18 Mayıs 2016, Çarşamba / Polatlı –
Sivrihisar, 63 km.
(9. gün)
Kahvaltılık
malzeme almıştım dün, ÖE’nin kafeteryasında 2 çayla karnımı doyurup 10 gibi
gene yoldayım. Hava biraz kapalı, serince. Kolları taksam mı, takmasam mı? Takmadım.
Ana yola çıkıp Eskişehir yönüne doğru pedallamaya başladım. 15 km kadar inişle geçecek,
sonrasında çıkışlar var. 60 km gibi bir yol. Fazla zorlamamalı.
Bulutlar
açılıp güneş çıkınca hava ısınıyor ama ben gene de bafı inerken geçirdim
kafama. Bacaklarım üşüyor hiç olmazsa kafam sıcak olsun. Güvenlik şeridi
sayesinde sıkıntısız devam ediyorum. Sadece köprü gibi geçiş noktalarında yola
inmek zorundayım. Arabaların çoğu mesafeli geçiyor. Sağımda bir dere akıyor.
İğde ağaçlarının kokusu burnumu okşuyor. Bu bölge Sakarya Meydan Muharebesi’nin
geçtiği topraklar. Tepedeki dev Mehmetçik heykeli bunun simgesi. Şehitlikler
var. Milli Park soldaki geniş alan.
Duatepe
Anıtı, Polatlı
|
Halide Edip Adıvar Duatepe’ye taarruzu şöyle anlatmaktadır.
Mustafa Kemal Paşa’nın muharebeyi idare ettiği
siperlere girdiğimde; “Gelin Hanımefendi, harbediyoruz, Duatepe’ye hücum ediyoruz”
dedi. Biraz sonra Duatepe alınmıştı. Üstünde bir tek Türk askerinin Güneşin
altında, elinde bayrakla ayakta durduğunu gördüm. İşte o an, Türk’ün makus
talihinin artık değiştiğini hissettim.
Her yıl 13 Eylül günü savaşın yıldönümü
kutlamaları Duatepe'de geniş bir katılımla icra edilir.
Sakarya Savaşı’na
ve bu geniş bölgeye
ilişkin bilgi almak için bağlantıyı tıklayın.
|
Sakarya nehrinin havzasındayım. Sakarya Nehri, Kızılırmak ve Fırat nehirlerinden sonra Türkiye'nin üçüncü en uzun, Kuzeybatı Anadolu'nun ise en büyük akarsuyudur. Nehir, ismini Yunan Mitolojisindeki nehir tanrısı Sangarius'dan almaktadır. Sakarya Nehri önce İç Anadolu’ya doğru akar sonra Kızılırmak'ın tersine bir kıvrımla, kuzeye döner, Polatlı yakınlarında en büyük kollarından biri olan Porsuk Çayı'nı ve Ankara Çayı'nı alır. Geyve Boğazı'ndan geçer ve Karasu'dan akarak Karadeniz'e dökülür.
Ankara’nın
bozkırında sürüyor yolum. 3 km’lik % 5’den bir tırmanış önümde. Hava da ısındı,
baf fazla geldi. Rahat rahat çıkılıyor. Araçların gürültüsü kafa şişiriyor ama.
Güvenlik şeridi bazı yerlerde bozuk. Dalga dalga, zıplatıyor. Neticede 10
km’lik tırmanış, ki rahatlıkla çıkıldı, sonunda 4 km’lik bir inişle bağlandı.
30 km geride kalmış, saatler 11 buçuğa geliyor. Rüzgâr çok sert değil ama
karşıdan esiyor. Hava için güzel diyebiliriz.
Oğlakcı köyü,
evler güzel yıkılmış, tam fotoluk. Birer kare alıyorum, bisikletten inmeden.
Yolda hiç benzinci yok. Yani belki 1 veya 2 tane geçtim. Marketleri kapalı,
restoran var sadece. [e] 41. km, ilk çentik gitti. Saat 11.55. Sağımda Şah
Köfte’nin kocaman ilanı; “Kiloyla Köfte, WC Ücretsiz”. Hela ile müşteri mi
çekmek istiyor? Niye kocaman ücretsiz olduğunu yazar ki? Yedikten sonra zorunlu
hale mi geliyorsun? Çelişik bir durum!
