29 Mayıs 2018

[bisikletle]Türkiye: Lidyalıların İzinde (Fethiye III)

28 Mayıs 2018, Pazartesi / Fethiye III (30. gün)

Ev ahalisinin uyandığını fark ettiğimde ben de kalkıyorum. Gerçi erken uyanıyorum ama gene yatınca 9’a kadar uyumuşum. 

Kahvaltı sofrasında Uzak Doğu bisiklet turu nasıl olur önerisi geliyor Figen’den. Paramı oraya harcamak istemiyorum diyorum. Ancak TR içine yeter. Uçaklara bin in, onun hazırlığı falan, bir de Firu gelemeyecektir, ne edeyim onsuz orada, pek de çekmiyor beni doğrusu. 

Haşlanmış mısırları yanımıza alarak 21 kilometre uzaktaki Kadyanda Antik Kentin girişinde arabayı bırakıyor, yürüme parkurunda tırmanıyoruz. Kara bulutlar tepemize doğru gelmekte. Bakalım ne zaman indirecek? Ozan yoruldu, yarı yoldan geri dönüyor. Figen’le ben devam ediyoruz. Kuşbakışı olarak Fethiye’yi görebilen Kadyanda (Cadianda), çok eski kalıntılarıyla günümüze kadar gelen, Likya Federe Birliğine en son katılan kent. Bir kısmı Helenistik Döneme, bir kısmı da Roma Dönemi’ne ait olan yapılar; tiyatro, hamam, toprak altı sarnıç, koşu pisti, şehir duvarları gibi işçiliği kaliteli olan eserlerden oluşuyor. Bu kadar çok kalıntının bir arada bulunması ve şehrin surlarla çevrili olması, zamanında ne kadar büyük bir kent olduğunu gösteriyor. Burası Ben-Hur ve Gladyatör gibi destanların ana vatanı. Antik Roma deyince hayalimizde efsaneler ve mitler canlanır. Altından yapılmış zırh giyen erkekler savaş arabası sürer, imparatorlar kanepelerinde arkalarına yaslanmış otururken üzümlerle beslenirler... Ancak filmlerde gördüğümüz bu sahnelerin gerçek hayatta olmadığı anlatılıyor. Modern sağlık hizmetlerinin ve tıbbın bulunmadığı zamanlarda normal bir günün sonunda hayatta kalmak oldukça zor bir görev, ve tahmin edebileceğimizden çok daha mide bulandırıcı. İnsanların ağızlarını idrarla çalkalamaları, gladyatör kanının ilaç olarak kullanılması, yemeye devam edebilmek için kusmaları, kullanılmış tuvalet süngerlerinin başkalarıyla paylaşılması gibi pek çok, bugün bize tuhaf gözüken uygulamalar içinde bir yaşam.

Yağmur teğet geçiyor. Islanmaktan kurtuluyoruz. Merkeze inip Fethiye Müzesi’ni geziyoruz. Giriş ücretsiz. Ozan buraya da gelmiyor. Uykum var diyerek kahve içmeye gidiyor. Küçük bir müze. Antik Çağdan Bizans Dönemine kadar tarihlenen çok sayıda antik eserler, heykeller, seramik, cam ve metal objeler görülebiliyor. Güzel parçalar var.

Fethiye Arkeoloji Müzesi: Antik Likya Bölgesi’nin en batısındaki kenti Telmessos’un üzerinde kurulmuş olan ve Teke Yarımadası’nın liman kenti olan Fethiye’deki ilk müze 1962 yılında oluşturulmaya başlanmıştır. 1987 yılından bu yana şimdiki yerinde olarak hizmet veren müzemizde sergilenen eserler arkeoloji seksiyonu, Tlos ve Kaunos Antik Kentleri’nden gelen eserler seksiyonu ve bahçe teşhirinden oluşmaktadır. Arkeoloji bölümlerindeki eserler MÖ 3. binden başlayarak Bizans Dönemi sonunda kadar tarihlenen heykel, heykel başları, seramik, cam, metal ve sikkelerin oluşturduğu eser gruplarından oluşmaktadır. Arkeoloji salonunda ayrıca bölge tarihi ve bölge kültürü hakkında önemli bilgiler sunan yazıtlarda bulunmaktadır. Bu yazıtlardan en önemlisi bölgenin Klasik Dönemde’ki halkının dili olan Likçenin çözümlenerek okunmasında önemli rol oynayan Üç Dilli yazıt da yer almaktadır.

Starbucks’a gitmeden İtalyan dondurmacısından Figen’le birer top tadıyoruz. Çok lezzetli. Sonra bir doppio espresso ile ben de biraz enerji kazanıyorum. Ve Fethiye’nin tersane tarafına gidip diğer ucuna göz attıktan sonra eve dönüyoruz.

