15 Haziran 2016

[bisikletle]Türkiye: Güney (Polatlı-Sivrihisar)

18 Mayıs 2016, Çarşamba / Polatlı – Sivrihisar, 63 km. (9. gün)

Kahvaltılık malzeme almıştım dün, ÖE’nin kafeteryasında 2 çayla karnımı doyurup 10 gibi gene yoldayım. Hava biraz kapalı, serince. Kolları taksam mı, takmasam mı? Takmadım. Ana yola çıkıp Eskişehir yönüne doğru pedallamaya başladım. 15 km kadar inişle geçecek, sonrasında çıkışlar var. 60 km gibi bir yol. Fazla zorlamamalı.

Bulutlar açılıp güneş çıkınca hava ısınıyor ama ben gene de bafı inerken geçirdim kafama. Bacaklarım üşüyor hiç olmazsa kafam sıcak olsun. Güvenlik şeridi sayesinde sıkıntısız devam ediyorum. Sadece köprü gibi geçiş noktalarında yola inmek zorundayım. Arabaların çoğu mesafeli geçiyor. Sağımda bir dere akıyor. İğde ağaçlarının kokusu burnumu okşuyor. Bu bölge Sakarya Meydan Muharebesi’nin geçtiği topraklar. Tepedeki dev Mehmetçik heykeli bunun simgesi. Şehitlikler var. Milli Park soldaki geniş alan.

Duatepe Anıtı, Polatlı

Kartaltepe Mehmetçik Anıtı, Polatlı













Halide Edip Adıvar Duatepe’ye taarruzu şöyle anlatmaktadır.
Mustafa Kemal Paşa’nın muharebeyi idare ettiği siperlere girdiğimde; “Gelin Hanımefendi, harbediyoruz, Duatepe’ye hücum ediyoruz” dedi. Biraz sonra Duatepe alınmıştı. Üstünde bir tek Türk askerinin Güneşin altında, elinde bayrakla ayakta durduğunu gördüm. İşte o an, Türk’ün makus talihinin artık değiştiğini hissettim.
    
Her yıl 13 Eylül günü savaşın yıldönümü kutlamaları Duatepe'de geniş bir katılımla icra edilir.

Sakarya Savaşı’na ve bu geniş bölgeye 
ilişkin bilgi almak için bağlantıyı tıklayın. 












Sakarya nehrinin havzasındayım. Sakarya Nehri, Kızılırmak ve Fırat nehirlerinden sonra Türkiye'nin üçüncü en uzun, Kuzeybatı Anadolu'nun ise en büyük akarsuyudur. Nehir, ismini Yunan Mitolojisindeki nehir tanrısı Sangarius'dan almaktadır. Sakarya Nehri önce İç Anadolu’ya doğru akar sonra Kızılırmak'ın tersine bir kıvrımla, kuzeye döner, Polatlı yakınlarında en büyük kollarından biri olan Porsuk Çayı'nı ve Ankara Çayı'nı alır. Geyve Boğazı'ndan geçer ve Karasu'dan akarak Karadeniz'e dökülür.

Ankara’nın bozkırında sürüyor yolum. 3 km’lik % 5’den bir tırmanış önümde. Hava da ısındı, baf fazla geldi. Rahat rahat çıkılıyor. Araçların gürültüsü kafa şişiriyor ama. Güvenlik şeridi bazı yerlerde bozuk. Dalga dalga, zıplatıyor. Neticede 10 km’lik tırmanış, ki rahatlıkla çıkıldı, sonunda 4 km’lik bir inişle bağlandı. 30 km geride kalmış, saatler 11 buçuğa geliyor. Rüzgâr çok sert değil ama karşıdan esiyor. Hava için güzel diyebiliriz.

Oğlakcı köyü, evler güzel yıkılmış, tam fotoluk. Birer kare alıyorum, bisikletten inmeden. Yolda hiç benzinci yok. Yani belki 1 veya 2 tane geçtim. Marketleri kapalı, restoran var sadece. [e] 41. km, ilk çentik gitti. Saat 11.55. Sağımda Şah Köfte’nin kocaman ilanı; “Kiloyla Köfte, WC Ücretsiz”. Hela ile müşteri mi çekmek istiyor? Niye kocaman ücretsiz olduğunu yazar ki? Yedikten sonra zorunlu hale mi geliyorsun? Çelişik bir durum!