Nihayet
marketi olan bir benzinci. Neredeyse 2 buçuk saattir pedallıyorum. İce Tea (Didi,
3 TL) ile biraz kendime geldim. Biraz dinlenmece. Hava kapamaya başladı.
Soğudu da. Tek tük damlalar iniyor. Kara bulutlar da tepede :(( Amaniiim...
Mihalıççık
ayrımına geçtim. Rotayı değiştirmeseydim buradan iniyor olacaktım. Ama bir
başka zaman o yolu gitmek istiyorum, merak! Günyüzü ayrımını da geçiyorum. İlk
rotamda Mihalıççık’tan Günyüzü’ne devam edecektim. Ama şimdi değiştirdim çok
şeyi. Fazla oyalanmadan Sivrihisar’ı bulmalıyım. Öğleden sonra yağış olacakmış dedi
Opet’dekiler. Mermer atölyeleri var etrafta. TIR’cıların Mevlana Lokantası,
sağımda. Aslında yağmurdan kaçmasam girip bir kolaçan etmek isterim. Bunların
bir bildiği vardır :)) [e], geride 54 km bıraktım, 2. çentikle birlikte.
Sivrihisar’dayım.
Şehir Merkezi levhalarının peşindeyim. Bulutlar epey karardı. Bir an evvel otel
bulmalıyım.
Burası
Nasrettin Hoca’nın doğduğu şehir. Şeritleri yeni çekilmiş bir yoldan merkeze
doğru ilerliyorum. Sağda bir otel, Nasrettin Hoca Oteli. Hemen yanındaki
benzincide durup oturanlara otel soruyorum. Girişte Osmanlı Otel varmış, yeni
açılmış. Hemen yandaki ve ileride bir tane daha varmış. Oturan yandakini
tavsiye ediyor. Ben de velespiti orada bırakıp otele gidiyorum, (Nasrettin Hoca
Otel, 0222-7112424). Dik bir merdivenden çıkılıyor. Bisikleti nasıl çıkartırım
düşünceleriyle resepsiyondakine oda soruyorum. Komple dolu. Bir oda gösteriyor
ki hücre. Pencere mencere yok. Bir de 25 lira diyor. Botaş boru döşüyormuş, 2
oteli komple kapatmış. O nedenle yer sıkıntısı varmış. Eyvah! Osmanlı Otel’in
telefonunu alıp ayrılıyorum (Osmanlı Otel, 0222-7114678).
Benzincideki
bey ilgi gösteriyor. Ayak üstü çocuklarının istasyona olan ilgisizliğinden
yakınıyor. Bir oğlan Amerika’daymış, zaten Amerikalı olmuş. Diğeri Eskişehir’de
okuyormuş. Her ikisi de bu işi yapmak istemiyor. Kendi de sıkılmış, emekli olmam
lazım artık diyor. Bana ilerideki oteli öneriyor. Yolun da tarifini veriyor.
Otelin
önündeyim, Çini Otel. Kapıda oturanlarla yol-mesafe-bisiklet üzerine laflamaca
ve resepsiyondaki hanımla fiyat pazarlığı. 45’den 40’a indiriyorum :)) Fatoş Hanım
konuşkan, samimi bir Sivrihisarlı. 4 yıldır burada çalışıyor, yani otelin el
değiştirip yenilenmesiyle birlikte başlamış.
Oda tek
yataklı. Yerleştim, duşa girip temizlendim. Eşyaları astım odanın sağına
soluna. Biraz dinlenip turlamak üzere çıkıyorum. Yağmur başlamış, sağanak.
Fatoş Hanım’dan alınan ödünç şemsiye ile dolanıyorum. Küçük bir yer burası.
Pazar var herhalde ki insanlar elleri torbalarla dolu geçmekte.
Otel sahibi
Ufuk Bey’in bir de lokantası var, Ufuk Pide Salonu. Karnımı doyuruyorum (az
pilav+nohut+çoban salata+ayran=10 TL). Bu arada yağmur dinmiş. Güneş... ne de
iyi geliyor. Ama ben uzun eşofmanı ve polar yeleği giydim bile. Soğuk burası
gene de. Küçücük ilçenin içinde sokak aralarından dolanıyor bolca fotoğraf
çekiyorum. Ulu Cami, Eski Kilise, elden geçmiş sokak ve binalar, tarihi
figürler (herhalde bu heykeller bir yerlere yerleştirilecek)... Kahvede oturup
bir sade (2-TL) eşliğinde etrafı kesmece. Biraz daha dolanıp otelde günün
notlarını gireyim bari.
