10 Ağustos 2018

[bisikletle]Türkiye: Kommagene Krallığı (Kahramanmaraş-Başkonuş Yaylası)

8 Ağustos 2018, Çarşamba / Kahramanmaraş – Başkonuş Yaylası, 51 km. (32. gün)

Yola çıkma günü. Perdeyi örtmedim, erken uyanayım hazırlanayım diye. Bisikleti kazan dairesinden çıkartmış, yüklemiş, girişte hazır etmiş vaziyette 7’de kahvaltı salonuna ilk giren benim. Daha kimsenin dokunmadığı malzemelerden kendime güzel bir tabak hazırladım. Karpuz olmasına çok seviniyorum.

7.35, ÖE’den ayrılışım. Ters yönden, yokuş aşağı kavşağa doğru iniyorum. Günün trafiği bana doğru akmakta. Kayseri yoluna girmem lazım. İki sorguyla, biraz sol, biraz yokuş aşağı, benzinciden sağ ve devam. Doğru yoldayım. Yönüm batı. Yol düz, ama öyle bir karşı rüzgar var ki sormayın. Yani sanki rampa çıkar gibi. Dün şehir içinde güzeldi de burada olmadı şimdi bu. Bayağı yoruyor. Sağındayım yolun, güvenlik şeridinde. Dal-çık dedikleri girişlere girmiyor üstten geçiyorum. Aslında böylesi daha rahat. O dal-çık’lar bir kabus. Hızlı gidiyorlar, adamı rahatsız ediyor sesleri falan. 

Hava açık, ağustostayız zaten. Bugün 50 kilometrelik bir yolum var, Başkonuş Yaylası. 1300 metrelerde, yani 900 metre kadar yükseleceğim.

Ceyhan nehrinin üzerinden geçtim. Köprünün asfaltı dalga dalga olmuş. Antalya’da böyle bir asfalta hızla girip uçmuştum. Şimdi bu nedenle çok temkinliyim. Sağımda yol kenarına dizili tezgahlarda şoklanmış dondurma satılıyor. [e] 18,2 km/08.44/%20 harcandı. Daha Kayseri yolundan ayrılmadım. 468 metre rakım burası. Çok yolum var 1300’e.Tek şeride düştük. Tamirat var. Araba gelmediğinde şeritten gidiyorum ama kamyonlar falan öyle yakın geçiyorlar ki tamiratı yapılan yola inmekten başka çare kalmıyor. Orası da bazen dangıl dungul. Hele de şu geçen kamyon tozu öyle bir kaldırdı ki, göz gözü görmüyor. Yuh çekiyorum ama fayda etmiyor. Durup beklemekten başka çözüm yok.

Amma sürdü bu tamirat, 4-5 kilometredir devam ediyor. Bu kadar uzun yol bırakılır mı? Çalışan da yok. Yani Karayolları iyi diyordum ama bazen de çok kötü oluyorlar. [e] 23,8 km/09.06/%40 harcandı. 649 metredeyim. Bu yol çok fena. Turun başından beri böylesine berbat bir yolla karşılaşmadım. Trafiği yoğun, geçenler yakın geçmekte. Yolun durumu içler acısı. Kenarları dalga dalga olmuş. Mecburen az içerden gitmen lazım. Güvenlik şeridi yok. Şimdi bir de tırmanış başladı. Kurtulsam şuradan! Bir kaosun içindeyim.

Sağda bir kavun satıcısı. “Bir dilim tattırsana.” — “Buyur abi.” Mis, bal gibi. Minik bir tanesini 1,5 liraya kestiriyor yarıdan fazlasını götürüyorum. Bu işi Maraş’a gelirken yapmak istemiştim ancak aklıma geç geldiydi. 

Ve biraz daha tırmanıp vardığım tepe noktası Kürtül. Sanki kurtul demek istemişler, benim için. Su+soda, ellerimi de yıkayıp fazla oyalanmadan devam. Yokuş sonunda da Andırın sapağı gözüküyor. Nihayet kurtulacağım bu hengameden.

28,8’inci kilometrede bu rezil ve berbat yoldan ayrıldım. Şimdiki yol daha iyi. Gerçi öyle bomboşlardan değil. Trafiği var, ancak peş peşe gelmiyorlar. Andırın için 55 kilometre yazıyor. Bu durumda bana da daha 35 kilometre yol gözüküyor. Orman başlıyor, etraf çam ağaçlarıyla kaplanıyor. Çok keyifli bir yer oldu çevrem. Yükselmeye başlıyorum. Gözüm rakım ölçerde. 1300’ü görmem lazım. [e] 39,2 km/10.09/%60 harcandı. 477 metredeyim. 12 kilometre yolum kaldı.

