26 Mayıs 2018

[bisikletle]Türkiye: Lidyalıların İzinde (Dalyan II)

25 Mayıs 2018, Cuma / Dalyan II (27. gün)

Güzel bir uyku çektikten sonra 9’a doğru kalkıyorum. Aytekin çoktan işe gitmiş. Latife odasında olmalı. Anneanne verandada oturuyor. Evleri çok keyifli. 3+1. Her odada banyo var. Bu da büyük bir rahatlık. Özellikle kalan için. Neredeyse bir pansiyon gibi. 

Latife mükemmel bir kahvaltı sofrası kuruyor. Birlikte hem sohbet ediyor hem kahvaltımızı yapıyoruz. Bugün buradaki 2’nci günüm. Odada bilgisayarla yapılması gereken işlerimi tamamlıyorum. Bu ay sonu emlak vergisi ödenmeli. Onun hazırlığını yaptım. Sonra fotolar ve gezi notlarını aktardım. Zaman çabuk geçti.  Öğle yemeği istemem diyorum ama nefis bir ıspanaklı börek var. Küçük bir parça olsun peki. Ama öyle lezzetli ki ikinci bir parça daha indiriyorum mideye. Arkasından karpuz. Yetmedi mi oğlum? İyi ki istemem demişsin JSaat 3 gibi yağmur geliyor. Önce hafif ama sonra daha kuvvetli. Dalyan merkeze inmeyi düşünüyordum. Onlar tam Ortaca-Dalyan ortasında oturuyorlar. Her iki yöne de 5 kilometre uzaklıkta. Yağmurun dinmesini bekliyorum ama durmuyor. Latife arabayı al git diyor. Dönüşte Aytekin’le beraber gelirsiniz fikri kafama yatıyor ve Corsa ile merkeze iniyorum. Yeni arabalar çok keyifli, geri vitese takınca kamerada arkanı görüyorsun. Tarif üzerine Aytekin’in çalıştığı ofisi bulmakta zorlanmıyorum.

Ve Dalyan’da turlamaca-fotograflamaca-eşe dosta yollamaca. İngilizler gelmişler bile şimdiden. Alış veriş yapan, bisiklete binen, yollarda yürüyen, Pub’larda bira içenler, dolu ortalık. Sağ tarafa doğru yürümekteyim. Çok güzelmiş burası. Göl kıyısı boyunca giden yürüme yolu, Sevgi Yolu deniliyor. Anlaşılan buralarda çokça Sevgi Yolu olarak adlandırılmış yollar var. Kiralık evler, oteller, SPA’lar, Pub’lar, lokantalar yol boyunca. Çok sakin bu bölge, sessiz, kuş sesleri, arada geçen deniz motorları. Yağan yağmurdan ortaya çıkmış salyangozlar, tek tük oturan müşteriler... Firuzan arıyor, uzunca konuşuyoruz. Ben ona geziden o bana İstanbul’dan haberler aktarıyor. 
Köyceğiz Gölü
  
Köyceğiz Gölü tektonik bir çukurluğun sularla dolması ve Dalaman Çayının getirdiği alüvyonlarla oluşmuş bir alüvyal set gölüdür. Türkiye'nin 16. büyük gölüdür. Suları tatlıdır. Dalyan Boğazı ile Akdeniz'e bağlanır. Bu tür göllere yani denizle doğal bir kanal vasıtası ile birleşen göllere ayaklı göl adı verilir. Dünyada bu tür göllerin sayısı Köyceğiz Gölü'yle beraber sadece yedi tanedir. Yani dünyadaki doğa harikası yedi ayaklı gölden birisi de Köyceğiz Gölü'dür. Boğazın ucunda Sülüngür adlı, tatlı-tuzlu su karışımı küçük bir lagün gölü daha var. Bu göl kefallerin yumurtlama yeri. Göldeki küçük adaya yörede Hapishane Adası deniyor. Ada tarihte askeri amaçlarla kullanılmış, sonra hapishane yapılmış. Cenevizlilerden kalma kalenin kalıntıları görülebiliyor. Yörede Aşık Adası da deniyor. Dalyan kanalında motorlarla turist gezdirilir. Ancak, yoğun turist trafiği, motor gürültüleri, oluşan dalgalar, sazlıklarda yuva yapan kuşların rahatını kaçırmakta ve faunistik ortam (habitat) zarar görmektedir. Motorların atık ve artıkları, turistlerin bıraktığı çöpler de önemli kirleticilerdir.

Tarihiyle, doğasıyla, kaplumbağalarıyla, şifalı sularıyla, deniziyle çok güzel bir beldemiz Dalyan. Bisikletle dolaşmak için de ideal bir coğrafya. Buraya ilk gelişim 1975’de Gülnar ile. Aytekin’le de o zamandan beri tanışırız. 