Sivrihisar,
Eskişehir'in en büyük ilçesidir. Nasreddin Hoca, Yunus Emre, Aziz Mahmut Hüdai,
Hızır Bey gibi çok önemli Türk büyüklerinin bu ilçeden çıktığı iddia
edilmektedir. Sivrihisar 1289 tarihinde Osmanlı hakimiyeti altına girdi. Bir
müddet sonra, Osman Bey Sivrihisar’la birlikte bütün Eskişehir çevresinin
idaresini kardeşi Gündüz Beye vermiştir.
Hıristiyanlığın yayılışına kadar, dini
inanışın temeli olan ve yeryüzündeki bütün varlıkların doğurucusu olarak
bilinen ulu ana tanrıça Kibele’nin büyük tapınağı Sivrihisar sınırları
içerisinde. Geçmişi MÖ 3500’lere dayanıyor. Ana Tanrıça, şehir ilkbahara
girerken, büyük tapınağı ziyarete gelenlerle birlikte diz çökerek ve kollarını
açarak Arayit Dağı arkasından sabahın ilk ışıklarını beklermiş. İlkbaharda
bitkilerin yeni baştan canlanışı kutlanır ve vahşi musikinin kışkırtıcı
ezgileri duyulurmuş.
İlçedeki en önemli eserlerden biri, şehir
merkezindeki Ulu Cami. 1275 yılında Mevlana’nın müritlerinden Eminiddin-i
Mikail tarafından yaptırılan yapı, Anadolu’nun en büyük ahşap direkli
camilerinden. Çatısını 67 adet ağaç sütun tutuyor. Çeşitli geometrik şekillerin
ahenkli bir birleşiminden oluşan minberi ise şaheser sanat eseri olarak nitelendiriliyor.
Ulu Cami’nin kuzeyine düşen ve 1327-1328
yılları arasında Melik Şah tarafından, kardeşi Sultan Şah için yaptırılan
Alemşah Kümbeti, Anadolu Selçuklularından Necibiddin Mustafa’nın karısı adına
yaptırdığı Hoşkadem Cami ve 1492 yılında Şeyh Baba Yusuf tarafından yaptırılan
Kurşunlu Cami şehrin diğer önemli tarihi eserleri.
Sivrihisar şehirle bütünleşmiş ve ilçenin
medar-ı iftiharı olan Nasreddin Hoca’nın da doğum yeri. Türk halk mizahının
büyük filozofu Nasreddin Hoca, 1208’de Sivrihisar’ın Hortu Köyü’nde doğdu.
Mahallenin adı 1999’da Nasreddin Hoca olarak değiştirildi. Hoca’nın evi hâlen
burada varlığını sürdürüyor. İki katlı ev, belediyeden anahtarı alınarak
gezilebiliniyor. Hortu Köyü Sivrihisar’a 26 kilometre uzaklıkta.
Polatlı-Oğlakçı–Sivrihisar
Tur tarihi:
18 Mayıs 2016
Kat edilen
mesafe: 63,42 km.
Ortalama
hız: 18,4 km/sa.
Bisiklete
biniş süresi 3 sa. 26 dk., dışarıda geçen süre 4 sa. 9 dk.
En yüksek
sıcaklık 27 ˚C, en düşük 18 ˚C, ortalama 21,9 ˚C
İrtifa kazancı
(çıkış) 704 m, kaybı (iniş) 470 m.
En düşük
irtifa 687 m., en yüksek 1110 m.
Garmin yol
bilgileri Polatlı–Sivrihisar
Tur bilgisi:
Polatlı’dan (872 m) başlayan iniş 17 km boyunca 688 m’ye ulaşıyor ve sonrasında
40 km boyunca 1108 m’ye kadar çıkıyor. Sert rampası olmayan bir yol. Güvenlik
şeridi var. Pek benzinci yok.
Çini Otel
0222-7113000
Oğlakçı
|
Sivrihisar |
Ulu Cami ve
Alemşah Kümbeti, Sivrihisar
|
Alemşah Kümbeti, Sivrihisar |
Ufuk Pide
Salonu, Sivrihisar
|
Eski Kilise,
Sivrihisar
|
Eski Kilise,
Sivrihisar
|
Ulu Cami içi,
Sivrihisar
|
Alemşah Kümbeti, Sivrihisar |
10. gün
(devamı) Sivrihisar–Çifteler – 8. gün (öncesi) Ankara–Polatlı