Sağda manav-kahve karışımı bir yer. Çayın demlenmesine 15 dakika varmış. O kadar vaktim yok, devam. Az sonra bir başkası geliyor. Onda hiç çay yokmuş, halbuki oturana gözümün önünde getirdiler. Yoksa çay hayali mi görüyorum?!

Sır Baraj Gölü kollarının etrafını dönmekteyim. Güzelce tırmanılıyor, %8-9 ile. 10 oluyor, dönemeçlerde 13-14. Karşı şeride geçip ancak çıkılıyor. 615 metreye geldim. Normal yetmediğinde High ile aşmaktayım. Tabii tüketim bol oluyor, tek çentik kaldı bataryada. Saat 10.20. Barajın suları altımda, devam tırmanmaya.

Ve 43,5 kilometrede batarya bitiyor. Sağda bir düzlük, ikincisini takmak için uygun yer. Saat 10.25 ve ancak 673 metreye gelebildim. Çok tırmanmam lazım daha. Haydi oğlum, devam. 

Solumda bir sulama göleti. Güzel bir manzara. Minik bir su. Yüzmeyin, piknik yapamayın uyarı yazıları konulmuş. Köye geldim herhalde, sağlı sollu tezgahlar başladı. Soğan, incir, domates satılmakta. Biri semaver de koyup çay demlemiş. En sonundakine yanaşıyorum. Yaşlı amca yanına çağırıyor. Tanışıyoruz. Merak tabii: “Bununla mı gidecen İstanbul’a?” Askerliğini Çanakkale’de yapmış. İstanbul’a da gelmiş. Torunu Mehmet Ali, mataramın suyunu dolduruyor. Ama amcam “Esas su az yukarıda, sen geçerken oradan doldur.” diye tavsiyede bulunuyor. Tezgahtaki incirlerle dolu bir kap önüme konuldu. Üç tanesini yiyorum. Aç gözlü gibi davranmak istemediğimden. Lezzetliler, olgunlar, yarılmışlar. Löp diye ağzına at.

Sohbete son vermek zorundayım, rehavete girmeyeyim. Daha önümde 400 metrelik irtifa var. Veda ediyorum. Ve tırmanmaya devam. Bekirli köyü burası, şimdi levhasını gördüm. Çeşmeye de geldim. Evet, haklı amcam, bu su muhteşem bir tatta. Hemen tazeliyorum matarayı. 

[e] 47,7 km/11.14/%20 harcandı-2. 901 metredeyim, 6 kilometrem kaldı.Güzel yerler buraları. Yayla da öyle olmalı. Gelmeden telefonla konuşmuştum. 1 kişi ev 150,- (O.K.), çadır 40,-. Ev beni aşar, çok gelir. Acaba inerler mi? İnseler de ne kadar inerler? Bir gece çadırda idare ederim. [e] 50 km/11.34/%40 harcandı-2. %10’la tırmanışı sürdürüyorum. Destek Normal’de.1123 metredeyim. 2-3 kilometre kaldı. Ha gayret! Hava sıcaklığı 35 °C, saat 11.45. Döndükçe pedallar, minik minik yükselmekteyim. 1227 metreye geldim. 52,6 kilometre geçildi. Az kaldı. Ha gayret. Yol işlek ama. Peş peşe olmasalar da gidiş gelişlerde araç var. Ne var ki çok güzel bir coğrafya. Ormanlık, çamlık, yemyeşil etraf. Gökyüzü masmavi, tek bir bulut yok görebildiğim. Ağustos sıcağında burası bir cennet.