Şimdi ters yönde yürümekteyim. Uzakta kaya mezarları Dalyan’ı süslemekte. Bu bölge daha kalabalık, hareketli. Belediyenin çay evinde içilen bir sade (4-) ile kral mezarlarına doğru dalıyorum tarihin içine... Antik Çağ'da ticari açıdan önemli bir liman kenti olarak biliniyor Kaunos. Zamanla denizin alüvyonlarla dolmasıyla liman özelliğini kaybetmiştir. Coğrafyacı Strabon da Kaunos’ta tersane ve ağzı kapanabilen bir limanının bulunduğunu yazıyor. Kenti Miletos'un oğlu Kaunos kurmuş. Kaya mezarları ise MÖ 4. yüzyılda yapılmış, daha sonraları Roma Dönemi'nde de kullanılmıştır. 
Byblis
  
Bir de efsanesi vardır buranın anlatılan. Efsaneye göre; Apollon'un oğlu olan Karya Kralı Miletos'un biri erkek biri kız olmak üzere ikiz çocukları dünyaya gelir. Erkek olana Kaunos, kız olana Byblis adı verilir. İkizler birbirini çok sever. Byblis'in erkek kardeşine olan sevgisi o kadar büyüktür ki, onu biran görmese huzuru kaçar. Byblis'in bu sevgisi artık kardeş sevgisini asmaya başlamıştır. Bir gün Byblis dayanamaz, kardeşine bir mektup yazar ve sevgisini açıklar. Bu durumu öğrenen Kaunos çok üzülür ve utanç duyar, en çıkar yolun kenti terk etmek olduğuna karar verir ve yandaşlarından bir grup ile beraber, bugün kalıntılarını gördüğümüz Kaunos kentinin bulunduğu yere gelir. Burada bir kent kurarak kente kendi adını verir. Byblis ise bir daha ikiz kardeşini görememenin üzüntüsü ile çılgına döner, onu aramak için dağlara doğru koşar, gözyaşları sel gibidir. Kardeşini bulamayacağını anlayan Byblis, hayatına son vermek ister ve yüksek bir kayanın üzerinden kendini boşluğa bırakır. Nympler (Mitolojik Su Kaynağı Tanrıçaları) ona acır ve Byblis'i bir pınara dönüştürürler. Derler ki, Calbis Nehri (şimdiki Dalaman Çayı) Byblis'in gözyaşlarından oluşmaktadır.

Saat 6’yı geçti. Aytekin 7 buçuk gibi çıkıyorum diyordu. Dalyan içinde dolaşarak, Migros’tan alınan bir soda, sokak aralarına bakarak, gelip geçen bisikletlilere gülümseyerek, İngilizlerle selamlaşarak oyalanmaktayım. Ardından Aytekin’in ofisinde biraz WA vs. üzerine bilgi alış verişi ve eve dönüş. 8.20 oruç açanlar için iftar saati. Latife ve anneanne müthiş bir sofra kurmuşlar. En sevdiğim yemek mücver var. Daha sonra kahve eşliğinde TV’ye bakarak, günün siyasi olaylarını değerlendirerek geçiyor.

12 olmadan odama çekiliyorum. Biraz tabletten dergi-haber okumaca ve uykuya geçiş. Yarın yola çıkmayı düşünüyorum. Eşyalarımı az da olsa toparladım.

Dalyan’da turlamaca-fotoğraflamaca-eşe dosta yollamaca. 

İngilizler gelmişler bile şimdiden. Alış veriş yapan, bisiklete binen,
 yollarda yürüyen, Pub’larda bira içenler, dolu ortalık.


Demek pansiyon işine de girdin J

Dalyan Boğazı

Teknelerle yapılan yolculuk ile İztuzu Plajına gidilebilir. 

Çok sakin bu bölge, sessiz, kuş sesleri, arada geçen
 deniz motorları. Yağan yağmurdan ortaya çıkmış
 salyangozlar, tek tük oturan müşteriler...

Aklında kalan ve kafanı meşgul eden konu olumlu sonuçlanacak.

Deniz kaplumbağaları anısına.

2500 yıllık Kaya mezarları.

Aytekin, Latife ve anneanne ile.
































































































































(devamı) 28. gün Dalyan–Fethiye - (öncesi) 25. gün Çıtlık II



[bisikletle]Türkiye: Lidyalıların İzinde

Mudanya–Görükle = 43,09 km






Akhisar–Manisa = 51,81 km

Manisa–Salihli = 76,51 km

Salihli–Kula = 48,22 km

Kula–Uşak = 76,59 km

Uşak–Eşme = 67,73 km

Eşme–Buldan = 75,10 km

Buldan–Nazilli = 84,89 km

Nazilli–Aydın = 47,20 km

Aydın–Bozdoğan = 72,83 km

Bozdoğan-Yatağan = 57,03 km

Yatağan–Muğla = 32,63 km


Çıtlık–Dalyan = 59,50 km

Dalyan–Fethiye = 63,62 km

Fethiye–Gelemiş = 81,12 km

Gelemiş–Kaş = 52,43 km

Kaş–Demre = 67,61 km

Demre–Karaöz = 59,64 km

Karaöz–Tekirova = 47,55 km

Tekirova–Antalya = 53,37 km