Nihayet marketi olan bir benzinci. Neredeyse 2 buçuk saattir pedallıyorum. İce Tea (Didi, 3 TL) ile biraz kendime geldim. Biraz dinlenmece. Hava kapamaya başladı. Soğudu da. Tek tük damlalar iniyor. Kara bulutlar da tepede :(( Amaniiim...

Mihalıççık ayrımına geçtim. Rotayı değiştirmeseydim buradan iniyor olacaktım. Ama bir başka zaman o yolu gitmek istiyorum, merak! Günyüzü ayrımını da geçiyorum. İlk rotamda Mihalıççık’tan Günyüzü’ne devam edecektim. Ama şimdi değiştirdim çok şeyi. Fazla oyalanmadan Sivrihisar’ı bulmalıyım. Öğleden sonra yağış olacakmış dedi Opet’dekiler. Mermer atölyeleri var etrafta. TIR’cıların Mevlana Lokantası, sağımda. Aslında yağmurdan kaçmasam girip bir kolaçan etmek isterim. Bunların bir bildiği vardır :)) [e], geride 54 km bıraktım, 2. çentikle birlikte.

Sivrihisar’dayım. Şehir Merkezi levhalarının peşindeyim. Bulutlar epey karardı. Bir an evvel otel bulmalıyım.











Burası Nasrettin Hoca’nın doğduğu şehir. Şeritleri yeni çekilmiş bir yoldan merkeze doğru ilerliyorum. Sağda bir otel, Nasrettin Hoca Oteli. Hemen yanındaki benzincide durup oturanlara otel soruyorum. Girişte Osmanlı Otel varmış, yeni açılmış. Hemen yandaki ve ileride bir tane daha varmış. Oturan yandakini tavsiye ediyor. Ben de velespiti orada bırakıp otele gidiyorum, (Nasrettin Hoca Otel, 0222-7112424). Dik bir merdivenden çıkılıyor. Bisikleti nasıl çıkartırım düşünceleriyle resepsiyondakine oda soruyorum. Komple dolu. Bir oda gösteriyor ki hücre. Pencere mencere yok. Bir de 25 lira diyor. Botaş boru döşüyormuş, 2 oteli komple kapatmış. O nedenle yer sıkıntısı varmış. Eyvah! Osmanlı Otel’in telefonunu alıp ayrılıyorum (Osmanlı Otel, 0222-7114678).

Benzincideki bey ilgi gösteriyor. Ayak üstü çocuklarının istasyona olan ilgisizliğinden yakınıyor. Bir oğlan Amerika’daymış, zaten Amerikalı olmuş. Diğeri Eskişehir’de okuyormuş. Her ikisi de bu işi yapmak istemiyor. Kendi de sıkılmış, emekli olmam lazım artık diyor. Bana ilerideki oteli öneriyor. Yolun da tarifini veriyor. 








Otelin önündeyim, Çini Otel. Kapıda oturanlarla yol-mesafe-bisiklet üzerine laflamaca ve resepsiyondaki hanımla fiyat pazarlığı. 45’den 40’a indiriyorum :)) Fatoş Hanım konuşkan, samimi bir Sivrihisarlı. 4 yıldır burada çalışıyor, yani otelin el değiştirip yenilenmesiyle birlikte başlamış.

Oda tek yataklı. Yerleştim, duşa girip temizlendim. Eşyaları astım odanın sağına soluna. Biraz dinlenip turlamak üzere çıkıyorum. Yağmur başlamış, sağanak. Fatoş Hanım’dan alınan ödünç şemsiye ile dolanıyorum. Küçük bir yer burası. Pazar var herhalde ki insanlar elleri torbalarla dolu geçmekte.

Otel sahibi Ufuk Bey’in bir de lokantası var, Ufuk Pide Salonu. Karnımı doyuruyorum (az pilav+nohut+çoban salata+ayran=10 TL). Bu arada yağmur dinmiş. Güneş... ne de iyi geliyor. Ama ben uzun eşofmanı ve polar yeleği giydim bile. Soğuk burası gene de. Küçücük ilçenin içinde sokak aralarından dolanıyor bolca fotoğraf çekiyorum. Ulu Cami, Eski Kilise, elden geçmiş sokak ve binalar, tarihi figürler (herhalde bu heykeller bir yerlere yerleştirilecek)... Kahvede oturup bir sade (2-TL) eşliğinde etrafı kesmece. Biraz daha dolanıp otelde günün notlarını gireyim bari.