Ve nihayetinde Başkonuş Yaylası’na gelmiş oldum, 53,3 kilometre tuttu. Harika bir görünüme sahip. Bariyer açılıyor. Yemyeşil çimen kaplı küçük bir plato, her iki yamacında çam ve sedir ağaçları. Kır Gazinosu levhasını takiben geldiğim yerde birkaç araba park vaziyetinde. Nurettin Beyin ismi verilmişti. Gelene kadar bir çay ikram ediliyor. Nurettin Bey çamur içinde, su tamiratıyla meşgul. Ev zaten kalmamış, çadır verecek. Beklemedeyim, işini bitirsin diye. Ancak üzerine iki çay daha içiliyor. Gelen Arapların bağrışları dinleniyor, mesajlar alınıyor-yollanıyor. Nihayetinde 2 buçukta bana bir çadır gösteriliyor, No 7. Etrafta başka çadırlar da görüyorum, yani kendi çadırını da getir kur. Koca bir çadır benimkisi. İçinde ayakta durabilirsin. Maalesef etraf temiz değil, gelen kağıt peçetelerini saçmış. Yakında çöp de göremedim. Kabahat kimde? Neyse, yerleşiyorum. Şarjları taktım. Duş için anahtarın gelmesiyle şöyle güzelce kovaya su doldurarak hamam usulü yıkanıyorum. Yemek işini herhalde menemenle çözmeye çalışacağım. Gazinoda gördüğüm kadarıyla bana göre bir şey yok.

Evet, akşam üstü gazinoya gidip dört yumurtalı bir menemeni, ikram ayran ile mideye indirmekteyim. Şef ve ekibin tüm üyeleri DSİ’den emekli. İki de Suriyeli var çalışan. Biri Mustafa, dört yıldır Türkiye’de. Güzel öğrenmiş dilimizi. Ona Suriye fotolarını gösteriyorum. Çok hoşuna gidiyor.

Gazinoda bir müddet oyalandım. Ağaçlardan viyak viyak bir ses geliyordu. Nedir bu diye baktığımda sincap. Herhalde arkadaşlarıyla haberleşmekte. Zaten telefon kablosu üzerinden karşıya geçeni görmüştüm.

Başkonuş Yaylası: Ortalama yükselti 1300 metredir. Ormanla kaplı dik yamaçların çevrelediği geniş düzlüğü ile kamp, festival, şenlik vb çeşitli aktiviteler düzenlenmesine imkan sağlayan bir yapıya sahiptir. Kuzeyinde halk ormanı bulunan Başkonuş Mesire Yeri, güneyde 1780 m yükseltide Başkonuş Dağı zirvesi ve doğuda Başkonuş sırtları ile çevrilidir. Bölgede yüksekliğe bağlı olarak kermes meşesi, tespih çalısı, dağ çileği, menengiç, sumak, kızılçam, toros karaçamı, lübnan sediri, doğu kayını, gürgen yapraklı kayacık, kızılağaç, göknar ve  toros sediri yaygın olarak bulunmaktadır. Bitki türleri arasında sümbül, lale, ters lale, kar çiçeği, dağ sümbülü, patlak çiçeği ve siklamenler yaygındır.

Hava serinlemeye başladı. Biraz inceyim. Üşümeden çadıra gideyim. Yatak ve yemek için 50 lira ödedim. Çadırı 30’dan hesapladı Nurettin Bey. Ayrılıyorum gazinodan. Erken çıkacağımdan eşyaları şimdiden toparlamaktayım. Yan çadırdaki komşu çaya davet ediyor. Güzel bir teklif. Biraz tabletten dünya haberlerine bakıp geleceğim. Dolar aldı başını gidiyor. Önceki gün 5,425 TL üzerinden işlem görmüş. TL’deki erimeyi günlerce izleyen iktidar “diyalog” için harekete geçti. ABD’ye heyet gitti. Türk şirketlerinin dış borcu 6 günde 102 milyar TL arttı. Durum çok kötüye gitmekte. 

Misafirlikteyim. Murat ve anne babası, Maraşlılar. Babanın nefes darlığı için bol oksijen iyi gelir düşüncesiyle cumartesinden buraya gelip çadır kurmuşlar. Semaverde odun ateşinde çay demleniyor. Bir yandan ateşe kozalak, dal ve küçük odun parçaları atıyor, Murat’ın askeri okula müracaatı sırasında yaşadıklarını dinliyorum. Olmamış, düz taban çıkmış. Moralı çok bozuk. Yılma diyorum. Başka hedefler seç. Asıl!

Zaman çabuk geçti, saat 10’a gelmiş bile. Yavaştan uyku durumuna geçeyim. Komşulara veda edip çadıra döndüm. Yayla soğuk. İyi ki termalleri almışım. Alt üst giydiğim gibi, ayaklara çorap, “buff” da boyuna geliyor. Neyin lazım olacağı hiç belli değil. 















