1 Haziran 2017, Perşembe / Tunceli – II (26. gün)
Tunceli’de ikinci
günüm. Yola çıkmadığımdan rahatım. Biraz yatakta tabletten haberlere baktıktan
sonra 8 buçuk gibi yandaki salonda kahvaltıya gidiyorum. Bulunduğum odanın bir
penceresi salona bakıyor. Yani camdan da geçebilirim ama kapıyı tercih
ediyorum. Sıradan bir kahvaltı tabağı, yumurta bile yok. Çok da
önemsemediğimden verileni yedikten sonra boşalan 1no’lu odaya transfer
oluyorum, daha geniş ve iyi. Çiçek Hanım sayesinde.
Saat 10’a Ovacık
minibüsüne yer ayırtmıştım, daha erken olduğundan biraz %85 H diyen ilde dolanıyorum.
ÖE’nin arkaları, yan sokakları falan. Havana Çiçekçisi dikkatimi çekiyor.
Minibüsü beklerken bir sade (burada 5 lira) ile oyalanıyorum. Falda hiç bir şey
çıkmıyor, boşuna çabalıyorum. Şöyle bir dünya turu mesajı bekleyip duruyorum,
her gün kahve içiyorum bunun için :))
Ovacık yolu
Munzur Suyu kenarından sürmekte. 60 km’lik bir uzaklıkta ve herhalde 1 saat
sürer. Arada tırmanışlar var, yol dar, tek şerit haliyle ama minibüs uçuyor.
Yolu ezberlemiş herhalde, gözü kapalı gidiyor. Acaba bisikletliyi fark eder
miydi diye de düşünmeden edemiyorum. 12 liraya gidiyorlar. Burası Munzur Milli
Parkı, içinden geçtiğimiz. Dağlar, ağaçlar çok etkileyici. Bazıları öylesine
yüksek ki. Özel bir güvenlik önlemi görünmüyor. Bir jandarma karakolu
geçiyoruz, ciddi bir duvar dönüyor etrafında. Onun dışında her şey normal
gözükmekte. Hani aman oralara gitme diye uyarmışlardı ancak sıkıntı çıkmadı
şimdiye kadar.
Ovacık’ın kuzeyinde Munzur Dağlarının
üzerindeki Ziyaret Tepenin eteklerinden doğan ve merkez ilçede Pülümür Çayı ile
birleşerek Keban Baraj Gölüne dökülen Munzur Suyu, il sınırları içerisinde çok
uzun bir yol kat etmektedir. Çok sayıda dere ile beslenen ve yer yer derin
boğazlar içerisinde oldukça hızlı akan Munzur Suyunun Ovacık-Tunceli arasında
kalan kısmı, akarsuyu doğuran gözelerden başlayarak, vadi boyunca gerek bitki
örtüsü ve yabanıl yaşam, gerekse farklı doğa peyzajı açısından çok zengin
veriler sunmaktadır.
Araçtaki
iki genç hanımla gözelere gitmek için taksi paylaşımı ve belediye başkanı
ziyareti nedeniyle tanışıyoruz. Başkan öğleden sonra geleceğinden önce gözelere
gidelim diyoruz. Taksi 30 lira istiyor, adam başı 10’ardan. Pazarlık mazarlık
indiremiyoruz. Bunun bir de dönüşü var.
Gözelerin
yolu düz, uzaktaki dağların zirveleri karla kaplı. Bazılarının yeni yağdığını
ifade ediyor Barış Bey (şoförümüz).
Gözeler
denilen yer Munzur Suyu’nun doğduğu nokta. Dağlardan kayalardan sular
fışkırıyor. Hanım arkadaşlarla önce birer gözleme ve çayla hafif karnımızı
doyuruyoruz. Sonra etraftaki arazide dolaşıyoruz. Mum dikilip dilek tutulan bir
köşe var, ateş de yanıyor. Bir yaşlı amcadan 3 tanesi 1 liraya balmumu
mumlardan alıp biz de usule uyuyoruz. Yalnız değiliz, buralarda başkaları da
var. Ot toplayanlar, piknik yapanlar, dolananlar... Ama her yerden sular
akıyor, fışkırıyor, yürünecek yollar yapılmış. Yeni arkadaşlarım her noktada
“selfie” çekmekteler. 2 kız kardeş, yaşça küçük olan Pülümür’deki 2 yıllık
okuldan yeni mezun olmuş, diplomasını almaya gelmiş, Batmanlılar. Hoş insanlar,
konuşkan, hiç çekingen değiller, Emel ve Zozan Hanımlar. Bu da çok hoş,
kendilerine olan güvenleri. Herkesin de mutlaka İstanbul’la bir irtibatı
oluyor.
