 545 metreye geldim. Sanırım burası zirve. Bir 150 metre kadar irtifa kaybedip sonra gene tırmanmam lazım.
Bu ormanın içinden geçerken aklıma Kara Orman geliyor, oradan da Rammstein’e geçiyor kafam. Son klipleri “Deutschland” oldukça etkili. Neue Deutsche Härte (Yeni Alman Sertliği) olarak tanımlanan Alman grubu. İsmini Almanya’daki Ramstein hava kazasından almış (fazladan eklenmiş bir ‘m’ ile). 1988 yılında Amerika Hava Kuvvetleri’nin gösteri uçuşu sırasında gerçekleşen ve 70 kişinin yaşamına mal olan facia.
Bir taraftan düşünceler kafamda dolanıp duruyor, müzikler çalıyor, diğer taraftan harıl harıl pedallar dönüyor. Bu arada Dağahmetçe geçildi. Bazı yerleri hatırlıyor, unuttuğum noktalarda birilerine rastlarsam sorarak devam ediyorum. Dağahmetçe’de az kalsın yanlış yöne gidiyordum. Yol çatal oldu. Düz gittim ama bu Ezine yoluymuş. Geri dönüp sola saptım. Sıkı bir yokuştan indim, 400 küsurlardan 340 metreye. Şimdi Kısacık-Güzelköy’e doğru gidiyorum. %11, hatta 14 bile görünen bir tırmanışı geride bıraktım. Asfalt kaba, idare eden cinsten. [e] 40,3 km/11.23/%60 harcandı. 331 metredeyim ve halen orman içinden sürüyor yolum. [e] 42,7 km/11.36/%80 harcandı. Tek çentiğim kaldı. Ve gene tırmanıyoruz...
Bayağı güzel bir tırmanış vardı. %10’la sürdü, 16’ları gördüğüm de oldu. 418 metreye çıktım gene.Yolda, 42,9 kilometrede 2’nci bataryayı taktım (11.45). Bu arada acıkan mideye de bir iki lokma atıyorum ki rahatlasın. Kısacık köyüne az kaldı. Güzelköy de hemen ondan sonra geliyor.
Güzelköy; geçen gelişimde de mola verdiğim kahveye yanaşıp bir çay söylüyorum. Çaylar 75’miş halen burada. Derken az uzağımda oturan bir bey beni önceki gelişimden tanıyor ve başlıyoruz sohbete; bir ikincinin de katılmasıyla üçlü olarak, haliyle mevcut iktidarın saçmalıklarını, bölgede, ülkede yarattığı tahribatı değerlendiriyoruz.
İsmail Bey, temmuz ayında 15’er günlük iki dönemde Bilgi Üniversitesinden öğrencilerin köyde doğa eğitimi dersleri için geldiklerini, bunun her iki taraf için çok yapıcı olduğunu anlatıyor. Bence de, köy ahalisi için üniversite gençliğiyle temasa geçmeleri, öğrenciler için de köy yaşamını görmeleri... Bu uygulama üç yıldır sürmekteymiş. Hoş geliyor kulağa.
Ancak ayrılırken (13.00) İsmail Beyin Alevi dedesi olduğunu öğrenmem, köyün Alevi köyü olması bu projenin neden keyifli geçtiğini daha iyi anlamama neden oluyor. Alevilerin her yönüyle Sünnilerden daha çağdaş, daha medeni olduklarını her fırsatta görüyorum.
Güzelköy çıkışı yol toprak, bir makine düzeltmek için çalışıyor. Ancak geçen araçların kaldırdıkları toz öylesine yoğun ve feci ki, üstüm başım bembeyaz oldu. Un çuvalına düşmüş gibiyim.
Dere kenarından giden yolum bir müddet sonra taşocağından gelen yola bağlanıyor ve oradan da anayola. İsmail Bey yapılmakta olan tünelden söz etmişti. 3 yıl önce başlanmış ve sürmekte. Virajlı dar yol tünel ile bypass edilecekmiş. Ağır vasıtalar yoldan böylecene uzaklaşırlar, biz de rahatça yol alabiliriz. Değil mi?
Ancak tünel ve duble yol çalışması tamamlanmadığından Arıklı ayırımı da karambole gelmiş. Neredeyse kaçıracaktım. İleri gidip geri dönüp eski yoldan kalan kısma çıkıp sapağı bulabiliyorum. [e] 57,4 km/14.05/%20 harcandı-2.
Şimdi asfalt yönünden illet ama manzara yönünden şahane bir yoldan, orman içinden, hafif tırmanıp hafif inip, arkadaşlara doğru ilerlemekteyim. Tepe noktası sonrası denize kadar dimdik inen yokuşta 140 kiloyu yavaşlatmak için epeyce balata harcıyorum. Yol da dangıl dungul olduğundan hızlansan sarsıla sarsıla bir hal oluyorsun. Yapmadılar bu yolu. İlk gelişim herhalde 5-6 sene önceydi, yol aynen duruyor.
Arıklı köyü içinden geçip biraz daha aşağılara inmek gerekiyor. Evin dış kapısında Kenan’ı arıyorum. Yıllardır görüşmemiştik Adnan’ın kardeşiyle. Tekrar görmek keyifli oluyor. Kucaklaşıyor, bana kalacağım evi gösteriyor, eşyaları yerleştirip yanına varıyorum. Kız kardeşi Emine, kocası ve bir hanım daha ağaç oyma dersi alıyorlar Kenan’dan. Kenan yetenekli bir marangoz. Buradaki ağaç işleri olsun, solar paneller, tesisat vb. tüm işler elinden çıkma.