Sivrihisar, Eskişehir'in en büyük ilçesidir. Nasreddin Hoca, Yunus Emre, Aziz Mahmut Hüdai, Hızır Bey gibi çok önemli Türk büyüklerinin bu ilçeden çıktığı iddia edilmektedir. Sivrihisar 1289 tarihinde Osmanlı hakimiyeti altına girdi. Bir müddet sonra, Osman Bey Sivrihisar’la birlikte bütün Eskişehir çevresinin idaresini kardeşi Gündüz Beye vermiştir.

Hıristiyanlığın yayılışına kadar, dini inanışın temeli olan ve yeryüzündeki bütün varlıkların doğurucusu olarak bilinen ulu ana tanrıça Kibele’nin büyük tapınağı Sivrihisar sınırları içerisinde. Geçmişi MÖ 3500’lere dayanıyor. Ana Tanrıça, şehir ilkbahara girerken, büyük tapınağı ziyarete gelenlerle birlikte diz çökerek ve kollarını açarak Arayit Dağı arkasından sabahın ilk ışıklarını beklermiş. İlkbaharda bitkilerin yeni baştan canlanışı kutlanır ve vahşi musikinin kışkırtıcı ezgileri duyulurmuş.

İlçedeki en önemli eserlerden biri, şehir merkezindeki Ulu Cami. 1275 yılında Mevlana’nın müritlerinden Eminiddin-i Mikail tarafından yaptırılan yapı, Anadolu’nun en büyük ahşap direkli camilerinden. Çatısını 67 adet ağaç sütun tutuyor. Çeşitli geometrik şekillerin ahenkli bir birleşiminden oluşan minberi ise şaheser sanat eseri olarak nitelendiriliyor.
Ulu Cami’nin kuzeyine düşen ve 1327-1328 yılları arasında Melik Şah tarafından, kardeşi Sultan Şah için yaptırılan Alemşah Kümbeti, Anadolu Selçuklularından Necibiddin Mustafa’nın karısı adına yaptırdığı Hoşkadem Cami ve 1492 yılında Şeyh Baba Yusuf tarafından yaptırılan Kurşunlu Cami şehrin diğer önemli tarihi eserleri.

Sivrihisar şehirle bütünleşmiş ve ilçenin medar-ı iftiharı olan Nasreddin Hoca’nın da doğum yeri. Türk halk mizahının büyük filozofu Nasreddin Hoca, 1208’de Sivrihisar’ın Hortu Köyü’nde doğdu. Mahallenin adı 1999’da Nasreddin Hoca olarak değiştirildi. Hoca’nın evi hâlen burada varlığını sürdürüyor. İki katlı ev, belediyeden anahtarı alınarak gezilebiliniyor. Hortu Köyü Sivrihisar’a 26 kilometre uzaklıkta.










Polatlı-Oğlakçı–Sivrihisar

Tur tarihi: 18 Mayıs 2016
Kat edilen mesafe: 63,42 km.
Ortalama hız: 18,4 km/sa.
Bisiklete biniş süresi 3 sa. 26 dk., dışarıda geçen süre 4 sa. 9 dk.  
En yüksek sıcaklık 27 ˚C, en düşük 18 ˚C, ortalama 21,9 ˚C
İrtifa kazancı (çıkış) 704 m, kaybı (iniş) 470 m.
En düşük irtifa 687 m., en yüksek 1110 m.

Garmin yol bilgileri Polatlı–Sivrihisar

Tur bilgisi: Polatlı’dan (872 m) başlayan iniş 17 km boyunca 688 m’ye ulaşıyor ve sonrasında 40 km boyunca 1108 m’ye kadar çıkıyor. Sert rampası olmayan bir yol. Güvenlik şeridi var. Pek benzinci yok.

Çini Otel 0222-7113000



















Oğlakçı



















Sivrihisar    










Ulu Cami ve Alemşah Kümbeti, Sivrihisar

Alemşah Kümbeti, Sivrihisar    






Ufuk Pide Salonu, Sivrihisar























Eski Kilise, Sivrihisar




Eski Kilise, Sivrihisar












Ulu Cami içi, Sivrihisar


Alemşah Kümbeti, Sivrihisar    



































10. gün (devamı) Sivrihisar–Çifteler – 8. gün (öncesi) Ankara–Polatlı