Beraberlerinde
getirdikleri meyveleri de yedikten sonra başkanla tanışmak için Ovacık’a
dönüyoruz. Onlar 14’de ben 16’daki minibüsle döneceğim.
Belediye Başkanı
Mehmet Bey samimi, dost ve cana yakın. Bize projelerini anlatıyor. Özellikle
eğitime ağırlık vermişler. Bir de buradaki insanın ürünlerini değerlendirmişler.
Satışını yapmaktalar. Çekilen hatıra fotosu sonrası ayrılıyoruz. Firuzan için
burada dikilen ve giyilen şalvardan (güzel bir desenli kumaştan) alıyorum.
Yazın çok rahat olduğunu söylüyor dükkan sahibesi.
Ovacık ilçe merkezi aynı zamanda ilin en büyük
düzlüklerinden olan Ovacık Ovasına yerleşmiştir. Kuzeyi ve güneyi Munzur Sıra
Dağlarıyla çevrili olan ova Munzur Suyu tarafından ikiye ayrılmıştır. Denizden
yüksekliği 1300 m olup, en yüksek noktası (3071 m) Ziyaret Tepesidir.
Dönüşe daha
çok vaktim var. Önce Cuba Cafe’de içilen bir filtre kahve, Havana-Cuba-Che
haliyle sosyalizmin sembolleri oluyor ve burada kullanılıyor.. Sonra ilçenin 3
otelinden alınan fiyatlar, 30’dan başlayıp 50’ye kadar çıkıyor, 1 kişi
geceleme, kahvaltısız. ÖE’ye uğrayıp oranın durumunu da soruyorum. Şimdilik bir
katı kurum tarafından kapatılmış (nedense kurumun adını özellikle vermek
istemediler). Alt kattaki odalarda WC dışarıda, ancak üsttekilerde varmış.
Burası da öğretmene 19’dan başlayıp 34’e kadar çıkıyor (WC’li). Dolanıyorum %90
H diyen Ovacık’ın sokak aralarında.
1 kişi 50-,
2 kişi 80-, O.K.
|
1 kişi 30-,
2 kişi 50-
|
1 kişi 40-,
2 kişi 80-
|
Ovacık ÖE 0428-5112543 / 5113080
Dönüşüm
başka bir arabayla aynı heyecan içinde gerçekleşiyor, uçuyorlar. Kim bilir
günde kaç kere aynı yolu arşınlıyorlar?
Munzur Suyu yatağının ve vadinin genişlediği
yerlerde doğal bitki örtüsüyle, vadinin dar ve derin olduğu yerlerde dik
yamaçlardaki ilginç kaya oluşumları ve yer yer rastlanan kanyonları ve
şelalelerle, değişik manzaralar sunmaktadır. Bu kanyonlar arasında özellikle
Halbori Gözelerinin yaklaşık 3-4 km kuzeyinde Munzur Suyuna karışan Laç
Deresinin oluşturduğu ve doğuda Pülümür Çayına kadar uzanan kanyon çok
etkileyicidir.
Tunceli’de
Sini Lokantası’na sabah uğramış ve zeytinyağlı yemekler görmüştüm. Oraya
gidiyorum ve az merci ç+az sarma+az fasulye+cacık=10-TL ile güzelce doyuyorum.
İşletme sahibi ve arkadaşlarıyla TR’nin durumu, Dersim isyanı, RTE, FETO, ABD,
Suriye, E/H gibi güncel konuları değerlendiriyoruz. Burası 3 dönemdir HDP’li
belediye tarafından yönetiliyormuş, ancak şu anda kayyum atanmış (çoğu yerde
olduğu gibi). Sorunlar her yerde benzer. Ama belli ölçüde umutlular, başka
türlü de yaşanmaz herhalde.
