28 Haziran 2017

İşe Araba Yerine Bisikletle ya da Yürüyerek Gidene Ödül Var!













Günümüzde sahip olduğumuz iletişim ve teknoloji altyapısı göz önünde bulundurulduğunda “Akıllı Şehirler” bizler için kaçamadığımız bir konu haline geldi. Şehircilik ile ilgili pek çok uygulamayı alıştığımız yöntemler yerine cep telefonlarımızdan anlık takip edebilme lüksüne eriştik.

Bu gelişmelerden yola çıkarak, Avrupa’da şu anda tartışılan bir konu da trafikte bulunan geleneksel tür yakıt yani benzinli araçları nasıl trafikten çekeriz? Her ne kadar Avrupalılar günlük hayatlarında bisiklet tercihleri ile meşhur olsalar da, yine de arabalarını kullanmayı tercih eden bir kesim var. Onları nasıl toplu taşımaya, araç paylaşım sistemlerine, elektrikli araçlara, bisiklete ve yürümeye yönlendirebiliriz de karbondioksit salınımı  azaltarak iklim değişikliğine etkimizi düşürürüz?

Bu sorulara yanıt ise, Horizon 2020 Araştırma Projesi EMPOWER’dan geldi. 12 ortaklı EMPOWER, çözümü insanları tercihlerinden ötürü cezalandırmak yerine ödüllendirmekte buldu. Bunu yaparken de akıllı cep telefonlarının nimetlerinden faydalanıyor.

EMPOWER; Manchester, Helsinki, Enschede ve Göteborg’da yer alan dört LivingLab’de kamu kuruluşları, özel sektör ve sivil toplum için farklı ödüllendirme şemaları geliştiriyor ve sosyal deneyler ile bunların insanlar üzerindeki etkilerini ölçüyor. Bu sayede hangi yaklaşımın daha çok tercih edildiğine dair veri elde ediyor. Aynı zamanda pilot olarak seçilen Budapeşte, Milan, New Castle, Reading, Antverp, Odense ve Bolonya’yla işbirliği yaparak geliştirdikleri çözümü onlara da sunuyor. Bu şehirler de kendi yerel şartlarına uygun çözümler geliştiriyor ve insanların ulaşım tercihlerini daha sürdürülebilir kılmaya çalışıyor.

Ceza yerine ödüllendirme sistemi

Her şehir kendine has yöntemler geliştirebiliyor, farklı tercihlere farklı puanlamalar verebiliyor. Ancak diyelim ki siz kentinizde bisiklet teşvik etmeyi amaçlıyorsunuz; bu durumda geliştirdiğiniz ya da adapte ettiğiniz bir mobil uygulama ile öncelikle sisteme hedef kitlenizi çekmeye çalışmalısınız. Bu noktada da iletişim çalışmalarının rolü büyük! Şunu belirtmekte de fayda var, projenin amacı hâlihazırda araç kullanan kişilerin tercihlerini sürdürülebilir yöntemler ile değiştirmek. Dolayısıyla sisteme ilk kayıt olduğunuzda mevcut ulaşım tercihleriniz gibi bilgileri girmeniz gerekebilir. Ardından sistem, geliştirilen ödüllendirme şeması doğrultusunda her gün/hafta/ay size yeni hedefler koyuyor. Bu sistemi telefonunuzla adım saymak, spor faaliyetlerinizi ölçmek gibi düşünün; bunda da uygulama üzerinden hangi gün hangi yöntem ile seyahat ettiğinizi paylaşıyorsunuz. Geliştirilen şema doğrultusunda ödülünüz yerel bir kafeden bir fincan kahve de olabilir, bisiklet dükkânından bir ürün de, sinema için bilet de. Şemalar ve ödüllendirmeler dinamik olarak değişiklik gösterdiği için kesin bir ödül söylemek mümkün olmuyor.

Bu sistemi sadece yerel yönetimler uygulayabilir diye de düşünmemek lazım. Özel sektör kuruluşlarını da hedefleyen proje, çalışanların özel araç/taksi kullanımını azaltmak için de şemalar geliştiriyor.

Helsinki’deki LivingLab; taksi ve özel araç kullanımının, bisiklet/toplu taşıma/yolculuk paylaşımı gibi yöntemlerle azaltılması ile elde edilen karın tekrar çalışanlara dağıtılmasını sağlayan bir şema geliştirdi.

Danimarka’nın en büyük üçüncü kenti Odense, araç kullanımını yüzde 15 azaltacak

Pilot şehirlerden Odense, her gün arabayla yapılan 36 bin yolculuğu bisiklet ya da yürüyüşle değiştirmeyi ve böylece de 5 km’nin altındaki mesafelerde özel araba kullanımını yüzde 15 azaltmayı hedefliyor. Hedefine ulaşmak içinse, deneyiminin en yoğun olduğu bisiklet alanını seçti. Bir yandan yolculukları takip edip oyunlaştırma yöntemini kullanarak tüm Odenseliler için bir pozitif şema geliştirdi. Öte yandan da “Bisiklet Arkadaşım” (Ta’Cyklen Danmark) adında bisiklete binme üzerine oyunlaştırılmış bir mobil uygulama ile okul çocukları arasında bisikleti teşvik ediyor. Bunun yanı sıra Odense, çarşı, alışveriş merkezi gibi alanlarda düzenli etkinliklerle yürüyüş kampanyaları yapmayı planlıyor.

Özel araç kullanımını yüzde 15 azaltmak gibi bir hedefi gerçekleştirmek içinse Odense ilk olarak kampanyaların bilinirliğini arttırmak için reklam ve iletişim çalışmalarına odaklandı. Sosyal medyadan aktif olarak faydalanmanın yanı sıra kampanya özelinde broşür, kartpostal, açık hava posterleri, tanınmış yerel dergilerde makaleler, yerel kahve dükkânlarına al-götür kahveler için özel tasarlanmış bardaklar gibi iletişimin farklı kanallarına da dokunuyor. Ödüllendirme sistemlerinde kullandıkları teşvik ise bisiklet, bisiklet kaskı, yağmurluk, şeker, sinema bileti ve aklınıza gelebilecek pek çok şey.

Ve işin aslı, “Bisiklet Arkadaşım” kampanyasını daha Ağustos 2016’da başlatmış olsalar da Eylül ayı boyunca 34 okula yaptıkları ziyaretlerin neticesinde okula anne ve babalarının arabaları yerine bisiklet ile gelen çocukların sayısında gözle görülür bir artış gözlenmiş bile.

Siz de bir parçası olabilirsiniz!

Pilot şehirler çoktan seçilmiş olsa da, ister yerel yönetim, ister özel sektör kuruluşu olsun hala EMPOWER’ın geliştirdiği çözümlerden faydalanmak mümkün. “Takipçi Şehir” kategorisi altında, ilgi duyan, benzer uygulamaları hayata geçirmek isteyen kuruluşlar EMPOWER’a başvuruda bulunarak proje kapsamında geliştirilen EMPOWER Toolkit’ten faydalanabilir, cep telefonu uygulamalarını ve içeriklerini internetten inceleyebilir. Bu sayede çalıştay/konferans, projenin sonuç ve etkileri hakkında da düzenli bilgi alma fırsatı elde edebilir. Başvurmak ve daha fazla bilgi almak için: 

WRI Türkiye Sürdürülebilir Şehirler
Stratejik İletişim Koordinatörü
Hande Küçükcoşkun Dönmez


Katkıları için Filiz’e teşekkürler.