27 Mayıs 2017, Cumartesi / Malatya – Kale, 46
km (21. gün)
Gece geç
yatmama rağmen erken uyanıyorum. Madem uyandım yatakta dönmeye gerek yok diye
ayaklanıyorum. Toparlanıp çantaları lobiye bırakıp kahvaltı için 7. kata
çıkıyorum. Bugün erkenciyim. Belki Cumartesi, bir de ramazan diye fazla
kimseler yok. Maydanozlu bir omlet sipariş ediyorum ve tulum peyniri,
domates-hıyar-zeytin, simit-helva ve çayla güzelce doyduktan sonra hesabı kapatıp
(140-) otelden ayrılmam 8.10. Hava serin şimdilik ama güzel. Şort ve kolsuz
Adidas var üstümde. Gloria’nın yanından ana yola, Elâzığ yoluna çıkıyorum.
Burada bir de yan yol var, otobüs-minibüs vs’lerin gittiği. Diğerinde alt
geçitler var. Ben yan yolu tercih ediyorum. Ettim de burada dur kalk, garip
parklar falan, bir de troleybüs durumu var. Uzun araç, ayriyeten adam hızlı,
yakın da geçiyor. Yani... Herhalde buranın metro veya metrobüs işlevini
görüyor. Ama daha düşünceli geçebilir!
8 km sonra
trafik kontrol noktası, Malatya girişinde.Polisle selamlaşıyoruz. Her büyük
kent gibi şehir dışına yeni yerleşimler, apartman grupları yapılmış burada da. Şimdi
%3’lük bir inişteyim.
Peki
kimlerdir Hititler? (17)
III. Tuthaliya,
Kaşka akınlarının arttığı ve sorunların daha da arttığı bir dönemde tahta
çıkmıştır.
Dağınık yapılarından dolayı belli bir
noktada toplanmadan saldırılar gerçekleştiren Kaşka’lara karşı Hititler birçok
cephede çarpışıyorlardı. Bunu fırsat bilen Kaşkalar kuzeyden çekirdek ülkeye
sızdılar ve Hattuşa’yı yakıp yıktılar.
III. Tuthaliya,
başkentin ele geçirilmesinden dolayı, sarayı geçici olarak doğudaki Şamuha’ya
taşımıştır. Bir süre karışıklıkların sakinleşmesini bekleyen III.
Tuthaliya, kaybettiği toprakları tekrardan ele geçirmek için kuzeye sefer
düzenlemiştir.
Kuzey seferi devam ederken, Batıda Arzawa
giderek güçleniyordu ve Hitit topraklarını ele geçirerek çekirdek bölgeye yaklaşmıştır. Bütün
bu karışıklıklar devam ederken, olumlu tek gelişme, Kizzuvatna’nın hala
Hititlerin kontrolünde olması idi.
Ancak gerçekte ülke küçülüyordu ve III.
Tuthaliya öldüğünde Hititlerin durumu hiç iç açıcı değildi.
Hitit Savaş
Arabaları-II
|
Yol kaymak
asfalt, güvenlik şeridi de olunca rahat pedallamaktayım. İnönü Üniversite Yerleşkesi
geldi, karşısında stadyum yapılmakta. Yeni numarası da arena denilmeyecekmiş,
bizde yokmuş vs lakırdıları. Kim akıl veriyor çok merak ediyorum. Sürekli bir
şeylerle oyala milleti, boş kalmasın ki olana bitene uyanmasın.
Burada daha
ciddi bir kontrol ekibi var, zırhlı araç da bekliyor, araçların içine de
bakılmakta. Son haftalarda Mısır’da peş peşe gerçekleşen eylemler, Kıptiler’e
yönelik.
Üniversite
sonrası başlayan bir tırmanış, %5-6, bazı yerlerde 7’yi görüyorum... Böyle 1,5
km kadar çıktık, sonra indik.
Yol
keyifli, yormayan. Hava mükemmel. Çok erken varacağım Kale’ye, zaten 40 km gibi
bir uzaklıkta. Ben bu yolu tersten planlamıştım, Malatya’ya erken varır zaman
kazanırım diye. Battalgazi Belediyesi’nin İçme Suyu Tesisleri geçildi.