Akşam yemeği (dolmalar, tahinli piyaz, salata) sonrası TV’de, ABD’li bir buz patencisinin öyküsünü anlatan filmi (İ Toyga) ilgiyle izliyoruz, kekik çayı eşliğinde.
Sisifos
  
Gelelim keskin zekâsıyla tanrıları bile dize getirmiş olan kral Sisifos hikayesinin sonuna: Sisifos uzun yıllar kaçarak gizli kalmayı başarsa da gün geçtikçe yaşlanan Sisifos'u sonunda bulan Thanatos, bir kez daha canını alır ve Sisifos yeniden Hades'in huzuruna çıkartılır. Hades yıllar boyunca hep bu günü beklemiş ve vereceği cezayı düşünmüştü. Bu yüzden karar vermesi hiç de zor olmaz. Sisifos yuvarlak bir kayayı Tartarus'daki dağın zirvesine kadar çıkarmakla yükümlü tutar. Bu kolay bir iş gibi gözükse de, kaya, dağın tepesine yaklaştıkça ağırlaşıp, tam zirvede Sisifos'un gücünün bitmesiyle dağdan aşağı yuvarlanıyordu. Sisifos, böylece ömür boyu sürecek sonsuz bir cezaya çarptırılmış olur.

Ozan ve Figen’in...

... kahvaltı sofrası beni bekliyor.

Kadyanda...

... çok eski kalıntılarıyla günümüze kadar gelen, Likya
 Federe Birliğine en son katılan kent.

Likçe kitabelerde ismi Kadawanti olarak okunan Kadyanda'nın
 ismindeki –nd takısı nedeniyle, kuruluş tarihinin 
MÖ 3. binlere indiği söylenebilir. 

Ancak antik kentten günümüze ulasan yüzeydeki en
 eski kalıntılar MÖ 5. yy.dan daha eskiye gitmez.


Ozan yoruldu, yarı yoldan geri dönüyor. Figen’le
 ben devam ediyoruz.

Anıt Mezar (Roma D.)



Karşı tepede kazma faaliyetleri sürmekte L


Fethiye uzaklarda kaldı.


Özel bir yapım tekniği olan Kiklop duvarı: çok büyük
 taşlarla yapılmış harçsız duvar.

Kiklop: yüzünün ortasında tek gözü olan devlerdir
 kikloplar. İnsan eti yerler, az akıllı ve çok
 güçlü, bir o kadar da zalimdirler. 

Koşu Pisti (Roma D.)

Kazılarda ele geçen birçok yazıtta, Kadyanda’da düzenlenen
 atletizm şenliklerinden bahsedilmektedir. Stadyum
 çevresinde bulunan, başarılı atletlere ait oldukları sanılan
 heykel altlıkları da bu fikri doğrulamaktadır.

Roma Döneminde de onarım görerek kullanılmış
 Helenistik Dönem tiyatrosu.


Roma İmp. Hadrianus (117-138) / Roma İmp. Antonius Pius (138-161),
 Fethiye Müzesi

Kylix, Klasik D. / Krater, Geometrik D.

Aphrodite Heykelciği,
 Helenistik D.

Oyuncak Bebekler, Helenistik D.

Laginos, Roma D. / Amphora, Arkaik D.

Mozaik; Antik çağın önemli dini merkezlerinden biri olan Letoon
 ören yeri Leto kutsal alanındaki Apollon tapınağında taban
 süslemesi olarak yapılmıştır. Ortasındaki güneş motifi ışık
 ülkesi Likya’yı, sağdaki Lyra betimlemesi tanrı
 Apollon’u, soldaki ok sadağı ve yay ise tanrıça 
Artemis’i sembolize etmektedir.

Bronz Heykel Başı, Roma D.

Sürahi, Roma D. / Tek Kulplu Tencere, Roma D.

Letoon Üç Dilli Yazıt; Likçe 41 satır, Grekçe 35 satır,
 Aramice 27 satırdır. MÖ 338.


Buralarda inşaat işine de mi girdiniz? J






































(devamı) 31. gün Fethiye IV - (öncesi) 28. gün Dalyan–Fethiye



[bisikletle]Türkiye: Lidyalıların İzinde

Mudanya–Görükle = 43,09 km






Akhisar–Manisa = 51,81 km

Manisa–Salihli = 76,51 km

Salihli–Kula = 48,22 km

Kula–Uşak = 76,59 km

Uşak–Eşme = 67,73 km

Eşme–Buldan = 75,10 km

Buldan–Nazilli = 84,89 km

Nazilli–Aydın = 47,20 km

Aydın–Bozdoğan = 72,83 km

Bozdoğan-Yatağan = 57,03 km

Yatağan–Muğla = 32,63 km


Çıtlık–Dalyan = 59,50 km

Dalyan–Fethiye = 63,62 km

Fethiye–Gelemiş = 81,12 km

Gelemiş–Kaş = 52,43 km

Kaş–Demre = 67,61 km

Demre–Karaöz = 59,64 km

Karaöz–Tekirova = 47,55 km

Tekirova–Antalya = 53,37 km