Dolaşırken
sokaklarda yabani mantar satıcısıyla konuşuyorum. Acaba İstanbul’a nasıl
götürebilirim, 60 lira kilosu.
Kahve Arası
denilen mekanda bir duble espresso (7,5) eşliğinde tabletten son haberleri
okuduktan sonra ÖE’ye dönmekteyim. Hava soğudu bayağı. Gündüz Tunceli’ye yağmur
da yağmış, Ovacıkta yoktu bir şey.
Peki
kimlerdir Hititler? (24)
Kaşkalar. Hititlerin başkenti
Hattuşaş’ta bulunan tabletlerden öğrenildiğine üzere Son Tunç Çağı'nda MÖ
2000-1200 arası Hitit çekirdek ülkesinin kuzeyinde yabani bir kavim olan Kaşkalar'ın
oturduğu belirtilmektedir.
Bu kavime ait günümüzde çok az bilgi bulunmaktadır. Kaşkalar ile ilgili tüm bilgiler, Hitit kaynaklarına dayanmaktadır.
Kaşkalar merkezi bir
otoriteye sahip olmamış, bağımsız boylar halinde yaşamışlardır. Bağımsız
boylar birleşik güçlü bir yağmacı topluluk oluşturup, Hitit başkenti Hattuşaş’ı
tehdit edebilecek kadar güçlenmiştir. Hitit kralları bu yağmacı boylarla
anlaşma yaptığı halde bir diğer boy anlaşmayı saymadığı için Hititler ile Kaşkalar arasında
devamlı bir savaş hali sürmüştür.
Hitit kralları özellikle güneye büyük
seferler düzenlediklerin, Kaşkalar çekirdek ülkedeki güvenlik boşluğunu
yararlanarak buradaki şehirlere yağmalayıp bölgelerine geri dönmüşlerdir. II.
Hantili döneminde Kaşkalar Hitit kutsal şehri Nerik’i işgal etmişlerdir.
Hititler Şuppiluliuma ile birlikte Kaşkalar’ı hem güç kullanarak
hem de anlaşma yaparak kontrol altında tutmayı başarmıştır. Şuppiluliuma’nın
oğlu II. Murşili döneminde Kaşkalar kabile düzeninden sıyrılıp merkezi
yönetime geçmişlerdir.
II. Murşili Kaşkaları yendi
ve Kaşka kralı Pihhuniya'yı tutsak etti. II. Murşili krallığı
boyunca Kaşkalara karşı yapılan 10 sefer kaydedilmiştir. Bu
seferler başarılı olmasına karşın, düşmanın göçebe niteliğinden ötürü
hiçbirinde kesin sonuç alınamamıştır. II. Murşili’den sonra sırasıyla tahta
çıkan Muvatalli ve III. Hattuşili’de Kaşkalar’ı bozguna
uğratmıştır. III. Hattuşili kutsal Nerik şehrini tekrar Hitit İmparatorluğu
sınırları içerisine almıştır.
Yağmacı ve savaşçı bir halk olan Kaşkalar MÖ
1200 yılında Mezopotamya’nın kuzeyindeki dağlık bölgeye çekildiler. Hitit
İmparatorluğu’nun yıkılışıyla birlikte Kaşkalar hakkındaki bilgiler de son
bulmaktadır.
Tunceli |
Tunceli |
Minibüsün penceresinden Ovacık
|
Ovacık |
Munzur
|
Emel Hanım ve Zozan Hanım ile, Munzur/Ovacık
|
Emel Hanım ve Zozan Hanım, Munzur/Ovacık |
Gözeler, Munzur Suyu’nun doğduğu nokta
|
Dağlardan kayalardan sular fışkırıyor
|
Emel Hanım, Mehmet Bey ve Zozan Hanım ile, Ovacık
|
Ovacık Bel. Bşk. Mehmet Bey ile, Ovacık
|
Ovacık |
Sini Restoran, Tunceli
|
Kahve Arası, Tunceli
|