Yolarda
böyle sürerken kafama, daha doğrusu kafamda müzikler çalar, takılırım. Bazen
nereden çıktı bu dediğim de oluyor. Hemen istasyon değiştirir, sevdiğim bir
parçayı mırıldanırım. Şimdi de Rolling Stones’dan “Anybody Seen My Baby”
çalıyor. Çok seviyorum, hele klibi çok keyifli hazırlanmış. Angelina Jolie de
tam uymuş parçaya.
31 km’dir
pedallıyorum. 9.45, sağdaki benzincide bir soda molası sırasında Fikret Albayı
da arıyor, durumunu soruyorum. Kaç gündür aklımda, atladım. Cepten-evden
ulaşamıyor sonra kızından bilgileri alıyor, rahatlıyorum. 15 gün olmuş taburcu
olalı. Bazı tetkikler devam etmekteymiş, şikayetleri geçmemiş daha. Sonra evden
eşi Bilge Teyze ve kendisine ulaşıyorum.
Karakaya Barajı
su havzası göründü bile. Çok büyük bir alanı kaplıyor. Yolum da hafif hafif
inerek sürüyor şimdi. Son tırmanıştan önce geride bir 7 km’lik iniş vardı, amanım.
Hele de asfalt güzel olduğunda yeme de yanında yat durumları.
Sağdan
minik bir Kale yazısı kafamı karıştırıyor. Doğanşehir’de atlamıştım, bu sefer
de aynısı olmasın diye daha dikkatliyim, ama benim Kale bu Kale değil, devam
ediyorum. Bolca kayısı ve çilek satıcıları geçiyorum. Sonra sağda beyaz bir
bina, benzinci yanında. Yoksa otel bu mu diye giriş yapıyorum ama fotodakiyle
alakası yok buranın, durmadan devam ediyorum. Kale garip bir ilçe, merkezi yok
gibi. Uzunlamasına yayılmış sanki. Ve de %92 E’ci. Kalegöl Oteli levhası
nihayet gözüküyor, 2 km. Sonra soldan sapan yoldan kıyıya doğru iniyorum (demek
ki yarın tırmanarak başlayacağım güne). Gene uzaktaki binayı otel sanarak
aldanıyorum. Gördüğüm fotoya benzemese de nedense bir algı yanılsaması
içindeyim. En nihayetinde otelin önündeyim. Göle doğru yarım daire bir yapı,
tüm odalar manzaralı. Resepsiyondaki bey kaydımı yapıyor, 404 no’lu oda
ayrılmış. Bisiklet girişte bir yere alınıyor. Seyahat nedeni gibi konularla
başlayan sohbet, sonra aynı zamanda bisikletçi olan başka bir çalışanın da
dahil olmasıyla genişleyerek sürüyor. Haliyle ne yenecek, etyemezgillerin
durumu falan...
Oda bugüne
kadarki en lüks oda oluyor. Bilirsiniz çok yıldızlı otellerin odalarını. İşte
öyle. Zaten fiyatı da bugüne kadarkilerin en yükseği, 80- O.K. Bir yerde, bir
gökteyim. Güzel bir duş, biraz uzanmaca, neredeyse sızacağım, kalkıp iniyorum.
Yalnız bir şeyi kötü, internet odada çekmiyor. Yani bu kadar iş yap interneti doğru
dürüst odalara getir(e)me. Olmadı, hiç mi hiç olmadı! Lobide çalışıyor ama... Aması var ama! Bir kötü yanı daha, aletleri
şarja takıyorsun, ancak oda kartla açıldığından, elektrik de kartla devreye
girdiğinden, kartı çıkarttığında? Yaaa...