Kahramanmaraş - Başkonuş 
Tur tarihi: 8 Ağustos 2018
Kat edilen mesafe: 50,87 km.
Ortalama hız: 14,7 km/sa.
Bisiklete biniş süresi 3 sa 28 dk., dışarıda geçen süre 6 sa 58 dk. 
En yüksek sıcaklık  37 ˚C, en düşük  24 ˚C, ortalama 32 ˚C
İrtifa kazancı (çıkış) 1512 m, kaybı (iniş) 764 m.
En düşük irtifa 432 m, en yüksek 1315 m.

Garmin yol bilgileri Kahramanmaraş-Başkonuş 

Relive yol bilgileri Kahramanmaraş-Başkonuş

        

Başkonuş Yaylası 0344 2781111 Ahmet Bey / 0530 3431703 Sibel Hn. / 0530 3992136 Tekin Bey

7.35, ÖE’den ayrılışım. 


Yol düz, ama öyle bir karşı rüzgar var ki
 sormayın. Yani sanki rampa çıkar gibi. 


Ceyhan nehrinin üzerinden geçiyorum. Köprünün asfaltı
 dalga dalga olmuş. Antalya’da böyle bir asfalta hızla girip
 uçmuştum. Şimdi bu nedenle çok temkinliyim.

Yokuş sonunda da Andırın sapağı gözüküyor. Nihayet
 kurtulacağım bu hengameden.

Şimdiki yol daha iyi. Gerçi öyle bomboşlardan değil. Trafiği
 var, ancak peş peşe gelmiyorlar. 

Orman başlıyor, etraf çam ağaçlarıyla kaplanıyor. Çok
 keyifli bir yer oldu çevrem. Yükselmeye başlıyorum.



Sır Baraj Gölü kollarının etrafını dönmekteyim. 

Güzelce tırmanılıyor, %8-9 ile. 10 oluyor, dönemeçlerde
 13-14. Karşı şeride geçip ancak çıkılıyor. 

Tırmanmaya devam. Bekirli köyü burası, şimdi 
levhasını gördüm. Çeşmeye de geldim. Evet, haklı amcam, bu
 su muhteşem bir tatta. Hemen tazeliyorum matarayı.



Güzel yerler buraları. Yayla da öyle olmalı. 


Ormanlık, çamlık, yemyeşil etraf. Gökyüzü masmavi, tek
 bir bulut yok görebildiğim. Ağustos sıcağında burası bir cennet.

Nihayetinde Başkonuş Yaylası’na gelmiş oldum, 53,3 km tuttu.

Koca bir çadır benimkisi. İçinde ayakta durabilirsin. Yerleşiyorum.
 Şarjları taktım. Bisiklet de girdi içeriye.



Maalesef etraf temiz değil, gelen kağıt peçetelerini 
saçmış. Yakında çöp de göremedim. Kabahat kimde?



Kır Lokantası

Ağaçlardan viyak viyak bir ses geliyordu. Nedir bu diye
baktığımda sincap. Herhalde arkadaşlarıyla haberleşmekte. 

Gece nöbeti için dinlenmede.


















33. gün (devamı) Başkonuş Yaylası-Kadirli – 31. gün (öncesi) Kahramanmaraş II 




[bisikletle]Türkiye: Kommagene Krallığı

Erzurum-Aşkale = 52,86 km

Aşkale-Bayburt = 77,09 km 

Bayburt-Kelkit = 83,50 km

Kelkit-Erzincan = 72,25 km 

Erzincan-Kemah = 53,05 km 

Kemah-İliç = 66,35 km

İliç-Divriği = 77 km

Divriği-Arapgir = 82,06 km

Arapgir-Keban = 43,15 km 

Keban-Elazığ = 49,81 km

Elazığ-Kale = 58,10 km 

Kale-Pütürge = 64,11 km



Nemrut-Kahta = 46,72 km

Kahta-Adıyaman = 34,64 km

Adıyaman-Gölbaşı = 66,34 km 





Kadirli-Kozan = 35,91 km

Kozan-Feke = 46,82 km

Feke-Saimbeyli = 33,29 km 


Tufanbeyli-Tomarza = 74,90 km

Tomarza-Develi = 30,76 km

Develi-Talas = 44,33 km

Talas-Kayseri = 14,68 km



İlginizi çekebilir Muğla-Akyaka