Emine ve Erbil de Küçükkuyu’da iki senedir oturmaktalar. Diğer öğrenci kadının da çiçek serası varmış. Ne güzel işler değil mi? Çiçekle, ağaçla, keçiyle uğraşan insanlar.
Emine’nin böreği ile çaylar, kahveler, sohbetler... sonrası onların gitmesiyle biz Kenan’la geçen zamanı telafi ederek, duş sonrası yemek, evin iki minik köpeğin şirinlikleri ile havanın iyice kararmasına kadar sürdürüyoruz sohbeti. Bu arada masalar-dolaplar da sallanıyor. (Sonradan öğrendiğime göre Ayvacık açıklarında 4,1 şiddetindeki 2 sarsıntıyı yaşamışız.)
Hepimizin zamanla yarıştığı, daha fazla şey elde etmek için didinip durduğu, sürekli cep telefonlarına yapışık şekilde yaşadığı bu dünyada, çok az da olsa tıpkı yüzyıllar önce olduğu gibi doğayla iç içe yaşayan birileri var. İklim değişikliği ve modern sömürü düzeni onların nüfusunun azalmasına neden olsa da, bazı kabileler hala hayatta.
Türünün Son Örneği 10 İlkel Kabile: Kayapo Kabilesi; Kayapo, Xingu Nehri boyunca zor görülen yollarla bağlantılı 44 ayrı köyde yaşayan Brezilyalı bir kabile. Kendilerini “Büyük suyun insanları” anlamındaki “Mebengokre” ismiyle adlandırıyorlar. Ne yazık ki, onların “Büyük Su”ları kökten değişmek üzere, çünkü Xingu Nehri üzerinde hala inşa edilmekte olan Belo Monte Dam tamamlanmak üzere. Bu inşaat yüzünden, ormanın neredeyse yarısı sular altında kalacak ve Kayapo kabilesinin yanı sıra bir sürü canlı ve bitki bundan zarar görecek.
Kayapo kabilesi yüzyıllar boyunca modern insanla, avcılarla, tuzaklarla mücadele etti. Hatta, 1989 yılında bir baraj inşasına bile başarıyla engel oldu. Bir ara nüfusları sadece 1.300 kadar azaldı fakat, o günden beri tekrar yaklaşık 8.000'e ulaştı. Bugün, asıl soru bu insanların hayatta kalıp kalamayacağı değil, onların, kültürlerinin bozulmadan hayatta kalıp kalamayacağı. Vücutlarını renk renk boyayan, tarım ile ilgilenen, renkli başlıklar yapan bu kabile üyeleri artık motorlu botlar sürüyor, televizyon izliyor ve hatta Facebook’a bile giriyorlar.
Misafirhanedeki üst kattaki döşeğe serdiğim tulumun içine girip pencereden esen temiz havayla uykuya dalmam uzun sürmüyor. Zzzzz...
Yanıklar - Arıklı
Tur tarihi: 29 Nisan 2019
Kat edilen mesafe: 61,12 km.
Ortalama hız: 13,1 km/sa.
Bisiklete biniş süresi 4 sa 40 dk., dışarıda geçen süre 6 sa 23 dk.
En yüksek sıcaklık 30 ˚C, en düşük 17 ˚C, ortalama 23,8 ˚C
İrtifa kazancı (çıkış) 1200 m, kaybı (iniş) 1285 m.
En düşük irtifa 90 m, en yüksek 553 m.
Garmin yol bilgileri Yanıklar-Arıklı
Relive yol bilgileri Yanıklar-Arıklı
08.20
|
Bayramiç yolu genişletiliyor. Neredeyse Yanıklar sapağına
kadar gelmişler. Ancak seçim bitti, herhalde gerisini
5 sene sonra yaparlar...
|
Nefis bir çam ormanı içinden geçmekteyim. Kuş sesleri kaplamış her tarafı. Tek tük geçen motosikletliler dışında kimsecikler yok... |
Asfalt kaba olsa da sıkıntı vermiyor... |
Sürü gütmenin bir başka yolu
|
Güzelköy çıkışı yol toprak, bir makine düzeltmek için çalışıyor. Ancak geçen araçların kaldırdıkları toz öylesine yoğun ve feci ki, üstüm başım bembeyaz oldu... |
Bir taraftan düşünceler kafamda dolanıp duruyor, müzikler çalıyor, diğer taraftan harıl harıl pedallar dönüyor... |
Tünel ve duble yol çalışması tamamlanmadığından Arıklı ayırımı da karambole gelmiş. Neredeyse kaçıracaktım... |
Asfalt yönünden illet ama manzara yönünden şahane bir
yoldan, orman içinden, hafif tırmanıp hafif inip, arkadaşlara
doğru ilerlemekteyim...
|
Arıklı
|
8. gün (devamı) Arıklı II – 6. gün (öncesi) Yanıklar III
[bisikletle]Türkiye: Pergamon ve Sagalassos
İlginizi çekebilir [bisikletle]Türkiye: Hititlerin İzinde (Malatya–Kale)