Kale
ilçesi 1990 tarihinde kurulmuş olup, eski ismi yörede İzollu olarak
bilinmektedir. 1560 yılma ait tahrir defterine göre İzoli Komri, yani bugünkü
Kömürhan yöresi anlaşılmaktadır. Tahrir defterinde ayrıca İzoli Köyü olarak
zikredilmektedir. İzoli Köyünün yaklaşık 430 yıllık bir tarihçesi
bulunmaktadır. Ama, ilçe toprakları üzerinde milattan önceki zamanlarda
yerleşimin meydana geldiği bilinmektedir. Karakaya Baraj Gölü suları altında
kalan Pirot Höyüğü, Bizans İmparatoru Pirot'tan kalmaydı. Ayrıca İzollu olarak
da buranın önemli bir yerleşim birimi olduğu bilinmektedir. İzollu adının çok
eski tarihlerde buraya yerleşmiş bulunan bir aşiretten geldiği söylenmektedir.
Marina
dedikleri yere doğru yürüyorum, herhalde yazın tekne falan çalışıyor burada.
Havuz durumu da var. Aslında üniversite güzel bir yer yapmış, kazanıyor mu
bilemiyorum? Ramazan nedeniyle boşuz, dün 200 kişilik bir grup vardı denildi.
Su üzerine
yüzen dubalar, iyi fikir, ama bastıkça oynamaları garip his veriyor. Tesis,
spor alanları, fitnes falan gözükmekte, ancak sanki bakımları yapılmamış, atıl
olmuş gibiler. Hatta arka koyda bir göl teknesi de (büyükçe) görüyorum. Belki
de yazın dolaşıyordur.
Sıra yemeğe
geliyor, saat 5 buçuğa gelmekte. Etyemezgillere bakalım neler hazırladılar.
Önden bir mercimek çorbası. Sonra küçük bir tabakta Rus (veya Amerikan, hangi
ismi severseniz) salatası, ezme ve salata ile sote sebze. Güzel, tatları
yerinde. Pide de var yanında. Genelde ekmek yemem ama pide bu durumu
değiştiriyor.
Oda
balkonunda biraz gölü seyrederek geçiyor zaman. Belli aralıklarla aynı manzaranın
fotolarını çekiyorum. Hava nasıl değişiyor bilemezsiniz. 2 buçuk gibi inceden
yağdı, sonra güneş açtı, sonra bulutlar geldi... ha babam değişti.
Peki
kimlerdir Hititler? (18)
Şuppiluliuma.
III. Tuthaliya’nın ölümünden sonra tahta Genç Tuthaliya geçmişti. Şuppiluliuma artık
daha silik bir rol oynamaya razı olmadığından ve kardeşini ülkeyi kurtaracak
kadar yeterli görmediğinden onu öldürüp tahta geçti.
Şuppiluliuma,
ilk olarak Arzawa ve Kaşkalara karşı seferler düzenledi. İlk zaferi Tuvanuva’ı
geri kazanmak oldu. Bu seferlerle Arzawa’nın genişlemesini frenledi ve
Kaşkaları geri püskürttü. Hattuşaş yeniden yönetim merkezi olmuştu.
Şuppiluliuma’nın
bir sonraki hedefi Azzi-Hayaşa’yı yola getirmekti. Bunun için Azzi-Hayaşa’nın
prenslerinden Hukkana’yı kız kardeşlerinden biriyle evlendirdi.
Şuppiluliuma,
Mitanni’yi yok etmek için ilk olarak Asur kralıyla bir anlaşma yapmıştı. Daha
sonra Ugarit’lerin kralı II. Nikmadu’yla ilişkiye geçti ve Ugarit’leri
Mitanni’lerin müttefiklerine saldırttı. Bununla Ugaritler Hattuşaş’nın vasalı
olacaktır. En büyük oyunu ise Mitanni üzerine kurdu: Ölen Mitanni kralının
yerine geçen Tuşratta’nın rakibi Artatama’yı destekledi ve krallık bir istikrarsızlığa
sürüklendi ve Şuppiluliuma
Mitanni’yi ele geçirdi.
Daha sonra Nikmadu ile Şuppiluliuma arasında
bir anlaşma imzalandı ve Ugarit’ler Hitit egemenliğine girdi. Böylece Şuppiluliuma Mısır
bölgesine ayak basmadan Ugarit’leri egemenliği altına aldı.
