[bisikletle]Türkiye: Güney turumun son durağı Antalya’da tanıdığım Fikri Bey ile yaptığım söyleşiden
kısa bir bölüm aktarıyorum. Kendisi halen bisiklete biniyor ve Antalya–Korkuteli
yolunu Automoto marka bisikletiyle gidip geliyor. Nereden baksanız 50 - 60
km’lik bir çıkış. 87 yaşında olduğunu düşünürsek (1929 Antalya) bu olağanüstü
bir durum.
Spora olan
düşkünlüğü küçük yaşta başlıyor Fikri Bey’in. 7 yaşındayken okulun uzaklığı
nedeniyle 15 km’yi bisikletle gidip gelmeye başlamış. Bir de rampa vardı, inat ettim, illa inmeyeceğim dedim ve sağlığıma
kavuştum. Bu şekilde bisikletle tanıştım diyor. O gün bugün bisikletten
inmiyor. Korkuteli, Serik, Burdur
taraflarına hep gidiyordum. 1961 yılında (Beden Terbiyesi) Antalya bölge müdürü, bakanla beraber Alanya’dan
geliyormuş, Manavgat’ın orada beni görmüşler. “Biz bisiklet kulübü kurduk, seni
bu yollarda görüyoruz, seni yarışa katacağız” diyerek gençlere örnek olmam için
kulübe aldılar. O günlerde 33 yaşındayım. 1965’de Antalya-Alanya, Antalya-Serik
ve Antalya-Kırkgöz birinciliklerini kazandım. Yarış tekniğini bilmeyen
gençlerin pili çabuk bitti, dereceleri ben aldım diyor.
En büyük yarışım Alanya’ydı. O zaman 170 km
idi mesafe. Nerde asfalt, asfalt bile değildi yollar. Serik’i geçtik,
Manavgat’ı geçtik, yarış bitmek üzere, yarışçı yok. Nerde bu? Manavgat’ta su içmiş,
uyumuş orada. Dürtmüşler. Baban yaşında adam yarışı bitiriyor, sen utanmıyon
mu, 17 yaşında öyle burda durmaya! Hadi bin demişler, sen diskalifiye oldun,
seni biz şimdi arabaya alacaz, bisleti bagaja koycaz, ama sakın bir oyun yapma,
sen yarıştan diskalifiye oldun. Şimdi ben onu görünce, yetişemez bu diyordum.
Pekala son kilometreleri bastım bitirdim.
Bisiklet dışında
güreş sporuna da merakı olmuş. Spor benim
hayatımın vazgeçilmezi, gençlere tek tavsiyem spor yapmaları diye ekliyor
ve ana tarafım da baba tarafım da hiç
sigara içmedi. Sigara insanlığın
büyük düşmanı diyor. Rıfat
Çalışkan, Çetin Yüce ve diğerleri hep idolleri olmuş.
Bugünlerde Korkuteli yolunu değiştirdiler, şimdi
bir yokuş yaptılar. Halbuki eski orman yolu kıvrıla kıvrıla çıkardı. Yeni yol
zorluyor, indim de 1 saat yürüdüm, ama fethettim diyor. Peki dönüş? Dönüş önemli değil, bisikleti zapt edemiyorum, uçuyor.
Benim beslenme alışkanlığım var. Hem
baharatla beraber (iş
olarak aktarlık yaptığından) ben 4
yumurta içerim, 10 yumurta içtiğim yıllar da oldu. Baharatla beraber çörek otu,
en büyük dertlere deva, tarçın, zencefil, havlıcan, zerdeçal, bunların tozunu
su tasına en küçük kaşıkla katıyom, yani kahvaltı tasına. İçine 2 yemek kaşığı
Tarım Bakanlığı pekmezi katıyom, o bi tarafta duruyor. Çayı koyuyom. Sızma
zeytinyağı, az tuzlu zeytin, 1 dilim ekmek, domates, ceviz, tuzsuz peynir.
Bunları yiyorum. En sonra baharatlı şeyi içiyom. Akşamları portakal olur,
muşmula olur, erik olur, onları yerim. Karpuz olur... diye beslenmenin
sporcu için ne denli önemli olduğunu vurguluyor.
Ailenin bir başka
sporcusu da torunu. 14 yaşında, 1,93
boyunda üçlük atıyor. Hemen milli takıma aldılar. Semih Beken, Hidayet’in
zamanında... diye konuşmamız fotoğrafların eşliğinde sürüyor.
87 yaşındaki
delikanlıyla geçirdiğim 2 saat boyunca sporun ve hayata sarılmanın önemini gözlemlediğim
gibi, bisikletin insanları, yaş farkı olmaksızın nasıl bir araya getirdiğini
bir kere daha gördüm.
Osman Yener ve
Fikri Çerçiler ile, 2016 Antalya, O.Y. evi
|
Fikri Bey’in Automoto
marka bisikleti, Fransız malı
|
Fikri Bey, tur
öncesi, 2016 Antalya
|
Fikri Çerçiler ile,
2016 Antalya, F.Ç. evi
|
1960-61 Yay
çekerken
|
1961-62 Halter
çalışırken
|
Serik yarışı 1. ve
2., 1965 Meydan Kavağı
|
Antalya-Barınaklar
etabı, 1. olarak kupa alırken, 1965 Antalya top sahası
|
Aynı kupanın Atatürk
heykeli önünde alınışı, 1., 2. ve 3. ile
|
Kupa ile bisiklet
üzerinde, 1965 Antalya
|
Aynı yarışın neticesinde
2. galip gelen ile
|
Yay ve gülle ile
ağırlık çalışması, 1965
|
Belediyenin
sporcuları tanıtım panosu önünde Serhat Çerçiler (torun) ile, 2010
|
Röportaj yapan
dergi muhabiri ile, 2010
|
Aile; baba, anne, 2
abla ve akrabalar, 1929
|
Katkıları için
Osman’a teşekkürler.
2016 yılında yaptığım “Güney” turunda Antalya’da tanışma fırsatı bulduğum, sohbet ettiğim ve bisiklet maceralarını dinlediğim Fikri Çerçiler beyefendinin 7 Temmuz’da yaşama veda ettiğini öğrendim. Renkli kişiliği ve bisiklet sevdası ile anılarımda her daim yaşamayı sürdürecek. Işıklar içinde uyusun. (09.07.2019)
İlginizi çekebilir Bisikletin İhtiyar Delikanlılarıyla Zamana Yolculuk, Fikret Albay