Amurru’yu hükümdarı Aziru Ugarit’lerle
sürdürdüğü savaş sonunda Nikmadu ile antlaşmaya vardı ve daha sonra Şuppiluliuma’yla
bir bağlılık antlaşması yaptı.
MÖ 1323 dolaylarında, Akhenaton’un ölümünden
10 yıl sonra, Şuppiluliuma
Kaşkalara karşı sefere çıktı. Bu sırada
Mitanni kralı topraklarını genişletme peşindeydi. Ancak vekil kral Telepinu bu
denemeyi geri püskürttü.
Şuppiluliuma Mısır
sınır kenti Amka’ya bir misilleme saldırısı gerçekleştirdi. Buna karşı Mısır
ordu yollamak yerine Mısır kraliçesinin koca aradığını ve koca olarak Şuppiluliuma’nın
oğullarından birini isteği yazıyordu. Hitit kralı bunun oğlunu ele geçirmek
için bir tuzak mı yoksa gerçek bir teklif olduğunun araştırılması için Mısır’a
bir istihbaratçı yolladı.
İstihbaratçı ciddi olunduğu hakkında bir
mektupla dönmesiyle, oğlu Zannanza’yı Mısır’a gönderdi. Ancak bu kararı geç
verdiği için firavun tahtı sahibini bulmuştu ve Zannanza firavun tarafından
öldürülmüştü. İntikam için veliaht prens Arnuvanda’yı Mısır egemenliğindeki
Suriye’ye gönderdi. Hititler savaşı kazandı. Ancak Şuppiluliuma savaş
sonrası Hattuşa ülkesini kırıp geçiren hastalıktan öldü.
Malatya - Kale
Tur tarihi:
27 Mayıs 2017
Kat edilen
mesafe: 46,47 km.
Ortalama
hız: 19,6 km/sa.
Bisiklete
biniş süresi 2 sa. 22 dk., dışarıda geçen süre 2 sa. 49 dk.
En yüksek
sıcaklık 28 ˚C, en düşük 17 ˚C, ortalama 21,3 ˚C
İrtifa
kazancı (çıkış) 453 m, kaybı (iniş) 717 m.
En düşük
irtifa 699 m., en yüksek 1105 m.
Garmin yol
bilgisi Malatya-Kale
Kale Göl
Otel 0422-8616162
Troleybüs bayağı sıkıntı verdi
|
Buhara Bulvarı
|
Turgut Özal Tıp Merkezi
|
İnönü Üniversitesi
|
Yeni Malatya Stadı
|
İnönü Üniversitesi
|
Adıyaman’nın Malatya ile paylaşamadığı Nemrut Dağı
|
|
Karakaya Baraj Gölü
|
Kalegöl Otel
|
Baraj gölünün ortasında kalmış antik kalıntı
|
Kalegöl Restoran
|
Lüküs Hayat, Bak Keyfine Yan Gel De Yat
|
Saatler içinde göl manzarasındaki değişiklikler
|
22. gün (devamı)
Kale–Sivrice - 19. gün (öncesi) Doğanşehir-Malatya
[bisikletle]Türkiye: Hititlerin İzinde
Kırıkkale-Sungurlu = 96,77 km
Sungurlu-Alaca = 51,37 km
Alaca-Boğazkale = 49,23 km
Boğazkale-Yozgat = 45,08 km
Yozgat-Sorgun = 38,20 km
Sorgun-Sarıkaya = 49,84 km
Sarıkaya-Boğazlıyan = 64,78 km
Boğazlıyan-Kayseri = 83,59 km
Kayseri-Bünyan = 48,46 km
Bünyan-Pınarbaşı = 62 km
Pınarbaşı-Sarız = 38,17 km
Sarız-Afşin = 71,15 km
Afşin-Elbistan = 45,39 km
Elbistan-Nurhak = 42,64 km
Nurhak-Doğanşehir = 58,78 km
Doğanşehir-Malatya = 55,51 km
Malatya-Kale = 46,47 km
Kale-Sivrice = 66,38 km
Sivrice-Elazığ = 32,60 km
Elazığ-Tunceli = 78,63 km
İlginizi
çekebilir Karaburun–Yeşil Efe